|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
04-03-2009, 15:09 | #1 |
|
İşe Girerken İşçi Tarafından Verilmiş Olan Senet
Merhaba sevgili meslektaşlarım; Müvekkilim 2005-2007 yılları arasında çalışmış olduğu iş yerine girer iken kendisinden 3 adet 15.000 Ytl meblağlı senet alınıyor. Bu senetler işe giren işçilerden genel olarak alınmıştır. Şimdi bu senet işveren tarafından bankaya sunularak müvekkilime ihbarname adı altında banka tarafından bir yazı gönderilmiştir. Menfi tespit davası açabileceğimi düşünüyorum. Buna ilişkin bir tane 1992 yılında verilmiş yargıtay kararı bulabildim sadece. açacağım menfi tespit davasında ne yapabilirim. İşçi_İşveren ilişkisi çercevesinde alınmış olan bu tip senetlere ilişkin yargıtay kararları varsa yardımlarınızı bekliyorum. aynı şekilde yapabileceğim hukuksal hamleler yönünden fikirlerinizden yararlanmak istiyorum. şimdiden teşekkür ederim...iyi çalışmalar...
|
04-03-2009, 15:34 | #2 |
|
Bu şekilde işçiden senet alınarak bunun belirli koşullarda kullanılması işçi aleyhine cezai şart niteliğindedir. Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre bazı istisnalar dışında işçi aleyhine tek taraflı cezai şart kararlaştırılamaz. Bununla ilgili çok sayıda içtihat var. Biraz araştırırsanız olayınızla ilgili olanını bulabilirsiniz.
|
04-03-2009, 18:31 | #3 |
|
Bu davalar uygulamada büyük bir yer almaktadır.
Davaya iş mahkemeleri bakmaktadır. Hele aynı dönemde benzer durumdaki işçilerden bu şekilde senet alınmışsa, işiniz daha da kolaydır. Kolay gelsin. |
05-03-2009, 15:40 | #4 |
|
merhaba
sayın meslektaşım, b u tip bir dava da iş mahkemesinin görevli olduğumndan emin misiniz? Ben ticaret mahkemesi görevlidir diye düşünmüştüm de...
|
05-03-2009, 21:44 | #5 |
|
İş sözleşmesinden kaynaklanan bir alacak olduğu için iş mahkemesi yetkilidir.
|
06-03-2009, 01:12 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Legal'in Şubat 2009 sayısında, Sayın koroyoz'un cevabıyla aynı yönde bir Yargıtay Kararı var. |
06-03-2009, 17:44 | #7 |
|
Türk Ceza Kanunu’nun “İş ve Çalışma Hürriyetinin İhlali” başlıklı 117/4.maddesinde “Cebir veya tehdit kullanarak, işçiyi veya işverenlerini ücretleri azaltıp çoğaltmaya veya evvelce kabul edilenlerden başka koşullar altında anlaşmalar kabulüne zorlayan yada bir işin durmasına, sona ermesine veya durmanın devamına neden olan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir” şeklinde düzenleme öngörmüştür. İşe girişte işçiden senet alınması kanaatimce kanun hükmü anlamında suç teşkil eder.
Bu açıdan da dğerlendirebilirsiniz... |
06-03-2009, 17:59 | #8 | |||||||||||||||||||||||
|
soruda iş sözleşmesinden kaynaklandığı (sözleşmede senedin geçtiği) belirtilmemiştir. ayrıca teminat senedi olarak varsaydığım senedin işçi alacağı olarak yorumlanamayacağı kanaatindeyim. |
06-03-2009, 20:55 | #9 |
|
Görev / İş mahkemesi
T.C. YARGITAY
19.Hukuk Dairesi Esas: 2008/3750 Karar: 2008/10489 Karar Tarihi: 04.11.2008 ÖZET: Uyuşmazlık işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisi sebebiyle verildiği iddia edilen kambiyo senedinde kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde iş hukukuna ilişkin kuralların uygulanması gerektiğinden iş mahkemesinin görevli olduğu ve dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerektiği düşünülmeden işin esasına girerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (2004 S. K. m. 72) Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili müvekkilinin işe alınmadan önce davalıya boşa imzalı senet verdiğini davalının yanında işçi olarak çalıştıktan sonra ayrılırken senedin kaybolduğu gerekçesiyle iade edilmediğini ileriye sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davlı vekili davacının iddialarını senetle ispatlaması gerektiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece celp edilen sigorta kayıtları, tanık beyanına göre davaya konu senedin çalışan dönemlerde iş veren tarafça teminat olarak alındığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisi sebebiyle verildiği iddia edilen kambiyo senedinde kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde iş hukukuna ilişkin kuralların uygulanması gerektiğinden iş mahkemesinin görevli olduğu ve dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerektiği düşünülmeden işin esasına girerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Sonuç: Yukarda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA bozma nedenine göre öteki yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına peşin harcı istek halinde iadesine 04.11.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları T.C. YARGITAY 19.Hukuk Dairesi Esas: 2005/2169 Karar: 2005/11069 Karar Tarihi: 11.11.2005 ÖZET: Dava, işe girerken verilen boş teminat senedinin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu çekişmesizdir. Uyuşmazlığın çözümünün iş mahkemesine ait olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekir. (2004 S. K. m. 72) (5521 S. K. m. 1) Dava: Taraflar arasındaki senet iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Karar: Davacılar vekili, müvekkili Aylin'in davalı şirkette 8.2.2003 tarihinde işe başladığını, teminat olarak 10.000.000.000. TL. lık senet alındığını, tanzim tarihinin 8.2.2003 olup, diğer kısımların boş bırakıldığını, babası Necati'nin de kefil olarak senedi imzaladığını, birkaç ay çalışmasına rağmen ücretinin ödenmediğini ve işten çıkartıldığını, senedin doldurularak icraya konulduğunu belirterek, hile ile alınan senedin iptaline ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, senedin verilen borç para karşılığında düzenlendiğini, teminat senedi olmadığını, aksini iddianın yazılı belge ile ispatının gerektiğini, hile iddiasının yerinde olmadığını, senedin şirket kayıtlarında gözükmemesinin niteliğini ve geçerliliğini etkilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre senet üzerindeki vade tarihi, yetkili mahkeme ve düzenleme sebebinin sonradan yazıldığı, davalı tarafça senedin borç para karşılığında düzenlendiğinin beyan edildiği, senedin davalı şirket kayıtlarında olmadığı, tarafların sıfatları ve konumları, iş ilişkileri, ceza soruşturmasındaki taraf beyanları ve tanık anlatımları karşısında senedin teminat olarak alındığının kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve davalının % 40 tazminattan sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, işe girerken verilen boş teminat senedinin anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır. Taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunduğu çekişmesizdir. İddia, savunma ve dosya kapsamındaki delillere göre uyuşmazlığın çözümünün iş mahkemesine ait olduğu gözetilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤) Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları Bulabildiğim iki tanesini ekliyorum. saygılarımla, |
09-03-2009, 11:47 | #10 |
|
değerli meslektaşlarım hepinize çok çok teşşekür ediyorum
|
09-03-2009, 23:17 | #11 |
|
gorev yonunden ıs mahkemesı olduguna suphe yok ama ıspat acısından nasıl olacak.sahıtle ıspat soz konusu olabılecek mı? şirket kayıtlarında senedın olmaması lehe olan bır durum olduğu kesin ama bu yeterli mi? uygulamada en cok karşılaşılan durumlardan bırısıde bu sanırım.
|
20-04-2013, 14:28 | #12 |
|
Esas No : 2008 / 3062 Karar No : 2009 / 18488
Merci : Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Tarih : 02/07/2009 DAVA : Davacı, borcun olmadığının tespiti ile %40 dan az olmamak üzere tazminat tayinine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir. Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B.Ü. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten soma dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: KARAR : Davacı işçi M. Ö., davalı işveren tarafından kendisinden teminat senedi alındığını, diğer davacı abisi A. Ö.'nün de kefil olarak senede imzasının alındığını, davalı firmadan ayrılmasına rağmen teminat senedinin işveren tarafından kendisine iade edilmediğini iddia ederek borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı işveren savunmasında; dava konusu senedin boş olarak düzenlenmediğini, öyle olsa dahi bunun yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, mal verilmediğinin veya senedin teminat senedi olduğunun da yazılı delille ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın tanık dinletme talebine muvafakat etmediklerini beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu senedin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 288. maddesinde belirtilen senetlerden olup, aksinin ispatının aynı nitelikte yazılı belge ile mümkün olduğunun, davacı taraf borçlu bulunmadığını yazılı delille ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ticaret Hukuku hükümlerine dayalı senetlerin, teminat kaydı içerdiğinde, poliçe, bono veya çek olsun vasfını kaybettiği, geçerli olmadığı bilinmektedir. İşçi ve işverenin taraf oldukları iş ilişkisinde başlangıçta işe girerken, işverenin teminat amacı ile bu tür senetler aldığı uygulama da görülmektedir. Kuşkusuz bu durumun kanıtlanması halinde bu şekilde alınan senet, teminat senedi niteliğinde sayılmalıdır. Diğer taraftan, İş Hukuku; işçi ve işveren ilişkisinde, işverenin sosyal ve ekonomik bakımından güçlü olması, işçinin korunması ve işçi lehine yorum ilkeleri dikkate alınarak, sözleşme hukuku alanında ayrılmış ve farklı kurallar getirerek gelişmiştir. Bu nedenle iş hukukunda, düzenlenen belgelere karşı işçi lehine tanık dinletilmesi yoluna gidilmektedir. Somut olayda, mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda dava konusu senedin teminat senedi olarak verilip verilmediği konusunda davacının gösterdiği tanıklar dinlenmeli, tarafların delilleri toplanmalı, elde edilecek verilere göre karar vermekten ibaret olmalıdır. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. |
29-04-2013, 23:28 | #13 |
|
benim bu sebebe iş mahkemesinde açılan davalarda görevsizlik kararı verildiğini yakın zamanda gördüm. (Bakırköy 16. iş ve 13. iş mahkemesi idi) ama yine de iş mahkemesinde açılmalı çünkü senet ilişkisinden öte işçi-işveren ilişkisine dayanıyorsunuz.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yargıtay Kararları Arıyorum.İşçi Tarafından Ücret Ödenmediği İçin Haklı Nedenle Fesih | justicewarior | Meslektaşların Soruları | 6 | 24-12-2012 14:47 |
düzenleme tarihi vade tarihinden sonra olan senet | küresel hukuk | Meslektaşların Soruları | 8 | 06-10-2010 14:13 |
protesto olan senet | HEATHER | Meslektaşların Soruları | 1 | 09-05-2008 19:05 |
bankaya tahsile verilmiş bir senet tahsil edilirken yapılması gereken işlemler ve bankanın sorumluluğu | piedra | Ticaret Hukuku Çalışma Grubu | 2 | 11-11-2006 21:53 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |