Hürriyeti tahdit-içtima

Sanık hakkında, çocuğun cinsel istismarı suçundan TCK'nin 103/1 maddesi uyarınca cezaya hükmedilmiş. Olay esnasında mağdur ve sanık, olay yerine bir konuyu konuşmak için gidiyor ve bu esnada sanık mağduru zorla 20-30 mt. ileriye götürerek tasaddi aşamasında kalacak şekilde istismarda bulunuyor. Mahkeme ise sanık hakkında hem cinsel istismardan, hem de hürriyeti tahdit suçundan ayrı ayrı cezaya hükmediyor. Bu durumda, hürriyeti yahdit suçunun, cinsel istismar suçunun zorunlu bir unsuru olduğu ve bu suç içerisinde eriyeceği düşüncesiye fikri içtima hükümlerinin uygulanması gerekmez mi? Bu hususta Yargıtay kararı varsa sevinirim. Saygılar.

5. Ceza Dairesi 2005/19127 E., 2006/39 K.
ÇOCUKLARIN CİNSEL İSTİSMARI
MADDİ CEBİR
<LI type=circle>
<LI type=circle>"ÖZET"
5237 SAYILI TCKNUN 103/1-A MADDELERİNDE MEFRUZ CEBRİN UNSUR OLARAK YER ALMASINA VE AYNI YASANIN 10314 MADDESİNİN İSE, YALNIZCA MADDİ CEBRİ İFADE ETMESİNE GÖRE; OLAYDA MADDİ CEBRİN GERÇEKLEŞİP GERÇEKLEŞMEDİĞİNİN GEREKÇELERİ, KARAR YERİNDE TARTIŞILMALIDIR.

"İçtihat Metni"
Zorla kaçırıp alıkoyma ve ırza geçme suçlarından hükümlü Turgay hakkında 5237 sayılı TCK.nun uygulanıp uygulanmayacağı ile ilgili olarak (Malatya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 16.09.2005 gün ve 2005/283 Esas, 2005/602 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi hükümlü müdafii ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:

Yapılan yargılamaya toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçe ve takdire göre hürriyetten yoksun kılma suçundan kurulan hüküm usul ve yasaya uygun olduğundan müdahil vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle bu suçtan kurulan hükmün (ONANMASINA),

Hükümlü hakkında nitelikli cinsel istismar suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesine gelince;

Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

5237 sayılı TCK.nun 103/1-a maddelerinde mefruz cebirin unsur olarak yer almasına ve aynı Yasanın 103/4. maddesinin ise yalnızca maddi cebiri ifade etmesine göre; olayda maddi cebirin gerçekleşip gerçekleşmediğinin gerekçeleri karar yerinde gösterilip tartışılmadan TCK.nun 103/4. maddesi ile artırım yapılması,

Kanuna aykırı, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 03.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Mağdur hile ya da cebir tehditle bir yere götürülmüşse ve sonra cinsel istismara maruz kalmışsa iki eylem olduğu için mahkemenin kararı doğrudur, fikri içtima için bir eylemle kanunun birden çok hükmünün ihlal edilmesi gerekir, olayda ise özgürlükten yoksun bırakma eylemi ile cinsel istismar eylemleri iki farklı eylemdir, bu nedenle iki suç oluşur. Ancak mağdur 15 yaşından büyükse ve rıza ile sanıkla gitmişse o takdirde özgürlükten yoksun bırakma suçu oluşmaz, ama 5560 sayılı yasa ile değişik TCK'nun 234/3( Kanunî temsilcisinin bilgisi veya rızası dışında evi terk eden çocuğu, rızasıyla da olsa, ailesini veya yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutan kişi, şikâyet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.) hükmü uygulanabilir. Saygılarımla