Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Aciz vesikası-Yargıtay kararı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-08-2010, 18:13   #1
nemesis34

 
Varsayılan Aciz vesikası-Yargıtay kararı

İyi günler, bir icra dosyamızda borçlunun tek bir araçtan başka malı bulunmamaktadır ve biz araç üzerindeki hacizde 7 sıradayız. Aciz vesikası almak istiyoruz, alabileceğimize dair yargıtay kararı vardı sanırım, bu yönde karar veya karar numarası paylaşabilecek meslektaşım olursa sevinirim.Bir de sanırım geçici aciz vesikası olarak alabiliyoruz acaba bu durumda kesin aciz vesikası almam mümkün mü?
Teşekkür ederim.
Old 13-08-2010, 11:44   #2
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan nemesis34
İyi günler, bir icra dosyamızda borçlunun tek bir araçtan başka malı bulunmamaktadır ve biz araç üzerindeki hacizde 7 sıradayız. Aciz vesikası almak istiyoruz, alabileceğimize dair yargıtay kararı vardı sanırım, bu yönde karar veya karar numarası paylaşabilecek meslektaşım olursa sevinirim.Bir de sanırım geçici aciz vesikası olarak alabiliyoruz acaba bu durumda kesin aciz vesikası almam mümkün mü?
Teşekkür ederim.

Merhaba;

Faydası olacağı umuduyla:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 1984/1407
Karar: 1984/3166
Karar Tarihi: 22.10.1984

Dava: Taraflar arasındaki davanın Dikili Asliye Hukuk Hakimliği’nce görülerek davanın reddine dair verilen 15.12.1983 tarih ve 116-268 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Dava, borçlu H. aleyhine Dikili İcra Memurluğu’nun 1982/74 sayılı dosyasından takipte bulunan alacaklı A.’nın, borçlu H.’nin borcunu ödememek için Dikili tapusunda kayıtlı taşınmazını 20.10.1981 tarihinde ağabeysi Ş. lehine ve bunun da yine akrabası İ. lehine 16.12.1981 tarihinde yaptıkları temliki tasarrufun, İcra İflas Kanununun 277 ve müteakip maddeleri hükümleri gereğince, iptali istemine ilişkindir.

Davalılar vekili, aciz belgesi 9.12.1982 tarihli olup davadan sonra ibraz edildiğinden davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, aciz belgesinin 9.12.1982 tarihinde alındığı ve İcra İflas Kanununun 277/1. maddesi gereğince dava açma koşulunun dava tarihinde gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. İptal davası, 4.06.1982 tarihinde açılmıştır.

Takip konusu borç aslı 675.000 liradır. 26.3.1982 tarihinde borçlunun adresinde haczi kabil 105.000 lira değerinde eşya bulunarak fiilen haczedilmiş ve hazır bulunan borçlu eşi L., bu eşyaların daha önce de haczedildiğini ve kendisine ait olduğunu ileri sürerek istihkak iddiasında bulunmuştur. Alacaklı vekilinin talebi üzerine, borçlu adına kayıtlı gayrimenkullerin haczi için icra memurluğunca, Dikili Tapu Sicil Muhafızlığı’na 26.3.1982 tarihinde müzekkere yazılmış ve muhafızlığın 1.4.1982 günlü karşılık yazısında, borçlu adına kayıtlı taşınmaz mal bulunmadığından haciz istemi reddedilmiştir.

İcra dosyasında mevcut bulunan ve havale kaydını taşımayan 5.4.1982 tarihli imzalı dilekçesi ile alacaklı vekili, borçlu hakkında aciz vesikası verilmesini istemiş, 9.12.1982 günlü dilekçede bu istemini tekrarlamış ve icra memurluğunca düzenlenerek verilen 9.12.1982 tarihli borç ödemeden aciz belgesini, davanın devamı sırasında mahkeme dosyasına ibraz etmiştir.

Aciz belgesi, davadan önce, icra dosyasında borçlu hakkında yapılan ve borç ödemeden aczini kanıtlayan haciz işlemlerine dayalı olarak düzenlenmiş ve verilmiştir.

İcra ve İflas Kanununun 277. maddesi hükmünce aciz belgesi, iptal davası için özel bir dava şartıdır.

Haciz yolu ile takipte iptal davasını, elinde kesin veya geçici aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir (m. 277/1).

Kesin ve geçici borç ödemeden aciz vesikası; İcra ve İflas Kanununun 105 ve 143. maddelerinde belirtilmiş ve düzenlenmiştir. Madde 105/1 hükmüne göre, haczi kabil mal bulunmazsa haciz tutanağı 143. maddedeki aciz vesikası hükmündedir. 105/2 uyarınca ise, icraca takdir edilen kıymete göre haczi kabil malların kifayetsizliği anlaşıldığı surette dahi tutanak muvakkat aciz vesikası yerine geçerek alacaklıya 277. maddede yazılı hakları verir.

Buna göre, icra dosyasında mevcut olup davadan önce düzenlenmiş bulunan 26.3.1982 günlü haciz tutanağı, geçici aciz vesikası niteliğindedir.

Davadan önceki haciz işlemlerine dayalı olarak düzenlenen ve davanın devamı sırasında dosyaya ibraz edilen aciz vesikası ile borçlunun aciz halinin açıldığı tarihte gerçekleştiği sabit olduğuna ve bununla dava şartı tamamlanmış bulunmasına göre, iptal davasının esastan incelenmesi ve varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, dava açma koşulunun dava tarihinde tahakkuk etmemiş olduğu görüş ve düşüncesi ile davanın reddine dair hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle, mahkeme kararının temyiz eden davacı alacaklı A. yararına BOZULMASINA, 22.10.1984 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 13-08-2010, 11:56   #3
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Daha yeni tarihli bir karar:

Alıntı:
T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi

Esas: 2007/555
Karar: 2007/2363
Karar Tarihi: 11.04.2007

Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tara*fından istenmiş olmakla, temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

İİK'nın 278. maddesi hükmüne göre hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle aciz tarihinden önceki 2 yıl içinde yapılan ivazsız tasarruflar batıldır. Aynı maddenin ilk bendinde ise, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama niteliğinde olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davalı borçlular Ahmet ve Nihat, babalarından kendilerine intikal eden 56 adet taşınmazdaki miras hisselerini 08.12.1998 tarihinde Tapu Sicil Müdürlüğü'nde 5267 yevmiye numarası ile yaptıkları rıza-i taksim anlaşması ile bedelsiz olarak anneleri olan davalı Nazile'ye devretmişlerdir. İİK'nın 278. maddesi uyarınca bağışlama niteliğinde bulunan tasarruflar batıl olup, borçlular ve devralan üçüncü kişi ana-oğul durumunda bulunduklarından devir bir bedel karşılığı yapılmış olsa bile aynı Kanun'un 278/III-1. maddesi uyarınca bu devir işle*minin bağışlama olarak kabulü yasa gereğidir.

Davacı alacaklı tarafından Amasya İcra Müdürlüğü'nün 1999/3626 sayılı takip dosyası ile davalı borçlular ile dava dışı borçlular aleyhine yapılan icra takibi kesinleşmiş olup, 13.03.2002 tarihinde borçlu Nihat'ın evine hacze gidilmiş, bulunan eşyaların alacağı karşılamadığı belirlenmiş ve <başkaca haczi kabil malı bulunmadığı> tutanakta belirtilmiş olmakla, bu haciz tutanağı İİK'nın 105. maddesi uyarınca geçici aciz belgesi niteliğindedir. İcra dosyası kapsamından ve borçluların mal beyanından, borçlulara ait taşınmazlarda yapılan hacizlerin borcu karşılamadığı ve borçluların aciz halinin gerçekleştiği de anlaşılmaktadır.


Diğer yandan, davalı Nazile borçluların annesi olduğundan, borçluların durumlarını ve alacaklıyı ızrar kasıtlarını bildiği veya bilmesi gerektiği karine olarak kabul edildiğinden, İİK'nın 4949 sayılı Kanunla değişik 280/ilk mad*desinde öngörülen 5 yıllık süre de geçmemiştir. Zira, İİK'nın 280/1. maddesi uyarınca işlemin (tasarrufun) gerçekleştiği tarihten itibaren 5 yıl içinde, borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır. Davalılar ara*sındaki tasarruf 08.12.1998 tarihinde, icra takibi 06.12.1999 tarihinde yapılmış olduğundan 5 yıllık tasarruf süresi geçmemiştir.

O halde, davalı borçluların kefil olarak imzaladıkları genel kredi söz*leşmelerinin 13.01.1997 ve 26.08.1997 tarihli olduğu, dolayısıyla tasarrufun borcun doğum tarihinden sonra yapıldığı, bu haliyle davada tasarrufun iptaline ilişkin şartların oluştuğu anlaşılmakla, mahkemece 56 adet taşınmazdaki davalı borçluların hisselerinin devrine ilişkin tasarrufun takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmesi gerekirken, muvazaa ve mal kaçırma kastı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 11.04.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
Old 13-08-2010, 12:35   #4
nemesis34

 
Varsayılan

Üstat teşekkürler, anladığım kadarıyla bu durumda kesin aciz vesikası almamız mümkün değil.
Old 13-08-2010, 12:42   #5
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Sn. Nemesis34;

Ben, aciz vesikasını, tasarrufun iptali davası için almak istediğiniz hissine kapıldım nedense? Eğer öyle ise kesin aciz vesikasını Yargıtay aşamasında dahi sunabilirsiniz, bu nedenle borçlunun hacze kabil malının bulunmadığı haciz tutanağı ile dava açabilirsiniz.

Saygılarımla...
Old 13-08-2010, 14:56   #6
nemesis34

 
Varsayılan

Hayır ben aciz vesikası almak istiyorum ama tek bir araç üzerinde 7. sırada haczimiz var borçlununda başkaca malı yok. Kesin aciz vesikası için ya alacaklılardan birinin aracı sattırmasını beklemeliyim yada ben bu yola başvurup hiçbir faydası olmayacağı halde satış talep edip aracı sattırmalıyım.(uzun yol)
Benim sorunum ise bu iki işlemede başvurmadan araç üzerinde hala haciz mevcut iken benim alacağımı karşılamaya fiilen yetmeyeceği için kesin aciz vesikası istersem, verilir mi?(kısa yol)
Old 13-08-2010, 14:58   #7
nemesis34

 
Varsayılan

Tasarrufun iptali davası sözkonusu değil bu yüzden geçici aciz belgesi niteliğindeki haciz tutanağının faydası yok maalesef. Kesin aciz vesikası almalıyım.
Old 16-08-2010, 14:20   #8
revan

 
Varsayılan

Merhaba,

Sizin dosyanız ile çok benzer bir dosyada aciz vesikası talebimiz borçlunun adına kayıtlı araç bulunduğundan icra müdürlüğünce reddedildi. Talebin reddine ilişkin kararın kaldırılması için şikayet yoluna gittik, mahkeme de araç satılsa dahi dosyaya para gelmesinin imkansız olduğundan bahisle şikayeti kabul etti.Belki benzer bir yaklaşımla çözüm bulabilirsiniz. İyi çalışmalar..
Old 16-08-2010, 15:41   #9
nemesis34

 
Varsayılan

Teşekkürler sayın Revan, İyi bir fikir fakat uygulama kaynaklı farklılıklar olabilir merciiler arasında, denemekten başka çaremiz yok. Bende sizin dediğinize yakın bir yargıtay kararı gördüğümü hatırlıyorum ama aramama rağmen bulamadım belki de yanılıyorumdur
Old 16-08-2010, 16:41   #10
üye14072

 
Varsayılan

sayın özgür
tatil bitti galiba

eski resminiz daha mı iyiydi
sevgiler saygılar
Old 16-08-2010, 16:52   #11
Av.Özgür KARABULUT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan isim bulamadım
sayın özgür
tatil bitti galiba

eski resminiz daha mı iyiydi
sevgiler saygılar

Sayın Öztürk;

Tatil daha başlamadı , siz iyi diyorsanız iyidir eski resim (resim benim olunca yorum yapmak pek doğru olmaz )
Saygılarımla...
Old 18-08-2010, 11:16   #12
revan

 
Varsayılan

İşinize yarayabilecek bir yargıtay kararı..

T.C.

YARGITAY

17. HUKUK DAİRESİ

E. 2008/4002

K. 2008/4853

T. 24.10.2008

• TASARRUFUN İPTALİ ( Taşınmazların Üzerinde Pek Çok Sayıda Haciz Bulunduğu ve Bir Kısmının İpotekli Olduğu Alacaklının Sırasının İse Arkalarda Olduğu Anlaşıldığına Göre Borçlunun Borç Ödemeden Aciz Olduğu Kabul Edilmesi Gerektiği )

• BORÇ ÖDEMEDEN ACİZ OLMA ( Taşınmazların Üzerinde Pek Çok Sayıda Haciz Bulunduğu ve Bir Kısmının İpotekli Olduğu Alacaklının Sırasının İse Arkalarda Olduğu Anlaşıldığına Göre Borçlunun Olduğu )

• İPOTEKLİ TAŞINMAZ ( Taşınmazların Üzerinde Pek Çok Sayıda Haciz Bulunduğu ve Bir Kısmının İpotekli Olduğu Alacaklının Sırasının İse Arkalarda Olduğu Anlaşıldığına Göre Borçlunun Borç Ödemeden Aciz Olduğu Kabul Edilmesi Gerektiği )

2004/m.277, 278


ÖZET : Davalı tarafın mal varlığı olarak bildirdiği taşınmazların üzerinde pek çok sayıda haciz bulunduğu ve bir kısmının ipotekli olduğu, alacaklının sırasının ise arkalarda olduğu anlaşıldığına göre, borçlunun borç ödemeden aciz olduğu kabul edilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı borçlu Salih'in alacaklısından mal kaçırma amacıyla Fethiye Göçek Beldesi 131 ada 1 parsel, 151 ada 16 parselde kayıtlı taşınmazlarını 12.07.2004 tarihinde davalı Kamil'e, 138 ada 8 parsel, 151 ada 5 parselde kayıtlı taşınmazlarını 07.06.2004 tarihinde davalı Mehmet'e, 132 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazını da 05.07.2004 tarihinde davalı Gülseren'e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı Salih, davacıdan 14.06.2004 tarihinde 11.000 YTL borç aldığını ve çek verdiğini, takip konusu açık senedin sözleşmeye aykırı doldurulduğunu, 11.000 YTL borcunu 14.06.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı Kamil vekili, borçlunun mal beyanı olarak bildirdiği onyedi adet taşınmazıyla ilgili kıymet takdiri yapılmadığını, aciz halinin gerçekleşmediğini, tasarrufun borçtan önce yapıldığını, taşınmazların emlakçılık yapan borçludan 130.000.00 YTL bedelle alındığını ve iyiniyetli olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Mehmet vekili, aciz belgesi sunulmadığını, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Gülseren vekili, aciz belgesi bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliilere göre, borçlu hakkında aciz belgesi ibraz edilemediğinden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı tarafın aciz vesikası ibraz edememesi düşüncesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosyadaki bilgi ve belgelere uygun düşmemektedir. Davalı Salihin mal beyanında 17 adet taşınmazını bildirdiği anlaşılmakta ise de, taşınmazların üzerinde pek çok sayıda haciz bulunduğu, bir kısmının ipotekli olduğu anlaşılmaktadır. Alacaklı Sevimin sırasının ise, diğer alacaklılara göre çok arka sıralarda bulunduğu görülmüştür. Bu durumda, borçlunun borç ödemekten acı içinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönden dava şartının gerçekleştiği düşünülerek tarafların delilleri toplanmalı, varılacak sonuca göre işin esası yönünden bir karar verilmelidir. Yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün ( BOZULMASINA ) ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kazancı İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Aciz Vesikası beyazbulut Meslektaşların Soruları 4 28-06-2011 13:29
aciz vesikası!!! Av. Caner Meslektaşların Soruları 5 26-04-2010 17:15
aciz vesikası namutenahi Meslektaşların Soruları 2 08-05-2009 10:56
aciz vesikası Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 9 07-05-2009 11:44
Aciz Vesikası av.okan yıldırım Meslektaşların Soruları 4 05-04-2009 20:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06744790 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.