Islah

Tüketici mahkemesinde garanti süresi içinde 3 defa fren arızası olması ve sürekli aynı sebepten servise gitmesi sebebiyle aracın yenisiyle değiştirilmesi veya bedel iadesi talebiyle dava açılmış.

Bilirkişi 3 defa servise gitmesi ve frenle ilgili parçaların değişmesini araç iadesi için yeterli sayı olarak görmemiş.Ancak dava devam ederken 4 defa daha aynı sebepten servise gidip parça değiştirilmiş arıza giderilmiş..
Hakim, ben dava açıldığındaki durumu esas alırım diyor(yani 3 defayı)..Muhtemelen davayı reddecek..Bu durumda dava devam ederken 4 defa daha gitmesini ıslah kurumuyla mı davaya ekleyecez? (toplamda 7 defa gitmiş oluyor)Faturalar dosyaya sunulmasına rağmen hakim dava açıldığındaki durumu esas alacak..
Burada ıslahın olup olmayacağı, olursa ne şekilde olacağı konusunda siz meslektaşlarımın değerli görüşlerine ihtiyacım var. Teşekkürler...

ıslah usul işlemlerınde yapılır. siz burda hangi usul işleminizi ıslah ediyorsunuz. şayet talebi ıslah ettıgınızı soyleyeceksenız, talebiniz değişmiyor.
dolayısyla siz HMK 145e dayanacaksınız. mahkeme redderse bozma sebebi olduğunu düşünüyorum.

Islahla dava müddeabihi enine ve boyuna artırılabilir yani ek taleple netice-i talep genişletilebilir,tamamen tebdil edilebilir veya miktarı artırılabilir ,azaltılabilir.Bu konuda 1998 yılına ait bir Yargıtay İçtihadı Birleşirme kararı var .Bu ıslah işlemi için tahkikat devam ederken bir yazılı dilekçe sunmanız pekala mümkündür.

Konu ile ilgili size yardımcı olacağını düşündüğüm Prof.Dr. Baki Kuru'nun kitabından alıntı yaptığım bölümü aşağıya yazıyorum.Umarım yardımı olur.

Dava açılmasından sonra doğan olaylar

Davayı değiştirme yasağı, dava açılırken mevcut ve bu nedenle dava dilekçesinde ileri sürülmesi mümkün olan vakıalar için söz konusu olabilir.Buna karşılık dava açılmasından sonra doğan ve dava sebebi olarak gösterilen vakıalarla ilgili olan olayların ileri sürülmesi, davayı değiştirme sayılmamalıdır. Çünkü dava açıldığı zaman henüz doğmamış olan olayların dava açılırken öngörülmesi ve dava dilekçesinde bildirilmesi imkansızdır. Bu nedenle davacı, (Davalının rızası aranmaksızın ve ıslah yoluna başvurmaksızın) bu yeni olayları ileri sürebilmelidir.

sayın kazımdenız dava acılırkenkı taleple sımdıkı talep arasında bır fark yok. soruyu tekrar okuyunuz. burda ıslah yapılamaz.

Sayın Meslektaşlarım,

Dava dosyası tarafıma bilirkisi incelemesinden sonra getirilmiştir.

Önceki meslektaşımıza "delil listesini ve cevap dilekçesini sunup, tebliğe çıkartması, celbi gereken deliller için ilgili yerler müzekkere yazı yazdırması için 2 hafta kesin süre verilmesine" şeklinde ara karar verilmiştir. Bu ara kararda tanık için giderden de bahsedilmemistir.

Bizden önceki meslektasımız süresinde delil listesini sunmus, her türlü delil ibaresini kullanmis, ancak tanık bildirmemistir.

Bilirkisi raporunda ise ayıbın bulundugu, ancak suresinde ayıp ihbarinin yapılıp, yapılmadıgının belirli olmadıgı belirtilmistir.

Bizim bu noktada ıslah ile ilk defa tanık listesi verme talebimiz olabilir mi? Islah yoluyla ikinci bir tanık listesi verilemediğinden eminim, ancak bu ilk tanık listesi olduğu için, sunulabilir diye düşünüyorum. Tanık listesi sunabilirsek, ayıp ihbarının süresinde yapıldıgını ispatlayabilecegiz.

Degerli göruslerinize acil olarak ihtiyac duyuyorum

Saygılarımla

Yargıtay'ın görüşü (boşanma davaları hariç) her dava açıldığı anki duruma göre incelenir ve karara bağlanır.
Aracın davadan sonra 4 kere daha aynı arızadan servise gitmesi yeni bir dava konusudur.

Dilekçede veya delil listesinde tanık yazıldıysa hakim tanık isim ve adreslerinin bildirmesi için taraflara süre verir. Sizin olayda böyle bir durum anladığım kadarıyla sözkonusu değil. Yazılmış ama hakim süre vermemiş. Ama geniş yorumla şu şekilde anlam çıkarmakta mümkün tanıkta celbi gereken delillerdendir.

Bilirkişi raporu da delillerden olduğuna göre ve bilirkişi değerlendirmesi teknik alanda olacağından ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı konusunda hala tanık dinlenilenileceğini düşünüyorum. Burada yargılamayı uzatmaya yönelik bir eylem sözkonusu değil, tanıklar önceden dinlenmiş olsa dahi bilirkişinin raporunu etkilemeyecekti.
Ancak tanık kesin deliller arasında yer almayacağından yine ihbarın süresinde yapıldığını ispatlamakta sıkıntı yaşayabilirsiniz.