29-11-2003, 23:23 | #1 |
|
Boşanmada Hakimler...
......... herşeyi çoğu zaman ayrıntılı olarak anlamalarına rağmen iyi erkek lehine karar vermezler. En sağlam delilleri, en mantıklı şahitleri öne sürseler bile dikkate almazlar. Niçin kadının mahkemede erkeğe karşı bu kadar üstünlüğü oluyor?
|
30-11-2003, 00:27 | #2 |
|
dostum ne yazıkki benim yaşadığımı yaşamışsın...
istisnaları olsa bile ben bunu özellikle erkek hakimlerin bilinçaltlarından kaynaklandığını ve eminim kendi eşlerine göstermedikleri koruyucu tavrı bilerek veya bilmeyerek suçluluk duygusu ile başka erkeklerin boşamak istedikleri eşlerine göstererek rahatlıyorlar...diye düşünüyor ve neden benim özel hayatım ile ilgili bir karar olan boşanma isteğinin hakimlerin eline bırakıldığını da anlamıyorum... hakim boşamadı diye boşanmak istediği kişiye dönen olabilir ama ya dönmeyenler....bence bu toplumsal barışa hizmet etmiyor.....cinayet işleyenler için bile kesin bir ceza veriliyor ve sonra serbest kalıyor....cinayet mi işlemek gerekiyor... |
01-12-2003, 16:11 | #3 |
|
" Kadının mahkemede üstünlüğü " görüşünüze katılmak mümkün değil.
Yasal düzenlemede boşanma sebepleri sayılırken her maddede mutlaka bir defa "...EŞLERDEN HER BİRİ ..." denilmek suretiyle kadın-erkek arasında bir ayrım olmadığı açıkca ortaya konulmuştur. Yasanın uygulayıcısı olan Yargıç'ında bu düzenleme karşısında bir ayrım yapması mümkün değildir.Yaşanılan münferit bir olayı genelleştirmek büyük fedakarlıklarla ( gerçekten çok büyük fedakarlıklar ) görevini yapmaya çalışan yargıçlara biraz !haksızlık etmek olur. |
04-12-2003, 22:49 | #4 |
|
olamaz
evet OLAMAZ...
yargıç kelimesini kullanan birisinin çağımız anlayışında kadının ve erkeğin yerinin neresi olduğunu anlayamacağını düşünüyorum. mesleğiniz nedir, yazdığınız kanılara nereden vardınız bilemiyorum. evet kadın özellikle boşanma davalarında erkeğin karşısında çok büyük bir üstünlüğe sahiptir. evlilikleir sırasında kadın çalışıp erkek çalışmıyor olsa, boşanma halinde bile erkek kadına nafaka ödemiyormu? erkek kendisi ve eski eşi ölene kadar veya ancak eşi resmi olarak evlenene kadar eski eşine bakmak zorunda değilmi. bunun olmadığını iddia eden varsa buyursun ispatlasın. anlaşılan kadın erkek ilişkilerinde Ankara'nın doğusu için bir kanun, Ankara'nın batısı için ayrı bir kanunmu yapmalı? izah etmeye çalışacak kadar medeni cesareti olan arkadaşların fikirlerini okumaya hazırım. saygılarımla |
07-01-2004, 19:56 | #5 |
|
Merhabalar
Hakim yerine yargıç kelimesinin kullanılmış olması sizin için neden bu kadar sakıncalı anlayamadım. Bu kelimeyi kullanan birinin içinde bulunduğumuz çağda kadının ve erkeğin yerinin ne olduğunu anlayamayacağı şeklindeki savınızın dayanağı ne acaba? Mesajı yazan katılımcıya mesleğini sormuşsunuz. Ben bir avukatım mesela . Yargıç kelimesini kullanmamakla birlikte , kullananları çağdışı ya da antipatik bulmuyorum. Hakimler konusundaki görüşünüze de katılmıyorum. Boşanma davalarında kadınların erkeklere karşı hiçbir üstünlüğü yok . birkaç olaydan yola çıkarak bu sonuca varıyorsanız aynı yolla aksi düşünceyi savunmak da pekala mümkün. Çalışmayan bir erkeğin , çalışan bir kadına nafaka ödemesi konusundaki örneğinize de doğrusu şaşırdım. Bu somut bir örnekse... bu noktada haklısınız... ancak yanlış bir kararı tüm kararlara genelleyemezsiniz. Ayrıca mesajınızdan ; sadece erkekler kadınlara nafaka ödüyor gibi bir izlenim doğuyor. oysa kadınlar da erkeklere nafaka ödüyor artık biliyorsunuz. (İspatlayabilirim !) Ayrıca erkeklerin eşleri ölene ya da evlenene kadar nafaka ödemek zorunda olduğu şeklindeki bilginiz de yanlış. Böyle bir zorunluluk yok. Nafakanın kaldırılması şartları gerçekleşirse bu sorumluluk sona erer. İyigünler... |
08-01-2004, 19:20 | #6 |
|
Hukuk eğitimi almama rağmen „Sosyal Pedagog“ olarak çalışıyorum. Sosyal Pedagog Türkiyede nesli az bulunan ve az yetişen bir toplumsal yaratık.
Sosyal pedagogların en belirgin özellikleri, bilsinler bilmesinler, kendilerini her konuda birşeyler söylemek zorunda hissetmeleridir. Sosyal pedagog olduğum ve kendimi birşeyler söylemek zorunda hisettiğim halde, bu konuda hiçbir şey yazmıyacaktım, eğer Sayın Vefa nın dünkü mesajını okumamış olsaydım. Her yönü ile katıldığım bir mesaj. Sosyal pedagogların devamlı uygulamaya/gerçekleştirmeye çalıştıkları bir kural var; “Tartışmalarda konularla kişileri birbirinden ayırmak” Eğer bir konu üzerinde tartışıyorsak, önemli olan ve bir çözüm getirilmesi gereken sadece o konudur. Yoksa konuyu bizimle tartışanın sarhoş veya ayık olması, kel veya gür saçlı olması, zengin veya fakir olması, cebinde bir üniversite diploması olup olmaması değil. Bu yüzden Sayın esv nın yazdıkları beni rahatsız etti. Çünkü kendisi ile aynı fikirde olmayan birisini kişi olarak hedefliyor. Ve kendisinin haklı olduğunu iddia ediyor. Belirli bir konuda fikrini söyleyen herkes haklıdır. Ona karşı fikrini belirten kişide haklıdır. Ama.., evet ama herbiri kendi açısından ve sübjektif olarak. Objektif olarak kimin haklı kimin haksız olduğunu belirlemek için çeşitli yöntemler var. Bu yöntemlerden en önemlileri bence “tartışma” ve “mahkeme” yoludur. Konumuzda bir mahkeme belirli bir karar vermiş anladığım kadarı ile, eğer taraflardan birisi bu karardan memnun değilse bir üst mahkemeye başvurabilir ve sübjektif haklılığını bu yoldan objektif haklılığa dönüştürebilir. Türk Hakimlerinin Boşanma Davalarındaki Tutumları Konusunda yurtdışında tamamen değişik bir düşünce hakim. Buna göre Türk Hakimleri çoğunlukla tutucu erkeklerdir. Ve bu tutucu erkekler de boşanmada devamlı erkek tarafını tutarlar ve verdikleri kararlar kadınların aleyhinedir. Alıntı: esv "evet OLAMAZ... yargıç kelimesini kullanan birisinin çağımız anlayışında kadının ve erkeğin yerinin neresi olduğunu anlayamacağını düşünüyorum." (Neden anlıyamaz izah ederseniz memnun olurum.) Bu alıntı beni “Yargıç” ve “Hakim” kelimelerinin anlamlarını araştrımaya itti: Hakim: (arapça, isim, çoğul) biz aslında çoğul olan Osmanlıcadaki Hakim kelimesini bugün tekil olarak kullanıyoruz. Osmanlıcadaki tekil “Hakim-i Mutlak” tır : ....2. Hükmeden, dava yargılama işine memur olan, yargıç. Asıl önemli olan “Hakim” kelimesinin anlamını değiştirmemiz değil(çoğulu tekil olarak kullanıyoruz), kelimeyi yanlış yazıp, çoğu zaman yanlış telaffuz etmemiz. Kelimenin asıl yazılışında a harfi üzerinde (^) işareti vardır. Biz Hakim yazarken, bazen bilmediğimizden, bazende teknik yetersizlikten kelimenin telaffuzunu değiştiren bu (^) kullanamıyoruz. (^) sız Hakim Osmanlıcadaki anlamı: bilgin, herşeyi bilen, felsefeci, tabip, doktor. (Anlamlar Ferit Devellioğlu: Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat) Böyle oluncada kökü “yargı” dan “yargılamak” tan gelen ve Türkçe olan “Yargıç” kelimesini kullanmanın herhangi bir sakıncası yoktur bence. Yazı hukuki bir cevap olmaktan çıktı, belkide bu yüzden bu alanda yeri yok, ama bazı hukuki sorulara verilen cevaplara, soru sahiplerinin reaksiyonunu izleyince, herşeye rağmen doğru alanda diye düşünüyorum. Saygılarımla |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Hakimler Susmalı | Av.Fahri ALİMOĞLU | Hukuk Sohbetleri | 42 | 20-05-2009 21:28 |
Hakimler, adaleti Ege’de dağıtmak istiyor | ahmetsacit | Hukuk Haberleri | 3 | 09-06-2008 12:33 |
Hakimler Neden Fişlendiklerini Öğrenebilecekler | Av.Suat Ergin | Hukuk Haberleri | 0 | 04-12-2006 19:56 |
Hakimler Ve Savcılar Kanununda Değişiklik | peace | Meslektaşların Soruları | 0 | 27-01-2003 16:56 |
Hakimler Ve Savcılar | d k | Hukuk Soruları Arşivi | 0 | 06-10-2002 07:47 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |