kredi kullanmak için yapılan taşınmaz devri

Herkese iyi çalışmalar sayın meslektaşlarım.Sorum şu;
Müvekkilim ile ortağı 1/2'şer hisseli olarak kendileri üzerine bir taşınmaz satın alıyorlar. Daha sonra ortak oldukları şirkete sermaye ihtiyacı olunca, müvekkilim 1/2 payını tapuda ortağına satış yapıp ortağı üzerinden düşük oranlı konut kredisi kullanılıyor. Kredi taksitleri müvekkilimin payına düşen kiradan ödeniyor. Taraflar arasında gerçek amaçlarının satış olmadığına dair herhangi bir yazılı sözleşme yok.Fakat taraflar arasındaki bir davada ortağın avukatı, her iki tarafında imzası bulunan aylık hesap tablosu sunuyor. Bu tablolarda kullanılan kredinin müvekkilimin şahsi borcu olduğu yazılı. Ayrıca yine tarafların tapuda 1/2 paylı olarak edindikleri taşınmazların kira gelirlerine ilişkin olarak yapılan hesap tabloları var fakat bunlarda imza yok.Bu durumda;
1- Diğer ortağa karşı tapu iptali tescil davası açılabilir mi?
2- Açılabilirse muvazaaya mı inançlı işleme mi dayanmam gerekir eğer varsa içtihat eklerseniz çok sevinirim.
Herkese şimdiden çok teşekkürler

Muvazaa ve inançlı işlem farkları;
1-İnançlı işlemlerde gerçek bir devir vardır Muvazaa da böyle bir devir yoktur (niyet yoktur)
2-İnançlı işlemlerde 3 kişileri aldatma amacı yoktur Muvazaada vardır (hileli bir durum söz konusudur)
4-Muvazaada iyiniyet önemlidir (diğer tarafın muzaayı bildiğini de ispatlamalısınız ki danışıklı olsun) İnançlı işlemlerde iyiniyet önemli değildir.

Benzer bir durum bizde de söz konusuydu Muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil davası açtık. İspatlanması gereken gerçek bir satış iradesinin olmadığı ve bunun alıcı tarafından bilindiği hususudur.Her türlü delil ile bunu ispatlayabilirsiniz.

muvazaa : danışıklı-dövüş

muris muvazaası : mirasçıların bir kısmından yada tamamından mal kaçırmak/kandırmak için yapılan danışıklı-dövüş. Yazılı delil şart değil. Her türlü delil ile ispat edilebilir. Mirasçılar sadece miras hakkı zarar gören ve hakkını arayan 3. kişi sıfatıyla açarlar.

taraf muvazaası : mirasçılar haricinde 3. kişilerden mal kaçırmak/kandırmak amacıyla yapılan danışıklı-dövüş. Her türlü delil ile ispat edilebilir. Ancak miraçılar, inançlı işlemlere dayanarak murise teb'an(murisin yerine/temsilen/külli halefi olarak) dava açarlarsa yazılı delil gerekir.

Yanıtınız için çok teşekkür ederim. Peki sizin davanız ne aşamada.Biz bu kişiye karşı müdürlükten azil davası açtık, karşı tarafın avukatı; davacı şahsi işleri için şirketi borçlandırmıştır diyerek aylık hesap tablosu sundu ve bu tablolarda bu kredinin müvekkilimin şahsi borcu olduğu yazılı. Biz bu belgelerde inanç sözleşmesini kanıtlayabilirmiyiz?

Dökümanda şahsi borç olduğu görünüyorsa şirketi borçlandırdı iddiası tutarsız oluyor. O belgeler inançlı işlem sonrası ortaya çıkan durumu gösterdiği için inanlı işlemin ispatına ilişkin belge niteliğine gelir mi şüpheliyim.
Bizim davayı daha yeni açtık cevap dilekçesi bile gelmedi ilerleyen zamanda gelişmeleri paylaşabilirim. Fakat mutlaka bu konuda tecrübe sahibi meslektaşlarımız vardır