Adalet ve Silah

Silah merakı sadece Amerika'ya mı has bir olgu? Özellikle 'Tüfek icat oldu mertlik bozuldu' diyen bir şairin memleketi olan Türkiye'de bu sorunun cevabı hayır! 'At, Avrat, Silah' sloganına uygun olarak, halen davaya sadık kalacağımızı belirtmek için silah üzerine yemin ederiz. Temmuzun en sıcak gününde caket ile gezeriz; ya silahımızı saklamak için, ya da silahlıymışız havası vermek için.

Silah taşıma ruhsatı alabilecek meslek gruplarına baktığımız zaman neredeyse, kimin taşıyamıyacağı belirtilse daha iyi olur, en azından bu kadar yer kaplamaz demek geliyor insanın içinden. Bir de ancak ‘koruma’ eşliğinde kamuya açık alanlarda gezenler ve kendilerini dışarıya karşı setler ve duvarlarla çevrili sitelerde korumaya çalışanlar var.

Haklı olup olmadıkları konusunda fazla bir şey söylemek istemiyorum, ama buna rağmen adaleti gerçekleştirmekle görevli bir meslek grubunun bazı üyelerinin ‘Sizce Avukatın Kurusıkı Taşıması Caydırıcı Olurmu?’ başlığı alında yürütülen tartışmada ‘kendimi ancak silah taşıdığımda güvende hissederim’ türünden beyanlarda bulunmalarını ‘Hukuk Devleti’ adına acınılacak bir durum olarak değerlendiriyorum.

Doğru soruları yöneltip yöneltmediğimi bilemiyeceğim, ama bu konuda bir anket açmayı düşünüyorum.

Ülkede güvenlik ancak herkesin silahlanması ile gerçekleşir.
Herkesin veya büyük bir çoğunluğun silahlandığı bir ülkede güvenlik sağlanamaz
Devletin görevi olsa bile ben kendi güvenliğimi kendim sağlamaya çalışır ve silah taşırım
Kendimi güvende hissetmesem bile silah taşımam, devletin benim güvenliğimi sağlamasının gerçekleştirilmesini hukuki yollardan sağlamaya çalışrım.

Sn. Üyeler,

Mesleği ve korunma ihtiyacı doğrultusunda silah taşıma ruhsatı alınmasında bir sakınca görmüyorum. Kimlerin silah taşıyabileceği mevzuatta belirtilir ancak; bu kapsamın dar tutulması gerekir. "Bulundurma Ruhsatı" verilmesine ise karşıyım. 21 yaşını doldurmuş, neredeyse herkes silah bulundurma ruhsatı alabilmektedir. Ülkemizde silah bulundurma ruhsatı sahibi olanların büyük çoğunluğu bu silahlarını yanlarında taşımaktadırlar. Bunun önüne geçmek gerekir. Kaldı ki, ateşli silahlarla işlenen suçlara baktığımızda, suçta kullanılan silahların bir çoğunun ruhsatsız, kaçak silahlar olduğu anlaşılmaktadır. Önleyici tedbirlerin yetersiz olduğu aşikardır.

Ülkemizin yüzölçümünün 1/5 i kadar olan bir alanda 24 yıldır uzun namlulu silahlarla çatışma yaşandığı, trafikte bile bir manyak tarafından öldürülme riskinizin hiç de yabana atılacak bir ihtimal olmadığı, adliye bahçesinde duruşma çıkışı bir avukatın pekala vurularak öldürüldüğü dikkate alınırsa, özellikle avukatların, hakim ve savcıların silah taşımalarının haklı gerekçelere dayandığını sözleyebiliriz. Silahlanmaya karşı olmadığım gibi bir intiba bırakmak istemem ancak; gönül rahatlığıyla silah taşıma ruhsatı alabileceğimi de belirtmek isterim.

Korunma işini devlete bırakmak elbette olması gerekendir. Ülkemizde hayatın gerçekleri ise farklıdır. Polis teşkilatımız Scotland Yard seviyesine, istihbarat kuruluşlarımız gerekli yeterliliğe ulaşana kadar bir çok kişinin silah taşıyacağına inanıyorum.

Saygılarımla
Av. Fatih KARACA

sayın meslektaşlarım;

Amerikan Anayasası'nın 1792 tarihli ünlü 'ikinci ek'i, 'silah kullanımı'nı her Amerikalı için kazanılmışbir hak olarak görüyor.
bu hususu belirttikten sonra; silahlanma kısıtlanamadığına göre herkese serbestlik verilmesi durumunda silah çekenin de ayağını ona göre denk alacağı ihtimali de var.
saygılarımla.

Üstad S.Karaca'nın anılan forumdaki mesajı, vecize niteliğindeydi:

"Silahım yoksa ve silahı yoksa; işler daha kötüye gitmemiştir."


Katılıyorum, saygılarımla...