kendi aracını çalmak-nitelikli hırsızlık

Sayın Meslektaşlarım, olay şöyle;
Müvekkil kendisine ait aracı sözlü olarak(satışa dair resmi hiçbir sözleşme kayıt v.s. yok) başka bir şahsa 6.000 TL ye satıyor. Ancak resmi satış veya noter satışı yapılmıyor. Alıcı ödemenin 3.000 TL sini yaptıktan sonra kalan 3.000 TL yi ödemiyor. Bu arada kaza yapıyor, trafik cezası yiyor. Bu cezalar müvekkile geliyor. Müvekkil de elinde bulundurduğu yedek anahtarı ile aracın yerini tespit ederek aracını kaçırıyor. Aradan zaman geçmeden doğru polise gidip durumu anlatıyor. Karakoldaki ifadesinde de olayı aynen oluş şekliyle beyan ediyor. Polis aracı alıcıya teslim ederek müvekkili hırsızlıkla suçluyor. Müvekkil hakkında nitelikli hırsızlık suçundan dava açılmış durumda.
Müvekkil ile alıcı arasındaki satışa ilişkin resmi bir satış veya noter satışı yokken satışa ilişkin hiçbir ispat unsuru da yokken müvekkilin sadece karakoldaki ifadesine göre suç oluşur mu?

Hırsızlık suçunda korunan hukuki değer "mülkiyet" değil "zilyetlik"tir. Kişi aracın zilyetliğini devretmiştir. Daha sonra kişinin zilyetliğinde olan aracı rızası olmadan almıştır. Kanaatime göre hırsızlık suçu oluşmuştur. Suçun oluşması için satışa ilişkin bir ispat unsuruna gerek yoktur. Zilyetliğin devri yeterlidir.

"Madde 141 - (1) Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye"

Satıcının kendinden kaynaklanmayan trafik cezalarına muhatap olması,aracın mülkiyetinin resmi olarak devredilmemiş olması,aracın gizlice alındıktan sonra durumun olduğu gibi polise intikal ettirilmesi ve aldığı parayı da ikrar etmesi hırsızlık kastının olmadığını kesin olarak ortaya koymaktadır. Alıcının aracın devrine yanaşmaması karşısında satıcının bundan böyle başına gelecekleri düşünmesi uykusunun kaçması için yeterlidir,esasında satıcı devir gerçekleşinceye kadar zilyetliğin geçici devrini yapmış,devrin alıcının tutumu nedeniyle yapılmaması nedeniyle zilyetliğini geri almıştır. Eylemi TCK 25/2 gereğince değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.

Yasal olarak şekil şartlarına uyulmadığı için üçüncü kişiler için geçerli bir satış sözleşmesi olmadığı ortada diyelim.

Alıcı ile satıcı arasındaki iç ilişki için de aynı şeyi söyleyebilir miyiz?

Aralarındaki sözleşmeye dayanarak arabasını başkasına teslim eden ve bu satış sözlemesine dayanarak belirli miktar bir para alan satıcı, arabayı teslim ettiği kişinin haberi olmadan, istediğ her zaman, arabayı geri alabilir mi?

Site üyelerinden Sayın Av. Can Doğanel ve sayın Av. Suat Ergin'in THS'deki tartışmasını okumakta fayda var.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7133

Saygılarımla

Ortada geçerli bir devir bulunmadığından aracın mülkiyeti halen kendisindedir. Alıcı en fazla ödediği parayı talep edebilir. Burada bir suç varsa bir ihtimal ihkak-ı hak suçu mevcut olabilir. Bunun dışında araç alıcının bahçesi, garajında vs. ise belki konut dokunulmazlığını ihlal oluşturabilir. Ancak , benim kanaatim hırsızlık suçunun unsurları bulunmamaktadır.