|
Hukuk Soruları Hukukçu olmayan üyelerimizin hukukla ilgili sorularına ayrılmış iletişim alanı. Lütfen Dikkat : THS bir hukuki danışmanlık sitesi değildir ve bu foruma da "hukuki danışma" niteliği taşıyan sorular yöneltilemez. Alanda soru sormadan önce lütfen Hukuk Soruları Alanı Kural ve İlkelerimizi okuyunuz. |
18-08-2008, 11:18 | #1 |
|
Evlat Edinme
"Denizli'de hurdacılık yaparak geçimini sağlamaya çalışan aile, kira ve bakkal borçlarını ödemek için 8 aylık kızları İrem'i bin 500 YTL karşılığında başka bir aileye verdi. Pişman olan aile, kızlarını geri almak istiyor."
Bu ve buna benzer haberleri medyada çok sık karşımıza çıkmaktadır.Bu gibi olayların hukuken değerlendirmesini birlikte yapalım dedim.Ne dersiniz? 1-Öncelikle taraflar arasındaki ilişki hukuken nasıl nitelendirilebilir? 2-Çocuğu evlatlık verenlerin çocuğu tekrar almaları mümkünmüdür? Benim bu olaylarla ilgili aklıma gelen sorular bunlar.Sizin de bu konu ile ilgili sormak istediğiniz sorular varsa konuyu sorular ve cevaplarla zenginleştirmiş oluruz. |
18-08-2008, 12:21 | #2 |
|
Öncelikli olarak tarafların hiçbir nisbi sakatlığa uğramasada ,gayri ahlaki olmasından gerekçe yapmış oldukları sözleşme mutlak olarak butlana uğrar ve taraflar karşılıklı olarak edimlerini ''geri alma'' haklarına sahiptir ancak ; evlatlarını para karşılığı bir nevi ''mal''mışcasına satmağa kalkmaları ,maddi durumları ve hayat standartları dahilinde değerlendilimek kaidesi ile, şikayet halinde savcılık tarafından soruşturma aşamasına alınabileceği kanaatimdir. Sayın ''Ths'' grubu hukukçu arkadaşlarımın bu konuda daha ayrıntılı ,pratik ve bilhassa gerekçeleri ''kanun'' dayanaklı cevaplarını konuyu genişletmesi ve açığa çıkarması adına bekliyoruz. Teşekkürler. |
18-08-2008, 16:21 | #3 |
|
İcap ve kabul var demekki sözleşme kurulmuş. Evladın teslimi gerçekleştiğine göre de evlatın zilyetide devralana geçmiş görünüyor. Zilyetlik geçtiğine göre mülkiyette geçmiştir.
Geriye tek kalan bu hukuki durumun, tescilini sağlamaktır. Bunun için de tapu siciline pardon nüfus siciline işlenmesi gerekiyor. Eğer anne ve baba nüfus sicile tescile yanaşmazsa, yolsuz sicilin iptali ile yeni anne babsı adına nüfus sicile tesciline karar verilmesi talep edilebilir. Ya da bu kadar kolaya kaçmayıp,eğer evlatlık verilmişse,TMK.m.315 vd. hükümlerine; evlatlık verilmemişse TMK'nın velayeti düzenleyen hükümlerine bakılabilir. |
18-08-2008, 22:38 | #4 |
|
Evlat edinme ilişkisini Borçlar Hukuku anlamında sözleşme olarak nitelendirme doğru değildir. Söz konusu ilişkiyi kuran esas güç devletin mahkemesinin iradesidir.
Madde 315- Evlât edinme kararı, evlât edinenin oturma yeri; birlikte evlât edinmede eşlerden birinin oturma yeri mahkemesince verilir. Mahkeme kararıyla birlikte evlâtlık ilişkisi kurulmuş olur. Evlat edinme kararının verilmesinden önce mahkemece bir araştırma yapılması gerekmektedir ve bu araştırma evlat edinme ilişkisinin esaslı bir unsurudur. II. Araştırma Madde 316- Evlât edinmeye, ancak esaslı sayılan her türlü durum ve koşulların kapsamlı biçimde araştırılmasından, evlât edinen ile edinilenin dinlenmelerinden ve gerektiğinde uzmanların görüşünün alınmasından sonra karar verilir. Araştırmada özellikle evlât edinen ile edinilenin kişiliği ve sağlığı, karşılıklı ilişkileri, ekonomik durumları, evlât edinenin eğitme yeteneği, evlât edinmeye yönelten sebepler ve aile ilişkileri ile bakım ilişkilerindeki gelişmelerin açıklığa kavuşturulması gerekir. Söz konusu durumlar araştırılmalı ve daha sonra karar verilmelidir. Bu araştırmada mahkemeyi yanıltan durumun sonradan ortaya çıkması halinde Cumhuriyet Savcısı veya her ilgili mahkemeye başvurarak ilişkinin kaldırılmasını isteyebilir. 2. Diğer noksanlıklar Madde 318- Evlât edinme esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakatsa, Cumhuriyet savcısı veya her ilgili evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilir. Noksanlıklar bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, bu yola gidilemez. Söz konusu olay açıkça kamu düzenine aykırıdır ve ilişkinin kaldırılması talep edilebilir. |
10-09-2008, 14:47 | #5 |
|
Ortada sanki bir mal ve alım satım sözleşmesi varmışcasına yapılan tüm yorumları insan olarak ayıplıyorum...
Hukuki nitelendirmeye gelince; bu memlekette çocukların korunmasına dair bir kanun var..Bu kanuna dayanarak çocuk mahkemeleri hakim ve savcıları derhal anne ve babadan velayeti alıp çocuğu ilgili devlet kurumuna yerleştirmeli...Bu kurum malum çocuk esirgeme kurumu...Bu kurum marifetiyle de evlat edinme işlemleri gerçekleşir..... Borçlar Hukuk anlamında ortada bir sözleşme yoktur......!!!!!Geçersiz sözleşmeye dayanılarak tarafların bir diğerine verdikleri, edimleri ifaları vs....sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda iadeye tabidir. İnsanın bir mal gibi alınıp satılmayacağı günleri birlikte yaşamak dileğiyle.... |
13-09-2008, 02:18 | #6 |
|
Sayın Adnan Koray elbette espri yaptı, ayıplanacak bir durum yok.
Evlat edinme ile ilgili herşey MK ayrıntılı düzenlenmiştir.Sayın büyükavcı ilgili maddeleri belirtmiş. Son yılarda bir de koruyucu aile çıktı, sanırım temelinde dini kaygılar vardı. Şimdi daha net görebiliyorum çünkü koruyucu ailede kişi kendi soyadını çocuğa vermiyor, çocuğun bakımı vs üstleniliyor ve çocuk dilerse öz ailesine eğer varsa ve taraflar istiyorsa gidebiliyor. Soyad verilmediği için de nesep karışmamış oluyor, bunu ben değil bir çok din bilgini tvlerde hemen her gün söylüyor. Miras ile ilgili kısmı da vasiyetname düzenleyin diye öğütlüyorlar, oysa evlat edinildiğinde kazanılacak saklı pay ile vasiyetname ile mirasçı olarak atanma ya da belirli mal bırakma farklı sonuçlara yol açabilir. Ben de tv de izlerken bu konudan rahatsızlık duydum.Din bilgini haklı olarak miras hukukunu bilemediği için, vasiyetname ile tüm mal varlığınızı bırakabilirsiniz diyordu. Oysa saklı paylı mirasçılar varsa , bu göründüğü gibi kolay olmayabilir. Bir hukuk devletinde , din hocaları MK daki evlat edinmenin nesebi bozduğu ve karıştırdığı gerekçesi ile dinen caiz olmadığını, koruyucu aile ve vasiyetname ile sorunu çözmek gerektiğini fetva ettiler. Onlar da kend cephelerinden haklı olabilirler ancak hukuk devletinde bunlar geçtiğimiz hafta yaşandı. |
21-09-2008, 07:31 | #7 | |||||||||||||||||||||||
|
yorumları okumasam aynısını yazardım. teşekkürler... |
22-09-2008, 07:45 | #8 |
|
Sanırım bir açıklama yapmam lazım:
Öncelikli hiçbir iletide insanı mal gibi gören bir yorum yoktur. Sayın Yargıcı'nın olaya yanlış baktığını anlatmak için ironik bir cevap yazayım dedim ve bu olaya sözleşme mantığı ile bakılamıyacağına ters yoldan anlattım.Ancak gördüm ki, insanlar ters anlamış.en son cümleyi de okursanız: "bu kadar kolaya kaçmayıp,TMK.m.315 vd. hükümlerine; evlatlık verilmemişse TMK'nın velayeti düzenleyen hükümlerine bakılabilir." diyerek bu konun çok basit bir konu olduğuna, tartışılacak bir husus olmadığına vurgu yapıldığı görülür. Bu nedenle yazımı silmemiş, anlayacaklarını düşünmüştüm ama eğer hala anlamayan çıkarsa, yazının silinmesini talep ediyorum. Bir şeyi anlatmanın bir yolu yoktur. Bazen anlatılmaz, ima edilir. Ve hukukçuların daha dikkatli olduğu varsayımına göre hareket ediyordum. Ancak bu iletilerden sonra verdiğim her cevabı detaylı ve basit şekilde anlatmaya dikkat ediyorum. |
10-10-2008, 21:44 | #9 |
|
Eskİ Medenİ Kanun AÇisindan İncelersek...
EMK' da taraflar mahkemeden izin alıp noter huzurunda karşılıklı beyanlarını belirtirler, anlaştıklarına dair sözleşme düzenletirler ve daha sonra da mahkemede tekrar onaylatırlardı yani tarafların noter huzurunda yaptığı anlaşma yeterli sayılıyordu. Ancak Yeni MK ile 2002'den sonra noter aradan çıkarılmıştır ve evlat edinmek için mahkeme kararı gerekmektedir. Evlat edinecek aile hakim tarafından ayrıntılı araştılır ve bilirkişi ile birlikte de keşfe gidilir. Taraflar hakim huzurunda da beyanlarını birbirine uygun olarak açıklamalılardır. EMK ile Yeni MK arasında bir diğer önemli fark da şudur: EMK'da çocuğun, biyolojik anne-babasının adı nüfusunda değişmemekteydi ve bu da ileride çocuk açısından sorun oluşturmaktaydı 2002den sonra ise MK md 314/4 gereği istek üzerine evlat edinen anne babanın adı yazılır.
|
11-10-2008, 13:28 | #10 |
|
hernekadar evlatlık ilişkisi mahkeme kararıyla kurulur ve o andan sonra hüküm ifade ederse de öncesinde evlatlık verilecek küçüğün ana ve babasının rızası aranır.verilen rızanın (hukiki işlemin ) hukukun emredici hükümlerine,genel ahlaka aykırı oması veya imkansız olması halinde mukedderatı mutlak butlanla hükümsüz olmasıdır.olayda durumdan pişman olan ana babanın elinde hukuki bir imkan vardır o da süresi içinde (6 hafta) tutanağa geçirilmiş rızalarını yine aynı usulle geri almaktır.şayet bu hak düşürücü süre sukut ile geçirilmişse bu taktirde MK.318 gereği C.savcısı veya her ilgi evlatlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebilir.hakim yeni durumda çocuğa vasi de atayabilir.dava hakkının kullanılması bakımından da hak düşürücü sürelere uyulmalıdır.bunlar sebebin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halde evlat edinme işleminin tamamlanmasından sonra 5 yıldır.MK.319
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Evlat edinme | Av. Pinar Serdaroglu | Meslektaşların Soruları | 3 | 13-03-2008 20:12 |
evlat edinme | av.selma | Meslektaşların Soruları | 1 | 16-10-2007 11:49 |
Evlat Edinme | yertek | Hukuk Soruları Arşivi | 2 | 22-03-2005 03:25 |
Evlat Edinme | foryl | Meslektaşların Soruları | 4 | 22-06-2003 15:51 |
Evlat Edinme | Remziye Cherry | Hukuk Soruları Arşivi | 1 | 27-02-2002 15:52 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |