|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
06-05-2013, 16:44 | #1 |
|
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Değerli meslektaşlarım, bu konu hakkında bir çok başlık olduğunun farkındayım ancak biraz daha farklı bir durumla karşı karşıya kaldığımızdan yeni başlık açmayı uygun buldum, değerli görüşlerinize ihtiyacım var.
Müvekkil ortada hiçbir sebep yokken alkollü şahıs tarafından darp edildi.Kasten basit yaralama nedeniyle şüpheli hakkında olay gecesi polise ifade verdik ve şikayetçi olduk.Savcı iddianamesini karşılıklı basit yaralama-hakaret suçlarından hazırladı ve taraflar sanık-müşteki sıfatıyla yargılandılar. Dosyada müvekkil lehine adli tıp raporu, tanık ifadeleri, fotoğraflar mevcut. Müvekkil tarafından hakaret edildiğine dair hiçbir delil yoktur. Karar duruşmasında hakim taraf vekillerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edilip edilmediğini sorduğunda karşı taraf kabul ettiğini ancak biz etmediğimizi ifade ettik. Nedeni açık, temyiz yolu kapanmasın istiyoruz. Kararda karşılıklı basit yaralama-hakaret nedeniyle her iki taraf da suçlu bulunuyor ve "hapis cezaları para cezalarına çevriliyor." Yani okunan kararda temyiz yolu açıktır. İşte bu noktada müdafi olarak biraz benim hatam ve biraz da adalet sisteminin ülkemizde uygulanış biçimi sorunları devreye giriyor. Biliyorsunuz ki çoğu ceza mahkemelerinde en azından Ankara ceza mahkemelerinin çoğunda karar tensip zaptı, maddi hatalar düzeltildikten sonra 1-2 gün içerisinde taraflara veriliyor. Yani kararı duymakla yetiniyorsunuz. Benim hatamdır ki son celse ifadelerinin tutanaklarını aynı anda almadım.. Ve şok eden gerekçeli karar tarafımıza ulaşıyor; taraflara hapis cezası verilmiyor, direk para cezası uygulanıyor ve "sanıkların tekrar benzeri suçu işlemeyeceklerine dair kanaat oluşmadığından CMK m. 231 uygulanmasına yer olmadığına..." Artık temyiz yolu kapalı.Dosyada son celse tensip zaptı mevcut değil sadece gerekçeli karar var.Şimdi taraflara adli para cezası tebliğ edilecek.. Ben karar günü süre tutum dilekçesini havale ettirdim, hakim "sen iki tarafın da ceza alacağını anlayamadın mı?.." ifadesini kullandı. Sizce başvurabileceğim bir yol var mıdır? Görüş ve önerilerinizi bekliyorum.Saygılarımla. |
06-05-2013, 17:20 | #2 |
|
Kesin hükümle verilen kararlara karşı yapacağınız başvurular CMK 309 maddesine göre kanun yararına bozma istemli olarak Adalet Bakanlığı'na gönderilecektir. Sizin durumunuzda başvurulabilecek olağan kanun yolu bulunmamaktadır kanaatindeyim.
|
07-05-2013, 15:01 | #3 |
|
Artık karar kesin derken temyiz sınırının altında olduğu için kesin nitelikte karar verilmiş anladığım kadarıyla. Avukat olarak sizin hatanız nerede anlamadım. CMK 231 isteseydiniz de sonuç değişmeyecekti ki.
ayrıca karşılıklı darp hakaret olaylarında genelde karşılıklı ceza çıkıyor. Tanık vs yoksa olayı çözmek güç zira. Son olarak "son duruşma tensip zaptı" diyerek neyi kastettiniz anlayamadım. Son duruşma tutanağı demek istiyorsunuz sanırım. Zira tensip zaptı sadece dava açıldığında mahkemece düzenlenen duruşmaya hazırlık tutanağı anlamına gelir. Hakim kararı açıkladığında para cezası verildi. CMK 231 uygulanmadı gibi bir açıklama yapmadı mı? Ceza mahkemeleri karar duruşmasında zabıt vermez ama kararı açıklar. Kararda söylemeyip gerekçeli kararda açıkladı ise, ilk defa gerekçeli kararda açıklanan hususlar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren temyiz edilebilir. Fakat sizin karar kesin nitelikte olduğundan zaten temyizi kabil değil. Sonuç olarak sizin bir hatanız yok. kesin nitelikte karar verilmiş. |
07-05-2013, 20:14 | #4 |
|
bizim ülkeye tabii ceza yargılamaları.üstüne su için
|
16-05-2013, 15:23 | #5 |
|
Açıkçası biraz acele ve sinirle yazdığımdan tensip zaptı şeklinde hatalı bilgi vermişim sayın Lafcı'ya ve yorum yapan herkese teşekkür ederim. Sayın Lafcı hatalı olduğumu şu şekilde düşünüyorum; son celse açıklanan karar ile gerekçeli karar tamamen farklı. Anladığım kadarıyla hakim hagb kabul edeceğimiz düşüncesiyle kararı önceden yazmış getirmiş. Ben müvekkile hag bırakılması sonuçlarını iyice açıkladıktan sonra hagb'nı kabul etmeyeceğimiz hususunda kendisinden yazılı talimat aldım ve son celse kabul etmediğimizi ifade ettim. Okunan kararda hapis cezası paraya çevrildi ve temyiz yolu açıktı. Gerekçeli kararda ise doğrudan para cezasına hükmedildiğini öğrendim. Hakim süre tutumu bile havale etti..Hatalı olduğumu düşünüyorum çünkü 1) Beraat kararı çıkacağı hususunda müvekkile gereğinden fazla güven vermiş olabilirim, 2) Risk aldığımız bir duruşmada son celse tutanağını bir şekilde alabilir miydim? bilemiyorum..
Şimdi her ceza davasında sizce hagb kabul edilmeli midir? Saygılarımla. |
16-05-2013, 16:02 | #6 | |||||||||||||||||||||||
|
Eğer müvekkilin açıklanmayan cezasının adalete uymadığını düşünüyorsanız ileride hüküm açıklanırsa temyiz edersiniz. Hüküm açıklanmazsa zaten müvekkil açısından sorun kalmaz. Hagb kararını kabul etmediğinizde hakim kanaatini değiştirmez ve mahkumiyet yerine beraat kararı vermez. Özetle, sonuçları açısından beraat kararı ile hagb kararı arasında fark bulunmadığı kanısındayım. Sonradan eklenen hot: Ancak ayrıksı durumlarda kabul edilebilir. Örneğin, imar kirliliği davasında. Belediyenin verdiği yüksek idari para cezasından kurtulmak için mahkemenin verdiği (ama ertelediği) ceza tercih ediliyorsa hagb kararı kabul edilmez. Saygılarımla |
17-05-2013, 15:20 | #7 |
|
[quote=Av.Armağan Konyalı]Evet, her ceza davasında hagb kabul edilmelidir.
Bence her ceza davasında hagb kabul edilmemelidir. Eğer gerçekten suçsuz olduğuna inanan bir kişi hagb kabul ederse üstü kapalı olsa bile cezalandırılmış oluyor, yine ceza mahkemesine dayalı her türlü tazminat davaları açılıyor. Saygılarımla |
17-05-2013, 16:49 | #8 |
|
Ben de sayın uzer5613'ün görüşüne katılıyorum. Örneğin yukarıda anlatmaya çalıştığım olayda müvekkil ortada hiçbir neden yokken alkollü bir vatandaş tarafından darp edilmiş, karşı taraf mahkemede müvekkilin kendisine hakaret ettiği iddiasında bulunmuş(ne tanık ifadesi ne bir delil mevcut) ve hakim karşılıklı cezaya hükmetmiştir. Hükmü temyiz etme olanağımız olmamakla birlikte tazminat davası dahi açabilecek durumda değiliz..Saygılarımla.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
hükmün açıklanmasının geri bırakılması | Av.TOLGAA | Meslektaşların Soruları | 11 | 09-12-2011 14:05 |
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması | tiryakim | Meslektaşların Soruları | 8 | 28-09-2011 12:59 |
hükmün açıklanmasının geri bırakılması | FIRAT_34 | Meslektaşların Soruları | 2 | 12-04-2011 12:22 |
CMK 231. md.(Hükmün açıklanmasının geri bırakılması) | av.mustafa.ozdemir | Meslektaşların Soruları | 8 | 12-12-2009 01:54 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |