|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
04-06-2020, 00:55 | #1 |
|
elbirliği mülkiyetinde alacağın tüm ortakların katılımıyla alınması gerektiği fakat ortaklardan birinin buna yanaşmaması
Merhaba sevgili meslektaşlarım.
Mirasçılara ait henüz paylı mülkiyete çevrilmemiş elbirliği mülkiyetindeki taşınmazda bulunan kiracıdan ödemediği kira alacaklarının tahsilinin sağlanabilmesi için tmk m.702 de de gerektiği üzere mirasçılar arasında oy birliği sağlanamamış. Onay vermeyen söz konusu mirasçı tarafından açılan satış suretiyle ortaklığın giderilmesi davası mevcut. Burada elbirliğinden dava açılıp bekletici mesele yapılabilir mi? Kira alacağını alabilmek için nasıl bir yol izlenmelidir? Teşekkür ederim şimdiden. |
09-06-2020, 12:04 | #2 |
|
1.)Kira alacağı taşınmazın aynına ilişkin olmadığından ortaklığın giderilmesi davasında bekletici neden sayılmaz.
2.) Mirasçılardan biri yada birkaçı tarafından açılan kira alacağı davası hemen red edilmez. Davacı mirasçıya diğer mirasçıların davaya katılmasını sağlama ,sağlanamıyor ise terekeye temsilci atanması yönünden başvurması için süre tanınır. Bundan sonra davayı temsilci yürütür. Veya ; mirasçılar arasında birlik sağlanamayacağı açık ise ,davadan önce tereke temsilcisi atanması talep edilerek ,davanın tereke temsilcisi tarafından takibi sağlanır. 3.) Tereke temsilcisi de icazet vermez ise o zaman dava ret edilir. Diye düşünüyorum. T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ E. 2019/4371 K. 2019/7191 T. 26.9.2019 DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: KARAR : Davacılar, muris ...'in mirasçıları olduklarını, davalının muris ile yaptığı 15/01/2012 tarihli sözleşme gereğince dava konusu taşınmazda kiracı olduğunu, davalının murisin vefatına kadar kira ödemelerini yapmadığını, vefatından sonra da mirasçılara herhangi bir ödeme yapmadığını, taşınmazı tahliye de etmediğini, biriken 18.000,00 TL kira bedelinin 2/3 oranında hisselerine düşen miktar için takip başlattıklarını, davalının ise hukuka aykırı olarak yaptığı itiraz ile takibin durduğunu bu nedenle davalının icra takibine itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacılara hiçbir borcunun bulunmadığını, davacıların taşınmazda diğer mirasçılarla birlikte malik olduklarını, birlikte hareket etmelerinin gerektiğini ayrıca kendisinin yapılan vasiyetname gereği taşınmazda 1/4 oranında malik olduğunu, kira bedellerinin ise murisin borcuna karşılık olduğunu belirterek gerek usul gerekse esastan davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; iştirak halinde mülkiyet söz konusu olduğundan TMK702/2. madde kapsamında her türlü hukuki tasarruf bakımından elbirliği mülkiyetine konu olan bir malla ilgili elbirliği halindeki maliklerin tümü tarafından dava açılması zorunlu olmakla yasal koşulları oluşmayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. TMK' nun 640/2.maddesine göre “mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetin esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yer alır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (MK. madde 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Davada, iştirak halinde mülkiyet gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili kira alacağı talebi, ortaklardan birkaçı tarafından dava edilmiş olup, takip konusu alacağın bir kısmı muris zamanında işleyen kira alacağına ilişkin iken, kalan kısmı murisin vefatı sonrası kullanıma aittir. Bu durumda tereke alacağı üzerinde mirasçıların elbirliği mülkiyeti söz konusu olup, mirasçıların bir kısmı tarafından dava açılması nedeniyle mirasçılar kendi açtıkları bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden, davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu nedenle Mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya TMK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre vermesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (TMK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur. Davayı açan mirasçılar, kendisine verilen kesin süreye (HMK madde 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir. Somut olayda, dava konusu taşınmazın muris ...tarafından davalıya kiralandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Murisin 07.11.2012 tarihinde vefatı ile geriye mirasçısı olarak davacılar ... ve ... ile dava dışı ...'ın kaldığı, davanın ise mirasçılardan ... ve ... tarafından kendi paylarına düşen alacak talebiyle açıldığı anlaşılmaktadır. Tereke alacağı üzerinde mirasçıların elbirliği mülkiyeti söz konusu olduğundan yukarıdaki açıklamalar ışığında diğer mirasçının davaya iştiraki ya da muvafakatı sağlanmak suretiyle ve ayrıca davacıların muris döneminden kalan kira alacağı dışında, mirasçılar arasında yapılan taksim anlaşması olduğu iddia edilmekle gerekirse bu konuda davacıların beyan ve delillerinin ibrazı sağlanarak araştırma ve inceleme yapılması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile bu işlemler yapılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 Sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 Sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Elbirliği Mülkiyetinde Ecrimisil | av.362 | Meslektaşların Soruları | 2 | 20-11-2019 13:49 |
Elbirliği Mülkiyetinde Hisse Satişi | Av.Denizzz | Meslektaşların Soruları | 3 | 09-08-2019 11:11 |
KKİS'nin feshi için arsa maliklerinden birinin vekaletname vermeye yanaşmaması | olgu | Meslektaşların Soruları | 2 | 09-11-2015 09:24 |
elbirliği mülkiyetinde iştirak halinde maliklerden birinin payını satması | Av.Benan ŞENBAYRAM | Meslektaşların Soruları | 4 | 25-03-2007 21:54 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |