11-02-2007, 14:51 | #1 |
|
Neden HukukÇu Olduk?
Merak ediyorum, hukuk mesleğini icra eden bizler neden bu mesleği seçtik? Adaleti sağlamak için mi? Prestiji için mi? Maddi sebeplerle mi?
|
11-02-2007, 20:10 | #2 |
|
Çünkü lisanslı bir meslek olmadığı için gazeteciliği tercih etmedim. Ticaret lisesi mezuniyeti nedeniyle işletmeye TM puanım yetmedi, ikinci sırada hukuk vardı. O sıralar S, TS puan için alternatif bir meslek de ben dahil kimsenin aklına gelmiyordu nedense! Yani pek şuurlu bir seçim olmamış esasen.
|
11-02-2007, 20:46 | #3 |
|
sayın alelade bir hukukçu ,neden hukukçu olduğumuzun nasıl bir ehemmiyeti var.ben de bunu öğremek isterim.ben hukukçu olmayı sınavdanbir gün önce istemiştim.bilinçli bir istek değildi. fakat şimdi çok isabetli olmuş diyorum.çok yıllar sonra insanın kendi hakkındaki düşünceleri dahi değişir.neden biliyomusunuz insan vücudu her 6 ayda bir değişir.çünkü her 6 ayda bir vücuttaki su tamamen yenilenir. vallahi o kadar çok 6 ay geçtiki niye hukuçu olduğumu unuttum.sn alelade hukukçu sizin adınız niye böyle.kusura bakmayın çok dikkatimi çekti.saygılarımla...
|
11-02-2007, 20:53 | #4 | |||||||||||||||||||
|
Benim hukuk tercihim bilinçsizceydi. Çünkü ben E.M.L. Torna Tesviye bölümünden mezun olmuştum. Üniversite olayını Lise 2. sınıfta duymuştum. (Şaka değil yeminle sabahtan akşama kadar top peşinde koşup duruyordum) Bir sene boyunca Aşama isimli bir dergiden sınava hazırlandım. İlk yıl hukuku kazandım ve mezun oldum. İyi ki hukuk okumuşum,< çok seviyorum>. Sanki Allah yardım etmiş gibi istediğim işi yapıyorum. Neden hukukçu olduğumu bilmiyorum ama iyi ki hukukçu olmuşum. Düşünsenize ya Ankaralı Turgut gibi Ankara türküleri söyleseydim... Şükrediyorum.
Sorunuzun esasına dönersek:
Okulu hasbelkader bitirdikten sonra bunlardan hangisi için devam ederiz sorusuna cevap vermek gerekirse, her üçü için de diyebilirim. Tabi ki "prestij" konusu ile ilgili bir ayağımı çaktırmadan havaya kaldırdım. Dürüstçe söyleyeyim. Adaleti sağlamak biraz iddialı söz, o konuda bir şey demem doğru olmaz. Ama amacımız elbette ki adalettir. |
11-02-2007, 21:05 | #5 |
|
Sayın Rana Yıldız, bu soruyu şu sebeple sordum: Bana hukuku seçenlerin seçme sebepleriyle ülkedeki adalet çarkının işlemesi arasında bir bağlantı var gibi geliyor. Yani hukukçu olmayı seçenlerin,mesleği sevmek ve adaletin tecellisini sağlamaya çalışmak gibi ideallerle bu mesleği seçmeleri ve bu yolda çalışmaları hukuktan beklenen amacın gerçekleşmesini sağlayacaktır. Prestij veya maddi çıkarlar için seçilmesi ise ülkede hukukun olmamasına ve çıkarlar uğruna adaletin heba edilmesine yol açar diye düşünüyorum.
|
11-02-2007, 21:11 | #6 |
|
1983 yılında dersane nedir bilmeden girdiğim sınavda İstanbul Üni. Hukuk Fakültesinde okuma hakkını kazandım. O zaman Dekan Orhan Aldıkaçtı idi. Yeni kayıt olanları 15-20 şer guruplar halinde odasına alıp bir konuşma yapıyordu. Öğleden sonra saat 15.00 sularında bende odasındaydım. Sabahtan beri açtım. Ayakta duracak halim yoktu gözlerimin önü kararıyordu. Sayın Aldıkaçtı ısrarla soruyordu, "içinizde ilk tercihi tıp olan var mı" kimse cevap vermiyordu. Benim ilk tercihim ise tıptı ama o sıra açlıktan konuşmaya mecalim yok, bir an önce şu seremoni bitse diyorum içimden ve gıkım çıkmıyordu. Özetle demiştiki, tıp insan doğduktan sonra ölene kadarki bütün hayatında varken hukuk doğmadan önce ana karnında başlar öldükten sonra da devam eder. İçimden dedimki aman yarabbim bu adam ana karnından bi başlarsa anlatmaya ben kesin açlıktan bayılırım neyseki rahmetli kısa kesti.
Yani bilerek hukukçu olmadım. Hukukçu olduktan sonra tabii ilk önce ekmek parası kazanmak için bu işi yaptım. Ekmek parasını kazanırken helalinden olması için tabii adaletin maddi anlamda gerçekleşmesi için vicdanen ve hukuken elimden gelen çabayı en yüksek seviyede gösterdim. Prestij filan ise işin amacı değil sonucudur. Saygılarımla arz ederim. |
11-02-2007, 21:19 | #7 |
|
Ben düz lise mezunuyum ancak lise son sınıfta hukuk dersi görmüştük.Seçmeli dersti ama zorunlu olarak okuduk O zaman edim,ifa,sözleşme çeşitleri gibi konu ve kelimeler bana o kadar sıkıcı gelmişti ki,hukuk dersi benim ilk ve ortaöğretim hayatım boyunca kopya çekmek için büyük bir uğraş verdiğim tek ders oldu Bu durumdan sonra ''hukuk benim bu hayatta en son okuyacağım bölümdür'' dedim ve çok büyük konuştuğumu Öss tercih sonuçlarımı öğrenince anladım..Fakültedeki
ilk senemden sonra tekrar Öss'ye girmek için form aldım ama nedense 1 senemi heba edemedim.Şimdi ne kadar doğru bir karar verdiğimi görüyor ve hergün şükrediyorum Prestij veya maddi kaygılar nedeniyle bu mesleği yapıyor değilim.Tek derdim,tek isteğim; insanlara, '' bizde hukuk var mı'' dendiğinde, ''evet bu ülkede hukuk var ve sonuna kadar güveniyorum'' cevabını alabileceğim günü görene kadar çalışabilmek.. Saygı ve sevgilerimle.. |
11-02-2007, 21:23 | #8 | |||||||||||||||||||
|
Hiç katılmıyorum! Her ne kadar şuursuzca seçmiş olsam da mesleğimi yerine getirirken elimden geldiğince şuurlu hareket etmeye gayret ediyorum! Saygılarımla. |
11-02-2007, 21:40 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Olana çare var mı ? Hukukçu olduk bitti.Bir nedeni olması gerekmiyor.Zaten her hukukçunun da mesleğini icra ederken bir amaç taşıdığını sanmıyorum.Zira kişi tek başına adaleti sağlayamaz 1.Bir ilde 50 hukukçu varsa 3 ü prestij yapar bu 2.Eskiye nazaran hukukçuların maddi gelirleri oldukça düştü bu da 3. Saygılarımla |
11-02-2007, 22:06 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Hiç katılmıyorum. Çok atipik ve mantık metodolojisine aykırı bir görüş. |
11-02-2007, 22:10 | #11 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın Seyda çok güzel söylemiş ama sanırım bu konuda tecrübeli hukukçuların GERÇEK düşünceleri önemli.Ben henüz yolun başındayım ve yeni her meslektaşım gibi ideallerim var.En çok merak ettiğim şey şu;acaba ideallerin ömrü ne kadar??? Saygılarımla |
11-02-2007, 22:10 | #12 |
|
sayın alelade bir hukukçu prestij ve itibar kazanılması zor kaybedilmesi kolay değerlerdir.prestij payesini,çizdiğiniz yaşam çizginiz doğrultusunda toplum verir.yoksa her zengin prestijli olurdu.prestij statüden de daha kapsamlıdır.insanın kendine yaptığı yoğun bir yatırımının ardından ortaya çıkar.keşke her insan prestijli olsa.prestijin,onura dürüstlüğe bakan bir yönü de vardır.fakat 18-19 yaşlarında prestij bizim için başka birşeydi.ailemizin ışığı olmak arzusu bizi bugünlere taşıdı.her eve bir avukat bir doktor lazımdır takdir onay görür ve biz ailemizin onuru geleceği olma duygusu ile bugün buraya geldik.bu fırsatla o yaşlarda seherlerle,gecelerle arkadaş olmuş kitabın başında uykular uymuş heva ve heveslerine yenik düşmemiş tüm hukukçulara saygılarım sunuyorum.çünkü o dönemlerde herkes bu iradeyi göstermez.evlatlarını özellikle de kız çocuklarını okutan ailelere de sonsuz saygılar.buradan kendi büyüklerime de sonsuz minnet ve sevgilerimle.ayrıca açtığınız konularla bizleri düşünmeye,amaçlarımızı değerlendirmeye yönlendirdiğinizi düşünüyorum.rumuzunuzun donanımınızla muhalif olduğu ortada.saygı ile.
|
11-02-2007, 22:23 | #13 | |||||||||||||||||||
|
demek ki sesiniz güzelmiş |
11-02-2007, 22:25 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Bence de sesi güzelmiş. Ayrıca İstanbulun da bir turgut'a ihtiyacı olduğu belliyken fırsatı kaçmış giibi |
11-02-2007, 22:28 | #15 |
|
Ankaralı Turgut'a ayıp etmek istemem...
|
11-02-2007, 22:31 | #16 |
|
Hem boşuna söylemenin de manası yok. Hem şöhreti kaçır hem parayı kaçır. ondan sonra dostlar beni hoş görsün ne alemi var ki
|
11-02-2007, 22:36 | #17 |
|
Benim hayalimde hep tıp fakültesi vardı. Ancak lise yıllarında fizik dersiyle bir türlü yıldızımız barışmadığı için Eşit Ağırlık tercih etmek zorunda kaldım. ÖSS'ye hazırlanırken babamın da yönlendirmesiyle bir de hukuk fakültesi düşünmeye başladım, bütün tercihlerim hukuk fakültesiydi ve tercih ettiğim için asla pişman olmadım.
Daha yolun çok başındayım ama adalet için çalışmanın ve mesleğini layıkıyla yaparken vicdanının rahat olmasının ne kadar güzel bir duygu olduğunun farkına vardım. Mesleğimi çok seviyorum ve başka bir meslekte çalışamayacağımı düşünüyorum. Keşke çevremizdeki insanlar, özellilikle de meslektaşlarımız tarafından mesleğimiz hak ettiği asıl değeri, saygıyı ve anlamı bulabilse..... |
11-02-2007, 22:43 | #18 |
|
Sayın more, takma adınız birsigara markasının reklamı gibi geldi bana. Reklam anlaşmanız yok dimi more ile(şaka)
|
11-02-2007, 22:53 | #19 |
|
Sayın Jeanne D'arc ve sayın Cesur Yürek,
Benim için ideal olan hukukçu olacak insanın en başta mesleğinin adaletin tecellisine çalışmak olduğunu bilmesi ve bu duygularla mesleğe girmesi. Tabi bilinçli olarak başta bu duygularla mesleğe girmeyen ama mesleğe girdikten sonra görevinin adaletin sağlanması hususunda çalışmak olduğunu bilen ve bu bilinçle çalışan bir insan da bizim için çok değerlidir. meslektaş olarak bize onur verir. Sayın Cesur Yürek, bir sahil kenarında karaya vuran deniz yıldızlarını, bir adam tek tek denize atarken, başka biri bu kadar çok deniz yıldızını kurtacağını mı düşünüyorsun? Bu sahil boyunca binlerce deniz yıldızı var vazgeç hiçbir şey değiştiremezsin deyince, denize son attığı deniz yıldızını parmağıyla gösteren adam o deniz yıldızı için çok şey değişti demiş. Bunun gibi adaletin sağlanması için tek hukukçu da adalet sağladığı olaydaki insanlar açısından çok şey ifade eder. Saygılarımla. |
11-02-2007, 22:54 | #20 |
|
Hayır sayın Turan kesinlikle bir alakası yok. ayrıca öyle bir markayı hatırlayamadım şimdi.Bu arada "moré" "more" değil. saygılar....
|
11-02-2007, 23:11 | #21 |
|
Sayın Turan, yazımı neden atipik ve mantık metodolojisine aykırı bulduğunuzu biraz teferruatlı anlatır mısınız?
Bir de sorum olacak, Bu kadar tipiklik ve mantık metodolojisi biliyorsunuz da neden yazılarınıza yansıtmıyorsunuz? Saygılar... |
11-02-2007, 23:14 | #22 | |||||||||||||||||||
|
İşte buyrun. Şimdi türkü söyleme sırası sizde. |
11-02-2007, 23:18 | #23 |
|
Sayın meslektaşım, benim sesim kötüdür ben söylemiyim.
|
11-02-2007, 23:19 | #24 |
|
sayın turan,alelade bir hukukçunun dediği gibi bizi biraz şu engin mantık bilgilerinizle ihya etseniz...konuyu espri ile renklendiren insanları da,değerlendirmeye açanları da üslubunuz ile bambaşka bir yere çektiniz.teessüfler.
|
11-02-2007, 23:21 | #25 | |||||||||||||||||||||||
|
Rica ederim efendim ben sizden fazla bildiğimi iddia etmedim. sadece o cümlenizin metodolojiye aykırı olduğunu söyledim. Belki de ben yanlış düşünüyorumdur. Yazılarıma yansıtmadığım meselesine gelince. Benim yazılarım elbette sizinkiler kadar içerikli ve bilgi dolu değil bunun farkındayım. Başarabilsem neden yansıtmıyım. Sizin gibi değerli üstadlardan öğrenmek için burdayız. Saygılarımla. |
11-02-2007, 23:31 | #26 |
|
Olsun, yanlış biliyor da olsanız, lütfen ne yönden atipik ve mantık metodolojisine aykırı olduğu konusunda bize fikirlerinizi bağışlar mısınız? Saygılar...
|
11-02-2007, 23:54 | #27 |
|
Sayın Hakim adayı,
dünyanın hiç bir yerinde her bir kimsenin hangi mesleği niçin seçtiğini bilemezsiniz. Büyük çoğunlukla insanlar özellikle ülkemizde yıllar öncesinden şu mesleği seçeceğim diyerek o mesleği seçip yapma lüksüne sahip değildir. Üniversiteye giriş sistemi nedeniyle bu oldukça zor bir ihtimaldir. Türkiye'de yaşayan herkes az çok bunun farkındadır. "Prestij veya maddi çıkarlar için seçilmesi ise ülkede hukukun olmamasına ve çıkarlar uğruna adaletin heba edilmesine yol açar diye düşünüyorum." İnsanların mesleğini seçme gerekçesi ile onun uygulanma biçimi birebir kıyaslanamaz. Böyle bir ölçümleme yapılmamış ve istatistik elimizde yoktur. Dolayısıyla meslek seçiminin gerekçesi ile mesleğinin icrasının sonucu arasında illiyet bağı kurmak için elimizde objektif veri bulunmamaktadır. İnsanların mesleklerini prestij için seçmeleri , ülkede hukukun olmamasına yol açar görüşü atipiktir. Çünki hukukun olup olmaması insanların mesleklerini seçme nedenleriyle açıklandığı görülmüş ve duyulmuş değildir. Tipik bir sebeple açıklanamayan görüş ise atipik olur. İnsanların meslek seçimlerini para kazanmak geçimlerini temin etmek için seçmeleri tabii olandır. Doğal olmayan ise bunun aksidir. Bu durumda insanların geçimlerini temin etmek için hukuk mesleğini seçmiş olmaları ülkede hukukun olmaması ve çıkarlar uğruna adaletin heba edilmesine yol açtığı düşüncesi bütün Türkiye’deki hukukçuları töhmet altında bırakmaya yol açar. Anlımız açık ve iftiharla söyleyebiliriz ki bu gün Türk yargısı dünyada parmakla gösterilen birkaç yargıdan biridir. Bunu katıldığımız uluslarası seminerlerde iftiharla işittik. Sonuç olarak mantık metodunda meşhur Aristo mantığını kullanmak bizi yanlış sonuçlara götürür. Bu bakımlardan yazınızın son cümlesindeki görüşleri uygun bulmadığımı açıkladım. Öte yandan benim yazılarımın zımnen mantık ekseni göstergesinden yoksun olduğunu ima etmenizi ise öfkeyle söylenmiş sözler olarak algılıyorum. Her ne kadar olayı uzatmamak için yazı yazmamış olmama rağmen ısrarla yazmaya devam etmenizi de anlayamadım. Size karşı bir saygısızlığım söz konusu olmamıştır. Görüşlerimizi tenkid etmekten ise rahatsız olmayalım. Eminim siz idealist bir hukukçu olarak ilerde adil yargılarla türk adaletine katkıda bulanacaksınız. Ama başkalarını topyekun töhmet altına sokucu sözlerden kaçınmakta yarar olduğunu kıdemli bir meslektaşınız olarak öneririm. |
12-02-2007, 00:19 | #28 |
|
Meslek seçiminde yalnız maddi çıkar ve prestij düşünenler var. Daha sonra ise bu düşüncelerini, amaçlarına ulaşmak için her yol mübahtır felsefesiyle sürdürüyorlar. Sözümüz bu şekilde düşünenlere. Böyle olmayanlar, olup da değişenler neden töhmet altında kalsın? benim yazımda mantık hatası buldunuz olabilir eyvallah ancak bunu biraz önce yaptığınız gibi açıklamak yerine konumuzla ilgisi olmayan: Ankaralı şarkıcı ve more rumuzunun markadan gelip gelmediği gibi mesajlar yazımla ilgili yaptığınız tespitle pek uyuşmuyordu. Dolayısıyla hem mantık hatası bulmuş ve hem de açtığımız tartışmaya mantık hatası bulacak kadar değer vermiyormuş gibi alakasız konulara girmiştiniz. ben de gerçekten mantık hatası bulup bulmadığınızı merak ettim ve ısrarla açıklama ricasında bulundum. olay bundan ibaret. meseleyi şahsileştirmek istemedim. Size göre mantık metodolojisine neden uygun olmadığını ve neden atipik olduğunu açıkladınız eyvallah...
|
12-02-2007, 00:26 | #29 | |||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Tartışmanın gelmiş olduğu bu noktaya ilişkin olarak kendi görüşlerimi, bir benzetme aracılığı ile paylaşmak isterim: Hukuku seçerken, bilinçli olarak bir seçim yapmadım. 17 yaşımda idim. Henüz toprak altında çıkarılmayı bekleyen bir demirdim. O zamanlar, toprağın altında, yeryüzüne çıkmaktan başka bir şey düşünemiyordum. Halbuki ilerde yanıp, pişecektim, şekillenecektim. Ama toprağın altı karanlıktır. Orada yalnızca aydınlığa çıkmayı düşünürsünüz. Neyse ki; aydınlığa çıkabildim. Ama yıllar yılı toprağın altında yaşadığımdan, yeni dünyama alışamamıştım. Derken, birileri geldi ve beni süründüğüm yerden kaldırdı. Bir yere gidiyorduk; ama nereye, neden gidiyorduk? Bilmiyordum. Yolculuk esnasında, kafamdaki soruları yavaş yavaş çözüyordum. Uzun bir yolculuktu bu. Öyle ki; bir taraftan sorularıma yanıt bulurken, diğer taraftan onlarca soruyu avucumda buluyordum. Velhasıl, yolculuğum bu şekilde geçti ve bir demir ocağının önüne attılar beni. Sonra, bana iki seçenek sundular: Ya, bu ateşin içine gireceksin ve ateşin içerisinde olan şeyi çıkartacaksın ya da, mevcut şeklinle yaşamını sürdüreceksin. Ne yönde karar vermem gerektiği konusunda büyük bir açmazdaydım. Derken, yolculuk esnasında beni taşıyan demircilerin öğrettikleri aklıma geldi. Bana: “İleride büyük bir ateşle karşılaşacağımı, o ateşin içerisinde, herkesin, ona ulaşmak istedikleri bir şeyin olduğunu ve fakat kimsenin, o ateşin içine girmeye cesaret edemediğini söylemişlerdi. Ateşin içerisinde olan şeyin, bireysel menfaatlerime zarar vereceğini; ancak o şeyin, bireysel menfaatlerimden çok daha değerli olduklarını öğretmişlerdi.” Şimdi o ateşin başında idim. Ne yapmalıydım? Eğer ki; o ateşin içerisinde olan şey, menfaatlerimden çok daha değerli ise, ateşe girip, o şeyi almalıydım. Tamam, o ateşe giriyorum. Aman Allah’ım! Ateş çok sıcak. Hayır hayır! Henüz aklımı kaybetmedim. Derhal bu ateşin başından çekin beni. Bir taraftan ateşten uzaklaşıyor bir taraftan da doğru mu yapıyorum diye düşünüyordum. Sonra, toprağın altında olduğum günleri hatırladım. O zamanlar ne güzeldi. Ne ateş vardı ne de ateşin içerisinde olan şeyi çıkartmak. Peki o zaman, yanımda binlerce demir yatarken, neden beni aydınlığa çıkarttılar? Neden o uzun yolculuğa katlandım? Yalnızca, menfaatlerimin gerçekleşmesi için miydi, tüm bunlar? Hayır hayır! Bunca şey, yalnızca, kendi menfaatlerimin gerçekleşmesi için olamaz. Peki ne için olabilir? Sanırım, o şeyin yanıtı da bu ateşin içerisinde gizli. O halde bu ateşin içerisine girmeliyim. Kanımca, yerin altındaki bir demire, dış dünyadaki koşulları göstermeden, dış dünyayı tanıtmadan, direkt olarak yerin altından çıkarıp, ateşin başına getirseniz ve bu ateşin içerisine girmek isteyip istemediğini sorsanız, demirin vereceği yanıt çok büyük bir anlam ifade etmez; çünkü yerin altındaki demir, ateşin ne kadar sıcak olduğunu, o ateşin içerisinde ne denli zorluklarla karşılaşacağını, ateşe girdikten sonra ulaşacağı şeyin ne kadar değerli olduğunu bilemez. Ben, yerin altında bir demirdim. Yerin altından çıkarttılar beni. Şu anda, karşılaşmamın kaçınılmaz olduğu ateşin yolundayım. O ateşle elbet bir gün karşılaşacağım. O güne kadar, ateşin koşullarını öğrenecek ve ateşin içindeki şeyin değerini anlamaya çalışacağım. Bunu, yerin altında iken yapamazdım. Saygılarımla |
12-02-2007, 01:21 | #30 | |||||||||||||||||||||||
|
Günlük yaşamın gerçekleri çok farklı.. Kanunlar herkese uygulanıyor mu? diye bir forum açmıştım önce oraya bir uğrayın isterseniz. Sokaktaki insana sorun adalet gerçekleşiyor mu ? Adaletin geç tecelli etmesinden dolayı zarar görmüş insanlarla konuşun .. ve teori olarak olması gereken adaletin; olan adalet anlayışıyla mukayese edilmesi gerek. bunların hepsini düşünmemiz gerek.Adalet önemli bir kavram .. Hepimize adaletli günler diliyorum .Saygılarımla.. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
THS : Meşhur Olduk :)) | Jeanne D'arc | THS Ailesi | 24 | 13-02-2009 18:22 |
hukukçu hatıraları | av.mustafa akıncı | Meslektaşların Soruları | 5 | 24-03-2006 20:24 |
Bir Sene Neden 12 Aydır Ve Şubat Ayı Neden Cüce Kalmıştır? | Gemici | Site Lokali | 3 | 30-03-2004 08:26 |
Hukukçu Arkadaşını Ara | Admin | Hukuk Haberleri | 0 | 24-02-2001 21:34 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |