Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Gerçek bir olay, meşru müdafaa, sınırın aşılması.

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 10-12-2007, 14:18   #1
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan Gerçek bir olay, meşru müdafaa, sınırın aşılması.

A, B, C ve D aynı araç içerisinde önlerindeki araçta bulunan X'i kovalamaktadırlar. X aracıyla amcasının evinin önüne gelir ve derhal amcasının evine kaçar. A, B, C, D; X'in amcasının evinin önüne gelir arabadan inerler ve tehditler savurmaya başlarlar ayrıca havaya 2 el ateş ederler.
Bu olaylar üzerine X bu dört kişiden şikayetçi olur fakat savcılık takipsizlik kararı verir.

Daha sonra bu dört kişi X'i bir markette şıkıştırırlar.
X:" Üzerime gelmeyin, olay çıkarmayın burada" der fakat dördü birden Xin üzerine gelir ve bir boğuşma başlar. Boğuşma esnasında X in vücuduna bira şişeleri ile vurmaya onu darp etmeye başlarlar. Bunun üzerine X üzerindeki ruhsatlı silahına sarılır ve bu dört şahsın kendisini öldürebileceğini, üzerlerinde silah olabileceğini düşünerek A'yı kafasından vurur. Bunu gören B Xin üzerine saldırır ve X, B'yi karnından vurur.

A ölür B yaralanır.

Dört şahsın üzerinde silah bulunamaz.


Bu olayda meşru müdafaa, meşru müdafaa da sınırın aşılması, haksız tahrik hükümlerinden hangileri uygulamaya elverişlidir?

Şimdiden teşekkürler...
Old 10-12-2007, 14:29   #2
uye8490

 
Varsayılan

Bence olayda meşru müdafaa halinin şartları mevcuttur.x kendisine yönelen bir saldıyı defetmek gayesiyle hareket etmişe benziyor.Saldırganların üzerinde silah bulunup bulunmaması önemli değil.
Tabi şu da düşünülebilir.Saldırıyı başka bir şekilde defetmek mümkünse,meşru müdafaa sınırı aşılmıştır.Örneğin A'yı vururken kafaya değil de bacağına ateş etmek gibi.Veya sadece silahı doğrultmak şeklinde de olabilirdi savunma.Burda katı bir şekilde düşünmektense olayın oluş şekli,x'in duyduğu korku ve buna bağlı olarak panik hali de suçu değerlendirmede kıstastır.
x'e daha önce ve olay anında yapılan saldırılar haksız tahrik hükümlerine göre değerlendirilir.
Old 10-12-2007, 15:42   #3
themis-1987

 
Varsayılan

merhaba TCK m..27/f.2 gereğince heyecan ve korku nedeniyle böyle bir harekette bulunduğundan faile ceza verilmez
Old 10-12-2007, 16:21   #4
aslıhankart

 
Varsayılan

Sayın Yaren'in de dediği gibi, burada failin heyecanını ve panik halini de göz önünde tutmak gerekir.Ki bildiğim kadarıyla Yargıtay da bu tip durumlarda failin bu durumun dikkate alınması gerektiğini kabul ediyor.
Bence olayda X'in bira şişesiyle kendisine vurulmasına karşılık, A'yı silahla başından vurması, her ne kadar panik halinde de olsa, sınırın aşılmasıdır.Ayrıca X ıssız bir yerde değil, markette, başka insanların da bulunmasının muhtemel olduğu bir yerdedir.(Gerçi olayda bu söylediğime dair bir bilgi verilmemiş ama,varsayım olarak söylüyorum.) Yani yardım isteme veya bir şekilde kurtulma gibi bir olanağı olduğu da düşünülebilir.
Kanımca, X'in cezai sorumluluğu açısından, hem bunlar hem de daha önce arabayla takip, evin önün gelme, tehdit ve havaya ateş etme olayları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, haksız tahrik indirimi uygulanabilir.

Saygılarımla ASLIHAN KART...
Old 10-12-2007, 17:16   #5
ibrahimkovanci

 
Varsayılan

burda meşru müdafa da sınırın aşılması vardır. çünkü X'in karşından gelecek tehlikeyi baçkaca türlü def edebilme imkanı varmış örneğin; ayağına veya koluna ateş edebilecek şekilde... ancak x'in heyecanlanarak ya da korkarak sınırı aşarsa da bu kişiye ceza verilmez.tck 27/2 bunu açıkca belirtmiştir.
Old 10-12-2007, 23:54   #6
MUSTAFA AKAR

 
Varsayılan

Değerli arkadaşlar olayımızda meşru müdafanın saldırı şartları ( .saldırının olması.saldırının haksız olması ve saldırının filhal olması) gerçekleşmiştir Ancak A ya karşı yapılan müdahalede savunma ile saldırı arasında oransızlık var olduğundan meşru müdafanın sınırları aşılmıştır.B ye yapılan müdahalede ise savunma ile saldırı arasında uygunluk var kanatindeyim tabiki hakim burada kişini içinde bulunduğu ruh haline göre değerlendirecekeğer hakim X in sınırı aşmasınınınmazur görülebilecek heyecan korku ve telaştan ileri geldiğini düşünürse X ceza almaz.Eğer varmazsa X in sınırı aşılmasından alacağı cezada haksız tahrik hükümleri uygulanır Çünkü A.B.C ve D 'nin olay öncesi ve olay anında yaptıkları fiiller X te şiddetli elem ve hiddet uyandırmıştır
Old 11-12-2007, 18:59   #7
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Fikir beyan eden arkadaşlara teşekkür ederim.
Genel olarak "meşru müdafaa halinde korku, kaygı ve panik sebebiyle sınırın aşılması" üzerinde kanaat birliği görüyorum.
X şahsı açısından olaya yaklaştığımızda;
- Kişi daha önce bu 4 kişi tarafından kovalanmıştır,
- Markette yalnız başına sıkıştırılmıştır.

X'e karşı yapılan saldırıyı X saldırıyla orantılı bir şekilde defetme hakkına sahiptir. Buradaki amaç "saldırının defedilmesidir". X, A'nın kafasına sıkarak sizce kendisini savunmaktamıdır yoksa artık iş savunmadan çıkıp karşı tarafı öldürme kastına mı dönüşmüştür?

X için "meşru müdafaa da sınırın aşılması" hükümlerini uygulamak için bence X'in sınırı aşmış olsa bile bir "meşru müdafaa hali" içerisinde olması gerekmektedir. X'in direk A'nın kafasına sıkması sizce "müdafaa"mıdır, "müdafaa halinden çıkmış bir saldırımıdır"?

"Korku, kaygı, panik ile sınırın aşılması" hükmünün dar yorumlanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü haksız bir saldırı ile karşı karşıya kalan insan, insan olması hasebiyle kesinlikle "korku, kaygı ve paniğe kapılabilecektir". Bu durumda her olayda korku, kaygı, panik hali mevcut olacak ve her olaya 27/2 uygulanacaktır. Bu adalet ilkeleriyle bağdaşmaz.

Olayımıza döndüğümüzda "korku, kaygı, panik" halini artık somut olayın oluş biçimini dikkate alarak göz önünde bulundurmalıyız.
Aralarında geçen boğuşmanın şiddeti, Fail vucudunda varsa yara, bere v.s.

X'in kendisine şişe vurulması üzerine çekip A'yı kafasından vurması bence artık sınırın aşılmasından da ileri bir harekettir. Haksız tahrik hükümleri uygulanmalıdır. Ama yalın olarak X'in çekip vurması halini söylüyorum.
Eğer X'in hayati bölgelerine bir darp varsa mesela boğazı şiddetle sıkılmışsa artık iş meşru müdafaaya veya sınırın aşılmaına girebilir.

X'in B'yi vurması ise bence Meşru müdafaa da sınırın aşılmasıdır. Çünkü A'yı kafasından vuran X artık 3 kişinin kendisini kesin öldüreceği veya çok ağır zarar vereceği zannıyla hareket etmektedir, bu ruh hali içerisindedir. Korku, kaygı, panik halinde sınırın aşılması söz konusudur.
Old 12-12-2007, 02:26   #8
oguzhand0

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan bahadir_buyukavci
Fikir beyan eden arkadaşlara teşekkür ederim.
Genel olarak "meşru müdafaa halinde korku, kaygı ve panik sebebiyle sınırın aşılması" üzerinde kanaat birliği görüyorum.
X şahsı açısından olaya yaklaştığımızda;
- Kişi daha önce bu 4 kişi tarafından kovalanmıştır,
- Markette yalnız başına sıkıştırılmıştır.

X'e karşı yapılan saldırıyı X saldırıyla orantılı bir şekilde defetme hakkına sahiptir. Buradaki amaç "saldırının defedilmesidir". X, A'nın kafasına sıkarak sizce kendisini savunmaktamıdır yoksa artık iş savunmadan çıkıp karşı tarafı öldürme kastına mı dönüşmüştür?

X için "meşru müdafaa da sınırın aşılması" hükümlerini uygulamak için bence X'in sınırı aşmış olsa bile bir "meşru müdafaa hali" içerisinde olması gerekmektedir. X'in direk A'nın kafasına sıkması sizce "müdafaa"mıdır, "müdafaa halinden çıkmış bir saldırımıdır"?

"Korku, kaygı, panik ile sınırın aşılması" hükmünün dar yorumlanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü haksız bir saldırı ile karşı karşıya kalan insan, insan olması hasebiyle kesinlikle "korku, kaygı ve paniğe kapılabilecektir". Bu durumda her olayda korku, kaygı, panik hali mevcut olacak ve her olaya 27/2 uygulanacaktır. Bu adalet ilkeleriyle bağdaşmaz.

Olayımıza döndüğümüzda "korku, kaygı, panik" halini artık somut olayın oluş biçimini dikkate alarak göz önünde bulundurmalıyız.
Aralarında geçen boğuşmanın şiddeti, Fail vucudunda varsa yara, bere v.s.

X'in kendisine şişe vurulması üzerine çekip A'yı kafasından vurması bence artık sınırın aşılmasından da ileri bir harekettir. Haksız tahrik hükümleri uygulanmalıdır. Ama yalın olarak X'in çekip vurması halini söylüyorum.
Eğer X'in hayati bölgelerine bir darp varsa mesela boğazı şiddetle sıkılmışsa artık iş meşru müdafaaya veya sınırın aşılmaına girebilir.

X'in B'yi vurması ise bence Meşru müdafaa da sınırın aşılmasıdır. Çünkü A'yı kafasından vuran X artık 3 kişinin kendisini kesin öldüreceği veya çok ağır zarar vereceği zannıyla hareket etmektedir, bu ruh hali içerisindedir. Korku, kaygı, panik halinde sınırın aşılması söz konusudur.
X'in silahını ateşlerken öldürme kastı ile hareket ettiğini düşünmüyorum, çünkü X ruhsatlı bir silaha sahiptir ve bu silahı 4 kişi dükkana girdiği anda bile kullanma yetisine sahiptir. Ancak buna rağmen X silahını kullanmamış ve onları son bir kez uyarmıştır. Uyarıya aldırış etmeyen A,B,C,D ise X'e saldırmışlardır. X ise bira şişeleri ile darp edilen ana kadar silahını kullanmamış ancak olayda silah niteliğine dönüşen ve kişinin beden bütünlüğünde, sağlığında telafisi mümkün olmayan sonuçlar yaratabilecek bira şişeleri silah mahiyetinde kullanıldığında X yasal savunma nam-ı diğer meşru müdafaa hakkını kullanarak saldırıyı defetmeye çalışmıştır.

Birinci ateş açılması sırasına olaydan da gayet bellidir ki X öldürme kastına sahip değildir ve tamamen kendini savunma amacı taşımaktadır. O yüzden burada meşru müdafaa hükümleri kanımca kesinlikle uygulanmalıdır. Sınırın aşılması konusuna gelirsek; bu mevzu bence tartışmalıdır. Çünkü bira şişesiyle vücutta bazı bölgelere vurulduğunda ölüme yol açan sebepler doğabilmektedir. Örneğin başa alınan bir darbe sonucunda beyin kanaması yada kaburga kemiklerine alınan darbe sonucu iç kanama... O yüzden bira şişesi de burada silah kapsamında ele alınacaktır ve sınırın aşılması söz konusu olmayacaktır. Sınırın aşılması söz konusu der isek de; gerek söz konusu 4 failin mağduru uzun süreden beri takip etmesi gerekse de faillerin birden fazla olması sebebiyle mağdur X'in 5237 SK'nın 27/2 maddesinde belirtilen heyecan, korku ve telaş seviyesine çoktan ulaşmış olduğu kabul edilmeli ve mağdura bu suçtan dolayı ceza verilmemelidir.

Silahın 2. kurşununa gelirsek; X burada da meşru müdafaa ile kendini korumak amacı ile olası kastla, ne olursa olsun diyerek tetiğe basmıştır. Olayda açıkça bellidir ki 2. saldırıda saldırgan B silahsızdır. Mamafih burada X açıkça meşru müdafaa hakkının sınırını aşmıştır.

Sonuç olarak bence; X birinci suçtan yani adam öldürme suçundan ceza almamalı; ikinci suçtan ise ceza almalı ancak meşru müdafaa ve sınırın aşılması hükümleri göz önünde bulundurulmalıdır.Ayrıca her iki olayda da haksız tahrik hükümleri uygulanabilir.

SAYGILARIMLA
Old 20-12-2007, 19:32   #9
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan

Merhabalar Degerli Meslektaslarim,


somut olaya verilen bilgiler isiginda baktigimda, daha korku sebebiyle hakli savunmada sinirin asilmasi hususunun ele alinmasindan önce; ortada hakli savunmada bulunma icin, hayati üzerinde halihazirda bir saldirinin bulundugunu, hatali bir sekilde düsünen ve bu nedenle de hatali arac seciminde bulunan fail acisidan, yasak hatasi yani hukuki hata konusunun incelenmesi gerektigini düsünüyorum.
Almanya'da genel olarak kabul edilen düsünce, hukuka uygunluk sebeplerinde bu sekilde ikili bir hatanin (Doppelirrtum) yer aldigi durumlarda, hukuki hata hükümlerinin uygulanmasi gerektigidir, ki bu bizde 30/4'e denk gelmektedir. Fail, hayatina yönelik bir saldirinin var oldugunu düsünmekte (daha önce silahla tehdit sebebiyle), bu hata da onu yine hatali bir sekilde uygunsuzz-orantisiz bir arac kullanma hatasina sevk etmektedir. Bu nedenle, fail yaptigi eylemin, haksizlik olusturdugunu bilmemektedir.
Bu durumda, yapilmasi gereken, TCK 30/4 hükümleri geregince, failin icinde bulundugu hata halinin, olaydaki iki suc aracisindan kacinilmaz olup olmadiginin degerlendirilmesinin yapilmasidir.
Failin hatasi kacinililabilir bir hata olarak degerlediriliyorsa, bu durumda failin hatasindan yararlanmasi mümkün olmayacagindan olayda baska kusurlulugu ortadan kaldirabilecek bir durumun (ki bu da TCK 27/2 olmaktadir), failin mazur görülebilecek korku, endise vs sebebiyle, akla uygun bir sekilde hareket etme yetenegini kaybedip etmedigi arastirilabilir. Yok eger, hata kacinilamaz bir hataydi denilirse bu durumda zaten fail bu hatasindan yararlanacaktir.

Saygilarimla
Gülsün A. Aygörmez
Old 19-01-2008, 21:43   #10
Av.Didem Kutlu

 
Varsayılan

bence olayda meşru müdafaada sınırın aşılması vardır.meşru müdafaa olabilmesi için öncelikle saldırı ile savunma arasında oran olması gerekiyor,burada o oran aşılmıştır;ancak korku,telaş ve panikle sınır aşılmışsa bundan dolayı bir ceza verilmez,mazeret sebebidir.hukuka uygunluk sebeplerinde bir sınır aşılmıştır dersek kasten mi yoksa taksirle mi aşıldı buna bakarız.
Old 01-06-2008, 21:44   #11
canerilkan

 
Varsayılan hüküm

yaşanmış gerçek olayda hüküm şöyle verildi: ölen için tck 81 uygulandı müebbet verildi. sonra tck 29 uygulandı ve 12 yıldan 18 yıla kadar mahkeme 17 yıl takdir etti. yaralı için öldürmeye teşebbüs dendi yine tck 81 müebbet , sonra tck 35 e göre 9 yıldan 15 yıla kadar 15 veriyor. bunada tekrar tck 29 uygulanıyo ve 10 yıl geriye kalıyor. yani 17+10=27 yıl veriyor sonuç cezaya tck 62 uyguluyor iyi hal indirimi ve geriye 22,5 sene hapis cezası veriyor. sizce de çok saçma değilmi adam suçu yok üstüne 4 kişi çullanıyo o heyecandan kafasına isabet ediyor mermi. ayrıca neden indirimleri alt sınırdan vermedi mahkeme anlamadım. yorum yapan arkadaşlarında dediği gibi meşru müdafaa tartışılırken mahkeme bırakın sınır aşılması falan tahrik indirimini bile üst sınırdan uyguladı.
Old 07-06-2008, 16:42   #12
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan

Merhaba Canerilkan Bey,

sözünü ettiginiz mahkeme karari eger Yargitay karari ise, bizimle paylasmaniz mümkün mü?


Saygilarimla
Gülsün Aygörmez
Old 07-06-2008, 17:39   #13
Gülsün A. Aygörmez

 
Varsayılan

Degerli Meslektaslar,

benzer bir olay:

esinden sürekli hakaretler isiten, esi tarafindan asagilanan ve bedensel kötü muamele gören kadin, artik dayanamayip esinden ayrilmak ister ve bir avukat aramaya baslar. Bu arada konuyu da esine acar. Esi bosanma lafina cok sinirlenip kadina hakaret eder ve "herkesi vuracagini" söyleyip, tabancasini aramaya baslar. Kadin kocasi fark etmeden adamin silahini, elbisesinin cebine saklar. Bu arada esine de akillica hareket etmesini söyleyerek yatistirmaya calistirir ve tüm sucu kendi üzerine almaya calisir. Esi bu arada, antik esyalari göstererek "bunlara ne olacak peki, esyalar, mucevherler" der ve kadin "paylasilabilinir" bunlar diye cevap verir, tam da bu arada yukarda uyuyan cocuklari aglamaya baslar. Bu sirasa koca gayet sakin bir hal alir ve "evet paylasabiliriz" diye yanit verir "herseyi, önce ama yukardaki bebekten baslayalim" der ve disari cikar. Bu arada kadin adamin "nerde bu, nerde" diye bagirdigini duymaktadir. kadin kocasinin balta almaya gittigini sanmaktadir. Böylece kadin da kocasinin saklamis oldugu silahi yerinden alir ve kapiya 2-3 metre uzaklikta, yari karanlik havada dikilir. Adam iceri geldiginde, herhangi birseyler söylemektedir. Kadin artik adama daha fazla bakmamaktadir ve ne söyledigi konusunda birsey de hatirlamamaktadir. Adami arka arkaya 4 atisla, hepsi de adama isabet edecek sekilde öldürücü bir sekilde yaralar ve gercekten de adam, kisa bir sure icinde hayatini haybeder. Ve kadin, adamin elinde balta olmadigini yanina geldiginde fark eder.

Yasanmis somut olaya ilk derece mahkemesi, taksirle öldürme der. Karar, Yargitay'a gider. Yargitay olayda, kasitla öldürmenin önce incelenmesi gerektigini söyler. Benim bundan önceki iletimde de bahsettigim gibi burda bir ikili hata durumunun varligindan söz ederek, kadinin hukukuka uygunluk sebeplerinden hakli savunmanin kosullarinin olustuguna inanmasi ve bu hatali düsünceyle de orantisiz bir arac secmesinde, kacinilabilir bir hataya düstügünü söylemektedir. Burda, kadinin kocasi disardayken polisi arayabilecegi, adam iceri girdiginde uyarabilecegi ve uyari atisi yapabilecegi vs. anilmaktadir.
Ayrica, kadin silahi bularak ve emniyet altina alcak kadar sakindir ve öyle buyuk bir korku icinde, bilinciz bir hareket etmesi söz konusu degildir.

Bu nedenlerle kadin, kusurlulugu ortadan kalkmayacagi icin, kasten öldürme sucundan ceza alacaktir.

Bizim somut olayimizda ise, kacinilmazlik mümkün mü idi degil miydi, bunun incelemesinin somut olay ve kosullar merkezli iyi bir sekilde yapilmasi gerekiyor. Eger bu konudaki bir Yargitay karari ise, burdaki tartismaya buyuk bir katkisi olacaktir.



Saygilarimla
Gülsün
Old 18-06-2008, 19:01   #14
canerilkan

 
Varsayılan

gülsüm hanım mersin 3. ağır ceza mahkemesi kararı. henüz yargıtay aşamasından geçmedi.ben yargıtay sonucunu da yazacağım.ilgilendiğiniz için teşekküller.
Old 31-07-2008, 11:56   #15
lawyercakir

 
Varsayılan adamları kafasından vuruyor

burda öyle kolayına meşru müdafaa vermek güç kanaatindeyim.Diğer tüm şartları taşıyor ama doğrudan kafasından vurması bende sınıın bayagı bir aşılması gibi görünüyor.
Old 06-09-2008, 21:46   #16
üye25667

 
Varsayılan

Değerli arkadaşım, anlattıklarından yola çıkarak kendimce oluşan fikri paylaşmak isterim. Şöyleki; Meşru müdafanın şartları kullanılar silahların orantısı dışında oluşmuş gibi görünmekte, tabi dosyasında farklıca durumlar sözkonusuysa yaptığımı yorum mesnetsiz kalacaktır, şimdiden mazur görmenizi isterim. Şimdi bence düşünülmesi gereken şudur bence, X in vücuduna vurulan bira şişeleri kırıldığı anda X i öldürmeye yeter derecede birer silaha dönüşeceği gerçeğini unutmamak gerekir. Ayrıca daha önce amcasının evinin önünde sıkıştırıldığında havaya ateş edilmiş olması X te 4 şahsın üzerinde ayrıca tabanca olacağı fikrini getirmiş olma ihtimali de yüksek. Ve unutmamak gerekir ki bira şişeleriyle x evurduklarına göre büyük ihtimal sarhoş ve bilinçsiz 4 kişiyle karşı karşıya olan X ten çok da bilinçli bir meşru müdafa davranışı beklemek mantıklı olmaz. Kaldı ki sarhoş birinin zarar verme kastının ölçüsünü de tahmin etmek zordur. Yani burada X ten zamanı değerlendirerek kademeli bir şekilde müdafa beklemek yanlış olur düşüncesindeyim. Bunları birlikte değerlendirdiğimizde Meşru müdafanın oluşacağı ve X in korku ve panikle şahıslardan birinin kafasına ateş etmesi hususunda da 27/2 nin uygulanacağı kanaatindeyim. Bunu haksız tahrik altında işlediğini değerlendirmek daha doğru bir deyimle hayat hakkıyla tahriki yarıştırmak doğru olmaz gibi geliyor bana. Saygılarımla
Old 22-09-2008, 09:10   #17
ÖZL£M

 
Varsayılan

Bence olayda meşru müdafaanın sınırı aşılmıştır.Olayda kişilerin gitmesi ve korkması için havaya ateş edilmesi veya bacak vs gibi uzuvlara ateş edilmesi normaldir.Ancak X direk A nın başına ateş ederek şahsı öldürmüştür.Dolayısıyla burada sınır aşılmıştır...Saygılar...
Old 12-11-2014, 12:52   #18
Avrasya

 
Varsayılan

Yabancı(el anlamındaki yabancı) Y, Müvekkil M'nin dükkanına gelerek ''ben eşinin akrabasıyım, işe ihtiyacım var iş bulur musun?'' diyerek M'den telefon numarasını alır. Daha sonraki 5 aylık süreçte M'yi defalarca arayarak arayarak ''sen benim sevgilimle nasıl evlenirsin, onu ben seviyordum, boşan ondan, ilk çocuğun zaten benden, seni öldüreceğim, karını kaçırıp karınla evleneceğim vs'' şeklinde tehditlerde bulunmuş, evinin kapısına kadar gelip zile basarak taciz etmiş, komşu çocuklarına telefon numarasını yazarak Müvekkilin Karısı MK'ya iletmesini istemiş vs vs...M Y'nin amcasını bulup durumu ona iletiyor, engel olmasını istiyor. Ayrıca savcılığa şikayet ediyor, polise 2 defa ifade veriyor. Y'nin adresini telefonunu veriyor. Ancak hiçbir işlem yapılmıyor.

M ile MK 11 yıldır evli 4 çocukları var, MK 5.ye hamile.
Y de evli ve 2 çocuğu var.

Yine bir akşam müvekkil işte iken Y müvekkilin evinin zilini çalıyor. MK camdan bakıyor ve elinde bir poşet olan Y'yi görüyor. Y elindeki poşeti gösteriyor, poşetin içinde silah olduğunu ima eder şekilde işaret ediyor. MK M'yi arıyor durumu izah ediyor. M yanına bıçak alarak olay mahalline geliyor. Y M'yi görünce poşetten bir sopa çıkarıyor ve müvekkile 1-2 defa vuruyor müvekkil yere düşüyor. Kalkarken bıçağı çıkarıp sallıyor. Bıçak adamın kalbine geliyor ve hastanede ölüyor.

Bu olayda meşru müdafa yok mudur arkadaşlar Allahaşkına! Müvekkil kendisine ve ailesine yönelen tehdidi defetmek için yasal ne varsa yapıyor ama yine de Y ile karşı karşıya gelmekten kurtulamıyor. Savcı iddianameyi kasten adam öldürmeye dayandırmış. Haksız tahrik hükümlerine atıf yapmış. Nerden baksan 12 Yıl.

Bu konuya benzer nitelikteki Yargıtay Kararı gönderebilecek arkadaşlara şimdiden minnettarım...
Old 06-12-2014, 16:13   #19
Av.Oguz Kagıtcı

 
Varsayılan

Kalkarken bıçağı sallıyor ve bıçak kalbine geliyor kısmını biraz daha açar mısınız? tek bıçak darbesi mi var? Müvekkilinizin aldığı darbelerin neticesinde aldığı bir sağlık raporu var mı ciddi bir yaralama mı söz konusu?
Old 08-12-2014, 14:57   #20
Avrasya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Oguz Kagıtcı
Kalkarken bıçağı sallıyor ve bıçak kalbine geliyor kısmını biraz daha açar mısınız? tek bıçak darbesi mi var? Müvekkilinizin aldığı darbelerin neticesinde aldığı bir sağlık raporu var mı ciddi bir yaralama mı söz konusu?


Müvekkil kendisine sopayla vurulunca dizlerinin üzerine düşüyor. Yerden kalkarken bıçağı rasgele sallıyor ve tek darbe direk maktülün kalbine geliyor, maktül hastanede ölüyor. Tek darbe var.

Müvekkilin raporunda dirseklerindeki lezyonlar tespit edilmiş. Ancak yaralanma ciddi değil.

Ayrıca (her ne kadar savcılıkta kan davası vs korkusu ile ifade verememiş olsalarda) olayın bu şekilde geliştğine ilişkin tam olayın olduğu yeri gören daire sahibinin şahitliği de olacak.

Olay müvekkilin evinin balkonunu gören arka sokakta oluyor. Adam önden zili çalıp hemen arka tarafa geçiyor ki içerinden birilerini görebilsin. Telefon kayıtlarında en az 200 arama var maktülün müvekkili aradığına ilişkin. Ama müvekkil hiç arama yapmamış.
Old 15-01-2015, 15:56   #21
keremyagiz17

 
Varsayılan

Merhabalar. Bu konu benim üzerinde inatla çalıştığım bir husustur. Meşru müdafaa için diğer şartlar haricinde orantılılık aranmaktadır. Ancak bu bazen haksızlık teşkil etmektedir. Örneğin; 10 kişinin silahsız, bıçaksız olarak 1 kişiye saldırması durumunda saldırılan kişi silah olmasa bile, yalnızca bıçak kullansa bile malesef bu durumda orantısızlık şartı ihlal edilmiş sayılmaktadır. burada sorulması gereken şudur, bir neşterin orantılı silahı nedir? bıçak olamaz, silah da olamaz, fakat herkes de yanında neşter taşımaz. o zaman meşru müdafaa hükümlerine ne olur? ciddi manada değişmesi ve gelişmesi gereken bir kurum bence.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
hırsızı öldürmek meşru müdafaa Alper Özboyacı Hukuk Haberleri 16 23-09-2008 00:39
Ruhsatsız Silahla Meşru Müdafaa Av. Galip DAĞTEKİN Hukuk Soruları Arşivi 11 17-12-2006 21:10
Meşru Müdafaa Ve Zaruret Hali ! Sibel Hukuk Soruları Arşivi 2 08-12-2006 21:43
Meşru müdafaa esnasında, olayla alakası olmayan bir başka kimsenin ölmesi Av.Ersin VARGÜN Ceza Hukuku Çalışma Grubu 5 01-09-2006 03:32


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08836794 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.