Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz.

karayolları trafik kanunu

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 24-09-2007, 14:14   #1
didem8521

 
Varsayılan karayolları trafik kanunu

Karayolları Trafik Kanununun 20 maddesinin d fıkrasının 1997 değişikliğinden önceki halini arıyorum ama bulamıyorum yardımcı olabilecek kımse var mı acaba?
Old 24-09-2007, 17:54   #2
Av. Murat Salman

 
Varsayılan 20.maddenin önceki halini bulamadım ama

20. maddeyle ilgili 97 değişikliğinden önce verilmiş bir karar belki işinize yarar diye düşündüm. T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
Esas : 1997/2860
Karar : 1997/3215
Tarih : 05.05.1997
ÖZET : Mevcut belgelerden kazaya karışan sigortalı aracın, kaza tarihinden önce Karayolları Trafik Kanunu´nun 20.maddesi hükmüne uygun olarak noter senedi ile diğer davalıya satılıp teslim edildiği ve kaza sırasında aracı kullananın diğer davalı olduğu sabit bulunup, yasada öngörülen ihbar süresi dolmadan kazanın meydana geldiği anlaşılmış olduğundan, artık devreden davalının tazminattan sorumlu olmaması gerekir.
(2918 s. Trafik K. m. 20)
KARAR METNİ :
Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara 28.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25.12.1996 tarih ve 103-1072 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalılardan Mustafa Y. tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirkete trafik poliçesi ile sigortalı aracın davalı Mustafa Y.´ın mülkiyetinde iken diğer davalı nurettin´in ehliyetsiz olarak sevk edildiği sırada kusurlu olarak 3.kişiye ait araca çarpması sonucu 3.kişiye ait aracın hasar bedelinin sigortaca ödendiğini ileri sürerek, sigortalı aracın ehliyetsiz olarak kullanılması nedeniyle ödenen 21.221.000 liranın davalılardan mütesilsilen ve rücuan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Mustafa Y., kazaya karışan aracı 13.3.1995 tarihinde noterce düzenlenen senetle diğer davalıya sattığını, malik sıfatı olmadığından davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı duruşmaya katılmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya arasındaki yazılara göre, poliçe genel şartlarının 4/c maddesinde, ehliyetsiz araç kullanmanın tazminatın kaldırılması veya azaltılması sonucunu doğuran haller arasında sayılmış olduğu, davalı Mustafa aracı diğer davalıya kaza tarihinden önce satmış ise de, durumdan davacı sigorta şirketini haberdar etmediği, böylece davacı sigorta şirketi ile arasında düzenlenen poliçeye göre, ehliyetsiz araç kullandırmaktan dolayı sorumluluğnunu devam ettiği, yaptırılan bilirkişi incelemesinde olayda davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, 3. kişiye ait araçtaki hasar bedelinin 44.622.000 lira olarak saptandığı, sigortaca araç sahibine 21.221.000 lira ödenmiş olduğunun anlaşıldığı, davalı yan sürücüsünün %100 kusurlu ve ehliyetsiz araç kullanmış olduğu gerekçesiyle, davanın kabulün ekarar verilmiştir.
Kararı, davalı Mustafa Y. temyiz etmiştir.
Davacı vekili, sigortalı aracın Trafik sigortası Poliçesi Genel Şartları´nın 4/c maddesi hükmü uyarınca, ehliyet belgesine sahip olmayan kişi tarafından kullanıldığını, bu nedenle 3.kişiye yaptığı ödemenin rücuan tahsilini talep etmiş, davalı Mustafa Y., aracı kesin satış senedi ile diğer davalıya satıp, teslim ettiğini, bu nedenle kendisinin tazminattan sorumlu olmadığını savunmuştur.
Dosya arasında mevcut belgelerden kazaya karışan sigortalı aracın, kaza tarihinden önce Karayolları Trafik Kanunu´nun 20.maddesi hükmüne uygun olarak noter senedi ile diğer davalıya satılıp teslim edildiği ve kaza sırasında aracı kullananın diğer davalı olduğu sabit bulunup, anılan yasada öngörülen ihbar süresi dolmadan kazanın meydana geldiği anlaşılmış bulunmasına göre, artık devreden davalının tazminattan sorumlu olmaması gerekir. Mahkemece, bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Mustafa Y.´ın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 5.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak : Corpus
Old 24-09-2007, 18:10   #3
Av. Murat Salman

 
Varsayılan

Danıştay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu Kararı -Esas No:1998/1

Karar No : 2001/1Esas No : 1998/1Tarih : 16.01.2001
T.C.
DANIŞTAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
• ARAÇ SATIŞI ( Noterde Yapılan - Motorlu Taşıtlar Vergisinin Mükellefi )
• NOTERDE YAPILAN ARAÇ SATIŞI ( Motorlu Taşıtlar Vergisinin Mükellefi )
• MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ MÜKELLEFİ ( Noterde Yapılan Araç Satışı )
ÖZET : Noter satış sözleşmesi ile yapılan satış işlemi, ilgili tescil kuruluşuna bildirilmesine rağmen, eski malikin trafik kaydı sildirilmeyerek, yeni malik adına kayıt ve tescil işlemi yaptırılmamış olan motorlu taşıtın motorlu taşıtlar vergisi mükellefinin, taşıtı satan eski malik mi, yoksa taşıtı satın alan yeni malik mi olduğu hususunda Danıştay Yedinci ve Dokuzuncu Daire kararları arasında çıkan aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yolu ile giderilmesine yer olmadığı hk.
Danıştay Yedinci Dairesinin 24.04.1995 günlü ve E.No: 1995/337, K.No: 1995/1755 sayılı kararı ile Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 12.04.1996 günlü ve E.No: 1996/1014, K.No: 1996/1405 sayılı kararı arasındaki aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yoluyla giderilmesi istemiyle ... Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından yapılan başvurunun, Danıştay Başkanı tarafından Kurula iletilmesi üzerine raportör üyenin raporuna dayalı sözlü açıklamaları ile Danıştay Başsavcısının "İçtihatların birleştirilmesine gerek bulunmadığı" yolundaki görüşü dinlendikten ve ilgili yasalar incelendikten sonra gereği düşünüldü.
İçtihatların birleştirilmesinden beklenen amaç, dava dairelerinin veya İdari ve Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarının kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında süregelen aykırılıkların giderilmesi suretiyle kararlarda istikrarın sağlanmasıdır.
Noter senedi ile yapılan taşıt satış işlemi, ilgili tescil kuruluşuna bildirildiği halde, satıcının sicil kaydının silinmemesi nedeniyle mükellefiyet kaydının devam ettiğinden bahisle vadesinde ödenmeyen motorlu taşıtlar vergisi borcundan dolayı satıcı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan dava sonucunda işlemi iptal eden ... Vergi Mahkemesinin 30.10.1991 günlü ve E: 1991/83, K: 1991/823 sayılı kararını onayan Manisa Bölge İdare Mahkemesinin 13.01.1992 günlü ve E: 1992/3, K: 1992/3 sayılı kararının Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yedinci Dairece verilen 24.04.1995 günlü ve E: 1995/337, K: 1995/1755 sayılı kararda; 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 3088 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi hükmüne dayanılarak motorlu taşıtlar vergisi yükümlüsünün, ilgili kuruluşta adına taşıt kayıt ve tescil edilmiş gerçek ya da tüzel kişi olduğu vurgulanmış, yükümlülüğün kayıt ve tescil ile başladığı ve ancak ilgili kuruluştaki kaydın silinmesi ile sona erdiği tesbit edildikten sonra, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 3176 sayılı Kanunla değişik 20. maddesi kuralının, noterce düzenlenmiş satış sözleşmesinin ilgili tescil kuruluşuna bildirilmesi ile adına motorlu taşıt kayıt ve tescilli kişilerin yükümlülüklerinin kendiliğinden sona ereceği biçiminde yorumlanmasının mümkün olmadığı da belirtilmek suretiyle bölge idare mahkemesi kararı bozulmuştur.
Noter senedi ile satılan taşıtın satıcı adına trafik sicilindeki kaydının silinmemesi sebebiyle mükellefiyetinin devam ettiğinden bahisle ödenmeyen motorlu taşıtlar vergisi borcundan dolayı satıcı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Ordu Vergi Mahkemesinin 19.04.1995 günlü ve 1995/77 sayılı kararını bozan Trabzon Bölge İdare Mahkemesinin 01.06.1995 gün ve 1995/84 sayılı kararının Danıştay Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine Dokuzuncu Dairece verilen 12.04.1996 günlü ve E: 1996/1014, K: 1996/1405 sayılı kararda ise; uyuşmazlığın çözümü 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 20. maddesi kuralına dayandırılmış, taşıtını usulüne uygun şekilde noter senedi ile devrettiği ihtilafsız olan ve bu tarihten sonra taşıtla bir ilgisi kalmayan satıcı adına ödeme emri düzenlemesinde isabet bulunmadığı belirtilerek temyiz talebi reddedilmiştir.
Aykırı olduğu ileri sürülen kararlara dayanak yapılan Karayolları Trafik Kanununun 20. maddesinin ( d ) bendi, 25.05.1997 gününde yürürlüğe giren 4262 sayılı Kanunun 2. maddesi ile "Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, aracın motorlu taşıtlar vergisi borcu bulunmadığına dair belgenin ibrazı halinde araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi esas alınarak noterlerce yapılır. Bu satış, noterlerce tescil belgesine tarih konularak ve tasdik edilmek suretiyle işlenir. Ayrıca, tescil edilmiş araçların satış ve devir işlemleri noterler tarafından, siciline işlenmek üzere işlemin tamamlanmasını müteakip en geç onbeş iş günü içinde ilgili tescil kuruluşu ile vergi dairesi müdürlüğüne bildirilir. Noterlerin vergi dairesi müdürlüklerine satış işlemlerini bildirmesi üzerine intikal eden araçların vergi kayıtları, satış sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle, 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca önceki malikin vergi mükellefiyetine son verilir. Ayrıca yeni malik adına vergi mükellefiyeti tesis edilir." şeklinde değiştirilmiş ve getirilen yeni düzenleme ile trafiğe tescil edilmiş araçların noterler tarafından belli süre içinde tescil kuruluşu ve vergi dairesine bildirilerek kayıt ve tescil işlemlerinin yaptırılması kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 20.06.1997 günlü ve 1997/13 sayılı Başkanlık Kurulu kararı ile motorlu taşıtlar vergisine ilişkin davaları çözümlemekle Yedinci Daire görevlendirilmiş, Dokuzuncu Dairenin bu konudaki davaları çözümlemek gibi bir görevi kalmamıştır. Yapılan inceleme sonucunda, Yedinci Dairenin bu konuda verdiği kararların 4262 sayılı Yasa ile getirilen ve içeriği yukarıda açıklanan değişiklik doğrultusunda "satış sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle taşıtı satan malikin 197 sayılı Yasadan doğan vergi mükellefiyetine son verilmesi gerektiği" noktasında istikrar kazandığı anlaşıldığından,
SONUÇ : 2575 sayılı Yasanın 39. maddesine göre içtihatların birleştirilmesini lüzumlu kılacak şartların gerçekleşmemesi nedeniyle içtihatların birleştirilmesine gerek bulunmadığına 16.01.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY : Trafikte tescil edilmiş bulunan ve noter satış sözleşmesi ile yapılan satış işleminin ilgili tescil kuruluşuna bildirilmesine rağmen, alıcı ve satıcının başvurusu üzerine yeni malik adına tescil yapılmayan durumlarda, motorlu taşıtın Motorlu Taşıtlar Vergisi mükellefinin eski malik mi yoksa yeni malik mi olacağı konusunda Danıştay Yedinci ve Dokuzuncu Daire kararları arasındaki aykırılığın içtihatların birleştirilmesi yolu ile giderilmesi için konu Kurula gelmiştir.
2575 sayılı Danıştay Kanununun 39. maddesinde, dava dairelerinin kendi kararları veya ayrı ayrı verdikleri kararlar arasında aykırılık veya uyuşmazlık görüldüğü takdirde İçtihatları Birleştirme Kurulunca işin inceleneceği ve lüzumlu görülürse içtihadın birleştirilmesine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Danıştay Yedinci Dairesinin 24.04.1995 günlü ve 1995/1755 sayılı kararı ile Dokuzuncu Dairenin 12.04.1996 günlü ve 1996/1405 sayılı kararı, Motorlu Taşıtlar Vergisi mükellefiyetinin satışla birlikte nasıl sona ereceği konusunda verilmiş kararlar olup, hüküm fıkraları ve gerekçeleri farklılık arzetmektedir. Bu kararların verildiği tarihte konu ile ilgili kanunlarda ( Karayolları Trafik Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu gibi ) uyuşmazlığı çözümleyici ve açıklığa kavuşturucu nitelikte değişiklikler yapılmamıştır.
Kararların verildiği tarih itibarıyla, Motorlu Taşıtlar Vergisi ile ilgili uyuşmazlıkların çözümü adı geçen dairelere ait olup gerekçe ve hüküm fıkraları incelendiğinde bu dairelerin kararları arasında aykırılık bulunduğu açıktır.
Bu nedenle;
a ) Daire kararları arasındaki aykırılığın verildikleri tarih gözönüne alınarak değerlendirilmesi ve bu tarih itibarıyla aykırılık bulunup bulunmadığına karar verilmesi uygun olacaktır.
b ) Bugün için Motorlu Taşıtlar Vergisine ilişkin uyuşmazlıkların çözümü görevinin Danıştay Yedinci Dairesine ait olması nedeniyle aykırı karar çıkmasının mümkün olmadığı görüşüne katılmak da mümkün değildir. Çünkü, Danıştay Başkanlık Kurulu Kararı ile görevli dairenin değişmesi mümkün olduğu gibi, aynı daire kurulunu teşkil eden üyelerin değişmesi halinde farklı kararlar çıkma durumu da söz konusu olabilmektedir. Şu anda uyuşmazlıkların bir dairede çözümlenir olması geçmişteki içtihat aykırılığının giderilmesi için engel teşkil etmemelidir.
c ) Konuya ilişkin Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesinde, 4262 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle, satış işleminin noterlerce vergi dairelerine bildirilmesi üzerine önceki malikin mükellefiyetine son verileceği belirtilerek uyuşmazlığın çıktığı dönemden farklı bir düzenleme yapılmış ve mükellefiyetle ilgili uyuşmazlık çıkmasını önleyici hükümler getirilmiş ise de, bu düzenlemeden bahisle daha önce mevcut olan uyuşmazlığın çözümlenmesi de yerinde değildir.
Açıklanan nedenlerle Danıştay Dokuzuncu ve Yedinci Dairelerinin yukarıda belirtilen kararları arasında verildikleri tarih ve mevzuat bakımından farklılık bulunduğundan aykırılığın esasının incelenmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiği oyu ile içtihatların birleştirilmesine gerek olmadığı yolundaki çoğunluk kararına karşıyız.






http://www.vergi.tc/Images/Globals/b...entTableRT.gifhttp://www.vergi.tc/Images/Globals/b...entTableBL.gifhttp://www.vergi.tc/Images/Globals/b...entTableBR.gifhttp://www.vergi.tc/Images/Globals/spacer.gif
http://www.vergi.tc/Images/Globals/HeaderUyeGirisi.gifKullanıcıhttp://www.vergi.tc/Images/Globals/spacer.gifŞifreBeni HatırlaÜye Olmak İstiyorum
Şifremi Unuttumhttp://www.vergi.tc/images/globals/u...vantajlari.gif
http://www.vergi.tc/Images/Globals/HeaderEBulten.gifE-mail http://www.vergi.tc/Images/Globals/lineRightArea.gifDeğerlendirmeler ve yorumlar için tıklayınız...
http://www.vergi.tc/images/globals/kitap.gif Mehmet MAÇ tarafından hazırlanan ve son (4 üncü) baskısı 3.11.1998’de yapılan
KDV Uygulaması Kitabı.
http://www.vergi.tc/images/globals/spacer.gifİstanbul Defterdarı Sayın Şükrü DİLAVER ile yapılan söyleşihttp://www.vergi.tc/Images/Globals/SoylesiPic.jpg
http://www.vergi.tc/Images/Globals/O...nismanlik2.jpg http://www.vergi.tc/Images/Globals/HesapAraclari.jpg http://www.vergi.tc/Images/Globals/H...vizKurlari.gifABD Doları
Alış : 1,2186
Satış : 1,2245 Euro

Alış : 1,7197 Satış : 1,728 Döviz Arşivi için tıklayın..
Old 28-09-2007, 11:05   #4
av.okan yılmaz

 
Varsayılan

Beşinci Bölüm : Kayıt, Tescil Ve Muayene

MADDE 20 - Verildikleri tarikten muteber olmak üzere trafik ruhsatnamesi bir yıl; muvakkat ruhsatname ve muvakkat plakalar 30 gün müddetle yurdun her yerinde muteberdir.

Müddeti dolmuş olup yenileme muameleleri tamamlanmamış vesikaları haiz nakil vasıtalarının trafiğe çıkartılması yasaktır.

Bu gibi nakil vasıtaları zabıta tarafından trafikten menolunur.
Bu 6085 sayılı Kara Yolları Trafik Kanununun 20.maddesi. umarım işinize yarar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Karayolları Genel Müdürlüğü'nün tüzel kişiliği var mı Seyda Meslektaşların Soruları 30 10-06-2019 21:17
Trafik kazası - Adli Tıp K. Raporu - Karayolları Müh. Raporu - Kusur Durumu ottomann Meslektaşların Soruları 5 02-12-2007 22:27
borçlar kanunu - karayolları trafik kanunu - Zamanaşımı GaLaxY Hukuk Soruları 7 16-07-2007 16:16


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05485201 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.