15-11-2010, 14:34 | #31 | |||||||||||||||||||||||
|
|
17-11-2010, 22:08 | #32 |
|
Eşi sürekli porno izliyor diye bundan gerçekten rahatsız olup boşanmak isteyen diğer eşin bu gerekçesi neden boşanmak için haklı bir gerekçe olmasın ki? Zorla sen bu porno müptelası kadın ya da adamla evli kalacaksın demenin ne anlamı var. Pornoyu evli insan da zevk olarak takip edebilir ancak evli olduğu insan bu durumdan rahatsızsa bu duruma katlanması ondan istenemez. Soruya bakacak olursak müptelalıktan bahsediliyor. Yani istese de kolaylıkla vazgeçemeyecek demektir. bu durumda boşanma kararı verilemez vs demenin mantığını anlamıyorum.zorla insanları evli tutmaya çalışmanın hiçbir sağlıklı tarafı yok. Eşlerden birinin porno müptelası olması karşı taraf için geçerli bir hukuki nedendir ve evlilik birliği de temelinde sarsılmıştır. Bu temele olduğundan fazla değer verip kutsallaştırırsak evli bireyleri geri plana atıp "evlilik" kurumunu öne çıkarmış oluruz tıpkı devlet mi birey mi sorusu gibi evlilik mi birey mi sorusu sorulmalı ve birey cevabı verilmelidir.
|
18-11-2010, 10:46 | #33 | |||||||||||||||||||||||
|
Anayasa’nın 12.maddesine göre ‘’ Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler, kişinin topluma, ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder.’’ Anayasa’nın 41.maddesi daha ileri gitmiştir: ‘’ Aile, Türk toplumunun temelidir.’’ Aile tek başına önem taşımaz. Aile kurumunu anlamak için mülkiyet hakkına bakmak gerekir. Aileye verilen önem mülkiyetin düzenlenmesi gereğinden doğmaktadır. Mülkiyet miras kurallarıyla korunur. Miras aile çerçevesinde oluşur. Bu durumda mülkiyet hakkı ne kadar kutsalsa aile de o denli kutsallaşmaktadır. Mülkiyete göre düzenlenmiş bir toplumda bir an için aile kurumunun olmadığını düşünürsek üretim-tüketim eğilimine bağlı olarak ekonomik düzenin bir anda kaybolduğunu görebiliriz. Aile, mülkiyete göre örgütlenmelerde insanı düzene bağlı tutan tutkaldır. Bu genel bilgilerden hareketle diyebiliriz ki devlet aileyi korurken aile bireylerinin kişisel isteklerini gözardı eder. Nasıl ki kiralayan ancak belirli nedenlerle tahliye davası açabiliyorsa aile bireyleri de ancak Kanun’da sayılı altı halde boşanma davası açabilir. Belirli nedenler hakimin dikkatli bir incelemesiyle boşanma nedeni olarak kabul edilir veya edilmez. Aile bireylerinin sadece evlilik birliğinin sürmesine karar verme hakları vardır, evliliği bitirmeye karar verme hakları bulunmamaktadır. Bu nedenlerle ‘’evlilik mi, birey mi?’’ ‘’devlet mi birey mi?’’ gibi soruların yerine ‘’mülkiyet mi, özgürlük mü?’’ sorusunun sorulması daha uygun olacaktır. Saygılarımla |
21-11-2010, 21:45 | #34 | |||||||||||||||||||||||
|
Değerli meslektaşım, bahsettiğiniz alışkanlık bir evlilik için boşanma sebebi sayılabilir iken diğeri için sayılmayabilir. Bu konuda bir genelleme yapabilmek mümkün değildir. Her somut olayda eşlerin sosyal, ahlaki ve mizaci durumları, hayatlarını ve dünya görüşlerini bina ettikleri kıymet hükümleri , değerler sistemi hakimce araştırılıp tesbit edilmelidir. Nihayet eşin bu alışkanlığının iyi/kötü anlamında nitelenmesinden ziyade somut evliliğe yaptığı etkilere bakılmalıdır. Bu etkiler sebebiyle eşler arasında gelişen olaylar, artık evlilik birliğine devamı mümkün kılmaz ise, "objektif surette" bir boşanma sebebinden bahsedilebilir kanısındayım. Saygılarımla... |
22-11-2010, 14:45 | #35 |
|
Eşlerden birinin müstehcen yayınları izlemeye müptela olması o eşin gerçek yaşamla pornoyu karıştırması anlamına gelecektir ki;bu durum evlilik birliğinin kurulmasından maddi,manevi ve bedensel bütünlük haklı beklentisi içerisine giren eşi önemli ölçüde hayal kırıklığına uğratacaktır.Eşiyle birlikte deneyimleyemediği ve evlilik birliğinde yaşadıklarından daha da ilginç şeyler bulan eş için izlenen müstehcen yayınlar sebebiyle eşine hiçbir şekilde yakınlık gösteremeyecek bir manada iktidarını o yönde kullanmış ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmış olacaktır.Cinsel yönden tatminin bu şekilde sağlanmış olması eşleri birbirine kenetleyen cinsel heyecanı ortadan kaldıracaktır.Sonuçta manevi olarak iyi giden bir evlilik çok talihsiz bir kazaya uğramış olacaktır.Aynı zamanda diğer eş kendisini küçük düşmüş hissedecek ve terzil edilmiş olacaktır.Dolayısıyla mutlak olmasa dahi kesinlikle nisbi hatta mutlağa çok yaklaşmış bir boşanma sebebi vücut bulmuş olacak ve porno film ve yayınları takip eden eş nedeniyle evlilik birliğinin devamını beklemek diğer eşten beklenemez bir hal alacaktır.Diğer anlatımla cinsel manada özgürlük evli eşler bakımından mutlak değildir.Mamafih Türk Ceza yasalarında porno film oynatmak ve satmak genel ahlaka aykırı olması nedeniyle yasaklanmıştır.
|
22-11-2010, 15:25 | #36 | |||||||||||||||||||||||
|
Belki de tam tersi olacaktır ve eş pornodan aldığı heyecanla eşine saldıracaktır! Benim aklıma takılan soru: Evli kişinin üçüncü bir kişi ile ilişki kurması evlilik birliğine sadakatsizliktir. Evli kişinin kendisini porno ile tatmin etmesi nasıl değerlendirilir peki? Saygılarımla |
22-11-2010, 17:49 | #37 |
|
Sayın Armağan Konyalı
Mülkiyete dayalı bir toplumun işleyişini çok güzel açıklamışsınız. Ailenin tek başına önem taşımadığını aile kurumunu anlamak için mülkiyet hakkına bakılması gerektiğinden yola çıkarak yaptığınız tüm açıklamalar mülkiyete dayalı kapitalist ekonomik ilişkiler temelindeki toplumu yanlışsız ifade etmişsiniz. İşte benim tam olarak karşı çıktığım anlayış da bu. Mülkiyete göre örgütlenmiş bir toplumda bir an için aile kurumunun olmadığını düşünürsek ekonominin bir anda çökeceğini ailenin insanı düzene bağlı tutan tutkal olduğunu söylemişsiniz. Bana göre mülkiyete dayalı bir düzen insanlık onurunu aşağılayan bir düzendir. Ekonomik sistemin devamı için aile gibi kurumları toplumun temeli sayıp insanı bu kurumun içinde kalmaya zorlamak sizin de ifade ettiğiniz gibi düzene insanı tutkalla yapıştırmaya çalışmaya benzer. Düzene uymak, düzene uymaya zorlanmak, dahası aileyi düzenin temeli kabul edip aile kurumundaki haksızlıklara boyun eğerek yaşamaya zorlanmak mülkiyete dayalı ekonomik sistemin ayakta kalması içindir. Bir ekonomik sistemin ayakta kalması uğruna insanlar sizin deyiminizle tutkal benim deyimimle zincirle bir yerlerde tutulmaya zorlanmamalı. Haksızlığa uğrayan kadından illa bunu ispat etmesini beklemek bana düzeni bozdurmamak için konulmuş çirkin şartlar olarak geliyor. İnsanlar nasıl evlenmek hakkına sahipse o evliliği tek taraflı olarak istediği an bitirme hakkına da sahip olmalıdır. Pozitif hukukta olanları doğru kabul edip ona göre açıklamalar yapmayı kabul edemem. Her yasanın her maddesinin doğruluğundan şüphe duyarım her zaman. Kanunda evliliği bitirme hakkı verilmemiştir diye bunun doğru olduğunu kabul edemem. Mülkiyet mi özgürlük mü sorusunu sormuşsunuz benim cevabım tartışmasız özgürlükten yanadır. Dahası mülkiyetin özgürlüğü öldürdüğü kanaatindeyim. Hemen yukarıda kiracı kiralayan örneğinde olduğu gibi. Dünya üzerinde üstü kapalı bir yerde uyumak için bir başkasına para vermek zorunda olmanın erdemsizliği bir yana bu durumun yasalarda kodifiye edilmiş olması meşru olduğu anlamına hiçbir zaman gelmeyecektir. "Devlet aileyi korurken aile bireylerinin kişisel isteklerini gözardı eder" demişsiniz. Sebep ne olursa olsun bir bireyin kişisel isteklerinin başka bir bireye zarar vermemek kaydıyla gözardı edilmesi büyük bir insan hakkı ihlalidir. Aile bireyinin isteğinin(boşanma ayrılma gibi) gözardı edilmesi yani boşanma davasının reddedilmesi sizin de açıkladığınız gibi aile kurumunu, dolayısıyla mülkiyete dayalı ekonomik düzeni korumaya yarar. Oysa olması gereken bireylerin hakkının korunmasıdır. Son olarak mülkiyet hakkının kutsallığını kesinlikle reddediyorum. İnsan karşısında hiçbir şeyin kutsal olması mümkün değildir. İnsanların aile gibi bazı kurumlara girip buradan ancak kanunda gösterilen 6 koşulla çıkmasına izin verilmesi özgürlüğün kesin ihlali iken mülkiyet hakkının kutsallığından bahisle ailenin de ancak o kadar kutsal olduğuna inanmak hukukun tam da özel mülkiyeti, aileyi, düzeni yani kapitalist ekonomik ilişkilerin tümünü korumaktan başka bir işe yaramadığının göstergesidir. Onun içindir ki evlilik dışı ilişkiler Medeni Kanun kapsamı dışındadır. Yani düzen bize ya benim koyup kutsallaştırdığım kurumlara göre yaşayacaksın ya da hukuktan sen faydalanamazsın demektedir. Oysa hukuk yasaların çok çok üzerinde ve sadece insan için işlemesi gereken bir bilimdir. |
23-11-2010, 08:46 | #38 | |||||||||||||||||||||||
|
Düşünce suçu cezalandırılmaz. Aile hukukunda da aynı kural geçerli olmalıdır. İnsanlar hiç olmazsa düş dünyasında özgür bırakılmalı. Saygılarımla |
23-11-2010, 21:31 | #39 | |||||||||||||||||||||||
|
Geçerli bir sebebi olmadığı halde böyle bir tatmin yoluna gidiyorsa, pek sağlıklı olduğu söylenemez kanaatindeyim. |
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
Yurtdışına Vize Verilmemesi Sebebi İle Çıkamamak Boşanma Sebebi Mi? | ruseym | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 25-08-2010 00:51 |
eşim anne,babama kötü davranıyor, çocuğumu sevemiyorlar bile boşanma sebebi olur mu? | konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 1 | 01-06-2010 10:27 |
limited şirket ortakları arasında esaslı ihtilaf olması şirket fesih sebebi olur mu? | kandal | Meslektaşların Soruları | 0 | 21-04-2010 12:06 |
Bır Rıca...Çalışan Kadın Maaşını Eşine Vermesse Boşanma Sebebi Olur Mu? | Konuk | Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) | 2 | 28-10-2007 23:19 |
kısmi felç boşanma sebebi olur mu...!!! | er_han49 | Meslektaşların Soruları | 3 | 06-07-2007 10:52 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |