13-07-2007, 09:50 | #1 |
|
Kötüye kullanilabilen bir hak" Besitzstörungsklage"
Mülkiyet ve zilyetlige dayanan davalardan biri olan " men`i müdahele" davasi özellikle Alman ve Avusturya hukukunda bazen kötüye kullanilabiliyor.
Haksiz olarak baskasinin park yerine ya da evinin girisine arabanizi parkettiginizde hak sahibi aliyor eline fotograf makinesini , delil mahiyetinde arabanizin fotografini cekiyor ve birkac ay sonra karsi tarafin Avukatinin actigi bir dava dilekcesi ulasiyor elinize. Davanin Konusu "tasinmaza müdahelenin meni".. Konu her yönüyle tartismaya acik esasinda, bir defaligina mahsus olmak üzere arabasini baskasinin hakki üzerine parkeden birine karsi böyle bir davanin hakliligi üzerne fikir yürütülebilir.. Uygulamada ise rutin haline gelmis bu durumda davali olarak hic bir sansiniz yok. Aracinizin orada görüntülenmesi yetiyor davanin aleyhinize sonuclanmasina, 3 dakika durmus olsaniz yada Izdirar hali falan iddia etseniz de sonuc degismiyor. Böyle bir dava dilekcesi eline ulasan kisinin tek yapabilecegi Karsi taraf vekili ile baglantiya gecerek dava dilekcesi giderlerini ödemek, sayet is durusmaya kalirsa mahkeme masraflari da biniyor üzerine.. Yaklasik olarak 200.- € ödüyorsunuz avukata.. Burda dikkat edilmesi gereken bir husus da su : Anlasmak istediginiz davaci Vekilini bürosunda ziyaret etmemeniz, aksi takdirde dava dilekcesi masraflarini ödemek icin gittiginiz Avukattan, ayrica yeni bir "görüsme" masrafi daha ödemek zorunda kaliyorsunuz ki yaklasik 70 .-€ . En saglikli yol avukata telefon ya da faxla ulasip dava ücretini ve banka hesap numarasini ögrenmeniz.. Konu öylesine suistimal edilmeye acikki hatta kimi cadde önünde oturan ev sahipleri ellerinde fotograf makinesiyle kurban ariyorlar.. Kimisi de kapisina tehdit seklinde su yaziyi yaziyor " Parken Verboten sonst Besitzstörungsklage" ! Hak sahibinin bu konuda kazanci ne oluyor derseniz, saniyorum Vekiliyle anlasip üdenen paranin belli bir yüzdesini aliyor diye düsünüyorum.. |
17-07-2007, 16:00 | #2 |
|
ingilterede bunun icin gorevli insanlar var, ellerinde fotograf makineleri butun gun park yerlerini denetliyorlar, hem bu sayede bircok vasifsiz insan icin is olanagi dogmus durumda , uniformalariyla dolasip ceza kesemeye bayiliyorlar gibi duruyor,
sanirim bazi isleri bireylerin iyiniyetine birakmak pek dogru degil |
18-07-2007, 14:10 | #3 |
|
Selamlar,
Kotuye kullanilan hak nerede ben acikcasi anlayamadim. Size ait olan park alanina, baskasi park ediyor ve sizde bunu dava konusu yapinca, hakkinizi kotuye mi kullanmis oluyorsunuz? Ayrica, bir defaya mahsus olmak uzere yapilan hak ihlallerini nasil mazur goruyorsunuz, ona da aciklik getirir misiniz? Besitzstörungsklage, yasanin vermis oldugu bir hak, ve zarar goren tarafin, hangi durumlarda ve ne sekilde bunu kullanacagi da belirtilmis. Kisaca ortada ne hakkin kotuye kullanimi ne de baska bir olumsuz durum sozkonusu. Privatparkplatz oldugu belli bir yere gidip aracinizi park edeceksiniz ve sonra da hakkinizda yapilacak olan yasal islemlerden rahatsiz olacaksiniz. Bu mantikli mi? Bence asil yanlis olan, park yerindeki yabanci araci cektirtmek icin yapilacak olan masrafin neden bundan zarar goren kisi tarafindan odendigi? Araci cektirtip, masraf odeyecegime elime fotograf makinesi alip, yapilan tecavuzu belgeledikten sonra, solugu mahkemede almak daha akillica. Boylece insanlar, baskalarinin hakkina daha bir saygi gosterirler! |
18-07-2007, 17:37 | #4 |
|
Merhabalar,
Öncelikle olayda hakkın kötüye kulllanılması durumunun olduğunu sanmıyorum.İkinci olarak bir defalığına mahsus olarak araba park edilmişse bu durumda nasıl olur da müdahalenin men'i davası açılabilir.Bu davayı açabilmek için eylemin sürekli olması gerekmez mi?Olayda olsa olsa tazminat davası açılabileceğini düşünüyorum. Saygılar... |
19-07-2007, 08:24 | #5 |
|
"Hakkin kötüye kullanilmasi" mahiyetini tam anlayamayan arkadaslar icin kisaca ;
Tasinmaza meni müdahele davasinin, 2 dakikaligina park yerinizde yada kapinizin önünde parketmis ve bir daha oraya ugramasi belkide sifir ihtimal olan bir arac sahibine karsi kullanilmasinin yanlisligini izah etmeye gerek oldugunu sanmiyorum. Burda sayet ugradiginiz bir zarar varsa tazminat davasiyla talep etmelisiniz, ya da sözgelimi komsunuz düzenli olarak park yerinize parkediyorsa bu haksiz eylemin menini sözkonusu davayla talep edebilirsiniz. Bu dava genel hükümler cercevesinde aciliyor ve tamamen yanlis parkeden kisiyi cezalandirmayi amac ediniyor. Davaci tarafin almis oldugu bir tazminat yok, ödenen para tamamen avukata gidiyor. Amac sadece dava acip karsi tarafi dava giderlerini öldemeye mahkum etmek. |
19-07-2007, 16:58 | #6 |
|
Selamlar,
Sn. justiz, size tesekkur ederim, sayenizde almanca konusulan ulkelerin hukuk sistemini tartisma olanagi buluyoruz. her ne kadar siz, bizim konunun tam mahiyetini anlayamadigimizi iddia etseniz de, benim fikrim hala sizle ayni degil. Ben hak ihlallerini sizin gibi dakikallara gore ayiramiyorum. Ne alman hukukunda ne de isvicre hukukunda da sizin yapmis oldugunuz "2 dakika" kisatisana pek rastlamadim. Ortada ya hukuka aykirilik vardir ya da yoktur. Konu hakkinda dun yuzeysel bir inceleme yaptim. Zarar goren tarafin bunu mahkemeye tasimasi icin gereken sartlar icersinde tecavuzun suresine iliskin bir sey bulamadim. Kisaca ABGB sizin yaptiginiz gibi "2 dakikalik" bir ayrima gitmemis. Belki de siz bir Turk kulturunle yetismis biri olarak, sizin park alaninizin kisa sureli olarak baskalari tarafindan kullanilmasina dogal karsiliyabilirsiniz ama orta avrupa insani ve kulturu buna o kadar da tebessumle yaklasmamakta. Buna benzer ufak bir ornek vereyim; Isvicre`de kimi sokaklara arabaniz ile giremezsiniz, cunku o sokagin sakinleri, mahkeme karari ile o sokaga yabanci araclarin girmesini men ettirmislerdir. Buna iliskin ibare sokagin girisinde ve cikisinda tabela ile belirtilir. Siz, arabaniz ile o sokaga bir girin bakalim, sonra postakutunuzdan size kimden mektup gelecek! |
20-07-2007, 17:31 | #7 |
|
Anglo saksonlar her konuda oldugu gibi bu anlamdada kita avrupasindan daha esnek bir uygulamaya sahipler, burada siz par yerini isgal ettiyseniz, gorevli sizi yakalamadikca sanslisiniz, posta kutunuz bos kaliyor ama polis kiyafeti giymis ve ellerinde fotograf makinesi ve ceza kesmeye yarayan aletleri olan sahislara yakalndinizmi, imkani yok gorveliyi ikna etmenize, siz oradaysaniz size yoksaniz postayla cezaniz size ulasiyor...
ama ne yalan soyliyim, ben de almanyadaki veya isvicredeki kati uygulamaya pek sicak bakmiyorum, hele sayin DMCA nin verdigi ornekteki bazi mahallelere yabanci araclarin girememesi olgusu bana biraz itici geliyor, belki bu kadar duzene aliskin olmadigim icin bunyem kaldirmiyor saygilar. |
20-07-2007, 17:33 | #8 |
|
ayrica ingilizlerin sehir merkezindeki artan arac sayisina bulduklari cozum, sehir merkezine giren araclara fazladan para odetmek, pek etkili gorunmesede belki istanbul icin bu cozum dusunulebilir,...
|
20-07-2007, 18:49 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
Sayın justiz, Hakkın kötüye kullanılmasının mahiyetini bildiğim kanaatindeyim.Ben hala bir kötüye kullanma göremiyorum.Sadece hakkı kullanma görebiliyorum.Dediklerinize değinecek olursak,anladığım kadarıyla size zarar veren birinin bir daha bunu yapma ihtimali yoksa yaptığı bu davranışı mazur görmemiz gerekiyor!!!Yani bir kişi benim bir hakkımı ihlal etse nasıl olsa bir daha etmez deyip şikayet etmemeli miyim?Bu işte benim bir çıkarım olması gerekmez.Bildiğiniz gibi bir suçlunun hapiste yatmasının mağdura doğrudan doğruya faydası yoktur ,bu durum mağdurun şikayet ederken hakkını kötüye kullandığı anlamına mı gelecektir?Nasıl olsa bir daha yapmaz deyip geçiştirmedi diye hakkını kötüye mi kullanmış olur?Bence olaya duygusal değil biraz daha hukuksal bakmalıyız. Saygılar... |
20-07-2007, 23:59 | #10 |
|
Bence anlaşmazlık, farklı ülkeler hukukunu, herkesin ayrı ayrı uygulamasını yapıyor olduğu hukuk düzeninin kuralları ve toplumsal alışkanlıklarıyla değerlendiriyor oluşundan kaynaklanıyor.
(Gerçi HÇG başlığına baktığımda da konuyla grup arasında bağıntı kuramadım ama -zira farklı ülke hukuku uygulaması lduğu kadar, ingilizce de değil- ) Sayın Justiz'in Avusturya'daki uygulamaya dair verdiği müdahalenin önlenmesi (ve o çerçevede kötüye kullanılıyor olduğuna dair kişisel görüşü) , bizim uygulamamızla örtüşmüyor. Verilen örnekle ilgili olarak, benim bilebildiğim kadarıyla, ancak park yasağı ihlali ve bu çerçevede trafik mevzuatı gereği kesilmesi gereken trafik ceza tutanakları akla geliyor. Park yasağı olan bölge değil ve işgaliye ödenip, alanın belli kişiye tahsisi de söz konusu değilse, "falanca benim evimin önüne park etti" iddiasıyla açılacak bir müdahalenin meni davasının, değil hakkın kötüye kullanımı yorumuna bzi ulaştıracak bir yaptırımının sözkonusu olması, olsa olsa davaya bakacak yargıcın hayret ve gülümsemesine konu olur gibi geliyor. Olan değil, olması gereken çerçevesinde düşünecek olursak, bence uygulama yerinde. Eylemin yaptırımı olduğunu bilen, bir defaya mahsus bırakayım gelişi güzeliğine kapılmayacak, görmeye alışık olduğumuz -hak verilmez alınır babından- karmaşık görüntüler de yaşanmayacaktır. Ki bizim ülkemizde herkesin aracı bir diğerininkinden değerli ve hele benimsediği park yeri -egemenlik sahası!- herhangi bir yasal hakka dayanmıyor da olsa, "doğal hakkıdır!" , az kavga edilmez bu konuyla ilgili olarak. Saygılarımla... |
21-07-2007, 11:36 | #11 |
|
degerli arkadaslar,
Burda kötüye kullanilan sey " Besitzstörungsklage" denen yani meni müdahele davasi.. Yoksa baska birinin hakki üzerine parketmenin hakliligini ya da bu kisilere karsi hukuk yoluna gidilmemesi gerektigini iddia ediyor degilim. Almancasi olan hukukcu arkadaslarimiz icin bu konuda güzel bir calisma : http://www.privatrecht.sbg.ac.at/forum/schartner.htm Ayrica bu konu sadece benim görüsüm degil uygulamanin icerisinde olan bircok hukukcu ayni görüste. Cadde üzerinde oturuyorsunuz, bir arac garaj kapinizin önüne parketmis cikamiyorsunuz arabanizla. Burda konu StVo icerisine girdigi icin aslinda yapilmasi gereken sey polise haber vermek ve araci gerekiyorsa cektirmek. Fakat böyle bir durumda bile sözkonusu dava yoluna gidiliyor, amac dedigim gibi karsi tarafa fazladan dava gideri ödetebilmek. Konunun en ideal cözümü ise StVo yani Karayollari trafik yasasina madde ekleyip özel park yerinize parketmis olan kisilerin de bu yasa cercevesinde cezalandirilmasini saglamak. Bir zarariniz varsa, sözgelimi arabanizi kullanamadiginiz icin bir taksi tutmussaniz, ya da baska bir park yerine ücretli parketmisseniz bunu ayrica tazminat davasi cercevesinde talep edebilirsiniz zaten. Burda kötüye kullanmadan kasit , davanin " amac disi kullanilmasi".. Yoksa kimi degerli arkadaslarimizin degindigi gibi özel park yerimize parkedilmesini anlayisla karsilamamiz sözkonusu degil |
07-12-2007, 04:16 | #12 |
|
bu başlıktaki son cevap 5 ay önce verilmiş ama yine de ufak bir ekleme yapmak istedim.
Sayın justiz'in bahsettiği "Besitzstörungsklage" ifadesini Türkçeye "fuzuli işgal davası" olarak çevirmek mümkün. Dolayısıyla sayın adlig_recht'in "park etmiş gitmiş adamın arkasından nasıl olur da böyle men'i müdahale davası açılır?" itirazı çözülmüş oluyor. Fuzuli (belki haksız demek daha uygun) işgal durumunda bizim hukukumuzda da açabileceğiniz davalar ve ileri sürebileceğiniz talepler hemen hemen aynı. İşgal devam ediyorsa men'i müdahale ve haksız kullanılan süre için bedel, sona ermişse sadece haksız kullanım süresi için bedel ki bu bedele de ecri misil deniyor. Özetle ve anladığım kadarıyla açılan davada müdahalenin men'i talep edilmiyor, haksız kullanım bedeli isteniyor aslında. Böyle bir olay için Türkiye'de de dava açmanız mümkün ancak ilk karşılaşacağınız problem usül ve ispat kuralları; fotoğrafın doğrudan delil olarak kabul edilmemesi. Belki delil başlangıcı sayılarak başkaca delillerle desteklenebilir ve ispat vasıtası olarak kullanılabilir. Ancak daha önemli problem, biz de açtığınız davanın hukuka uygun, yasal dayanağı olması yetmiyor; hakime de beğendirmeniz lazım davanızı Yani böyle bir dava açtığınızda hakim size sağlam bir fırça atıp "kardeşim bak işimiz başımızdan aşıyor, bunun için dava mı açılır" diyebilir. Hatta demezse şaşarım |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Savcının görevi "suç isnat etmek" mi, yoksa "suç ispat etmek" mi olmalı? | sibelniko | Hukuk Sohbetleri | 21 | 30-09-2013 08:43 |
Matbu bono metni üzerindeki "malen" kelimesinin üzeri çizilerek "nakden" yazılması | Av.Özgür Özlem Öngel | Meslektaşların Soruları | 9 | 26-02-2008 18:02 |
Stj. Av. ne "ofisboy"dur, ne de adliyedeki caycinin "ciragi..." | metin karadag | Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi | 26 | 28-07-2007 20:47 |
FSEK anlamında"eser"; "Mezdeke"oryantal grup adı ve oluşturdukları karakter eser mi? | Aslı | Hukuk Soruları Arşivi | 6 | 27-12-2006 01:32 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |