|
Hukuk Soruları Arşivi THS Hukuk Soruları alanına 2000-2007 yılları arasında gönderilmiş eski soruların arşivlendiği forum alanımız. Bu alan yeni mesajlara ve yanıtlara kapalıdır ve sadece arşiv amaçlı olarak yayında tutulmaktadır. |
12-12-2006, 13:57 | #1 |
|
özel tüketim vergisindeki %84lük fahiş vergi oranı hakkında...(acill)
Özel tüketim vergisi kanununa göre bu sıralarda yoğunlaşarak artan arabalarının iç donanımlarında değişiklikler yaptırdıkları için araç fıyatının %84ü oranında vergilendirilerek müvekkillerimize fahiş cezalar kesilmiştir ki bu araçların tadilat tarihleri 2004 yılına dayanmaktadır.
bununla ilgili olarak vergi mahkemelerinde açılmış, sürmekte olan veya karara çıkan veyahut temyiz aşamasında olan emsal kararlara ihtiyacım var. bu konu ile ilgili acilen yardımlarınızı bekliyorum....Saygılar. İlginiz için şimdiden teşekkür ederim... |
26-02-2007, 14:43 | #2 |
|
Evet bu konuda benim de yardıma ihtiyacım var;
Bu konuyla ilgili Yasa tasarısı çıkmış durumda ancak henüz kanunlaşmış değil. Dolayısıyla süresi içinde itiraz etmekten başka çare yok gibi. Kesilen bu fahiş cezalar için vergi mahkemesinde devam eden pek çok dava olduğunu duydum. Vergi dairesini aradım, onlar da bu konuyla ilgili pek çok telefon aldıklarını ancak konuyla ilgili ayrıntılı bilgi sahibi olmadıklarını söylediler. Mantık dışı bu vergi cezalarına karşı ne gerekçeyle ve hangi yolla vergi mahkemesine başvurulacağı hususunda bilgi sahibi olan meslektaşlarımın yardımını rica ediyorum. Saygılarımla... |
26-02-2007, 18:40 | #3 |
|
Bildiğim kadarıyla kural olarak Vergi Hukukunda vergi kanunlarının geriye yürümezliği ilkesi vardır. Özellikle yükümlü aleyhine olan durumlarda vergi kanunları hiçbir şekilde geriye yürütülemez. Bahse konu olayda tadilat 2004 yılında gerçekleştiğine göre yeni çıkan yasanın uygulanmaması gerekir.
Saygılar... |
27-02-2007, 00:54 | #4 |
|
Sayın Kemal Yıldırım
Yeni yasa kapsamına sokulmadığını farzedelim, peki o zaman itirazımızı neye dayandırıcaz; yani maliye 8+1 leri "minibüs" kapsamında değerlendirmiyo ancak bildiğim kadarıyla Karayolları Trafik Kanunu' na göre bunlar minibüs kapsamında sayılıyor. Maliye tarafından bu kapsama alınmıyolar diye %84 e varan vergi yükletilmesi mantıksız geldi bana. Bu konudaki yorumlarınızı da belirtirseniz memnun olurum Saygılar benden... |
27-02-2007, 17:36 | #5 |
|
Sayın Fuat Kaya, bilindiği üzere ÖTV Kanunu 2002 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu yasanın 11, 12 ve 14.maddeler ile Bakanlar Kurulu’na, çeşitli konularda değişiklik yapma yetkisi verilmiştir. Eğer yapmış olduğum araştırma neticesinde yanılmadı isem, sormuş olduğunuz soru ile ilgili kararname 2003 yılında yayınlanmış:
14 Ekim 2003 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 25259 Karar Sayısı : 2003/6257 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede yer alan mallarda uygulanan özel tüketim vergisi oranları ile ilgili ekli Karar’ın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 13/10/2003 tarihli ve 43362 sayılı yazısı üzerine, anılan Kanunun 12 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 13/10/2003 tarihinde kararlaştırılmıştır. Ahmet Necdet SEZER CUMHURBAŞKANI 13/10/2003 Tarihli ve 2003/6257 Sayılı Kararnamenin Eki KARAR
Madde 1 —6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede yer alan 87.03 G.T.İ.P. numaralı mallara ilişkin özel tüketim vergisi oranları; silindir hacmi 1600 cm3’ü geçmeyenler için % 30, silindir hacmi 1600 cm3’ü geçen fakat 2000 cm3’ü geçmeyenler için % 52, silindir hacmi 2000 cm3’ü geçenler için % 75 olarak tespit edilmiştir. Madde 2 —Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Madde 3 —Bu Karar hükümlerini Maliye Bakanı yürütür. Yine bu konuyla ilgili olduğunu düşündüğüm bir de tebliğ var: 05 Ağustos 2004 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 25544 Maliye Bakanlığından: ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO:7)
... 2. TAŞIT ARAÇLARINDA UYGULANACAK VERGİ ORANLARI 5228 sayılı Kanunun 25 inci maddesiyle, bu Kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü gün olan 3/8/2004 tarihinden itibaren ÖTV Kanununa ekli (II) sayılı listenin 87.03 G.T.İ.P. numarasındaki araçlarda vergi oranları; silindir hacmi 1600 cm³’ü geçmeyenlerde % 30, 1600 cm³’ü geçen fakat 2000 cm³’ü geçmeyenlerde % 52, 2000 cm³’ü geçenlerde de % 75 olarak tespit edilmiştir. Öte yandan aynı maddeyle, (II) sayılı listedeki 87.04 G.T.İ.P. numarasında yer alan kayıt ve tescile tabi araçların vergi oranları da farklılaştırılmıştır. Yapılan düzenlemeye göre 87.04 G.T.İ.P. numaralı eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlardan azami yüklü kütlesi 4700 kilogramı geçenler ile azami yüklü kütlesi 4700 kilogramı geçmemekle birlikte, sürücü sırasından başka oturma yeri veya sürücü sırası dışında yanda pencereleri olmayan araçların % 4 olan vergi oranı değişmemiştir. Azami yüklü kütlesi 4700 kilogramı geçmeyip, sürücü sırasından başka oturma yeri veya sürücü sırası dışında yanda pencereleri olan araçların vergi oranları; - Kapalı kasalı olup silindir hacmi 3000 cm³’ü geçmeyenlerde % 10, 3000 cm³’ü geçen fakat 4000 cm³’ü geçmeyenlerde % 52, 4000 cm³’ü geçenlerde % 75, - Açık kasalı veya kasasız (çıplak şasi) olup silindir hacmi 3200 cm³’ü geçmeyenlerde % 4, 3200 cm³’ü geçen fakat 4000 cm³’ü geçmeyenlerde % 52, 4000 cm³’ü geçenlerde % 75, olarak belirlenmiştir. Yine, Yrd. Doç. Dr. Adnan Gerçek’in 20.10.2005 tarihinde yazmış olduğu “VERGİLEME ALANINDA BAKANLAR KURULU KARARLARININ HUKUKİ SINIRI: ÖTV AÇISINDAN BİR İNCELEME” adlı eserinden de bir kesit sunayım: Vergileme alanında kanunilik ilkesi esas olduğundan, düzenlemelerin yasama organı tarafından kanun çıkartılarak yapılması gerekmektedir. Ancak, kanunlarla tüm teknik ve teferruata ilişkin konuların düzenlenmesinin mümkün olmaması ve vergileme alanının ekonomik konjonktürle yakın ilişki içinde bulunması nedeniyle, Anayasanın 73/4. maddesinde “muaflık, istisna, indirim ve oranlara ilişkin kanunlarda belirtilen alt ve üst sınırlar içinde değişiklik yapma yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği” düzenlenmiştir. Dolayısıyla, Anayasa ile Bakanlar Kuruluna verilen yetki “sınırlı” ve “koşullu düzenleyici” nitelik taşımaktadır. Bir başka ifadeyle, Bakanlar Kurulunun BKK çıkartmak suretiyle yapabileceği değişikliklerin sınırı hem Anayasa hem de kanunlarla belirlenmiştir. Buna göre, Anayasada belirtilmeyen verginin temel unsurlarında Bakanlar Kuruluna değişiklik ve düzenleme yapma yetkisi verilemediği gibi, Bakanlar Kurulu ancak kanunlarda belirtilen alt ve üst sınırlar içinde değişiklik yapabilmektedir. Bakanlar Kuruluna geniş yetkilerin verildiği ve bunun yoğun bir şekilde kullanıldığı alanlardan biri ÖTV Kanunu’dur. Bu kanunun 11, 12 ve 14. maddelerinde Bakanlar Kuruluna çeşitli konularda değişiklik yapma yetkisi verilmiştir. Ancak, “matrah ölçülerini değiştirme” ve “beyan ve ödeme sürelerini belirleme” yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilmesi, vergilemede kanunilik ve belirlilik ilkelerinin çiğnenmesi ve anayasal sınırların aşılması sonucunu doğuracaktır. Diğer taraftan; “maktu vergi tutarlarında değişiklik yapma”, “mal cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri, ithalat şekli, fiyat grupları, alkol dereceleri ve miktarına göre farklı vergi tutarı belirleme”, “nispi ve maktu verginin yalnızca birini uygulatma” ve “nispi verginin maktu vergi tutarından az olmama şartını koyma” yetkileri ile ilgili Bakanlar Kurulu tarafından düzenleme yapılması da Anayasanın 73/4. maddesinde belirtilen sınırlara aykırılık teşkil edecektir. Nitekim, Danıştay Yedinci Dairesi 23.02.2005 tarihinde, ÖTV Kanunu’nun 12. maddesinde verilen yetkiye dayanarak çıkartılan 2004/7792 sayılı BKK’nın yürütülmesini bu gerekçelerle ve oybirliği ile durdurmuş ve maddenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. Böyle bir yargılama süreci devam ederken, aynı maddedeki yetkiye dayanarak 28.07.2005 tarihinde 2005/9145 sayılı BKK’nın çıkarılması ilginçtir. Anayasada sayılan unsurlar dışındaki verginin unsurlarını belirleme yetkisi “kanunla da olsa” Bakanlar Kuruluna verilmesi mümkün olmadığından, bu yöndeki kanuni düzenlemeler Anayasa aykırı olur. Bu düzenlemelerin Anayasa Mahkemesinde davaya konu edilmesi halinde ise “Anayasa aykırı yetki verildiği gerekçesiyle” iptali gerekir. Bu nedenle, ÖTV Kanunu’nun 11, 12 ve 14. maddelerinde Bakanlar Kuruluna verilen yetkilerin, vergileme ilkeleri ve Anayasal sınırlar dikkate alınarak kaldırılmasında veya bunlara uygun olarak düzenlenmesinde yarar vardır. İlgili yazının tamamı için: http://216.239.59.104/search?q=cache:XC153UqRhkwJ:www.muhasebetr.com/ozelbolum/001/+%C3%96TV+site+:+anayasa.gov.tr&hl=tr&ct=clnk&cd=1 &gl=tr Sayın nefise, sormuş olduğunuz soruyla bağlantılı olabileceğini düşündüğüm bir makaleden kesit sunmak isterim: Cemali Özkan
Özel bîr vergi mi? (19.02.2007)Vergi her şeyden önce adil ve kabul edilebilir olmalıdır. Bir verginin adil olup olmadığı sadece onun bir yasaya bağlanmış olması ile ölçülemez. Yani bir verginin alınması için yasa çıkarılmış olması, tek başına onun adil bir vergi olduğunun göstergesi olamaz. Öncelikle adil bir vergi, ödeyenlerin ödeme gücünü göz önünde bulunduran vergidir. Diğer bir ifadeyle vergi kazancı çok olanlardan çok, az olanlardan az alınmalıdır. Bunu matrah dilimleri iyi hesaplanmış artan oranlı vergi tarifeleri uygulanan vergilerde görebiliriz. Kısmen gelir vergisinde ve veraset ve intikal vergisinde olduğu gibi. Verginin adil olduğunun bir başka ölçüsü de oranıdır. Vergiler maktu, yani birim başından önceden belirlenmiş bir tutarda ya da nispi, yani vergilendirilecek unsurun değerinin belirli bir yüzdesi kadar alınır. Vergi ister maktu, ister nispi alınsın vergilendirilen şeyin değerinin belli bir oranını aştığında ödeyene büyük külfet olur ve vergi olmaktan çıkar. Örneğin; satış bedeli 2,00 YTL olan bir şeyin tanesinden 1,50 YTL vergi alınıyorsa, bu vergi o şeyin değerinin yüzde 75'ine karşılık geliyor demektir ki bu çok ağır bir yük oluşturur. … Örneğin, motor silindir hacmi 1600 0113 -2000 cm3 arasında olan binek araçlarında yüzde 60, motor silindir hacmi 2000 cm3'ün üzerinde olan binek araçlarında ise yüzde 84 ÖTV alınmaktadır. Bu demektir ki, motor silindir hacmi 2000 cm3'ü geçen bir otomobilin değeri 100.000,00 YTL ise 84.000,00 YTL ÖTV ödenecektir. ... Vergi, maliye politikasının önemli araçlarındadır. Yönetenler vergileri bazen ekonominin gereklerine göre bazen de siyasi çıkarlarına uygun olarak kullanmaktadırlar. Bu vergi istisnası ya da muafiyeti düzenlemeleri yapılarak ya da var olan istisna veya muafiyet düzenlemeleri kaldırılarak yapılabilmektedir. Ancak, vergiye tabi bir unsurla ilgili oranlar belirlenirken sadece yurtiçi koşullar ve kişisel tercihler göz önünde bulundurulursa o üretim alanındaki üreticilerin yurtdışında rekabet gücü kırılabilir, dolayısıyla ülke ekonomisine zarar verilebilir. ÖTV vergi sistemimize 2002 yılında girdi. Mükellefleri aynı zamanda KDV'nin de mükellefi. Her iki vergiyi de ödeyenin ödeme gücü pek ilgilendirmemektedir. ÖTV ve KDV birlikte dikkate alındığında tüketici üzerindeki vergi yükünün ağırlığı daha iyi anlaşılabilecektir. Artık ÖTV tarifelerinin gözden geçirilmesinde ve oranların, vergilendirilen unsurların değerlerinin kabul edilebilir bir yüzdesinin geçmeyecek şekilde yeniden belirlenmesinde yarar vardır. Böylece, adının aksine genel olarak hemen herkesten alınan ÖTV, kabul edilebilir bir vergi niteliği kazanacaktır. http://216.239.59.104/search?q=cache:7kWzk3E-BxcJ:www.birgun.net/bolum-73-yazar-30.html+Özel+tüketim+vergisindeki+%84&hl=tr&ct=cln k&cd=10 Saygılarımla. |
11-03-2007, 12:57 | #6 |
|
teşekkürler
Sayın meslektaşım,
Vergi cezasına ilişkin olarak gelen ihbarnameye itirazımda, başkaca bir itiraz konusu olmaması sebebiyle ne yönden itiraz edeceğim konusunda tereddüt yaşamaktaydım, sizin de belirttiğiniz konulara değinerek itirazımı sundum. Yardımınıza ve ilginize teşekkürler, iyi çalışmalar dilerim saygılar.. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
2006 yılı üçüncü geçici vergi döneminde uygulanacak Yeniden değerleme oranı | kağanulaş | Hukuk Haberleri | 0 | 10-10-2006 22:09 |
vergi hukuku özel hayata müdahale ederse?? | MeLoDyY | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 29-03-2006 22:46 |
Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik | Mustafa Çulfaz | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 17:38 |
Aynı Özel İşyerinde Çalışan Amirin Astları Hakkında İşyeri Yöneticilerine Olumsuz | UTKU ŞAHİN | Hukuk Soruları Arşivi | 3 | 27-02-2002 04:07 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |