03-09-2007, 11:18 | #1 |
|
Yargıtay Kararları Kimin?Avukatın hakkı?
Merhaba
Diğer bir başlık altında Yargıtay kararlarının aleniyete açılması tartışılıyor. Burada ben daha farklı bir konuya dikkati çekmek ve görüşlerinizi almak istiyorum. Davanın olay olarak tarafları davacı ve davalıdır.Hukuki savunma bakımından taraf vekilleri dosyaya katılır ve hakim kararı(ve varsa savcı) ile karar tamamlanır. Yargıtay'ın verdiği karar ile dosyaya yeni bir hukuki görüş eklenir veya eklenmez. Dosyaya emek veren ve kararda hak sahibi olan (tarafların)avukatların katkıları her aşamada devam etmekte ve doğrusu hukuki sorunun ve çözümün omurgasını oluşturmaktadır. Hal böyleyken Yargıtay kararlarının Yargıtay denetim ve tasarrufunda olması çok da anlaşılır değildir.Hatta böyle bir uygulamanın telif haklarına aykırılığı bile düşünülebilir. Hele yayınlanması sırasında yayına sadece Yargıtay'ın yetkili sayılması apaçık haksızlıktır. Bu durumda iki seçenek uygulanabilir; Ya kamu yararı gerekçesi ile sınırsız biçimde kararlar alenileşir ve tarafların tamamı haklarını kamu yararına kullanmaya tahsis eder Ya da da bir kararın yayınlanması taraflardan rıza alma ile mümkün olur ki,mevcut durumda eksik olan budur. Devam edelim. |
03-09-2007, 14:03 | #2 | |||||||||||||||||||||||
|
Kanunu bilmemenin mazeret sayılmadığı bir hukuk düzeninde, kanunda boşluk olan durumlarda yasadan evvel aranılıp göz atılan (bazen yasada yer almamasına rağmen öğretide kabul görüp uygulama alanı bulan) içtihatların kişi ve kuruluşların tekelinde olması düşünülemez. Bir kaç örnek vermek istiyorum: *- "Kontratta muacceliyet koşulu bulunan sözleşmelere dayalı olarak, iki haklı ihtar nedenine dayalı olarak tahliye davası açılamaz." Birinci bentte yazdığım kural , içtihatların kuralıdır. Yasayı açıp baktığınızda buna uygun bir düzenleme bulamazsınız. Yasa, sözleşmede muacceliyet şartı varsa iki haklı ihtardan dava açamazsın, ancak temerrüde düşürmelisin, demez, aksini yasal dayanakla açıklayamazsınız. Ama uygulama nedir derseniz, yasal karşılığı bulunmayan yerleşik bir içtihat! İçtihada vakıf değilseniz, yasaya vakıf olmanız anlam ifade etmez. * Aynı durum, bankalarla ilgili olarak uygulanmayan, iyiniyetli sebepsiz zenginleşenin iade borcunun kapsamına dair BK.m.63 ve diğer ilgili hükümleridir. İçtihatlara bakarsanız, bankaların yanlış havale yaptıkları tüm üçüncü kişi mudilerin, kötüniyetli olması gerektiği sonucuna varırsınız! * Bir başka örnek D.İ.K.m.75 uygulamasına yöneliktir. Güncelliği kalmayan eski uygulamada, bir kez ecrimisil ödeyenden, bir daha isteyemezsin der içtihatlar. Ama yasa maddesinde karşılığını bulamazsınız. Nitekim bilahare Danıştay, evvelki içtihatlarının yersizliğini, "yasada böyle bir düzenleme bulunmaması" ile açıklamıştır! * Her üç örnek de kanımca son derece üzücüdür. Olmaması gerekendir, ama neticede "olan" dır ve olan uygulanmakta, kabul görmektedir. Hal böyleyken, içtihatlar, hüküm verildikleri andan itibaren herkesin ulaşabileceği bir yerde olmalıdır. (Bunun için en uygun alan da, bilabedel olmak kaydıyla, ilk elden Yargıtay'ın sayfalarıdır.) Çünkü o anda itibaren, kamu üzerinde söz sahibidirler, herkesin hukuksal durumunu etkileme gücüne sahiptirler ve aynen yasalar gibi, bilinmemeleri, yahut yasada karşılık düzenlemenin olmayışı dahi, mazeret kabul edilmemektedir. Bu noktada, "tarafların" rızasının aranması gerektiği önerisine de , yukarıdaki gerekçelerle karşı çıkılması gerekir. Elbette isimleri içtihatlardan çıkarılmak kaydıyla. Saygılarımla... |
03-09-2007, 15:11 | #3 |
|
Yargıtay kararlarının mülkiyet hakkının kimseye ait olmadığını düşünüyorum.Yargıtay'ın kendisine dahi.
Ülkemizde hukuk o kadar hantal ve pahalı ki, adaleti en kısa ve doğru biçimde sağlayabilmek için Yargıtay Kararları herkese açık olmalı. Yargıtay internet üzerinden tüm hukukçulara son kararlarını göndermelidir.(abarttım mı keşke olsa)! Sn.Habibe Yılmaz Kayar'a; avukatın dosyalardaki emeğinin önemi yönünden katılıyorum. Verdiğimiz emek;hukuk ve adaletin yaygınlaştırılmasından başka bir şeye hizmet etmesin zaten. Nasıl ki demokrasi kimsenin tekelinde olamaz olmamalıdır. Hukuk ve yargıtay kararları da kimsenin sahipliğinde olamaz. Saygılarımla... |
03-09-2007, 15:11 | #4 |
|
Sn.Demirel
Söylediklerinize aynen katılıyorum.Önerim de içtihatların ve kararların herkesin ulaşabileceği yerde olmasıdır. Benim dikkat çekmek istediğim nokta kararların oluşumunda yer alan ,yargının " kurucu unsuru"olan savunmanın bu süreçte kaybedilmeye çalışılması.Bunun ortaklaşa bir ürün olduğu gerçeğinin farkedilmemesi. Diğer yandan yayınlanan kararlarda aksi belirtilmediği sürece vekilin özellikle adının yazılması gerektiğini düşünüyorum.Katkıda bulunan meslektaşlarımızın adını kararlarda okumak hoş olur. |
03-09-2007, 18:20 | #5 |
|
Yargıtay Kararları, Uçan Halı vs
Yargıtay kararları üzerindeki efsuni giz perdesinin, YARSAV tarafından dahi farkedilerek bu sır perdesinin kaldırılması yolunda başvuru yapılmış olması önemli bir aşamadır.Bu konudaki tartışma, Hukuk Haberleri Bölümüne, 06.08.2007 tarihinde sayın Av. Armağan Konyalı tarafından eklenen “Yarsav: "Danıştay ve Yargıtay, içtihat gizliliğine son versin" başlığı altında devam etmektedir. Eğer bu sağlanabilirse, ülkemizde hukukun gelişimi önündeki önemli bir engel ortadan kaldırılmış olacak ve artık avukatların da hukuku yaratma imkanı doğmuş olacaktır.Aksi halde, eline bonbon şekeri tutturulmuş çocuk gibi ömrümüz heba olup gidecektir.
|
03-09-2007, 20:13 | #6 |
|
Kararların aleni olduğuna ilişkin yeni tarihli ve kapsamlı bir araştırma için bakınız;
Av. Hüseyin KARATAŞ - Stj. Av. Elif DOĞAN "Yargı Kararları ve Tam Yararlanma Serbestisi" Aralık 2006 Legal Fikri ve Sınai Haklar Dergisi Sayı : 8 www.legal.com.tr |
09-09-2007, 21:40 | #7 |
|
Yargıtay Kararları Kimin?Avukatın hakkı?
Ben yargıtay kararları üzerinde hukuki olarak Yargıtay'ın tekeli olduğunu düşünmüyorum. Böyle bir hüküm de anımsamıyorum.
Sizin de belirttiğiniz gibi yargılama bütün olarak değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Bu süreçte sonucun alınmasında bir çok kişinin etkisi bulunmaktadır. Avukatın savunması, yargıcın düşüncesi ve iddia. Bunların tümünde hukuki mütalaalar bulunur. Yargılama süreci yargıcın verdiği kararla biter. YARGITAY VERİLEN KARARIN HUKUKA UYGUNLUĞUNU DENETLER. Kararın hukuka uygun olup olmadığına karar verir. Tartıştığımız anlamda içtihat Yargıtay'ın yorumudur. Bu yorum dava dosyasında yer alan olaylar ve savunmalardan çıkarılmaktadır. Yani bu yorum Yargıtay'ın soyut olarak toplanıp verdiği bir yorum değil, somut olayda hükümlerin nasıl uygulanması gerektiğine ilişkin, yol gösterici bir yorumdur. Bu da Yargıtay'ın görevidir. Daha doğrusu ilgili heyetin kamu görevleri nedeni ile yaptıkları bir hizmettir ve bu hizmetin bedeli de kamuca ödenmektedir. Burada bu çalışmanın sonucu verilen karar bir fikir ve sanat ürünü sayılabilir mi? Kesinlikle hayır. Bir olayın somut özelliklerine bakarak şu şekilde düşünülmek gerekir denirken benzer bir olayda farklı çözümler üretilmektedir. Bu da olayın özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Yani burada genel bir hukuk yorumu yoktur. Somut olaya göre yol gösterici nitelikte özel bir yorum vardır. Bu yorumun ücreti de kamu tarafından ödenmiştir. Bu durumda bu kararların kimsenin özel mülkiyetinde olamayacağı açıktır. Özellikle "usul ve yasaya uygun olan kararın onanmasına" denildiğinde bu karar içtihattır. İçtihadın sahibi kimdir? (Ayrıca böyle bir kararın verilmesini de anlamam. Usul yasasına göre bütün temyiz nedenleri tek tek irdelenir. Böyle bir tanımlamada hangi temyiz incelemesi incelenmiş oluyor?)Ya da ... vekilinin gerekçeleri ile bozma oluştuğunda bu içtihatta hak sahibi kim olacaktır? ... vekili mi, Yargıtay mı? Diğer forumda da belirttiğim gibi ben burada bir hak değil, görevi kötüye kullanma suçu oluştuğunu düşünüyorum. Yargıtay taraf vekillerinin itirazı üzerine inceleme yapma yetkisine/olanağına sahip oluyor. İnceleme tarafların temyiz itirazları, gerekçeleri doğrultusunda yapılıyor. Temyiz edilmemiş bir konuda hukuka aykırılık saptansa bile bu konu temyiz edilmemekle bozma nedeni sayılmıyor. Ancak yol gösterici nitelikte bir düşünce belirtilmesi olduğu kabul edilebilir. Ancak bu iki satırlık gerekçeler telif hakkı doğurabilecek nitelikte açıklamalar değildir. Nihayet telif hakkına konu olacak kitaplarda sıklıkla karşılaştığımız üzere "Şu, şöyle yorumlanmalıdır. Yargıtay'ın şu kararları da bu düşüncemizi doğrulamaktadır" şeklindeki ifadeler de kararların telif hakkı doğurabilecek oranda fikri mülkiyet hakkı içermediğini ortaya koymaktadır. Aksi zaten Yargıtay'ın yerel mahkemenin yerine geçerek karar vermesi anlamına geleceğinden veya yargıcı etki altına almak sonucu doğuracağından usul yasamıza da aykırı olur. YARGILAMA HAKKI YEREL MAHKEMENİN DENETİM HAKKI YARGITAY'INDIR. Yargıtay bazı özel durumlar dışında kararı YOL GÖSTERİCİ NİTELİKTEKİ DÜŞÜNCESİ İLE BOZARAK YENİDEN YARGILANMAK/İNCELENMEK ÜZERE YEREL MAHKEMEYE GÖNDERİR. Açıkladığım çerçeve içinde ben hiç bir biçimde yüksek mahkamalarin içtihatları saklama hakkı olduğunu düşünmüyorum. Bunlar fikri ürün olarak kabul edilseler bile GÖREVLERİ NEDENİ İLE, KAMUDAN ALDIKLARI ÜCRET KARŞILIĞI OLARAK yapıldıklarından KAMU MALIDIR. KAMU MALI İSE TÜM KAMUNUN KULLANIMINA AÇIKTIR. Saygılar |
11-09-2007, 23:43 | #8 |
|
Av. Habibe hanıma böyle bir konuyu açmış olduğu ve düşüncelerinden dolayı teşekkür ederim..
Aynen ben de öyle düşünüyorum. |
27-09-2007, 16:43 | #9 | |||||||||||||||||||||||
|
|
14-02-2009, 12:38 | #10 | |||||||||||||||||||||||
|
Zaten kanun da sizinle (ve benimle) aynı görüşü paylaşıyor ama mesele bunu yürürlüğe sokabilmek herhalde. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu II - GENEL MENFAAT MÜLAHAZASİYLE: 1. MEVZUAT VE İÇTİHATLAR Madde 31 - Resmen yayımlanan veya ilan olunan kanun, tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve kazai kararların çoğaltılması, yayılması, işlenmesi veya her hangi bir suretle bunlardan faydalanma serbesttir. |
15-02-2009, 21:42 | #11 |
|
Konu biraz "anlaşılmaz" kılınmış...
Sayın Habibe Yılmaz Kayar Yargıtay kararlarının "Yargıtay'ın denetim ve tasarrufunda olması"nı anlayamadığından söz ediyor. Yazının devamında ise bu kararların alenileştirilmesi üzerine fikirler var. Yargıtay kararlarının Yargıtay'ın denetim ve tasarrufunda olması sözcüklerinden neyin kasdedildiğini anlayamadım. Eğer denetimden kasıt Yargıtay kararı hakkında ancak Karar Düzeltme yoluna gidilebileceği, başka bir yol bulunmadığı ise, şu söylenebilir ki, bu denetim neredeyse bütün modern hukuk sistemlerinde benzer şekilde düzenlenmiştir. Kaldı ki, "habeas corpus" yani bir başka mahkeme nezdinde itiraz, hiç bir zaman sınırsız değildir. Tasarruf'a gelince: Yargıtay kararları yerel mahkemeye gönderilmekle alenileşir. Ne var ki, bütün mahkeme kararları, belli bir süre için, mahkemenin malıdır ve açıklanıncaya (en basitinden tefhim ya da tebliğe) kadar kararlar üzerindeki tasarruf hakkı, mahkemededir. Ya dilekçeler? Bir avukatın dilekçesi üzerindeki tasarruf hakkı kimdedir? Siz dilekçenizi dosyaya sunduktan sonra, onun üzerindeki tasarruf hakkınız da kısıtlanır. Bazı durumlarda karşı tarafın açık onamı olmadan taleplerinizi geri alamazsınız. Alenileşmeye daha doğrusu kararların herkese açık olması beklentisine gelince; Yargıtay 1975 yılından bu yana Yargıtay Kararları Dergisi ile çok sınırlı da olsa, kararlarını yayınlamaktadır. 4949 sayılı yasa ile İİK.na eklenen (m.14) cümle ile Yargıtay'ın icra ve iflas hukukuna ilişkin bütün kararlarının yayınlanmasına ilişkin zorunluluk, nedendir bilinmez, altıncı yıla yaklaşırken hala yerine getirilmemiştir. Peki getirilmesi mümkün mü? Mevcut dergide bile genel kurulların ve dairelerin bir, iki ve istisnaen (en çok) üç kararı yayınlanabilmektedir. Dergi abonesi sayısı gün geçtikçe azalmaktadır. Muhtemel çıkartılacak yeni bir dergi, belki de kullanıcıya hiç ulaşmayacaktır. Kamu kurumlarınca yapılan yayınların kâr gayesi gütmediği de düşünüldüğünde, bu işin ekonomik külfet olmaktan öteye gitmeyeceği aşikardır. Gelelim içtihat/kanun ikilemine... Evet bazı konularda içtihadı bilmek gerekir. Ezcümle anglo-sakson hukukunda (ki Büyük Britanya Krallığı'nın yazılı bir anayasası dahi yoktur), hukuk eğitimi ve yargılama içtihatlar üzerinden yürütülür. Türk hukukunda böyle değildir! Yanlışş! Siz uygulamada nerelerin "müştemilat" olduğunu bilmezseniz, "mesken masuniyetini ihlal" suçunun oluşup oluşmadığını da bilemezsiniz. İçtihat herşey değilse de, çok şeydir. Öte yandan içtihatlar çok zaman birden çok yasal düzenlemenin çatıştığı noktalarda gündeme gelir. "Kontratta muacceliyet koşulu varsa, iki haklı ihtara dayalı tahliye davası açılamaz". Elbette bu cümle yasada yazmaz. Bu sonuca varmak için hem borçlar hukukunu ve hem de 6570'i bilmek gerekir. Niye? Zaten muacceliyet koşulu varsa ve kira ödenmemekle alacağın tamamı muaccel olmuşsa, iki haklı ihtara gerek yoktur da ondan. Gider akde aykırılıktan tahliye istersin Bakınız mesela (BK.181) aksine adet ya da sözleşme yoksa satım sözleşmesinde edimler aynı anda ifa edilir. Davacı der ki, mal aldım, çek verdim, mal gelmedi, çek için menfi tesbit isterim. Kural neydi? Malı alıp, aynı anda çeki vermek... Şimdi Yargıtay "malı almadığını ispat et" dediğinde yasaya aykırı mı davrandı? Ya da bu cümle yasada yazmıyor diye bu karar yanlış mı? Kararların gönderilmesi işini üstlenmeye hazırım Yargıtay yılda ortalama 400.000 (yazıyla dört yüz bin) karar veriyor. Danıştay var, Askeri Mahkemeler var, Anayasa Mahkemesi var. Yılda ortalama 1.000.000 (yazıyla bir milyon karar) eder. Hepsi size gelse, aradan ihtiyacınız olanları dahi tasnif edemezsiniz. GÜLMEYİNN... |
15-02-2009, 22:57 | #12 | |||||||||||||||||||
|
Hayır gülmediğimi hatta heyecanladığımı söyleyebilirim. Eğer bütün kararları göndermeyi üstleniyorsanız, ben de tasnif etmek ve (Tabiki Sayın Admin izin verirse THS'de ve bilabedel) yayınlamak hususunda üzerime düşeni (gerekirse elaman çalıştırmak suretiyle) üstlenmeye hazırım. Buyrun birlikte "THS Kararlar Arşivini" oluşturalım. |
16-02-2009, 22:55 | #13 | |||||||||||||||||||||||
|
Ben "hazırım", siz "hazırsınız". İcap ve kabul oluştu sayılır mı bilmiyorum ama sizde bu azim olduktan sonra ben caydım, haberiniz olsun. Şaka bir yana, çok sayıda karar elime geçmekle birlikte bunların bilgisayar ortamına aktarılması, buraya yüklenmesi başlı başına bir mesai gerektirir. Hele insanın ilgi alanı dışındaki kararlar için özetlemeler yapması vs. çok zordur. Sayılar abartılı değil. Bu kadar kararın içine girerseniz, hukukçuluk yapamazsınız diye düşünüyorum. Saygılarımla. |
16-02-2009, 23:13 | #14 | |||||||||||||||||||||||
|
Yaparız, yaparız. Mesele bu kararların bir örneğinin Ankaradan İstanbul'a ulaştırılmasıdır. Bilgisayara aktarmak eskiden çok zordu ama şimdi tarayıp, bir kaç harf düzeltmesi ile PC'ye aktarmak mümkün. Önemli olan yapmaya niyetlenmektir bence. |
23-02-2009, 19:05 | #15 |
|
merhaba..can alıcı bir noktaya değinmekle,türk hukukunun ne kadar şeffaf olmadığı bir kere daha gün yüzüne çıktı..AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMELERİ, içtihadi birleştirme kararları ,TÜRKİYE CUMHURİYETİ MAHKEMELERİNİDE BAĞLAR ve zorlada olsa mecburi UYGULANIR..peki..YARGITAY-DANIŞTAY-ASKERİ MAHKEMELERİN..içtihadi birleştirme kararlari AİHM. kararları ile çelişir ise ne olur..??ki, bir çok kararlar incelendiğinde çelişmektedir...ANIMSARSAK..Türkiye Cumhuriyeti Devleti milyonlarca EURA cezaya mahkum edilmektedir..Yanlış hukuk sistemi uygulamalarından dolayı...Bu durumda biz hangi Hukuk sistemindeki içtihadi birleştirme kararlarını uygulayacağız.??? ((AİHM-DANIŞTAY-YARGIYAT-ASKERİ yüksek MAHKEMELER..??))
''Uçları açık şeffaf olmayan her konu karmaşa yaratır-bu durumda ADALETDEN-HAKDAN-DEMOKRASİDEN bahsetmek,kendimizi kandırmaktan öte gitmez'' |
23-02-2009, 21:04 | #16 | |||||||||||||||||||
|
Bilgisayar çağında bilgiyi (bu konu özelinde Yargıtay kararlarını) tasnif etmek o kadar da zor değildir.
Örneğin şu anda THS'de:
Veritabanı teknolojileri bize ancak milisaniye ile ölçülebilecek hızda arama yapma olanağı sağlamaktadır. Üstelik Yargıtay kararları zaten bilgisayar ortamında yazıldığından, tarama işlemine de gerek yoktur. Yeter ki istensin; Yargı kararlarını hukukçuların yaarlanmasına açmak kolay iştir. |
24-02-2009, 00:18 | #17 |
|
Bizim herhalde en zor ulaştığımız şey bilgidir.Dediğiniz gibi bilgi çağında herşeyi "google" vb sitelerden rahtça bulabildiğimiz bu zamanda bilgiye sınırlı kişilere erişim sağlayıp diğer kişilere özellikle de yargının kurucu unsurundan sakınmak pekte mantıklı gözükmemektedir. Bu mantığı bir kenara bırakın bazı bilgileri biz para ile alırken yargının diğer unsurları bilgisayarlarından direk görebilmektedir.Örnek vermek gerekir ise adli sicil kaydı vs.
Merak eder dururum.Neden Uyap portlalında adliye ağı ile Avukat ağı arasında yetki farkı vardır diye. Tüm bunlar işimizi aslında zorlaştırmak için yapılıyor.Yargıtay vs kararları gizli o zaman neden hukuk programlarında bu kararlar yayımlanır hiç anlam veremem.İsteyen pararyla bilgi satın alır mantığı burada da geçerli.Nede olsa hakim görüş "Avukatlar zaten kazanıyor,para ile alsınlar" |
24-02-2009, 01:27 | #18 |
|
Bir daireden yılda 10.000 karar çıktığını düşünelim.
Mahkemeler gönderdikleri dairenin görev durumuna dikkat etmediklerinden bu 10.000 kararın tahminen 1.000 tanesi GÖNDERME kararıdır. Yargıtay'dan gelen dosyalarınıza bakın. Ben her dosyamda en az bir gönderme kararı görüyorum. Nereden baksanız 2.000 tane karar düzeltme isteminin reddine ilişkin formül karar vardır. "HUMK.440 maddesine uygun bulunmayan...". Yine 3.000 tane formül onama vardır: "Yapılan yargılamaya, toplanan delillere..." 500 tane Geri Çevirme çıkar: icra dosyasını, vekaletnameyi ekle gönder, harcı tamamlat vs. Geriye kaldı 3.500 karar. Ve siz diyorsunuz ki bunları tasnif etmek zor değil. Kararlar gizli değil. Ulaşmak zor hepsi o. Ulaştığınızı tasnif, o daha bir zor. Ben "bütün kararları" derken 10.000 kararın tamamını kasdettim ki, durumun zorluğunu anlarsınız diye. Sırf göndermeleri, formül red ve onamaları ayırmak bile günlerimizi alır. En iyisi herkes eline geçen nitelikli kararları uygun zeminde paylaşsın. Üstelik tasnif edilmiş, içtihat ve açıklama içeren nitelikli eserler de az değil. Hele yıldırım hızıyla yasaların değiştirildiği bir dönemde, karar toplamanın da iyi bir yatırım olduğu söylenemez. |
23-09-2010, 09:50 | #19 |
|
Yargıtay kararları - Avukatlar
Sayın meslektaşlarım,
Yargıtay Başkanlar Kurulu, almış olduğu karar ile tüm Yargıtay kararlarının ilk derece mahkeme yargıçları ve savcıların kullanımına açılması için çalışma başlatmıştır. Yargıtay kararlarının, avukatların da kullanımına açılmamış olmasının hukuk devleti ve savunma hakkı çerçevesinde bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Bu konuda gerekli girişmi yapma ödevinin Barolar ve Türkiye Barolar Birliğine ait olduğu düşüncesi ile mensubu olduğum İstanbul Barosu'na aşağıda örneği yer alan dilekçe ile başvuruda bulundum. Meslektaşlarımdan, benzer şekilde bağlı oldukları baro başkanlıklarına başvurmalarını dilemekteyim. Biz avukatlar, talep edeceğiz ki hakkımız olana kavuşalım. Bizlere düşen ödev talep etmek, Barolara ve TBB'ne düşen ödev ise gerekli girişimleri etkin bir şekilde yapmaktır. Selam ve saygılarımla... İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞINA
KONUSU : Yargıtay kararlarının, avukatların da kullanımına açılması hakkında. Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun, tüm Yargıtay kararlarının ilk derece mahkeme yargıçlarının ve Cumhuriyet savcılarının erişimine açılması yönünde Haziran 2010 tarihinde karar aldığı ve bu hizmetin alt yapısının oluşturulması için Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı (BİDB) ile çalışma yürüttüğü bilinmektedir. BİDB’nda görevli yargıç Sayın Cengiz Tanrıkulu’nun, hukukçuların platformu olan adalet.org sitesindeki forumda yazdığı bilgilendirme yazısından öğrendiğimize göre bu erişim hakkı sadece yargıç ve savcılara tanınmış; avukatların bu hizmetten yararlanmasına yönelik herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Avukatlar, yargının kurucu unsurudur. Savunma olmaksızın yapılan yargılama faaliyetleri gerçek bir yargılama faaliyeti sayılamaz. Yargıtay’ın “içtihat” sayılan kararları, sav – savunma – karar üçlü mekanizmasının ortak faaliyetinin bir ürünüdür. Yargının ortak faaliyeti sonucu ortaya çıkan “içtihatların” yargının sadece sav ve hüküm süjelerinin kullanımına açılıp, savunmanın bu haktan mahrum edilmesi başta adil yargılanma ilkesi olmak üzere savunma hakkının ihlali olacaktır. Yargıtay kararlarının tüm yargı mensuplarının (savcı – avukat – yargıç) ve yardımcı adli personel hatta tüm kamunun açık erişimine açılması demokratik hukuk devletinin gereğidir. Bu sebeple, Yargıtay Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı nezdinde gerekli girişimlerin yapılarak Yargıtay kararlarının savunmaya, yardımcı adli personele ve sonuç olarak tüm kamuya açılmasının sağlanması gerekmektedir. Bu girişimin başarıya ulaşması için görev, meslek örgütlerimize ve Türkiye Barolar Birliğine düşmektedir. Konuyu Başkanlığınız’ın takdirlerine sunar, gerekli girişimlerin yapılmasını dilerim. Saygılarımla. Avukat Hakan EREN İstanbul Barosu – 22201 |
10-08-2011, 15:33 | #20 |
|
Yargıtay karalarının avukatlara açılması konusunda son durum nedir ?
|
10-08-2011, 19:16 | #21 |
|
adalet bakanlığı ile barolar birliği arasında imzalanan protokol uyarınca uyap avukat portal üzerinden açılacaktır.
http://www.ubap.org.tr/Detay.aspx?ID=8259 |
10-08-2011, 22:54 | #22 |
|
Almanya'da Yargıtay'ın (Bundesgerichtshof - BGH -) 01. Ocak 2000 tarihinden itibaren verdiği tüm kararlar alttaki linkten indirilebilir. Ticari olmayan bir amaçla verilen bu hizmet ücretsizdir. İstediğiniz kararı posta ile almak isterseniz, söz konusu karar sayfası 0,50 € dan adresinize gönderilir. Adli İdare ücretlerini düzenleyen yasaya göre (Gesetz über Kosten im Bereich der Justizverwaltung (Justizverwaltungskostenordnung - JVKostO) internet üzerinden ticari olmayan amaçla kullanılmak üzere hizmete sunulan verilerden ücret istenmez.
Anayasa Mahkemesi kararları için de aynı durum söz konusu. http://www.bundesgerichtshof.de/DE/E...nBGH_node.html Kararlar, avukatlar veya tüm hukukçular için ücretsiz olarak hizmete sunulmalıdır tartışması yersiz bence; mahkeme kararlarının, yargıtay veya alt derece mahkemeleri hangi derece mahkemesi olduğu önemli değil, hukukun gelişmesi için önemli olduğu görüşünde isek, bu kararların kamusal ortama ücretsiz hizmet olarak sunulmasını istemek zorundayız bence. Görevi yasaların uygulanması olan bir merciin kararlarının telif hakkı konusu olabileceği benim düşünceme göre düşünülemez; Avukatların dava dosyasında yer alan savunmaları belirli durumlarda telif hakkı konusu olabilir diye düşünüyorum. Saygılarımla |
12-08-2011, 12:38 | #23 | |||||||||||||||||||||||
|
Makalenin metni?..
Siteden, makalenin metnine ulaşamıyoruz Ramazan arkadaşım! Hiç olmazsa eski sayıların tümüne/bir kısmına ulaşma imkanı verseniz iyi olmaz mı?
|
12-08-2011, 21:02 | #24 |
|
Peki protokol 2 mayıs 2011 tarihinde yapılmış, bu uygulama ile ilgili şu andaki son gelişmeler nedir . Aşağı yukarı protokolün yapılmasında sonra 3 aylık süre geçmiş. Bu durum ile ilgili son gelişmeler nelerdir ?
|
02-02-2012, 12:07 | #25 |
|
Yargıtay karalarının avukatlara açılması konusunda son gelişmeler hakkında bilgisi olan var mı ?
|
21-02-2012, 15:43 | #26 |
|
Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Daire başkanı Hakim Mesut Orta tarafından TBB’ne verilen cevapta Adalet Bakanlığı’nın, UYAp üzerinden Yargıtay Kararlarının hakim ve savcıların erişimine açık olduğu bundan avukatlarında yararlanmasının uygun görüldüğü bildirildiği halde halen avukatlara NEDEN yargıtay kararları açılmamaktadır.
http://www.gencbaro.org/haber/yargit...ul-edildi.html |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yargıtay Kararları | adıge | Hukuk Sohbetleri | 5 | 28-07-2007 15:24 |
yargıtay kararları | sedaoner | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 17-03-2006 23:30 |
Aile İçi Şiddet ve Yargıtay Kararları | Av.Habibe YILMAZ KAYAR | Kadın Hakları Çalışma Grubu | 2 | 13-04-2004 10:34 |
Kimin Hakkı Nereye Kadar? | poseidon | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 05-02-2003 14:06 |
Yargıtay Kararları | onur | Hukuk Soruları Arşivi | 6 | 27-02-2002 03:44 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |