07-01-2007, 03:39 | #1 |
|
Konuşma Dili-Yazı Dili Ayrımı
Değerli THS Üyeleri, konuşma dili ile yazı dili arasındaki farklılıkları görebilmek adına böyle bir konu açma gereğini hissettim. Konu kapsamlı bir konu olduğundan, değinmediğim birçok husus olacaktır. Bu bakımdan affınıza sığınıyorum.
Not: "Yanlış yazılan..." başlıklı forumda, yazımı yanlış olan kelimeleri belirtiyoruz; ancak konuşma dili ile yazı dili arasındaki ayrıma ayrıca dikkat çekmek istediğim için ayrı bir konu açma gereğini hissettim. * Konuşma dilinde -acak/-ecek eki ünlü ile biten eylemlere eklendiğinde bu ekin son ünlüsü daralır: yap-ıcak (yazı dilinde "yapacak"), ed-icek, gör-icek, sev-icek * Konuşma dilinde y ünsüzünün daraltıcı etkisi nedeniyle, eklenme sırasında bu ünsüzden önce bulunan geniş ünlülerde daralma oluşur: ara- > arıyıp (yazı dilinde "arayıp"), başla- > başlıyan, iste- > istiyen, bekle > bekliyerek, bura > burıya, şura > şurıya, araba >arabıya, başla- > başlıyın Eylem tabanlarının değişmesini gerektiren y'nin bu darlaştırması -şimdiki zaman kiplerinden başka yerlerde- yazıya geçirilmez. Bu yüzden söyleyişle yazılış arasında aşağıdaki örneklerde olduğu gibi küçük ayrılıklar ortaya çıkar: Ara-y-an(sözcüğün aslı), Arayan(Yazılışı), Arıyan(Söylenişi) Başla-y-an, Başlayan, Başlıyan Bekle-y-ecek, Bekleyecek, Bekliyecek Bil-me-y-erek, Bilmeyerek, Bilmiyerek Ol-ma-y-an, Olmayan, Olmıyan Not: Birol Vural'ın "doğru ve güzel konuşma" adlı eserinden yararlanılmıştır. Gerek bazı kanunlarımızda gerekse kendi yazılarımızda yer alan bu tarz yanlışları örnekler halinde belirterek ya da konuşma dili ile yazı dili arasındaki ayrımları gösteren başka kuralları belirterek konuya destek olursanız sizlere müteşekkir kalırım. Saygılarımla |
13-01-2007, 22:23 | #2 |
|
saplamayacağını/saplamıyacağını
|
16-01-2007, 13:55 | #3 |
|
sağlayamayız/sağlıyamayız
|
20-01-2007, 04:47 | #4 |
|
etmeyeceği/etmiyeceği
|
24-01-2007, 02:28 | #5 |
|
tanıyacağız/tanıyıcaz
|
24-01-2007, 10:01 | #6 |
|
görmüştüm/görmüşdüm
|
03-02-2007, 23:19 | #7 |
|
unutamayacağım/unutamıyacağım
veremeyecek/veremiyecek |
17-02-2007, 21:03 | #8 |
|
alacağımı/alıcağımı
|
08-03-2007, 18:33 | #9 |
|
kalacağım/kalıcam
|
12-03-2007, 20:35 | #10 |
|
beğeneceksiniz/beğeniceksiniz
|
13-03-2007, 10:17 | #11 |
|
Sayın Mutlakadalet,
Sanırım Cem Karaca idi.Bir şarkısında "yüz bin kere tövbe eder yine şarap içeriz" diyordu. Ben de öyle.Kendi kendime söz verdiğim halde yine kendimi tutamadım.Yukarıdaki bir tümcenizi eleştirmek zorunluluğu duydum. "Konu kapsamlı bir konu olduğundan,değinmediğim birçok husus olacaktır." diyorsunuz.Bu sözünüzden "bir konu" sözcüklerini çıkarsak acaba daha mı iyi olur?Ne dersiniz? "Konu kapsamlı olduğundan, değinmediğim birçok husus olacaktır." Çalışmalarınızda başarılar dileğiyle... MEHMET SEYREK |
13-03-2007, 12:56 | #12 |
|
Sn.sevdacan,
(1) görmüştüm / (2) görmüşüdüm [= (3) görmüş idim] olması daha muhtemel herhalde. İstanbul Türkçe' sinde sadece (1) var. Ancak 'idim' ekini ayrı olarak telaffuz edenler olduğu gibi, bu eke ses uyumu uyguladıktan sonra öndeki yükleme bitiştirenler de var. Hangileri olduğunu söyleme olanağım yok, ama belli ağızlarda bu kullanımı duydum. Zaten (1) in ardında (2), onun da ardında (3) var; bu nedenle yanlış da sayılamazlar. 'Görmüşdüm' diyebilmenizse neredeyse olanaksızdır; ama (2) yi hızlı söylerseniz, yani daraltırsanız, öyleymiş izlenimi verir. Bu nedenle; örneklediğiniz yazıma rastlarsam; konuşmadan yazıya aktarma sonucu değil de, daha büyük olasılıkla dilbilgisi eksikliğinden olduğunu düşünürüm. Sn.mutlakadalet, Açık söyleyeyim, ben konuşurken Zeki Müren Türkçe' si kullanıyorum. Yani, sizin ve anladığım kadarıyla Sn.Birol Vuran' ın söz ettiği daralmayla uzaktan yakından ilgim yok. (4) 'söyleyecek' yerine hiç (5) 'söyliycek', (6) 'söyleycek', veya (7) 'söyliyecek' demedim. Ama 'söyleyecek' derken 'y' nin önü ve/veya arkasındaki 'e' leri yutanlar çok. Hatta (8) 'söliicek' diyenlere bile rastlayabilirsiniz. Bizim memlekette (6) çoktur örneğin. Özellikle İstanbul' daki bir grup gençten de (5) ve (8) i sık sık duyuyorum. Sözü edilen eğilimler, eğer yöresel ağızlara dayanmıyorsa, yazmaya oranla çok daha fazla konuşanlarla, çok az yazanlar veya hiç yazmayanlara özgü bence. 200 mevcutlu bir toplantıda sözü edilen biçimlerde konuşursak, kimse bizi anlamaz. Yumuşak olanları dahil, bütün ünsüzler ve ünlüleri vurgulamada kullanmak zorundayız; yoksa dediklerimizi seçemez, anlayamazlar. Bu tür konuşma sadece birkaç kişi arasında, yüzyüze gerçekleşiyorsa anlaşılır olabilir. Yazı dilinde asla kabul görmez, iyi eğitimlilerin aralarındaki konuşmalarında da hoş karşılanmaz. İşitme kusuru olup, dudak okumak zorunda kalanlar da bu tür konuşanları anlamakta büyük güçlük çekerler. Bu nedenle üzerinde durmanız iki yönden çok yararlı; hem konuşmadan aktarma yoluyla yapılan hataları, hem de konuşmada yapılabilecek hataları yüzümüze vurarak ele almış oluyor. Ancak; aklıma takılan birkaç nokta var: 1. Çalışmada edebi eserlerdeki kullanımlarla yöresel ağızları işin dışında tutmazsak, çok dağılır. İçine alırsak, onları farklı göstermekte büyük yarar var, çünkü onlar kendi açılarından doğru, sadece İstanbul Türkçe' si açısından yanlış. Lehçeleri de katmak istersek, bu sefer fonetik gösterim kullanmak zorunda kalırız. 2. Doğru anladıysam çalışma dilbilgisi kurallarını da kapsamıyor. Peki, Sn.sevdacan' ın 'görmüşdüm' örneği için söylediklerimi nasıl değerlendireceğiz bu durumda? Sanki, fiilen rastlanılan hatalar tek örnek kaynağımız haline gelecek ve 'Yanlış yazılan ...' başlığının kapsamı dışına çıkamayacağız gibi geldi bana. Olsa olsa; hatanın kaynağını değerlendirerek daha ayrıntılı ve kapsamlı bir çalışma haline getirebiliriz. Ama a) bunu istiyor muyuz?, b) bilgimiz bunun için yeterli mi? 3. İletişim panosu altyapısında katılım sağlamak, eski yazılmış olana veya başkasının yazdığına ek yapmak, değiştirmek, aramak, taramak, derlemek ve toparlamak çok güç. Halbuki, böyle çalışmalarda bunlar olmazsa olmaz unsurlar. Wikipedia da olduğu gibi bir altyapıya gereksinim var. Belki Sn.Admin bu konuda yardımcı olabilir; ama THS de böyle bir yapıya rastlamadım, mümkün mü bilemiyorum. Bu söylediğim, 'Eş anlamlı ...', 'Yanlış yazılan ...' benzeri başlıklar için de geçerli tabii. Başınızı şişirmemişimdir umarım. Ama zaten uygunsuz olan bir altyapıda yol yakınken önlem almakta yarar var. Yoksa içinden çıkılamaz bir veri yığınından başka birşey elde edemeyiz. Saygılarımla, |
13-03-2007, 16:42 | #13 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Sayın Mehmet Seyrek, Söz konusu yazı ile ilgilenip, yazıyı eleştirdiğiniz için teşekkür ederim. Yapmış olduğunuz düzeltmeye ben de katılıyorum, Mehmet Bey. Saygılarımla.
Sayın Hekimbaşı, belirttiğiniz gibi bir alt yapının olması, elbette fayda sağlayacaktır. Bununla birlikte, ilgili konular, güncel bir niteliği haiz olduğundan, kataloglama yapılmasa dahi, kendisinden beklenen faydayı sağlayıp, kamuoyunu yönlendirebilecektir. Saygılarımla. |
16-03-2007, 22:39 | #14 |
|
geçeceğim/geçicem
|
04-05-2007, 22:25 | #15 |
|
aktaracağım/aktarıcam
|
09-05-2007, 13:48 | #16 |
|
sayın mutlakadalet türkçe yazıldığı gibi okunan ve konuşulan bir dildir.Bu yüzden başka dillerde olduğu gibi beş tane sessiz harf yanyana gelmez.Aynıca verdiğniz örneklerdeki a,e gibi harfleri i,ı gibi darlaştırmak tabiri caizse nişantaşı türkçesi (bu tabiri tv de duymuştum) olur ve dilin özelliklerini bozar kanaatindeyim.Çünkü kelimelerin belittiğiniz şekilde söylenmeye başlamasını ben son yıllarda ve elit denebilecek kesimler arasında duymaya başladım.Bu durumu beğendiğimi söyleyemem.Mesela türkçede ingilizceki yaygın bir soru olan how do you spell ıt (nasıl yazılır) sorusu yaygın değildir.Çünkü biz konuştuğumuz gibi yazarız.Konuşma ve yazma dilini kesin sınırlarla ayırmaya çalışmak külfetli ve yararsız bir uğraştır.
|
09-05-2007, 14:30 | #17 | |||||||||||||||||||
|
Mesajınız açık değil. Biz konuşurken "geliyom" "gidiyom" diye konuşuruz. Dava dilekçesine de böyle mi yazmalıyız? Saygılarımla |
11-05-2007, 12:29 | #18 |
|
Yazmadan geçemeyeceğim.
Geçen hafta çocukların okulunda toplantı vardı.Hani çocukların (daha çok anne babaların ) durumlarını ölçen cinsten..Bazı sınav sonuçları değerlendirildi ve sınav kağıtları bizlere dağıtıldı. Bakın çocuklarımız nerelerde hatalar yapmışlar??? İlkokul 2. sınıfa giden oğlum, Türkçe sınavında "BJK" nin açılımını "Beşiktaş Jimnastik Kulübü " olarak yapmış ve öğretmeni (-) işareti koymuştu. Çok bilmiş ben, hemen itiraz ettim. TDK imla ve yazılım kurallarına göre Jimnastik, Cimnastik olmuş!!!.. Bana neyse de koskaca kulübe bunu nasıl yaptılar ?? Bu kelimenin yazılışı sonradan mı değişti? Doğru bildiğim ve üzerine neredeyse hayatımla bahis oynayabileceğimi düşündüğüm her şey yerle bir oldu. Yukarıda yazılanları gördükçe diken diken oldum.Aynı sınava ben girse idim oğlumdan daha düşük puan alacağım kesindi.. Utandım... Doğru Türkçe ile kalın,mutlu kalın... Yönetici Notu: Mesaj, "Yanlış/Yalnış Yazılan Kelimeler. Yalnız/Yanlız Değiliz." başlıklı forumdan buraya taşınmıştır. Cevap hakkı doğmaması bakımından açıklama gereği duydum.Av.Suat Ergin |
11-05-2007, 13:49 | #19 |
|
TDK'nin sitesinde, bahsettiğiniz kelime doğru bildiğiniz şekilde doğru kabul edilmiş:
http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF437673 4BED947CDE&Kelime=jimnastik http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF437673 4BED947CDE&Kelime=cimnastik Saygılarımla. |
11-05-2007, 20:01 | #20 |
|
söyleyemeyeceğim/söyleyemicem
|
07-06-2007, 07:31 | #21 |
|
öreceğim/örüceğim
|
11-08-2007, 19:42 | #22 |
|
"...ceğim" biçiminde biten sözcükler yapıca:m yani ğ çıkar ve a uzun okunur.
beğendim, değerli gibi olduğunda ise beyendim, deyerli olarak okunur. "yapamayacak" ise yapamıycak biçiminde okunur. |
12-08-2007, 19:47 | #23 |
|
Gençliğin -bence- önemli bir 'zaafiyetini' gündeme getirip,tartışmaya açmış olduğunuz için teşekkür ediyorum size,sevgili mutlakadalet.
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Ayakların Dili Olsa | Av. Adil Giray ÇELİK | Hukuk Sohbetleri | 1 | 23-05-2013 14:31 |
Hukukçunun Dili | Av.Suat Ergin | Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu | 107 | 23-05-2013 14:06 |
Bilgisayar ve İnternet Dili Türkçeleştirilemez mi? | Jeanne D'arc | Hukuk ve Türkçe Çalışma Grubu | 5 | 11-08-2007 19:52 |
Hukuk Dili ve Tercüme | Mütercim/Tercuman | Ticari Duyurular | 0 | 17-07-2006 17:18 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |