Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşandığı eski eşinin adına tapuda kayıtlı olan mirastan intikal etmiş binayı haksız yere yıllarca kullanan birine karşı gidilebilecek hukuki yollar?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 17-03-2017, 11:50   #1
hissikablelvukuuu

 
Varsayılan Boşandığı eski eşinin adına tapuda kayıtlı olan mirastan intikal etmiş binayı haksız yere yıllarca kullanan birine karşı gidilebilecek hukuki yollar?

Öncelikle merhabalar. Konuyu hemen şöyle özetlemeye çalışayım sizlere,

Bay A ve Bayan B evlidirler. Bu evlilik süreci içerisinde Bay A'ya babasından miras olarak bir bina kalır. Sonrasında Bay A ve Bayan B boşanırlar fakat bu boşanma pek öyle sessiz sakin geçmez. Bayan A ve müşterek çocukları Ç Bay A'ya karşı güç uygulayarak bu binadan uzaklaştırır ve girmesine dahi izin vermezler. İlgili bina tapuda Bay A'nın adına kayıtlıdır. Ancak yaklaşık 10 yıl boyunca bu bina Bayan B ve Ç tarafından kullanılır, bina içerisindeki daireler kiraya verilir ve kira toplanır. Binadaki bir dairede de kendileri oturmaktadır.

Şimdi,Bay A size gelip böyle bir olay anlattığında ona hangi hukuki yollara başvurabileceğimizi söylerdiniz?

Tecrübeleriniz benim için çok önemli ve faydalı olacak,şimdiden teşekkür ederim
Old 17-03-2017, 14:31   #2
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Bayan A ve Ç binada fuzuli işgalci konumundadırlar. Kendilerine karşı men'i müdahale ve geriye dönük 5 yıllık ecrimisil (haksız işgal tazminatı) talep edilebilir.
Old 17-03-2017, 14:32   #3
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

23.Hukuk Dairesi
Esas: 2013/7520
Karar: 2014/719
Karar Tarihi: 04.02.2014


MENİ MÜDAHALE VE ECRİMİSİL DAVASI - KOOPERATİFLE DAVA DIŞI ŞAHIS ARASINDA KOOPERATİF KONUTLARININ İNŞAASI KONUSUNDA TİCARİ İLİŞKİ BULUNMASI - ECRİMİSİL KOŞULLARININ OLUŞMADIĞI - TAŞINMAZI YÜKLENİCİDEN SATIN ALAN KİŞİNİN DAVAYA DAHİL EDİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Kooperatifle dava dışı şahıs arasında kooperatife ait konutların inşaası konusunda genel kurulca alınan karara dayalı olarak ticari ilişki bulunması, genel kurul kararları uyarınca yüklenicinin ödemelerinin daire olarak yapılabilmesine olanak sağlanması ve davalının babası dava dışı şahıs ile yüklenici arasında taşınmaz satışına ilişkin bir sözleşme bulunması, konutun elektrik ve su aboneliklerinin bulunması karşısında ecrimisil tazminatı koşullarının oluşmadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca davalının hakkının dayanağı olan ve taşınmazı yükleniciden satın aldığı bildirilen şahsın davaya dahil edilmesi veya dava açılması için davacıya süre verilmesi, dava açıldığında birleştirme kararı verilerek infazı kabil bir karar verilmesi gerekir.

(4721 S. K. m. 683) (YİBK. 08.03.1950 T. 1949/22 E. 1950/4 K.)

Dava: Taraflar arasındaki men'i müdahale ve haksız işgal tazminatı (ecrimisil) davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili, müvekkili kooperatife ait 14424 ada 12 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılan 48 adet meskenden 22/3 kapı numaralı meskenin davalı tarafından, 15.08.2008 tarihinden itibaren haksız şekilde işgal edildiğini ileri sürerek, haksız müdahalenin men'ine ve şimdilik 500,00 TL ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 19.11.2012 tarihli ıslahla ecrimisil tazminatı istemini 7.323,62 TL'sına yükseltmiştir.

Davalı vekili, dava konusu dairenin müvekkilinin babası tarafından, kooperatifin yüklenicisi A. Y.'dan satın alındığını, dairenin teslim edilmemesi üzerine müvekkilinin daireye zilyet olduğunu, haksız kullanım bulunmadığını, dairede müvekkilinin babasının oturduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu dairenin davalı tarafından geçerli bir neden olmaksızın işgal edildiği, kooperatife ait taşınmazın geçerli bir işlemle davalıya tahsis edilmediği, gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının taşınmaza vaki müdahalesinin önlenerek tahliyesine 7.323,62 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Davacı kooperatif, kooperatifçe inşaa edilip, ortaklara tahsisi yapılmayan dairenin, davacı tarafından haksız şekilde işgal edildiğini ileri sürerek müdahalenin önlenmesi yanında ecrimisil isteminde bulunmuştur. Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olup, kooperatifle dava dışı A. Y. arasında kooperatife ait konutların inşaası konusunda genel kurulca alınan karara dayalı olarak ticari ilişki bulunması, genel kurul kararları uyarınca yüklenici A. Y.'ın ödemelerinin daire olarak yapılabilmesine olanak sağlanması ve davalının babası dava dışı M. E. ile A. Y. arasında taşınmaz satışına ilişkin bir sözleşme bulunması, konutun elektrik ve su aboneliklerinin bulunması karşısında ecrimisil tazminatı koşullarının oluşmadığı gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu istemin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Öte yandan, davalının hakkının dayanağı olan ve taşınmazı A. Y.'dan satın aldığı bildirilen M. E.'ın davaya dahil edilmesi veya dava açılması için davacıya süre verilmesi, dava açıldığında birleştirme kararı verilerek infazı kabil bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesi de doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.02.2014 tarihinde oybirliğiyle, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 17-03-2017, 16:24   #4
hissikablelvukuuu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Şenel DELİGÖZ
Bayan A ve Ç binada fuzuli işgalci konumundadırlar. Kendilerine karşı men'i müdahale ve geriye dönük 5 yıllık ecrimisil (haksız işgal tazminatı) talep edilebilir.


Öncelikle çok teşekkür ederim. Lakin bunun yanında bu davaları açarken ''taşınmaz değeri üzerinden'' nispi harçlandırma yapılacağı için maddi olarak zorlayacaktır. Alacak davası olarak geriye dönük maddi hak kaybı talebiyle dava açılsa? Belirsiz alacak olarak gösterilip bilirkişi ve kiracıların beyanları beklense? Bir yandan da tahliye davası açılsa? Sizce mantıklı bir adım olur mu?
Old 17-03-2017, 16:33   #5
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

Arada kira ilişkisi bulunmadığı için tahliye davası açılamaz. Haksız işgal nedeni ile men'i müdahele davası açılması gerekir.
Old 17-03-2017, 16:33   #6
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

1.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/18287
Karar: 2016/6916
Karar Tarihi: 06.06.2016


ELATMANIN ÖNLENMESİ VE ECRİMİSİL DAVALARI - SAPTANAN DAVA DEĞERİ ÜZERİNDEN PEŞİN HARCIN ALINMASI - BİLİRKİŞİ RAPORUNA KARŞI DAVACI BEYANININ ALINMASIYLA TALEBİ HALİNDE EKSİK HARCIN İKMAL ETTİRİLMESİ VE HASIL OLACAK SONUCA GÖRE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek el atmanın önlenmesi yönünden davanın kabul edilmesi, ecrimisil yönünden ise bilirkişi raporunun davacı tarafa tebliği ile rapora karşı beyanının alınması, talebi halinde eksik harcın ikmal ettirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

(4721 S. K. m. 683, 995) (492 S. K. m. 16, 32) (6100 S. K. m.120)

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi isteğinin reddine, ecrisimil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

Davacı, kayden paydaşı olduğu 5 ve 33 parsel sayılı fındıklık, ahşap ev ve çay bahçesi vasfındaki taşınmazlarını kardeşi olan davalının haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın uzun yıllardır kullandığını ve haksız kazanç sağladığını, yapılan sözlü uyarılara rağmen davalının haksız el atmasını sürdürdüğünü ileri sürerek davalının çekişmeli taşınmazlardaki payına yönelik el atmasının önlenmesini ve müdahale tarihinden itibaren şimdilik 5.000,00 TL ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasını istemiştir.

Davalı, iddianın yersiz olduğunu, çekişmeli taşınmazların davacı ve dava dışı bir kardeşi ile birlikte el birliği mülkiyet üzere kayıtlı olduğunu, davacının sürekli yurt dışında olması nedeniyle taşınmazları kullanma isteğini kendisine iletmediğini, kullanmak istemesi durumunda bir itirazının olmadığını, ecrimisil isteğinin hangi tarihten itibaren istendiğinin anlaşılamadığını, çekişmeli taşınmazları sürekli kullandığını ve masraflarının da kendisi tarafından karşılandığını bildirip davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, el atmanın önlenmesi isteğinin reddine, ecrimisil isteğinin kabulü ile istenilen 5.000,00 TL'nin dönem sonu işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı HMK'nın 120 (1086 sayılı HUMK'un 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin ve yıkımı istenen şeyin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı üzerinden harç ödenmek suretiyle açıldığı, el atmanın önlenmesi isteği yönünden harç yatırılmadığı gibi, yargılama sırasında da bu yönden harç ikmali yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.

Öte yandan, el atmanın önlenmesi davası açılabilmesi için intifadan men şartına gerek yoktur. Taraflar paydaş olduklarına göre bir paydaş her zaman diğer paydaştan payı oranında el atmanın önlenmesini isteme hakkına sahiptir.

Ayrıca, ecrimisil yönünden davacı, dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açtığını bildirmiş, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu uyarınca her iki taşınmaz için davacı payına düşen ecrimisil miktarının toplam 5.821,07 TL olacağı tespit edilmiş, ancak bilirkişi raporu davacı tarafa tebliğ edilmemiş olup, ecrimisil miktarı yönünden davacı tarafa harç ikmali yapma imkanı tanınmamıştır.

Hâl böyle olunca; öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek el atmanın önlenmesi yönünden davanın kabul edilmesi, ecrimisil yönünden ise bilirkişi raporunun davacı tarafa tebliği ile rapora karşı beyanının alınması, talebi halinde eksik harcın ikmal ettirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.

Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 17-03-2017, 16:34   #7
Av.Şenel DELİGÖZ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

1.Hukuk Dairesi
Esas: 2015/10187
Karar: 2015/11551
Karar Tarihi: 08.10.2015


ECRİMİSİL DAVASI - DAVANIN BELİRSİZ ALACAK DAVASI OLDUĞU - DAVACI VEKİLİNİN FAZLAYA İLİŞKİN HAKLARINI SAKLI TUTARAK ECRİMİSİL TALEBİNDE BULUNDUĞU HALDE ZAMANAŞIMI İTİRAZININ DİKKATE ALINARAK EKSİK ECRİMİSİLE HÜKMEDİLMESİNİN İSABETSİZLİĞİ

ÖZET: 30.01.2012 tarihinde açılan eldeki davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. vd. maddeleri hükmü gereğince belirsiz alacak davası olduğu, davacı vekilinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ecrimisil talebinde bulunduğu halde, yanılgılı değerlendirme ile davacı vekilinin ıslah dilekçesine karşılık davalı Kadriye vekilinin yapmış olduğu zamanaşımı itirazının dikkate alınarak ıslah tarihi itibariyle bir kısım ecrimisil talebinin zamanaşımına uğradığından bahisle davacı taraf yararına eksik ecrimisile hükmedilmiş olması da doğru değildir.

(6100 S. K. m. 107, 366) (YHGK 27.02.2002 T. 2002/3-131 E. 2002/114 K.) (YHGK 25.02.2004 T. 2004/1-120 E. 2004/96 K.)

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ...... ........... vekili ile katılma yoluyla davacı firma vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...............'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir.

Davacılar, kayden paydaşı oldukları 6541 ada 1 parsel sayılı taşınmazı davalıların işgal ederek tasarruf ettiklerini, bir kısım davalının mülkiyet iddiasına, bir kısım davalının ise kiracılık iddiasına dayandığını, taşınmazla ilgili Tuzla Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2009/908 Esas sayılı dosyasından ortaklığın giderilmesi davası açıldığını ileri sürerek, dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık olmak üzere şimdilik aylık 40.-TL'den, birikmiş 2.400.-TL ecrimisil bedelinin ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte mülkiyet iddiasında bulunan davalılardan ayrı ayrı tahsiline, yine taşınmazlarda üçüncü kişi konumunda olan davalılardan, dava tarihinden itibaren ayrı ayrı şimdilik aylık 200.-TL ecrimisil bedelinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında çekişmeye konu 22 nolu bölümü işgal eden K.. Ş.. haricindeki davalılar yönünden davalarından feragat ettiklerini bildirmişler, yine yargılama sırasında ecrimisil miktarını ıslahla 79.500.-TL'ye yükseltmişlerdir.

Davalı K.. Ş.., çekişme konusu taşınmazda kendisinin de paydaş olduğunu, diğer paydaşlarla birlikte davacı firma ile noterde 06.10.1997 tarihinde satış vaadi ve dükkan karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, yüklenici olan davacı firmanın edimlerini yerine getirmediğini, dava dışı paydaşlardan ............ ......'nin açmış olduğu iptal ve tescil davasının derdest olup neticesinin beklenmesi gerektiğini, diğer davacılarında şirketin ortağı olup, ecrimisil talep edemeyeceklerini, yine dava tarihinden ileriye doğru ecrimisil talep edilemeyeceği gibi, reeskont faizi de istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Diğer davalılar, davanın reddini istemişlerdir.

Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 2080,78 m² dükkan vasıflı 6541 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacılar ile davalı ....................'nin dava dışı kişilerle müşterek mülkiyet üzere paydaş oldukları, taşınmazda kat mülkiyeti ve kat irtifakı kurulu olmadığı, davacının ortaklığın giderilmesi konusunda açmış olduğu davanın derdest olduğu, davalı ...........................'nin de aralarında yeraldığı arsa malikleri ile davacı firma arasında Kartal 1. Noterliğinde düzenlenen 06.10.1997 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Dükkan Karşılığı İnşaat Sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır.

Mahkemece, davacılar H. B. K. ve H. A. K.'ın çekişmeye konu 22 nolu dükkanda paylarının bulunmadığı, davacı firma ile davalı Kadriye'nin ise paydaş olup taşınmazın tamamını ...........'nin işgal ettiği, diğer davalılar yönünden de davacıların davalarından feragat ettikleri gerekçesi ile, davacı firmanın davalı ... .................. yönünden açmış olduğu ecrimisil davasının, ıslah edilen miktar üzerinden davalı tarafın yapmış olduğu zamanaşımı itirazı da dikkate alınarak kısmen kabulüne, diğer davalılar hakkında açılan davanın feragat sebebi ile reddine, yine davacılar H. B. ile H. A.'nin açmış olduğu davanın da aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı ....... .............. vekili ile katılma yoluyla davacı firma vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.

Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.

Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.

Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)

25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

Öte yandan; Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nin 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.

Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.

Bu nedenle, eğer arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.

İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.

Somut olaya gelince; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da yukarıda belirtilen ilke ve olgulara uygun düzenlendiği de söylenemez.

Şöyle ki; çekişmeye konu taşınmazda kat mülkiyeti ve kat irtifakı kurulu olmadığı, evrak arasına davacı tarafça sunulan tarihsiz yönetim planı genel hükümler ile eki olan bağımsız bölüm listesinde davalı ......'nin imzasının yer almadığı açıktır. O hal de; dava konusu taşınmazın konu yapıldığı Kartal 1. Noterliğinin 06.10.1997 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Dükkan Karşılığı İnşaat Sözleşmesi kapsamında düzenlenen dağıtım ve paylaştırma planının bulunup bulunmadığı, tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı hususları üzerinde durulmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafın delil olarak sunduğu emsal kira sözleşmelerinin değerlendirilmediği görülmektedir.

Hal böyle olunca, evrak arasına sunulan yönetim planında davalı ...............'nin imzasının bulunmadığı da gözetilerek, öncelikle taraflar arasında Kartal 1. Noterliğinde düzenlenen 06.10.1997 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Dükkan Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin dağıtım ve paylaştırma plan ve ekleri de dahil olmak üzere tamamının onaylı bir suretinin temin edilerek mahallinde yeniden konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması, sözleşme gereğince çekişmeye konu F Blok 22 nolu dükkanın hangi paydaş veya paydaşlara bırakıldığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, bu konuda sözleşme ve eklerinde bir açıklık yok ise, kat mülkiyeti ve kat irtifakı kurulu olmayan çekişmeye konu 6541 ada 1 nolu parsel üzerinde tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulması, davalı Kadriye tarafından kullanıldığı iddia edilen ecrimisile konu dükkanın hangi paydaşın kullanımına terk edildiğinin saptanması, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlığın yukarıda değinildiği gibi, Türk Medeni Kanunu'nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümleneceğinin düşünülmesi, ecrimisil hesabı konusunda tarafların gösterdikleri ve gösterecekleri emsallerin de değerlendirilerek yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda bilirkişilerden ecrimisil hesabı konusunda denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.

Kabul tarzı itibariyle de, 30.01.2012 tarihinde açılan eldeki davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. vd. maddeleri hükmü gereğince belirsiz alacak davası olduğu, davacı vekilinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ecrimisil talebinde bulunduğu halde, yanılgılı değerlendirme ile davacı vekilinin ıslah dilekçesine karşılık davalı Kadriye vekilinin yapmış olduğu zamanaşımı itirazının dikkate alınarak ıslah tarihi itibariyle bir kısım ecrimisil talebinin zamanaşımına uğradığından bahisle davacı taraf yararına eksik ecrimisile hükmedilmiş olması da doğru değildir.

Davalı ..... .................. vekili ile davacı firma vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince bozulmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.10.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tapuda mesken olarak kayıtlı yere avukatlık ofisi açılması mervemge Hukuk Soruları 12 13-05-2014 08:36
şirketten haksız olarak kendi hesabına para aktaran diğer şirket ortaklarına karşı ortağın gidebileceği hukuki yollar mirican Meslektaşların Soruları 0 05-09-2013 12:40
Gayrifaal şirkete karşı gidilebilecek yollar Av. Bahadır Meslektaşların Soruları 0 25-08-2012 12:47
Satılan taşınmazın, eski malik tarafından tahliye edilmemesine karşı hukuki yollar nelerdir? Av.Ender Sezer Meslektaşların Soruları 16 04-08-2012 16:46
Sınıf geçme konusunda idareye karşı gidilebilecek yollar kübra denli Hukuk Soruları 0 30-09-2009 11:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06217194 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.