24-04-2014, 11:13 | #1 |
|
Yeni Avukatlık Kanunu (taslağı)
Sayın meslektaşlarım,
1136 sayılı Yasa'yı tamamen kaldıran yeni Avukatlık Kanunu Taslağı, Kanunlar Genel Müdürlüğü'nün web sitesinde yayımlandı. Sürece dahil olalım, olumlu ve olumsuz gördüğümüz yanları hem birbirimizle hem da barolarımızla paylaşalım. Selam ve saygı ile... http://www.kgm.adalet.gov.tr/DUYURUL...SLA%C4%9EI.pdf |
24-04-2014, 22:19 | #2 |
|
olumlu yanı:
12/1 b deki değişiklik: mevcut kanun avukatlıkla birleşebilen işler arasında sadece hukuk alanında profesörlük ve doçentlikle sınırlama yaparken, yeni kanun bu sınırlamayı kaldırarak her türlü eğitim öğretim kurumunda hukuk öğreticliğini avukatlıkla birleşebilen işler arasında sayıyor. Yani bir avukat kadrolu olmadıkça halk eğitim merkezlerinde hukuk okur yazarlığı kursu da verebilecek orta 1 (5. sınıf) lara hukuk ve adalet dersi öğretmenliği de yapabilecek. Ayrıca yeni kanun tasarısı her türlü ceza yargılamasında zorunlu müdafiiliği öngörmektedir. Savunma hakkının dokunulmazlığı açısından bu da güzel bir düzenlemedir. Bir kişi en ufak bir suçla, kabahatle bile suçlansa savunma hakkını kullanabilmelidir. Avukatla temsil zorunluluğu MADDE 28 - (1) Adli ve idari yargıda, tarafın veya müdahilin; a) Değeri yirmibeşbin Türk Lirasından fazla olan dava ve icra takiplerinde, b) İdari yargıda değerine bakılmaksızın her türlü iptal davalarında, Kanun yolları da dahil olmak ü zere, bir avukat aracılığıyla temsili zorunludur. Kısmi talepli davalar ve belirsiz alacak davalarında avukatla temsil zorunluluğu, uyuşmazlık konusunun tamamı dikkate alınarak belirlenir. (2) Ceza yargılamasında, kovuşturma ve kanun yolları aşamasında bir avukat aracılığıyla temsil zorunludur. (3) Birinci ve ikinci fıkra hükümleri; a) Çekişmesiz yargı işlerinde, b) Kişiler veya aile hukukuna ilişkin dava ve işlerde, c) Dava açılmadan önceki geçici hukuki koruma taleplerinde, ç) Ceza yargılamasında özel hük ümler saklı kalmak kaydıyla, kamu davasına katılma, d) Taraf, müdahil veya ilgilinin, görevlerinden ayrılmış olsa bile avukat, hâkim, savcı, noter veya hukuk alanında öğretim üyesi olması, Halinde uygulanmaz. (4) Bu madde kapsamında avukatla temsil zorunlu luğu, her bir taraf yönünden, dava ve takip şartı niteliğindedir. Bu şart yerine getirilmeden dava açılamaz, davaya ve usul işlemlerine devam edilemez; aksi halde karar merciince işin niteliğine uygun karar alınır. Bu çerçevede, davacı ve takip yapan bakım ından dava şartı hakkındaki hükümler uygulanır, karşı taraf bakımından ise yokluğunda yargılama yürütülerek karar verilir. Tarafın bizzat yargılamada hazır bulunmasına ilişkin kanun hükümleri saklıdır. (5) Avukatla temsil yükümlülüğünün yerine getirilememe si halinde, bu Kanunda düzenlenen adli yardım hükümleri kapsamında avukat görevlendirilir. Ücret yargılama giderleri kapsamında haksız çıkan tarafa yüklenir. Kötü düzenlemelere gelecek olursak: ücret karşılığı başka bir avukartın yanında çalışan bir avukatın yeni tasarının 67/2 maddesine göre kendi adına iş kabul etmesinin yasaklanmasıdır. Mevcut kanunda olmayıp yeni getirilen bu husus avukarlığın serbest bir meslek olmasına gölge düşürmektedir. burada en azından "işveren avukat ve işçi avukat arasında düzenlenen sözleşmede AKSİNE BİR HÜKÜM OLMADIKÇA" ibaresi getirilmelidir. Kaldı ki avukatlık, güven ilişkisine dayanan bir sözleşmedir. Müvekkil, işçi avukata güvenebilir, ancak işveren avukata bu yetkileri vermek istemeyebilir. Bu düzenleme en temelinden vekalet ilişkisinin ruhuna ve kanundaki amacına da aykırıdır. |
25-04-2014, 09:40 | #3 |
|
Yıllardır dillendirdiğimiz, Avukatlara Yeşil Pasaport mevzusu neden bu yasaya girmemiş?
Protokolde başsavcının yanında olan baro başkanı’nın mensubu olduğu mesleğe yeşil pasaportu çok görmek, mesleğinin kamu görevi niteliği taşıdığı ifadesini, sadece temenniden öteye götürmemektedir. |
25-04-2014, 09:44 | #4 |
|
Ayrıca Avukatlık şirketi ile yeni bir oluşum öngörülmüş, hatta anonim ya da limited şirket şeklinde organize olunabileceği belirtilmiştir. Ama TBB reklam yönetmeliğindeki, avukatlık ile ilgili hiç bir konunun Marka olarak tescil edilemeyeceği konusu açıklığa kavuşturulamamıştır. Bir şirket, amacı "ticari kar sağlamak olmasa bile" marka olarak tescil edilmek isteyecektir.
|
25-04-2014, 11:16 | #5 |
|
Yeni avukatlık kanunu yasa tasarısını paylaşmanız çok isabet olmuş, taslağı incelereyek görüşlerimizi bildirebiliriz. Çok teşekkürler.
|
28-04-2014, 09:41 | #6 |
|
1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarih 19/03/1969 dur. Aradan geçen 45 yılı aşkın süreç içerisinde kelebekler renk ve tip değiştirdi,sürüngenler yeni deri rengi oluşturdu,bazı ülkelerde zorunlu ve güncel şartlardan dolayı yeni yeni rejimler oluşturuldu velhasılı her şey değişti…
Oldukça geç kalınmış olsa da,anılan Yasa’daki tasarısal değişim rüzgarları, bizlerde umut ve heyacan yaratmıştır. Özellikle Adalet Bakanlığı Avukatlık Yasası Değişikliği Bilim Alt Komisyonu’nda değerlendirilen değişiklik öneri başlıkları incelendiğinde, önerilerden; “Hukuki Danışmanlık sadece avukatların yapabileceği iş oldu” başlıklı 15. ; “Tapuda vekaletle yapılacak işlerde avukatla temsil zorunluluğu getirildi” başlıklı 16. ; “Değeri 25.000-TL üzeri olan davalarda avukat ile temsil zorunlu oldu” başlıklı 17. ; “İdari Yargıda,iptal davalarında avukat ile temsil zorunluluğu düzenlendi” başlıklı 18. ; “Tam Yargı davalarında değeri 25.000-TL üstü olan davalarda avukat ile temsil zorunlu oldu” başlıklı 19.; “Stajın,avukat yanında yapılan bölümünde,yanında staj yapılan avukatın,stajyerine işçi asgari ücreti kadar aylık ücret ödemesi düzenlendi” başlıklı 37.; “Stajyerlerin SGK priminin TBB tarafından ödenmesi düzenlendi” başlıklı 38.; “Avukatlık Ücret Sözleşmesinin yazılı olması Düzenlendi” başlıklı 40 ; “Avukat ücretinin en az ¼ ünün peşin ödenmesi zorunlu hale getirildi” başlıklı 55. ; “Verdgi davaları dışında ekonomik değeri olan tüm davalarda avukat ücretinin nisbi olması düzenlendi” başlıklı 60.; “Adli yardımın sadece avukat ücretini karşılaması ve adının -AVUKATLIK HİZMETİ YARDIMI- olması düzenlendi” başlıklı 61. ; “Dava vekilliği kaldırıldı” başlıklı 91. öneri maddeleri, yaşamın bir hukuk olduğunu ve biz avukatların bu yaşamın vazgeçilmez unsurları olduğunu pekiştirmiştir. Dileğimiz odur ki, gözden kaçırılmış olan bazı eksikliklerin de işbu güzide “Türk Hukuk Sitesi” nde yapacağımız sosyal ve mesleksel tartışma ve önerilerimiz neticesinde tesbit edilerek, aradan geçecek yeni bir 45 yıllık süreç ( ! ) içerisinde bir değişikliğe gereksinim göstermesin. 1136 sayılı Yasa’nın “Avukatla Temsil Zorunluluğu”başlıklı 28.maddesinin, 4.fıkrasında yer alan “ Bu madde kapsamında avukatla temsil zorunluluğu, her bir taraf yönünden, dava ve takip şartı niteliğindedir. Bu şart yerine getirilmeden dava açılamaz, davaya ve usul işlemlerine devam edilemez; aksi halde karar merciince işin niteliğine uygun karar alınır. Bu çerçevede, davacı ve takip yapan bakımından dava şartı hakkındaki hükümler uygulanır, karşı taraf bakımından ise yokluğunda yargılama yürütülerek karar verilir. Tarafın bizzat yargılamada hazır bulunmasına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” tasarı maddesinin yaşama geçirilmesi en arzu ettiğim değişim olacaktır.Zaten tüm mücadelem de bunun uğrundadır... Haydi hayırlısı…Sevgi ve saygılarımla… |
28-04-2014, 21:32 | #7 |
|
bu taslak yasalaşırsa ilerleyen yıllarda bizim en fazla canımızı sıkacak maddeler şirketleşmeye ilişkin olanlar olacaktır. bu maddelerin toptan kaldırılması gerekir. şubeleşmenin önünün açılması avukatlığın yapısını kökten değiştirecektir.
uzman avukatlık için belli bir kıdem haricinde sınavın da olması gerekirken sadece 10 yıllık avukatlara talep halinde bu unvanın verilmesi objektiflikten uzaktır. böyle önemli bir konunun yönetmelikle düzenlenme imkanının verilmemesi gerekirdi. baro yönetimlerinin halihazırda 2 yıl olan görev sürelerinin 4 yıla çıkarılması da kanımca hatalıdır. 4 yıl oldukça uzun bir süredir. 2 yıl memnuniyetsizliklerin sandıkta ifade edilmesi için ideal bir süredir. zorunlu avukatlığın kapsamının bu kadar geniş tutulması yine anlamsızdır. eğer bu kadar geniş tutulacaksa avukata ulaşımın da kolaylaştırılması gerekir. avukat tutamayacak durumda olanların veya avukat tutmak istemeyenlerin adli yardımdan yararlanmaları için kapsamın genişletilmesi ve bunun kanunla düzenlenmesi gerekir. ayrıca adli yardım kapsamında görevlendirilecek avukatların ücretlerinin finansmanı için başka bir model üzerinde çalışılmalıdır. iki kişi arasındaki davanın yükünü bütün topluma mal etmek nasıl bir düşüncedir? icra takibinde taraflar denmiş ama burada borçlu taraf da anlaşılacak mı? ortada olmayan borçluya veya davalıya da mı avukat atanacak? ilk bakışta kulağa hoş gelse de avukatlara gelir kapısı dışında ötesi düşünülmemiş bu düzenlemelerin avukatla temsil zorunluluğu ve avukatlık şirketine ilişkin maddelerinin geri çekilerek tekrar gözden geçirilmesi gerekir. |
29-04-2014, 10:31 | #8 |
|
Değindiğim üzere,1136 sayılı Yasa’nın Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği tarihten bu yana 45 yıllık zaman geçmiştir.İlk defa mesleğimiz ile ilgili çağdaş muassır medeniyetler seviyesine kısmen geçirilecek olan Yasa’nın daha tasarı halinde iken çıkan feryad-ü figanları anlamak gerçekten imkansızdır.
Hukuk yaşamın vazgeçilmezlerindendir, ekmek,su gibi…Bu yaşamın kanı ve canı olan bizler yani,savunma ve usül bilen kişileri, bilgi ve uygulanış yönünden bir okyanus olan hukuk bilimin,perakende olarak tabir edilecek tek başına avukatlık mesleği ile altından kalkmak,çözüm bulmak,adalete yardımcı olmak mümkün değildir. Dolayısiyle, avukatların şirketleşmeleri, şubelere yönelmeleri kaçınılmazdır.Çünkü avukatla temsil zorunluluğu ve neticesinde vekilin ücretinin,HMK’nun 114/g bendi kapsamına alınarak dava şartı olarak kabul edilmesi nedeniyle hasıl olacak iş yükünün artmasına sebebiyet verecektir. Olması gereken ve özlenen hukuk sitemi de budur.Bir avukatın tek başına tüm branşlarda başarılı olması,mücadele etmesi yaşamın olağan akışına terstir.Tabiidir ki,kurulacak yeni mesleksel oluşumlarla,tüm branşlarda hizmet vermek ve gereğini yerine getirmek bir zorunluluktur.Bu tasarının yasallaşması canımızı değil,yıllardır özlemini çektiğimiz “de lege feranda” nın aydınlanması ve daha iyiye gitmesi yönündeki tüm mumları yakacaktır.Meslek tekeli ortadan kalkacak,mesleki oluşumlarda görevli meslektaşlarımız köle olarak değil,ortak olarak çalışacaklardır.Elde edilen hasıladan tüm ortaklar layık-i veçhile haklarını alacaklardır.Mesleki sömürü de bu nedenle tarihin ortaçağ karanlığına gömülecektir. Meslek yaşamındaki 10 yıllık bir süreç hiç de yabana atılmayacak bir süreçtir.Avukatlık mesleğini yapı itibariyle bir an için ruhani bir kimliğe indirgemiş olsaydık eğer,daha ilk üç yılında Mevleviler gibi dönmeniz,ermeniz,yanmanız ve nihayetinde uçmanız işten bile değildir… Duruşma saatinin 09.15 olarak belirtildiği duruşma listesine rağmen,saat:12:00 ye yakın sularda duruşmaya avdet eden avukatın yaşadığı yanma,pişme ve neticesinde isyan dahi,yaşanılan 10 yıllık süreç içerisindeki uzmanlık için,bilgi deneyimlemesi için,vekalet pulu eksikliği nedeniyle Yargıtay’dan bozma alan dava dosyası için yeterli olduğu kanaatindeyim.10 yıllık avukatın yaşadığı süreç, pratiksel uzmanlığı ile birlikte mesleki bilgi deneyimi noktasında çok önemli bir süreçtir.Hatta bu sürecin 15 yıl ile sınırlanması gerektiği kanaatindeyim. Barolar, yürürlükte bulunan Kat Mülkiyeti Yasası çerçevesinde yürütülen site veya bina yönetimleri değildir.Barolar ve yönetimleri tamamen özverisel tutum ve eylemler ile görevlerini ifa eden tüzel kişiliklerdir.Bila ücret kaydıyla görev yapan meslektaşlarımızı,iki yıl gibi kısa bir süreç ile kayıtlamak olanak dışıdır.Altı bin nüfuslu beldeyi yöneten Belediye Başkanı için beş yıllık yönetim süreci belirlenirken,mesleki üye sayısı bu rakamın oldukça üzerinde olan Büyükşehir barolarını iki yıllık süreç ile kısıtlamak kabul edilemez.İstanbul-Ankara-İzmir-Adana vs. gibi büyükşehir beldelerinin baro yönetimlerinin,daha tasarı halindeki oluşumlarını yaşama entegre edebilmeleri için iki yıllık süreç ile kayıtlamak,yaşama geçirecekleri oluşumları tasarı halinde bırakmak anlamına gelecektir.Uygun görülecek 4 yıllık süreç,oluşumların tasarıdan çıkıp yaşama geçmesi için yeterli bir süredir. Bence bu tasarıda karşı çıkılması gereken ana sorun,baroların Adalet Bakanlığı vesayetine girmesine engel olmaktır.Yaşanan bazı kurum ve kuruluşlardaki tuhaf değişimler gibi bir oluşumla karşı karşıya kalmak istemiyoruz!...Her ne kadar avukat hizmeti gereği kamu görevi ifa ediyor olsa da, bağımsızdır,tarafsız ve hürdür…Ne ayaklarımıza bağlanan ve ne de boynumuza geçirilmek istenen prangaları istemiyoruz… 45 yıllık süreç içerisinde avukatlık kapsamının bu denli dar tutulması anlamlı geliyor da,şimdi geniş tutulması mı anlamsız oluyor.Evet avukata bu denli kolay ulaşılmasını istemiyoruz.Bir avukat tarife gereği olması gereken ücreti müşterisinden talep ederken,bir başka avukatın(yaşamın zorunlu gerçekleri itibariyle…) tarifenin oldukça altında bir ücretle beyaz eşya kampanyası yapmasını istemiyoruz!...Bir senfoni orkestrası gibi tüm meslektaşların tarifenin belirlediği asgari notadan enstürmanlarını çalmalarını istiyoruz.Türkiye kadar,Dünya’nın hiçbir ülkesinde avukata ulaşımın bu denli kolay olduğu bir ülke yoktur. Ülkemizde avukatlık bir GSM operatörü olsaydı eğer, kazancını beşe katlardı..…Gece iki de çalan cep telefonu…karşınızda müvekkil…” avukat abi…şu an dışarıda bir yerdeyim..canım sıkkın demleniyorum..yengenle aram açık…anlarsın ya…gelebilirmisin?!...” Dedim ya.. En kolay ulaşım bizde… Ne tuhaf 45 yıldır tüm toplumun yükünü yüklenmiş bizlerin karşısında, iki kişinin yükünü sorun etmek çok latife gibi geldi bana..Avukat tutamayacak durumda olan müşterinin, bürolarımızla çalan son sistem cep telefonlarını gördükten sonra,bu yaklaşım çok oportünist geldi bana… Hiçbir meslektaş,bir profesyonel olarak kendisine gelir kapısının açılmasına karşı duramaz.Buna karşı durmak ise,binilen dalı kesmek kadar tuhaf bir yaklaşımdır.Avukatla temsil zorunluluğuna ancak, kanaryayı sevenler derneği üyeleri karşı durabilir… Sevgi ve saygılarımla… |
11-05-2014, 14:43 | #9 |
|
Avukatlık Kanunu taslağı
Taslağı kabaca gözden geçirince ilk gözüme çarpan husus şu oldu
"MADDE 67– (1) Ücret karşılığı birlikte çalışan avukat, mesleki faaliyetlerini bir avukat yanında veya avukatlık ortaklığı ya da avukatlık şirketi bünyesinde, yapılan sözleşme çerçevesinde yürüten kişidir. Ücret karşılığı birlikte çalışan avukat, kanunlardan kaynaklanan görevlendirmeler dışında, kendi adına iş ve dava kabul edemez; mesleki faaliyetlerini münhasıran işveren avukat tarafından verilen iş temelinde gerçekleştirir" Bir hukuk bürosunda meslektaşımızın yanında sigortalı olarak çalışırken kendi adımıza (meslek etik ve kuralları çerçevesinde tabi) iş ve dava alamayacağımız hususu. Bana bu avukatı bağımlı hale getirecek gibi geliyor. Kendi adımıza gelir kaydı vesaire ve vergi hususunda herhangi bir sıkıntı olmazken çıkar çatışması olmadığı sürece neden kendi adımıza iş ve dava alıp yürütemeyelim ki |
11-05-2014, 16:44 | #10 |
|
TASLAK AVUKATLIK ÜCRETİ YÖNÜNDEN MEVCUT YASAYA GÖRE HAK KAYIPLARI YARATACAKTIR. TASLAKTAKİ SORUNLAR BAŞLIKLAR HALİNDE ŞÖYLEDİR.
Yazılı sözleşme yapma zorunluluğu getirilmektedir. Yazılı sözleşmenin TBB tarafından hazırlanacak tip sözleşme olma zorunluluğu getirilmektedir. Her sözleşmenin kendine has özelliklerinin tip sözleşmeye nasıl yansıtılacağı belli değildir. Yazılı tip sözleşme yapılmaması ya da yapılan sözleşmenin tip sözleşmeye uygun olmaması (geçersiz olması ) halinde avukatlık ücretinin nasıl tayin edileceğine ilişkin bir düzenleme getirilmemektedir. Yazılı tip sözleşmenin Avukatlık Kanununa aykırı olması halinde ücretin nasıl tayin edileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. Yazılı tip sözleşme yapılmaması halinde (ücretin nasıl belirleneceğine ilişkin kanun taslağında bir düzenleme olmadığından) avukatlık ücreti zorunlu olarak tarifeye göre belirlenecektir. Mevcut Kanunda yer alan değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde değere göre %10-%20 arasında ücret belirlenmesi artık söz konu olmayacaktır. Başarı ücretinin kararlaştırılması (Davaya kazanma ya da alacağı tahsil koşuluna bağlı ücret) kararlaştırılması, avukatlık ücretinin dörtte birinin peşin ödenmesi koşuluna bağlanmıştır.(Md.49/3) Başarı ücreti tespit edilirken hukuki yardım sonucu elde edilen meblağ ya da değerin tamamı esas alınacaktır. Başarıya bağlı ücret böylece sadece değeri para ile ölçülebilen dava ve işlere münhasır olmaktadır.(Örneğin cezada beraat koşuluna ya da tahliye koşuluna bağlı başarı ücreti kararlaştırılması tartışmalı olacaktır.) Avukatlık ücret alacağında zamanaşımı süreleri kısaltılmıştır. Halen uygulama BK’nun 147/5. Maddesi gereği 5 yıl iken tasarı ile bu süre 1 yıla indirilmektedir. |
11-05-2014, 18:46 | #11 |
|
TBB başkanı ile başbakanın dünkü(10/05/2014) münakaşasından sonra bana öyle geliyor ki birisinden birisi değişmeden yeni avukatlık kanunu geçmeyecek, veya geçse bile komisyonlarda avukatlar aleyhine ağır değişiklikler ve kısıtlamalardan sonra kabul edilecek.
Hayırlısı... |
11-05-2014, 22:58 | #12 | |||||||||||||||||||||||
|
Be "münakaşa" degil de terbiyesizce bir müdahale gördüm. Bu tasarının özü zaten Barolar Birliğinin yapısını duzenleyen madde; kıyamet orada kopacak... |
12-05-2014, 10:33 | #13 |
|
OLUMLU BULDUKLARIM
28. Madde "temsil zorunluluğu" (biraz daha genişletilebilir.) 32. Madde "tebligat hakkı" ufak ama faydalı ve ekonomik bir hak) 33. Madde "Belge toplama hakkı" maalesef yasal zorunluluk gerekiyor. 49. Madde "Ücret" (hazine avukatları için olumlu ancak ücretin miktarının düşmesine sebep olmaz mı?) 83. Madde "bazı görevlerden ayrılanların avukatlık yapma yasağı" (süre verilmesi, temel hakkın ihlalini engellemektedir.) GEREKSİZ ve TEHLİKELİ BULDUKLARIM 35. Madde "Sulh yapma" (bu madde varsa arabuluculuk niye var) 62. Madde "Avukatlık şirketi" (Üzerinde çok tartışılması gereken madde, ne gereği vardı diye çok soruyorum...) 74. Madde " reklam ve tanıtım" ktöüye kullanılacak, yorum yoluyla boşluk bulunabilecek ziyadesiyle reklam alanı var) Genel olarak olumlu maddeler var ancak bazı hükümler halen müphem misal 53. madde; olumlu bir madde ancak yargı merciine takdir hakkı verildiğinde nedense en azından hükmediliyor... Avukatlık şirketi ile reklam ve tanıtım hükümleri için acele edilmemeli, Türkiye'nin buna hazır olduğunu düşünmüyorum. Bu maddeler ayrıca ayrıntılı tartışılmalıdır. Kendi içerisinde çelişkili çok hüküm var; misal reklam ve tanıtım hakkı dolaylı yönden verilmiş ancak binanın cephesine tabela asma deniyor... Fark ettikçe paylaşacağım... |
12-05-2014, 12:23 | #14 |
|
Taslaktaki Diğer Olumsuzluklar
Değerli Meslekdaşlarım,
Yeni Avukatlık Yasa taslağının "Avukatlık Sözleşmesi ve avukatlık ücreti" getireceği olumsuzlukları sizlerle paylaşmıştım. Bu tasarı, -2001 öncesi yasa uygulamasını hatırlayanlar için- 2001 öncesi yaşanan sorunların tekrarına neden olacaktır. Ayrıca başlıklar halinde tasarıdaki başka olumsuzlukları da vurgulamak isterim: 1. TBB tarafından onaylanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifeleri'nin iptali için Bakanlığa iptal davası açma görevi verilmektedir. (Lütfen bu düzenlemeyi, yazılı tip avukatlık sözleşmesi yoksa ya da geçersiz ise ücretin tarifeye göre belirleneceği sonucununu getiren düzenlemeye göre düşününüz.) 2. Tasarıda "Hasılı davaya iştirak yasağı" "Avukatlık Sözleşmesi" bölümünden kaldırılmıştır (!!!) Roma'dan bu yana uygulanagelen bu yasağın mevcudiyeti mesleğe olan güvenin korunması açısından çok önemlidir. Tasarının 43. Maddesinde bu yasağı hatırlatan bir düzenleme mevcut ise de bu düzenlemenin; "Avukatlık Sözleşmesi" bölümünde yer almaması, daha çok "Çekişmeli hakları edinme yasağını düzenlemesi" özel olarak "Hasılı davaya iştirak yasağına" yer verilmemiş olması çok hatalıdır. 3. Avukatlık şirketleri kurulabilecek ve bu şirketler şube açabileceklerdir. İstanbul merkezli ve bir çok büyük kentte şubesi olan amerikan vari avukatlık büroları dönemi başlayacaktır. Tasarıdaki bu düzenleme ile bürosunda iş alıp serbest meslek icra eden avukatlığın sonu gelmiştir. Gelecekte avukatlar ya avukatlık şirketi patronu ya da avukatlık şirketi işçisi olacaktır. İşçi avukatta asgari ücretin iki katı ücretle çalıştırılacaktır. 4. Avukatlık şirketlerindeki ihtilaflara Baroda oluşturulacak hakem bakacaktır ? 5. Avukatın ücret karşılığı çalışması (işçi avukatlık) Avukatlık şirket ve şubelerinin kurulması gibi düzenlemeler; -her ne kadar tasarı da aksi de yazsa- avukatlık mesleğini; -TİCARİLEŞTİRMEKTEDİR. -AVUKATLARI İŞÇİ AVUKAT OLARAK İŞVEREN AVUKATA BAĞIMLI KILMAKTADIR. AVUKATIN BAĞIMSIZLIĞI ARTIK BİR ÜTOPYADIR. - TASARI SAMİMİ OLMALIDIR. AVUKATLIĞIN TİCARİ BİR İŞ HALİNE GELDİĞİNİ, AVUKATLIK İŞVERENE BAĞIMLI OLABİLECEĞİNİ TESPİT ETMELİDİR. - BU SONUÇLARA GÖRE ACİLEN TBB TARAFINDAN MESLEK KURALLARI YENİDEN YORUMLANMALIDIR. 6. Tasarı mevcut yasada olduğu gibi barolara hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak görevi vermişse de bu görev için baroların dava açma haklarını ortadan kaldırmıştır.(!!!) Barolar dava açamayacaksa hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını nasıl savunup koruyacak tasarıyı hazırlayanlar acaba bu soruyu kendilerine sordu mu ? Acaba "savunma ve koruma" için baro başkanının Kırkpınar pehlivanı gibi saha çıkmasını falan mı düşündüler (!) 7. Tasarıda yer alan TBB yönetim organlarının teşkilindeki anti demokratik yapılanma herkesin malumudur. Ve bence bu yasa tasarısının temel amacıdır. İleride tasarıda gördüğüm yanlışları yazmaya devam edeceğim. Ama hep kendime soruyorum biz avukatların 2001 yılında temelli düzenlenmiş avukatlık kanunundan sonra bir tasarı beklentisi mi vardı ki bu tasarı ortaya çıktı ? Selam ve saygılar |
30-05-2014, 18:42 | #15 |
|
merhaba ,sayın meslektaşlarım;Benim kanaatime göre ,bu yeni tasarı halindeki avukatlık kanunu düzenlemesi,yasa 1136 ya göre,bireysel avukatlık yapmak yerine, şirket-leşmeyi teşvik etmektedir.şirket sahibi patron avukatlar ile,şirketde çalışan işci avukat zihniyeti hortlatıl-mıştır.(md=67) gülünç ve traji komik bir durum ortaya çıkmakta-dır.LTD.A.Ş.HOLDİNG PATRONU HUKUK BÜRO AVUKATLARI ARTIK BU TASARI İLE GÖREBİLECEĞİZ..ayrıca 81 ilde bir hukuk a.ş.-hukuk holding nin şubelerini görebileceğiz..bu durum ,,anayasanın eşitlik ilkesi madde=10 da aykırılık teşkil etmektedir.TBB.BARO seçimlerinin 4.yıla çıkartılma-sıda ayrı bir problem teşkil edecektir..GERÇEKLERLE ÖRTÜŞMEYEN,SULANDIRILMIŞ BİR AVUKATLIK KANUNU TASARISIDIR.
kanısını taşımaktayım..saygılar |
10-07-2014, 15:30 | #16 |
|
sigortalı çalışan avukatların ücreti, net asgari ücretin iki katından düşük olmayacakmış.
|
11-07-2014, 17:07 | #17 |
|
Baroların nitelikleri
MADDE 128– ....Protokolde, baro başkanı veya yetkilendireceği temsilcisi Cumhuriyet başsavcısı ile yan yana yer alır. ( yürürlükteki A.K.’da geçen “yanında yer alır” ibaresi “yan yana yer alır olarak değiştirilmiştir.) |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Avukatlık Kanunu Yönetmeğine Ek 13. Bölüm (Sürekli Avukatlık Hizmetleri) | Av.Ergün Vardar | Hukuk Haberleri | 13 | 09-10-2008 22:55 |
Yeni Anayasa Taslağı İle Getirilen Yenililikler – Kişisel Bilgilerin Korunması Hakkı | mutlakadalet | İnsan Hakları Hukuku Çalışma Grubu | 2 | 11-07-2008 16:28 |
Yeni Anayasa Taslağı İle Getirilen Yenilikler – Önleme Amaçlı Yakalama | mutlakadalet | Ceza Hukuku Çalışma Grubu | 1 | 10-11-2007 13:20 |
Yeni Anayasa Taslağı İle Getirilen Yenilikler – Pozitif Ayrımcılık | mutlakadalet | İnsan Hakları Hukuku Çalışma Grubu | 0 | 14-09-2007 07:09 |
Avukatlık Kanunu 165'e göre Avukatlık ücretinden müteselsil sorumluluk | Av.Ertan Uzunoğlu | Meslektaşların Soruları | 2 | 28-12-2006 10:02 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |