29-04-2007, 06:03 | #1 |
|
İddiamı Değerlendirir Misiniz?
… Anayasa’da başkaca hüküm yoksa … = Anayasa’da başkaca hüküm yoksa … MI?
Herkesin de yakından takip ettiği üzere, Cumhurbaşkanı seçimlerinde toplantı yeter sayısının oranının ne olacağı konusunda bir tartışma ve belirsizlik vardır. Bu konudaki belirsizliğin hangi noktadan kaynaklandığını kanaatimce belirtmek isterim: Malumunuz olduğu üzere 1982 Anayasa’mız temel hak ve özgürlükler alanındaki önemli değişiklikler dışarıda tutulursa, 1961 Anayasa’sını büyük ölçüde ihdas etmiştir. Yine 1982 Anayasa’sı ile birlikte 1961 Anayasa’sına göre tanzim edilmiş olan 1973 Tarihli TBMM İçtüzüğünün de varlığı korunmuştur. Bu noktadan hareketle bazı karşılaştırmalar ile sorunun ana kaynağını göstermeyi planlıyorum. Öncelikle 1961 Anayasa’sının toplantı ve karar yeter sayısı ile ilgili hükmüne bakarsak: 1961 ANAYASASI D. TOPLANTI VE KARAR YETER SAYISI Madde 86 - Her Meclis, üye tamsayısının salt çoğunluğuyla toplanır ve Anayasa’da başkaca hüküm yoksa, toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verir. Yukarıdaki hükümden açıkça görülüyor ki; Anayasa’da başkaca hüküm yoksa ibaresi, toplantı yeter sayısını da kapsar biçimde getirilmemiştir. Bu ibare yalnızca karar yeter sayısını kapsayacak şekilde getirilmiştir. Yani Meclis hangi kararı alacaksa alsın, en az salt çoğunlukla toplanır, salt çoğunlukla karar verir; ama Anayasa’da kararın alınabileceği başkaca bir oran gösterilmişse bu oranın sağlanması halinde o karar alınır. Şimdi de toplantı yeter sayısının sağlanamaması halindeki yaptırımın ne olduğuna bakarsak: 1973 Tarihli TBMM İÇTÜZÜĞÜ YOKLAMA Madde 57 (4): Yoklama sonucunda, üye tamsayısının salt çoğunluğunun mevcut olmadığı anlaşılırsa, oturum en geç bir saat sonrasına ertelenebilir. Bu oturumda da toplantı yeter sayısı yoksa, birleşim kapatılır. 1961 Anayasa’sı dönemindeki durumu özetlersek; “Kurucu İktidar”, toplantı yeter sayısı ile ilgili olarak tek bir nisap öngörmüştür ve bu nisap, TBMM İçtüzüğü’nde de belirtilmek suretiyle tutarlı bir tutum sergilenmiştir. Bununla birlikte karar yeter sayısı bazı özel durumlarda değişebilmektedir. Şimdi de 1982 Anayasa’sındaki duruma baktığımızda: 1982 ANAYASASI D. TOPLANTI VE KARAR YETER SAYISI Madde 96 - Anayasada, başkaca bir hüküm yoksa, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz. Dikkatinizi çekmek istiyorum; 1982 Anayasa’sının tanzim edilişinde “Anayasa’da başkaca bir hüküm yoksa ibaresi” hükmün en başında yer almaktadır. Yani hem toplantı yeter sayısının nisabı hem karar yeter sayısının nisabı Anayasa’da başkaca bir hüküm yoksa ibaresi ile sınırlanmıştır. Biraz önce de belirttiğim üzere, 1961 Anayasa’sında yalnızca karar yeter sayısına yönelik olarak Anayasa’da başkaca hüküm yoksa ibaresi getirilmişti. Peki 1982 Anayasa’sını hazırlayanlar, yapmış oldukları bu değişikliği TBMM İçtüzüğüne yansıttılar mı? Cevabımız maalesef ki hayır! İşte sorunun ana kaynağı bu noktadan doğmaktadır. Önce TBMM İçtüzüğü’ndeki hükmü incelersek: 1973 Tarihli TBMM İÇTÜZÜĞÜ YOKLAMA Madde 57 (4): Yoklama sonucunda, üye tamsayısının en az üçte birinin* mevcut olmadığı anlaşılırsa, oturum en geç bir saat sonrasına ertelenebilir. Bu oturumda da toplantı yeter sayısı yoksa, birleşim kapatılır. * 16 Mayıs 1996 tarih ve 424 sayılı kararın 1 inci maddesiyle 4 üncü fıkrada geçen "salt çoğunluğun mevcut olmadığı anlaşılırsa" ibaresi "en az üçte birinin mevcut olmadığı anlaşılırsa" şeklinde değiştirilmiş ve metne eklenmiştir. Bu hükme göre, TBMM toplantısında üye tamsayısının en az üçte birinin olmaması halinde birleşimin kapatılması sonucu doğabilecektir. Şimdi 82 Anayasa’mızın lafzına göre: “Toplantı yeter sayısı ile ilgili olarak Anayasa’da başkaca hüküm varsa” ne olacaktır? Böyle bir sorun aynı zamanda gündemimizi de meşgul etmektedir. Diyelim ki; toplantı yeter sayısı ile ilgili olarak üçte ikilik bir çoğunluğun sağlanması gerektiği ileri sürüldü ve bu çoğunluk sağlanamadı. Bunun yaptırımı ne olacaktır? TBMM İçtüzüğü’nün hükmünü yukarıda yazmıştım. “Yoklama sonucunda, üye tamsayısının en az üçte birinin mevcut olmadığı anlaşılırsa…” Şu halde Anayasa’nın hükmü ile TBMM İçtüzüğü çelişecektir. Anayasa, toplantı yeter sayısı ile ilgili olarak başkaca bir hükmün olup olmadığından bahsederken, TBMM İçtüzüğü, yaklaşık 35 senedir sabit bir orandan bahsederek birleşimin kapatılacağını beyan etmiştir. Bu sorunların temel kaynağı 1982 Anayasa’sının bir oldubittiye getirtilip çok kısa bir süre içerisinde hazırlanması ve TBMM İçtüzüğünün de yeni Anayasa ile uyumu gözetilmeksizin olduğu gibi kabul edilmesidir. Peki şimdi ne olacaktır? İki olasılık söz konusudur: 1.olasılık: Kurucu iktidarın 1982 Anayasa’sını yaparken, 96.maddenin hazırlanışında özgün bir tutum sergileyip, 1961 Anayasa’sındaki yapıdan tamamen bağımsız bir yapı sergilediği ve toplantı yeter sayılarının da değişik hükümlere göre değişebileceğinin kabul edilmesidir. Bu olasılığın eleştirisini şu cihetlerden yapabilirim: Öncelikle, 1982 Anayasa’mızda toplantı yeter sayısının farklı bir nisap olarak öngörüldüğü açık bir Anayasa hükmü yoktur. İkinci olarak, farklı bir toplantı nisabının yorum yoluyla belirlenmesi halinde bu nisaba uyulmamasının bir yaptırımı olmaması sorunu vardır. TBMM İçtüzüğü’nde toplantının devam edebilmesi için üçte birlik bir çoğunluk yeterli görülmüştür. Anayasa’nın başka hükümlerinde üçte birden başka bir toplantı nisabının varlığını kabul edersek; bu nisaplarla TBMM İçtüzüğü’ndeki nisap çelişecek ve sistem kilitlenecektir. Kurguladığım ikinci olasılık kanaatimce de doğru olan olasılıktır: 1982 Anayasa’sının hazırlanması dönemi olağanüstü bir döneme denk gelmiştir. Böyle kritik bir dönemde aklıselimle hazırlanamayan 1982 Anayasa’sında da gözden kaçan bazı hususlar olmuştur. 1961 Anayasa’sının ilgili hükümleri alınırken, aynen ihdas edilmek istenmeyip bazı ifade değişiklikleri ile ihdas edilmesi istenmiş olabilir. Bu hükümlerden 96.madde de 1961 Anayasa’sının 86.maddesindeki ifadenin –kanımca– önemi kavranmaksızın küçük bir ifade değişikliği ile ihdas edilmiştir. Bu ifade değişikliği ile sanki Anayasa’da toplantı yeter sayısının farklı olduğunu öngören başkaca hükümlerin var olduğu izlenimi yaratılmıştır. Hâlbuki Anayasa’da toplantı yeter sayısının farklı olduğunu öngören açık hükümler yoktur. Bununla birlikte tıpkı 61 Anayasa’sında olduğu gibi karar yeter sayısının farklı olabileceğini öngören net hükümler mevcuttur. Nitekim Cumhurbaşkanı’nın seçilmesini düzenleyen 102.madde de bu hükümlerden biridir. Bu hüküm gereğince Cumhurbaşkanı TBMM üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile seçilecektir; ancak bu kararı alacak TBMM kural olarak üye tam sayısının üçte biri ile toplanabilecektir. Nitekim meclisin üye tam sayısının üçte biri ile toplanabileceği kuralı yaklaşık 35 yıllık olan TBMM İçtüzüğünün 57.maddesinde de açıkça belirtilmektedir. Son olarak söylemek isterim ki; 1961 Anayasa’sından beri gelen süreç ve korunan mevzuata göre Anayasa’mızın 96.maddesindeki “Anayasa’da başkaca hüküm yoksa” ibaresini yalnızca karar yeter sayısına yönelik olarak anlamak gerekecektir. Aksi takdirde, kurucu iktidarın yapmış olduğu hataya ortak olup hukuki yolları çıkmaza sokmuş oluruz. Eleştiri ve katkılarınızı bekliyorum. Saygılarımla. |
30-04-2007, 17:36 | #2 |
|
Sayın mutlakadalet bu konuda tüm iddialar farklı şekillerde binbir türlü şekilde; Anayasanın Cumhurbaşkanının Seçilmesini Düzenleyen Maddeleri adlı konuda tartışıldı ve de tartışılmaya devam ediyor.Aynı mesajınızı ve düşüncenizi oraya aktarırsanız orada cevaplayalım isterseniz.Çünkü aynı amaca hizmet eden iki konu bilgilerin dağılmasına yol açabnilir.ancak yine de siz bilirsiniz.
Bu arada yorumunuzla ilgili olarak; tüm cevaplar yarın yada en geç sonraki gün ortaya çıkacak önemli bir içtihatle cevap bulacak kanımca. SAYGILARIMLA |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
deneyimlerinizi bir son sınıf öğrencisiyle paylaşır mısınız? | iyiniyetli3.kişi | Yüksek Hukuk Eğitimi | 21 | 05-07-2010 16:46 |
Toplantı odasında hukuki tartışmaya var mısınız? | Av.Ceylan Pala Karadağ | Tüketicinin Korunması Hukuku Çalışma Grubu | 8 | 09-03-2007 17:36 |
Briç Oynamak İster mısınız? | erkan YEŞİLBAŞ | Ticari Duyurular | 7 | 28-02-2007 02:26 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |