|
Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun] |
04-05-2002, 11:56 | #1 |
|
(251)Aynı Anda İki Ayrı Bilirkişi Heyetinden Rapor İstenebilir Mi?
HUMK. 276/3. maddeye göre:
Yalnız bir kişi ehlivukuf intihap edilebilir. Üçten ziyade intihap olunamaz. Bazı davalarda, konu çok çetrefilii ise, çok sayıda bilirkişinin dahil olmasını gerekli kılan rapora ihtiyaç olabilir. Mesela, Tır taşımacılığı ile gümrük teamül ve uygulaması, mali hesaplar(muhasebe) ve dış ticaret teamülleri ve özel uzmanlık gerektiren hukuki olayların bir arada bulunması gibi.... HUMK.276. madde bir bilirkişi kurulunun en fazla 3 kişiden ibaret olabileceğini ifade etmiştir. Aksine davranış re'sen bozma nedenidir. 15.HD. nin 9.11.1979 , Yasa HD. Ocak.80 s.113 ve YKD.1980/9 s.1268) 1- O halde, aynı anda farklı konularda rapor vermek üzere 2 ayrı bilirkişi heyeti oluşturulabilir mi? 2- İki ayrı heyet, 3 kişilik toplam sınırı aşmasa dahi bu mümkün müdür? Yada iki ayrı heyette 5 yada 6 kişi olması halinde durum değişir mi? Selamlar.. |
04-05-2002, 14:07 | #2 |
|
Sayın Mehmet S.Tikici,
Sorunuzun yanıtı bence' OLMAZ '. Birden fazla heyetle 3 den fazla bilirkişi görevlendirmek 'kanuna karşı hile'' gibi yorumlanmalıdır. Ne var ki, gelişen teknoloji eski kuralların da gelişmesini gerektirdiğinden , yasanın değiştirilmesi düşünülmelidir. Doğrusu yasa koyucunun bilirkişi sayısını sınırlamasının gerekçesini bilmiyorum. BU gerekçe günümüze uymuyorsa, sınırın kalkması yolunda bir değişiklik şimdiden düşünülmelidir. 10 yıl sonra iyice geç kalınmış olabilir. ( değişikliği 10 yılda ancak yaparız ) Saygılarımla |
05-05-2002, 00:54 | #3 |
|
merhaba,
uzmanlık gerektiren alanda bilirkişi görüşüne başvurulması gerekmesi halinde, yasa, kural olarak bir kişinin atanacağını belirtmiş, en fazla üç kişinin bilirkişi olarak atanacağından söz etmiş ise de, sayın tikici'nin verdiği örnekten gidersek uzmanlık gerektiren alan üçten fazla olduğu için her bir uzmanlık alanı bakımından bir-iki ya da üç kişinin bilirkişi atanması ve her bir bilirkişinin yahut bilirkişi kurulunun kendi uzmanlık alanında inceleme yaparak rapor vermesi kanımca mümkündür. bunların usul ekonomisi bakımından hemzaman inceleme yapması pratik olarak güç ise de, dosya içeriği çoğaltılarak çözüm bulunabilir. fakat farklı uzmanlar, diğer uzmanların görüşlerinden yararlanmak durumunda iseler incelemeyi aynı anda değil, peşpeşe ve anlamlı bir seri teşkil ettirecek şekilde de yaptırmak uygun olur diye düşünmekteyim. ancak aynı uzmanlık alanında bir kerede üçten fazla bilirkişi atanamaz. niye, çünkü reylerin dağılması halinde müşkülat çıkar. yasadaki bir ila üç kişi atanabileceğinin öngörülmesinin temelinde de bu husus yer alır. bu nedenle aynı konuda iki kişinin bilirkişi atanmasına bir engel yok ise de uygulamada genellikle tercih edilmeyen bir seçenektir. bir başka husus, humk'nun 284. maddesidir ki, evvelce üç kişilik bir kurul ile belli bir uzmanlık alanında inceleme yaptıran hakim, aynı uzmanlık alanıyla ilgili olarak yeniden teşkil edeceği üç kişilik bir başka kurula da inceleme yaptırabilir. hatta hakem rapor için yeni bir üç kişilik kurul dahi oluşturabilir. saygılarımla... |
05-05-2002, 12:08 | #4 |
|
Bilirkişilerin Sayısı
HUMK.m.276/III uyarınca, "yalnız bir kişi ehlivukuf intihap edilebilir. Üçten ziyade intihap olunamaz".
Ceza usulünde ise, bilirkişi sayısı konusunda herhangi bir sınır öngörülmemiştir. Bazı kanunlarda, bilirkişi görüşüne başvurulması öngörüldüğü gibi bilirkişi sayısı da belirtilmiştir. Örnek olarak TK.m.396/I’de anonim şirket esas sermayesinin azaltılmasına dair kararın alacaklıların menfaatlerine zarar vermeyeceği hususunun üç bilirkişi tarafından verilecek müşterek bir raporla” belgelenmesi aranmıştır. HUMK.m.276/III hükmü, bilirkişinin en az bir en fazla üç kişi olabileceğini emretmektedir. Buna rağmen, uygulamada üçten fazla bilirkişi seçilmesine az da olsa rastlanmaktadır. Doğrusu, üçten fazla bilirkişi seçilmesi durumunda, eğer rapor usulünce hazırlanmış ve oybirliği ile imzalanmış ise, sadece bilirkişi sayısının kanuna aykırılığı gerekçesiyle raporun geçersiz sayılmaması gerekir. Yargıtay, HGK., 12.03.1980, 7-1119/1404: "... Taşınmaz başında beş kişilik bilirkişi heyeti dinlenmiş olup bunlar aynı şekilde beyanda bulunmuşlardır. Her ne kadar HUMK'na göre 3 kişiden fazla bilirkişi seçilemezse de, bilirkişiler ittifakla beyanda bulunmuş olduklarından yapılan usuli hata sonuca etkili değildir..." (Aksi yönde bir karar için bkz. 15. HD., 09.11.1979, 1849/2230, YKD., 1980/9, s.1267 vd.). İki kişinin bilirkişi olarak belirlenmesi, kanunun açık hükmü karşısında pekala mümkündür. Ceza usulünde otopsinin iki hekim tarafından yapılması hükme bağlanarak bilirkişi sayısı kanunla belirlenmiştir (CMUK.m.79/II). Yargıtay HGK., 04.11.1981, 12-201/714: “Bir ya da üç kişi dışında iki kişilik bir bilirkişi kurulunun da oluşturulması mümkündür ve bilimsel görüşlere paralel olarak uygulama da bu doğrultudadır. İki kişilik bilirkişi kurulu seçilmesinin bazı sakıncalar doğurduğunun gözlenmesi, sonucu etkilemez” (YKD., 1982/5, s.625). Fakat, iki kişinin ortak bir görüşte buluşması mümkün olmadığında, birbirini çürüten (nakzeden) iki farklı görüşten ibaret bir rapor hakime ışık tutamayacağından, yeniden bilirkişi incelemesi yapılması zorunluluğu doğacaktır. Özellikle, birden fazla uzmanlık bilgisinin gerekli olduğu ve farklı açılardan konunun tartışılması gereğinin bulunduğu vakıaların incelenmesinde birden fazla bilirkişiye başvurulmasının yararlı olacağı tartışmadan uzaktır. Nitekim orman mühendisliği ve harita mühendisliği konularında uzman bilirkişilere ihtiyaç duyulan bir davada, Yargıtay bilirkişi kurulunun iki kişiden ibaret olması gerektiğini belirtmekten çekinmemiştir. 20. HD., 28.12.1995, 10488/17623 (YKD., C.23, S.5, s.762-764). Fakat bunun dışında, birden fazla bilirkişi seçilmesinden mümkün olduğu ölçüde kaçınılması gerektiği, ilke olarak bir kişinin tercih edilmesi, birden fazla bilirkişinin gerekli olduğu durumlarda da -cimri davranılarak- ikinin üzerine çıkılmamasının daha pratik ve daha yararlı olduğu görüşündeyim. Yargıtay, bazı kararlarında bilirkişi seçilmesini tavsiye ederken, bilirkişilerin sayısını da (çoğu kere üç olarak) belirlemektedir. 10. HD., 21.03.1996, 2331/2352: “SSK Hastanesinin kusurlarının uzman bilirkişilerce belirlenmesi gerekir. Bu konuda mahkemece yapılacak iş, tıpta uzman olan bir bilirkişi, iş güvenliği uzmanı bir bilirkişi ve bir de hukukçu olan üç kişilik bir bilirkişi heyetinden kusur raporu almak ..” (YKD., C.22, S.7, s.1074 vd.). Uygulamada görüldüğü üzere, birden fazla kişiden oluşan bilirkişiler kurulunda, dosyanın genellikle kurul üyelerinden biri tarafından mahkeme kaleminden teslim alındığı, dosyanın tek başına incelendiği, diğer üyelerin inceleme ve tartışmalara ilgisiz kaldığı ve raporu da tek kişinin yazdığı ve diğer üyelerin raporu sonradan imzaladıkları bilinmektedir. Bazı bilimsel görüşler: Nevzat GÜRELLİ: “Birden fazla bilirkişiyi bir araya getirmek ve müzakerelerini sağlamak sadece teoride kalmaktadır. Fiiliyatta raporu genellikle bir bilirkişi yazmakta diğerleri imza etmektedirler. Muhalefet şerhlerine nadiren rastlanır. Heyet halinde bilirkişiliğin ne kadar zorluğa ve zaman kaybına neden olduğunu bilmeyenlerimiz yoktur. Bu nedenle naçizane tavsiyemiz, çeşitli dallara mensup uzmanların varlığını gerektirmedikçe, heyet halinde bilirkişiye başvurulmaktan kaçınılmasıdır” ; Ejder YILMAZ: “Bazen uygulamada bilirkişi raporunun bir kişi tarafından hazırlanıp, bilahare (hatta birbirlerini görüp tanımadan bile) diğerlerinin imzaladıkları bir gerçektir”. DOĞANAY: “Şayet siz, kanuni ve vicdani sorumluluk duygusundan yoksun iseniz, o zaman iş kolay, dava dosyasını mahkeme kaleminden imza mukabili teslim alan o bilirkişinin tek başına veya diğer ikinci bilirkişi ile birlikte hazırlayıp imzaladığı bilirkişi raporuna, dosyayı okumadan ve uyuşmazlığın içine hiç girmeden, açığa imza vermek suretiyle imza atarsanız iş basit. Bu hal maalesef gerçek!” Kuru'nun haklı olarak vurguladığı gibi "hakimin, özellikle müddeabihi düşük olan davalarda birden fazla bilirkişiye başvurmaması gerekir". |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Kesinlik sınırı suçların toplamına göre mi yoksa ayrı ayrı mı? | genç osman | Meslektaşların Soruları | 2 | 21-12-2006 19:20 |
Aynı Anda Birden Fazla İşyerinde Sigortalı Olmak | Av.H.Sancar KARACA | Meslektaşların Soruları | 2 | 16-12-2006 16:03 |
Aynı anda hem SSK hem emekli sandığından maaş alınabilir mi? | mslmklvz | Meslektaşların Soruları | 3 | 13-12-2006 14:46 |
Ssk Ve Emekli Sandığına Aynı Anda Prim Ödemiş Kişinin Emekli Maaşı Hesaplanması Esası | DenizSu | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 09-09-2005 12:06 |
İlam Alacakları Bölünüp Ayrı Ayrı Takip Konusu Yapılabilr Mi? | aeyesilkaya | Meslektaşların Soruları | 1 | 04-07-2005 22:11 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |