Gökçen'e mektuplar

Sevgili kızım Gökçen

Bugün 188 gün oldu… senden ayrılalı , bugün hem bayram hem de yeni yıl,bir yıl önce yeni yıla ne umutlarla girmiştik,ne hayaller kurmuştuk,ne güzel eğlenmiştik,hatırlıyorsun eminim;ablanla,sana yılbaşı hediyesi almıştık ama koyamamıştık ağacın altına,ne annen nede ben.Çünkü senin gözün merakla ağacın altındaydı,hediyelerinizi her yıl siz görmeden , Noel baba nasıl getirip koyuyor diye merak ediyordun,ablanla seni,babaanneye bakın gelin diye gönderdik ve siz oraya yönelir yönelmez,annenle birlikte hediyeleri acele ağacın altına koymağa çalıştık ama o esnada ağacı salladık ve ağaçtaki zillerin sesini duydun,Noel baba geldi diye aceleyle geri döndün… ama hediyeleriniz oradaydı, Noel baba yoktu.
Yeni yılın arkasından kurban bayramı geliyordu ve her bayramda olduğu gibi bu bayramda namaza gitmek istemiştin ama uyandırmağa kıyamamıştım seni kızım.
Bu bayram geldi meleğim ,sensiz ilk kurban bayramı , seni ziyarete gittik… ama diğer büyüklerimizi ziyaret ederken ,ağlamamak için zor tuttum kendimi… çünkü her bayram sen giderdin , o minik ellerini açar, dua ederdin büyüklerimize kızım,bu bayram gidemedin… biz sana geldik , aklıma gelebilecek en son ve en kötü şeydi kızım,ben sizin tırnağınıza kıyamazdım. Senin bana dua etmek için gelmen yakışırdı kızım, neden acele ettin ? Bu ani ayrılık sana yakışmadı meleğim . Hani sormuştum sana, ben yaşlanınca bana bakacakmısın ? diye, sende bakacağım baboşum demiştin.
Özledim kızım , seni çok fazla özledim… Senin hakkında konuşmak,anılarını hatırlamak , o günleri yeniden yaşıyormuşum gibi yapıyor beni canım meleğim , olmadı bu Gökçen olmadı , ama biliyorum ki geçen her saniye beni sana biraz daha yaklaştırıyor.
Sınıfına gittim geçenlerde,ilk kez cesaret edebildim meleğim,bütün arkadaşların beni görünce,
- Merhaba Hasan amca hoş geldin dediler , sana yazdıkları hatıraları öğretmenin bana verdi. Canım meleğim , sen neleri paylaşmışsın arkadaşlarınla,okuyunca öğrendim,canım meleğim, eli açık,yardım sever kızım. 2006 ya girerken,anneciğinin çektiği bu fotoğraf, bu yıl hiçbir şey yapmadık kızım,çam ağacınızı kurduk ama ışıklarını yakamadık Gökçen,içimizden gelmedi kızım. Bir vardın,bir yoktun. Neden aniden gittin kızım ? Neden ? SENİ ÇOK SEVİYORUZ GÖKÇEN. 31 aralık 2006
Babacığın
Hasan Fuat Göçer

-

hani bazı şeyler vardır nutkunuz tutulur hiç birşey yazmazsınız ya,şu an o duygular içerisindeyim.ateş düştüğü yeri yakıyor yazılacak söylenecek herşey hafif kalıyor,bu acıyı ancak yaşayan bilir, bunu yaşayan biri olarak allah hiç kimseyi böyle bir acıyla başbaşa bırakmasın diyor,sevgili hasan'ın acısını yürekten paylaşıyorum.

Alıntı: Yazan ömer adaleti Sevgili kızım Gökçen Bugün 188 gün oldu… senden ayrılalı , bugün hem bayram hem de yeni yıl,bir yıl önce yeni yıla ne umutlarla girmiştik,ne hayaller kurmuştuk,ne güzel eğlenmiştik,hatırlıyorsun eminim;ablanla,sana yılbaşı hediyesi almıştık ama koyamamıştık ağacın altına,ne annen nede ben.Çünkü senin gözün merakla ağacın altındaydı,hediyelerinizi her yıl siz görmeden , Noel baba nasıl getirip koyuyor diye merak ediyordun,ablanla seni,babaanneye bakın gelin diye gönderdik ve siz oraya yönelir yönelmez,annenle birlikte hediyeleri acele ağacın altına koymağa çalıştık ama o esnada ağacı salladık ve ağaçtaki zillerin sesini duydun,Noel baba geldi diye aceleyle geri döndün… ama hediyeleriniz oradaydı, Noel baba yoktu. Yeni yılın arkasından kurban bayramı geliyordu ve her bayramda olduğu gibi bu bayramda namaza gitmek istemiştin ama uyandırmağa kıyamamıştım seni kızım. Bu bayram geldi meleğim ,sensiz ilk kurban bayramı , seni ziyarete gittik… ama diğer büyüklerimizi ziyaret ederken ,ağlamamak için zor tuttum kendimi… çünkü her bayram sen giderdin , o minik ellerini açar, dua ederdin büyüklerimize kızım,bu bayram gidemedin… biz sana geldik , aklıma gelebilecek en son ve en kötü şeydi kızım,ben sizin tırnağınıza kıyamazdım. Senin bana dua etmek için gelmen yakışırdı kızım, neden acele ettin ? Bu ani ayrılık sana yakışmadı meleğim . Hani sormuştum sana, ben yaşlanınca bana bakacakmısın ? diye, sende bakacağım baboşum demiştin. Özledim kızım , seni çok fazla özledim… Senin hakkında konuşmak,anılarını hatırlamak , o günleri yeniden yaşıyormuşum gibi yapıyor beni canım meleğim , olmadı bu Gökçen olmadı , ama biliyorum ki geçen her saniye beni sana biraz daha yaklaştırıyor. Sınıfına gittim geçenlerde,ilk kez cesaret edebildim meleğim,bütün arkadaşların beni görünce, - Merhaba Hasan amca hoş geldin dediler , sana yazdıkları hatıraları öğretmenin bana verdi. Canım meleğim , sen neleri paylaşmışsın arkadaşlarınla,okuyunca öğrendim,canım meleğim, eli açık,yardım sever kızım. 2006 ya girerken,anneciğinin çektiği bu fotoğraf, bu yıl hiçbir şey yapmadık kızım,çam ağacınızı kurduk ama ışıklarını yakamadık Gökçen,içimizden gelmedi kızım. Bir vardın,bir yoktun. Neden aniden gittin kızım ? Neden ? SENİ ÇOK SEVİYORUZ GÖKÇEN. 31 aralık 2006 Babacığın Hasan Fuat Göçer -

Felsefe dersi arasındaki konuşmada, Prof. Dr. Vecdi ARAL: "Arkadaşlar, estetik acıdadır, beynimizin ince kıvrımlarında ruhumuzun derinliklerindeki Ben'i keşfetmemizi sağlar. Ben'i keşfettikçe şaşırır ve şaşırdıkça fazlasını hem ister hem çekiniriz; isteriz çünkü bilinmeyendir, çekiniriz çünkü tehlike olasıdır, ancak yine de ister ve çekiniriz, çünkü yaşam sürer." derken anımsıyorum.

"ömer adaleti" kod adlı, Sayın Hasan Fuat Göçer'in acısını diğer acılara kattıkça, her acı sahibine ruhunun altüst oluşlarını anlayabilmeleri ve dayanabilmeleri dileğimi sunuyorum.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık

Acaba ''ben '' i keşfetmek,''Hiçliği'' öğrenmek mi?
yada tam tersi, kainatın ''ben'' olmadan,olmayacağınımı öğrenmek?

Karneler alındı canımın içi,sen de oradaydın,gülümseyerek arkadaşlarına bakıyordun...

Anneciğim ağlıyorsun ama biliyorsun
Ben yanındayım
Orada yatan... ben değilim
Görmüyormusun
Ben seninleyim

Tut! tut bak ellerimi,
Sakla avuçlarında
Hisset! hisset sıcaklığını ellerimin,ellerinde
Ama neden... neden bana doğru bakmıyorsun ?
Devamlı oraya... toprağın koynunda huzurla yatana bakıyorsun

Bak ! bak bana,ben sizinleyim
Her an... her saniye içinizdeyim
Aramayın beni ! ne yerde... ne gökte
Ben Cennet teyim
Hem de tam kalbinizin içindeyim.

13 şubat 2007 Hasan Fuat Göçer

sayın hasan abıı abı dıyorum kusura bakmayın buyuğumsunuz,yazınızı okudum allah sızlere çok buyuk sabır versın sızlere çok sağlıklı ömur versın,benım babamında adı hasan ve yazınızı okuyunca babamı sızın yerınıze koydum,benıde bı kızınız gıbı görmenızı çok ısterım,allah acınızı hafıfletecek guç versın sızee,sıze ve aılenıze uzun ömür versın sağlıkla kalın

Alıntı: Yazan gulsen_21 sayın hasan abıı abı dıyorum kusura bakmayın buyuğumsunuz,yazınızı okudum allah sızlere çok buyuk sabır versın sızlere çok sağlıklı ömur versın,benım babamında adı hasan ve yazınızı okuyunca babamı sızın yerınıze koydum,benıde bı kızınız gıbı görmenızı çok ısterım,allah acınızı hafıfletecek guç versın sızee,sıze ve aılenıze uzun ömür versın sağlıkla kalın

Sevgili kardeşim Gülsen,
Her şey için,iyi dileklerin için, çok teşekkür ederim.Allah ana ve babana acınızı göstermesin,kendini benim yerime koyup düşünmen... sanırım sana çok şey anlatmıştır.Yeniden teşekkür ederim,hoşçakalın

Yazınız gözlerimin netliğini bozdu(şu afacan gözyaşları yok mu? ).
okuduklarımdan anladığım kadarıyla, melekliğiniz tescillenmiş.
paylaştığınız için çok teşekkür ederim. acınızı en derinlerde yaşıyorum.
bildiğim birşey varsa, o da Noel babanın gerçek olmadığı ve
bu kısa hayat sınavından sonra,
Gökçen'le hepinizin cennette sonsuza kadar mutlu ve
huzurlu yaşayacağınız gerçeğidir.

hasan abıcım bana cevap yazmanız bıle buyuk bır ıncelıktı çok sağolun benı çok muttlu ettınız,sızın gıbı değerlı ınsanların acılarını paylaşmak bızım için buyuk onur,tekrar teşekkur ederımm

Bir anne olarak yaşadığınız acının ne demek olduğunu bir parça anlayabiliyorum sanırım.Sabır diler,saygılarımı sunarım.

Melek kız;

Baboşuna, sana bir mektup yazacağıma dair bir söz vermiştim.Ama o kadar dayanıksız ve korkakmışım ki ölüm karşısında..Seni de aileni de tanımıyorum ama baboşunun kaleminden çıkan her kelime beni ağlatmaya yetiyor ve senin için yazılanları ağlamamak için okuyamıyorum..

Melek kız;

Seyda ablan çocuk sahibi değil.Bunun için de baboşunun ve anneciğinin duygularını çok da iyi anlaymam belki..Ben buraya her baktığımda babamı kaybettiğimi düşünüyorum ve hayat birden çok boş geliyor o zaman..İşte ancak böyle yaparak anlayabiliyorum insanın bir parçasını kaybetmesinin ne demek olduğunu..Şuna adım gibi eminim ki, sen de tıpkı benim gibi babanı çok severdin.Şimdi onların yanında değilsin ve seni çok özlüyorlar.Seni görememenin acısı hergün,her an daha da yakıyor içlerini..Belki daha fazla dayanamayacaklaını düşünüyorlar..Hadi onlara seslenelim birlikte.. : ''Küçük Gökçen artık bir melek ve her zaman ailesinin koruyucusu olacak,çünkü o çok uzaktan sizi seyrediyor.''

Hasan Bey bir kez daha size ve ailenize başsağlığı ve sabır diliyorum.

Bütün babalara ve annelere en içten sevgilerimle...

Merhaba Seyda,
Umarım sende bir gün çocuk sahibi olacaksın,Gökçen'e yazdığın mesaj,Gökçen'in sayfasında da yayımlandı,evet O bir melek ve tüm sevenlerini gözetmekte.Çok teşekkür ederim,dilerim Allah sevdiklerinle beraber mutluluklar verir sana.
Sevgi ve Saygılarımla

HİÇ TanimadiĞim Bİr MeslektaŞimin DuyduĞu Bu Hasretİ(aciyi) İÇİmde DuyduĞumda Ruhum GÖÇ Yollarindan Gerİye DÖnÜyor Ve Terk Ettİklerİme Sarilmak İstİyorum....

26 Haziran 2007 yani bugün, minik Gökçen'in aramızdan ayrılışının 1.yıldönümü.

Sayın Ömer Adaleti'nin tüm dostlarına gönderdiği maili sizlerle paylaşmak istedim.

Göçer ailesinin bu acı gününü tüm yüreğimle paylaşıyorum ve sabırlar diliyorum.



Sevgili Dostlarımız,

Yarın 26 Haziran 2007,Gökçen'in aramızdan ayrılışının 1. yıldönümü.
Geçen sene bugün Gökçen'le birlikte idik, Gökçen dedesinin yazlık
evinde, elinde sürekli bulunan ve havuza düşen bal arılarını
kurtarmaya yarayan sopası ile,havuzdaki bal arılarını çıkartıyor ve
onları güneşte kuruttuktan sonra uçmalarını sağlıyordu. Hayvan sevgisi
çok fazla bir çocuktu, insanlara zarar verebilecek türdeki hayvanların
bile öldürülmesine izin vermez, engellerdi.

Gökçen bu kadar duyarlı bir çocuk olmasına rağmen, toplumumuzda
bulunan duyarsızlar Gökçen'in hayatını son verdiler. GÖKÇEN' İN CANI
SADECE DONDURMA ÇEKMİŞTİ… Ama bilmiyordu dondurma alacağı yerde
bulunan elektrik kaçağını fakat bunu bilen birisi vardı… o bakkalı
çalıştıran yaratık çünkü Gökçen oraya gitmezden 10 dakika önce bir
çocuk 20 dakika öncede başka bir çocuk elektrik akımına kapılmış,
ayakkabıları lastik, spor ayakkabı olduğu için bu olayı ucuz
atlatmışlardı. Olaydan bir gün önce yaşlı bir insan kapının altından
geçen elektrik kablosunun sıyrıldığını görmüş ve bakkalı ikaz etmiş"
bir insanın hayatını tehlikeye atarsınız" diyerek. Olaydan 3 ay önce,
aynı elektrik kaçağı beni de çarptı ve işyeri sahibini uyardım" bir
çocuğun hayatına sebep olursunuz, paçayı da kurtaramazsınız " diyerek
ama aldırış eden olmamış. Tesisatın onarılması için para harcamaktan
korkan bir canlı yaratık, bir hayata son vermekten korkmadı.

Sizler sürekli bize destek verdiniz, hepinize çok teşekkür
ediyoruz. Gökçen tüm sevenlerinin kalbinde.

Sevgili dostlarımız, Allah hiç kimseye evlat acısı yaşatmasın !
Şimdi gözlerinizi kapayıp birkaç dakika, bu acı olayda bizim yerimize,
kendinizi koyarak düşünmeye çalışın… sanmıyorum ki, hiç kimse bir
saniye bile gözünü kapatıp düşünemeyecektir. Evet ! maalesef ülkemizde
kanunlar olmasına rağmen, kanunsuzlukların,vurdumduymazlıkların, bana
ne cilerin hakim olduğu,cirit attığı bir ülke durumundayız. Hakkı
elinden alınanlar seslerini çıkarmadığı müddetçe bu böyle sürecek.
Artık, haksızlıklara karşı dur demenin zamanı gelmedi mi ?

"HİÇ BİR ADALET, BİZİM ADALETİMİZ OLMAYACAK" benim adaletim olması
için "GÖKÇEN'İMİZİN BİZE VERİLMESİ GEREKİYOR" Var mı böyle bir
adalet ?

Böyle bir adaletin olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Peki !
kaderimize razı olup oturacak mıyız ? Ben oturmayacağım… başka
GÖKÇEN'LERE kıyılmaması için çabalıyorum… çabalayacağım. Gücüm
elverdiğince, tek başıma da kalsam bu mücadeleme devam edeceğim ve
kazanacağım. Ülkemizde insan hayatını umursamadan çalışan,hareket
eden… her kişi,her iş yeri, her kurum ve kuruluştan hesap soracağım.

Gökçen o bakkala "ALGİDA" dondurma markasını görerek yöneldi,
etrafta başka dondurma satan yerlerde olmasına rağmen, ALGİDA nın
reklamlarda ki sağlıklı dondurma satışı ile ilgili cazibeli
reklamlarına kapılarak oraya doğru yöneldi. Elektrikle çalışan bir
buzdolabını o bakkala verirken, elektrik tesisatının yeterliliğine
aldırış etmeyen ALGİDA firması da en az o iş yeri kadar sorumludur.
Sorumsuz bir firmanın buzdolabının kaçak yapmadığından ve çocuğunuzun
yaşamını tehlikeye sokmayacağından emin misiniz ? ALGİDA firması
Avrupa'da dondurma dolabı vereceği firmanın elektrik tesisatının
yeterli olmadığını gördüğü an, o iş yerine dolap vermiyor. Şimdi
soruyorum ALGİDA ya göre TÜRKİYE'DEKİ insanlar, Avrupa'da kilerden
daha mı aşağı seviyede ? yoksa Avrupa'da insan hakları konusunda ki
yaptırımlardan mı korkuyor ?

Evet ! tam bir yıl oluyor ama henüz GÖKÇEN'İN davası açılmadı
bile… evet belki inanamayacaksınız ama gerçek. Bu konuda ülkemiz
kanunları uyarınca " Bilgi edinme hakkınızı" kullanarak "
gaziantepcbs@adalet.gov.tr " adresine mail ile başvurabilirsiniz,
sizin yapacağınız başvurular dikkate alınacak ve insan hayatı için
duyarlı bir toplum ile karşı karşıya olunduğunu herkes anlayacaktır.

Bilgi edinme hakkınızı kullanarak " Geçen sene 26 Haziran 2006 tarihin
de, dondurma almak isterken elektrik akımına kapılarak hayatını
kaybeden, 8 yaşındaki GÖKÇEN GÖÇER in mahkemesi veya mahkeme neticesi
hakkında bilgi almak istiyorum." Diye yazarak "
gaziantepcbs@adalet.gov.tr " bir mesajla, ülke insanımızın artık
duyarsız olmadığını en azından DUYARLI İNSANLARIN ARTIK HAREKETE
GEÇTİĞİNİ herkese göstermemiz gerekiyor.

Sizlerin de başına böyle acı bir olay gelmemesi tek dileğimiz,
böyle acı olayların önüne geçebilmemiz için bir yerden başlayalım ve
hemen mailleri iletelim ve size yazdığım bu iletimi forward yaparak
milyonlara ulaştıralım.

Saygı ve sevgilerimizle

GÖKÇEN'İN AİLESİ ADINA BABASI

HASAN FUAT GÖÇER