Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Barolar birliğinin tedavi giderlerini ödemesi hakkında

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-04-2009, 15:13   #1
-betül-

 
Varsayılan Barolar birliğinin tedavi giderlerini ödemesi hakkında

Herkese merhaba.Bir trafik kazası neticesinde sol kolumda kırılma meydana geldi.Barolar birliği tedavi giderlerinin bir kısmını sağlık yardımı adı altında ve işgöremezlik yardımı adı altında bir miktar ödeme yaptı.Şimdi sigorta şirketi barolar birliği tedavi giderlerini ödemiştir gerekçesi ile ödeme yapmaktan imtina ediyor.ve İşgöremezlik tazminatında barolar birliğinin ödemesi indirilmelidir demektedir.Henüz dava açmadım...Bu durumda barolar birliğinin sağlık yardımı adı altında ödeme yapması sigorta şirketini ödememe yükümlülüğünden kurtarırımı??Görüşlerinizi bekliyorum.
Old 02-04-2009, 13:11   #2
av.arzurecepoglu

 
Varsayılan

  • merhabalar Betül hanım! Konusu Desteksen yoksun kalma tazminatı yada Çalışma gücü kaybından kaynaklı tazminat davalarında,tedavi giderleri, yada herhangi bir toptan ödemenin yada sizin vurgu yaptığınız gibi Baraolar Birliği tarafından, karşılanan tedavi giderleri ile bir kısım yapılan ödeme, sigorta şirketi tarafından size yapılacak olan ödeme miktarından indirilleceği kannatindeyim.Çünkü bu tür davalarda, yani kaza sonucu ölüm yada ciddi yaralanmalar sonucu zarar gören tarafa, tabi olduğu sosyal güvenlik kurumu tarafından yapılan her türlü toptan ödemeler ile tedavi için sağlanan parasal yardımlar sigorta şirketinin zarar görene yapacağı ödeme miktarından indirilmektedir.
Old 30-04-2009, 19:10   #3
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Onbirinci Hukuk Dairesi
Esas No
: 1982/01762
Karar No
: 1982/01988
Tarih
: 27.04.1982

DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI
ÖZET:
Destekten yoksun kalma tazminatı, ölümün sonucu olarak ölen kişinin yardım ve desteğinden yoksun kalan kimselerin muhtaç duruma düşmelerini önlemek için sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat çeşididir.

Sosyal Sigortalar Kurumu'nun ölenin eş ve çocuklarına bağladığı dul ve yetim maaşlarının peşin sermaye değerinin destekten yoksun kalma tazminatından tenkisinin gerekmeyeceği, Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre kabul edilmiş bulunmaktadır.

Dava konusu olayda Sosyal Sigortalar Kurumunca davacılara bağlanan dul ve yetim maaşları ölüm sigortasından bağlandığı anlaşıldığından bu gelirlerin peşin sermaye değerlerinin destekten yoksun kalma tazminatından tenkisi gerekmemektedir.
Emine vs. ile Yusuf vs. arasında çıkan davadan dolayı (Düzce Asliye Hukuk Hakimliği) nce verilen 22.9.1978 gün ve 88/1187 sayılı hükmü onayan dairenin 14.10.1981 gün ve 4280/4221 sayılı ilamı aleyhinde davacı avukatı tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ve yakını olan Ahmet'in davalı Yusuf'a ait otobüsle yolculuk yaparken diğer davalı Vahit'e ait traktörle otobüsün çarpışması sonucu murisin öldüğünü ileri sürerek toplam 85.700 lira maddi ve 65.000 lira manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar Vahit, Yusuf ve… Sigorta vekilleri davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat isteminin ise kabulüne dair verilen karar dairemizce onanmıştır.

Davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacılar murisinin davalı Yusuf'a ait otobüsle yolculuk yaparken diğer davalı Vahit'e ait traktörle çarpışması sonucu ölmesi nedeniyle açılan destekten yoksun kalma tazminatından davacı eş ve çocuklarına Sosyal Sigortalar Kurumu'nca bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tenkis edilip edilemeyeceğinde toplanmaktadır.

BK.nun 45/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan destekten yoksun kalma tazminatı, ölümün sonucu olarak ölen kişinin yardım ve desteğinden yoksun kalan kimselerin muhtaç duruma düşmelerini önlemek için sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat çeşididir. Desteğin ölümüne neden olan haksız fiil bir taraftan destekten yoksun kalanların zararına neden olurken, öbür yandan bir takım yararlar (kazanç) sağlamışsa bu yararın tazminatı ne şekilde etkileyeceği sorunu ortaya çıkar ki, buna uygulamada ve doktrinde (yarar ve zararın denkleştirilmesi sorunu) adı verilmektedir. Yarar ile zararın denkleştirilmesi için kural olarak yarara, tazminata yol açan haksız fiilin neden olması (uygun illiyet bağı) diğer bir deyişle meydana gelen yararın haksız fiilin uygun ve normal bir sonucu olması zorunludur. Eğer bu haksız fiil sonucu oluşan zarar nedeniyle üçüncü kişiler destekten yoksun kalanlara yaptıkları ödemeler ölçüsünde ve yasa hükmü gereğince halef olmakta iseler zarar verenlerin (bu rücu imkanı nedeniyle) mükerrer ödemede bulunmamaları için onlar tarafından sağlanan yararın destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması sırasında zarardan tenkisi gerekecektir.

Sosyal Sigortalar Kurumu'nun ölenin eş ve çocuklarına bağladığı dul ve yetim maaşlarının peşin sermaye değerinin destekten yoksun kalma tazminatından tenkisi gerekip gerekmeyeceği sorununa gelince; Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına göre, 506 sayılı Yasanın 65 ve müteakip maddelerine göre ölenin dul ve yetimlerine bağlanan aylıklar bakımından (Kurumun yaptığı bu ödemeler yönünden) halefiyet hakkı doğacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, haksız fiil sorumlularının mükerrer ödeme durumunda kalmayacaklarından bu tür yararın tenkisinin gerekmeyeceği kabul edilmiş bulunmaktadır. Aynı yasada 10 , 15 , 26 , 27 , 28 , 39 ve 41. maddelerde Kuruma rücu hakkı tanındığına nazaran bu maddelerle ilgili ödemeler (yararlar) bakımından ise tenkis gerekecektir (Bkz. Hukuk Genel Kurulu 26.11. 1979 gün ve 977/4-1110 E., 979/1395 K. sayılı ilamı; YKD. Cilt: 6, Sayı: 7, Temmuz-1980, Sh: 938-941).

Dava konusu olayda ise, Sosyal Sigortalar Kurumu'nca davacılara bağlanan dul ve yetim maaşları 506 sayılı Yasanın 66. maddesi gereğince (ölüm sigortasından) bağlandığı anlaşılmasına göre, yukarıda açıklanan ilke gereğince bu gelirlerin peşin sermaye değerlerinin destekten yoksun kalma tazminatından tenkisi gerekmeyecektir. Mahkemenin bunun aksine beliren görüşü isabetsiz olduğundan hükmün bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekirken her nasılsa onandığı anlaşıldığından davacılar vekilinin yerinde görülen karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüyle hükmün onanmasına dair 14.10.1981 tarih ve 1981/4280-4221 sayılı ilamın kaldırılarak kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar yararına (BOZULMASINA) , ödediği temyiz peşin, temyiz ilanı harcının ve tashihi karar harçlarının isteği halinde karar düzeltilmesini isteyene iadesine 27.4.1982 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


YKD.1992/07
Old 30-04-2009, 19:17   #4
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Dördüncü Hukuk Dairesi
Esas No
: 2003/11140
Karar No
: 2003/10380
Tarih
: 22.09.2003

ÖZET:
Dava konusu olay sonucu desteklerini kaybeden davacılardan bazılarına ölenin sigortası nedeniyle Bağ-Kur Genel Müdürlüğü tarafından aylık bağlandığı anlaşıldığına göre., bu ödemenin belirlenen destek tazminatlarından indirilmesi gerekir.
Mahkemesi: Havsa Asliye Hukuk Hakimliği

Tarihi: 22.05.2003

Nosu: 2002/10 - 2003/136

Davacı Nurhan ve diğerleri vekili tarafından, davalı TREDAŞ Genel Müdürlüğü ve Ş. Çetin aleyhine 16.01.2002 gününde verilen dilekçe ile elektrik çarpması sonucu ölüm nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.05.2003 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı TREDAŞ Genel Müdürlüğü vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.


Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı TREDAŞ Genel Müdürlüğü'nün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, elektrik çapması sonucu ölüm nedeniyle tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu olay sonucu destelerini kaybeden davacılardan Nurhan ve Büşra'ya ölenin sigortası nedeniyle Bağ-Kur Genel Müdürlüğü tarafından aylık bağlanmıştır. Zararın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca rücuya tabu olan bu ödemenin belirlenen destek tazminatlarından indirilmesi gerekir. Yerel mahkemece bu yön üzerinde durulmadan adı geçen iki davacı için fazla tazminata hükmedilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenle (BOZULMASINA) , davalının diğer temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan istek halinde geri verilmesine 22.09.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.


YİS
Old 30-04-2009, 19:18   #5
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Dördüncü Hukuk Dairesi
Esas No
: 2002/02598
Karar No
: 2002/06977
Tarih
: 06.06.2002
Davacı Yılmaz ve diğerleri vekili Av. Şevket tarafından, davalı Aydın ve İ… Tüpgaz Nakliyat Ltd. Şti. aleyhine 13.12.2000 ve 11.09.2001 gününde verilen dilekçeler ile birleştirilerek görülen davalarda trafik kazası nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.12.2001 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.


KARAR

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.

Dava haksız eylem nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacıların desteği davalı şirkete ait diğer davalının kullandığı aracın geri manevrası sırasında çarpması sonucu vefat etmiştir. Davacı Yılmaz ve Sare çocuklarının ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemişlerdir. Davalılar zararın araç sigortası tarafından karşılanmış olabileceğini savunmuşlardır. Yargılama sırasında davacıların hak kazandıkları destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi için görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda sigorta şirketince yapılan ödemeye ilişkin herhangi bir belge ve bilgi dosyaya sunulmadığından anılan husus zararın denkleştirilmesinde gözetilmemiştir. Ancak davalılar vekili anılan rapora karşı sunduğu itiraz dilekçesinde hak sahiplerinin araç sigortasından aldıkları miktarların hesaplanan tazminat miktarlarından düşülmesi gerektiğini bildirmiştir. Her ne kadar davalılar sigorta ödemesi konusunda ayrıntılı bilgi ve belge sunmamışlarsa da yerel mahkemece anılan savunma doğrultusunda davacılardan bilgi alınmadığı ve davalılara savunmalarını detaylandırıp kesinleştirmeleri konusunda usule uygun süre verilmemiştir. Temyiz aşamasında sunulan belgelerden sigorta şirketi tarafından davacılara ödeme yapıldığı da anlaşıldığından anılan husus gözetilerek karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Temyiz olunan kararın (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA) , öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06.06.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 30-04-2009, 19:20   #6
ahmetyılmaz

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1977/4-1110
K. 1979/1395
T. 28.11.1979

- DUL AYLIĞI
- DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI (Dul aylığının düşürülmeyeceği)
- DUL VE YETİM AYLIKLARINDAN ZARAR İNDİRİMİ
818/m.45
506/m.65,66,68

ÖZET : Uyuşmazlık konusu, ölen sigortalının hak sahiplerince açılan destekten yoksun kalma ödencesi belirlenirken; "Ölüm Sigortası"ndan bağlanan dul ve yetim aylıklarının zarardan düşülüp düşülmeyeceğidir. Ölüm sigortasından dul ve yetim aylığı bağlanması, ölüme neden olan haksız eylemin doğrudan "uygun ve normal" bir sonucu olmayıp belirli bir süredeki sigortalılığın ve prim ödemenin karşılığıdır. Bu nedenle, ölüm sigortasından sağlanan yardımlar konusunda Kuruma yasaca rücu hakkı tanınmamıştır. Kaldı ki, dul ve yetim aylıklarının Kurumun bir sosyal güvence kurumu niteliğinden kaynaklanıyor oluşu, sözü edilen aylıkların haksız eylemin yol açtığı zarardan düşülmesine engeldir.

DAVA VE KARAR : Davacı eşin desteği olan işçinin bir iş kazasına bağlı bulunmayan trafik olayı sonucunda öldüğü ve davacıya 506 sayılı SSK.unun 65 ve sonraki maddeleri hükmüne göre yalnız ( ölüm sigortası ) dalından dul aylığı bağlandığı çekişmesizdir. Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; bir haksız eylem sonucunda ölen sigortalı işçinin hak sahipler tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı kapsamının belirlenmesi sırasında; Sosyal Sigortalar Kurumunca "Ölüm Sigortası" dalından hak sahiplerine bağlanmış olan dul ve yetim aylıklarının ( Olayımızda davacı eşe bağlanan dul aylığının, zarardan düşülmesinin gerekip gerekmediğinde toplanmaktadır.

Destekten yoksun kalma tazminatı; BK.nun 45. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiş, ölümün sonucu olarak ölenin yardımından yoksun kalan kimselerin muhtaç duruma düşmelerini önlemek, yaşamlarının desteğini ölümünden önceki düzeyinde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde ve kendine özgü bir tazminat türüdür. Desteğin ölümüne neden olan haksız eylem; bir taraftan destekten yoksun kalanların mal varlıklarında eksilmeye ( zarara ) sebep olurken, diğer taraftan bir takım yarara yol açmışsa bu yararların tazminat borcunu ne şekilde etkileceği ve özellikle desteğin ölümünden dolayı destekten yoksun kalanlara sağlanan hangi tür yararların zararla denkleştirilebileceği sorunu ile karşılaşılır. Yargıtay'ın yerleşmiş kararları ile bilimsel eserlerdeki baskın olan görüşe göre kural olarak, zarar ile yararların denkleştirilebilmesi için yarara, tazminata yol açan haksız eylemin sebeb olması ve zararla yarar arasında uygun bir illiyet bağının bulunması şarttır. Başka bir anlatımla yararın haksız eylemin "uygun ve normal" bir sonucu bulunması zorunludur. Bu kuraldan ancak yasanın açıkça öngördüğü durumlarda ayrılma olanağı vardır. Eğer zarar nedeniyle edimde bulunan üçüncü kişiler zarar görenlere yaptıkları ödemeler ölçüsünde ve yasa hükmü gereğince halef olmakta iseler zarar verenlerin mükerrer ödemede bulunmamaları için üçüncü kişilerin sağladığı yararların destekten yoksun kalma tazminatı kapsamının belirlenmesi sırasında zarardan düşülmesi gerekecektir.

Olayımızda ise; Sosyal Sigortalar Kurumun'ca davacı eşe, yanlızca ölüm sigortası dalından dul aylığı bağlanmış bulunması, kurumca bağlanan bu yardımın belirli bir süre sigortalı olma ve prim ödemiş bulunmasından ileri gelmesi, desteğin ölümüne neden olan haksız eylemin sebep olduğu zararla kurumca bu vesile ile sağlanan yarar arasında uygun illiyet bağının bulunmaması, hukuki dayanaklarının farklı oluşu ve açıklanan denkleştirme kuralının esasları hep birlikte gözönünde tutulduğunda ölüm sigortasından davacı eşe kurumca bağlanan dul aylığının haksız eylemin sebep olduğu zarardan düşülmesi gerekmez; esasen Sosyal Sigortalı ile onun hak sahiplerini sigortalılığın sona ermesinin iktisadi sonucundan korunmak amacını güder. Sigortalı olma sonucu sağlanan bu yardımlardan haksız eylem sorumlularının yararlanmalarını haklı kılacak bir hukuk kuralı da yoktur. Sosyal Sigortalar Kurumu'nun ölüm sigortasından sağladığı yardımlardan dolayı yardım ettiği kişiye halef olacağına dair yasada bir hüküm de olmadığından haksız eylem sorumluları mükerrer ödeme durumunda da kalmayacaklardır.

Sosyal Sigortalar Kurumunca, ölen sigortalının hak sahiplerine "ölüm sigortasından" dul ve yetim aylığı bağlanabilmesi için; anılan Yasanın 66/d maddesinde öngörülen "Sigotalının, ölümü tarihine kadar en az 5 yıldan beri sigortalı bulunması ve her yıl ortalama olarak en az 120 gün ve toplam olarak 1800 gün ( sigortalı ve işvrenlerince ) mal–llük, yaşlılık ve ölüm sigortaları dalından prim ödenmiş olması" şartları gerçekleşmelidir. Sigortalının ölümü olayının bir haksız eyleme bağlı olması da gerekmez. Normal ölüm hallerinde de kurum, yasal şartlar mevcutsa, bu sigorta yardımını bağlamak zorundadır.Sözü edilen maddede belirtilen şartlar gerçekleşmezse; aylık bağlanmaz ve alınmış sigorta primleri ( toptan ödeme yoluyla ) hak sahiplerine geri verilir. Görüldüğü üzere kurumca ölüm sigortası dalından dul ve yetim aylığı bağlanması; ölüme neden olan haksız eylemin doğrudan doğruya "uygun ve normal" bir sonucu değil belirli bir süre sigortalı olmanın ve prim ödemenin bir karşılığıdır.

Gerçekten, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve hastalık sigortaları dallarından sigortalıya veya hak sahiplerine sağladığı yardımlardan dolayı, haksız eylem sorumlularına Sosyal Sigortalar Kurumunun rücu hakkı; 506 sayılı Yasanın 10, 15, 26, 27, 28, 39 ve 41. maddelerinde tanzim edilmiş olduğu halde, ölüm sigortasından sağladığı yardımlar için kuruma rücu hakkı tanıyan bir hükme anılan Yasada yer verilmiştir. Uyuşmazlıklarda çözüm yolunu herşeyden önce anlaşmazlığın ilişkin bulunduğu hukukŒ müessesenin kuruluş amacında aramalıdır. Ölüm sigortası yardımlarının; belirli bir süre sigortalı olan namına toplanan pirimlerin karşılığı bulunması ve ölüme neden olan eylemin doğrudan doğruya "uygun ve normal" bir sonucu olmaması gerçeği karşısında özellikle yasa ile tanzim edilmemiş bir hakkı kurum için tanımaya kalkışmak hukuku zorlamak ve yasa koyucunun esasta hiç istemediğini yargı yolu ile vermek sonucunu doğurur.

Kaldı ki; T.C. Emekli Sandığı'nın da; Sosyal Sigortalar Kurumu gibi mensupları ve onların hak sahipleri için bir sosyal güvence kurumu oluşu, her iki kamu kurumunun da; mensuplarının ölümleri üzerine onların hak sahiplerine bağladığı dul ve yetim aylıklarının aynı nedenlerden kaynaklanması T.C.Emekli Sandığı'nca mensuplarının hak sahiplerine bağlanan dul ve yetim aylıklarının destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesi sırasında zarardan düşülemeyeceğinin 6.3.1978 gün ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile kabul edilmiş olması karşısında; Sosyal Sigortalar Kurumunca ölüm sigortasından bağlanan dul ve yetim aylıkları için ayrı işlem yapılmasını haklı kılacak yasal ve makul hiç bir neden de yoktur.

Böyle bir ayrımın gayeleri aynı olan kurumların mensupları arasında eşitsizlikler yaratacağı da kuşkusuzdur.

Bu nedenlerle usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ikinci müzakerede ( ONANMASINA ) oybirliğiyle karar verildi
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
akli dengesi bozuk olan kişinin tedavi altına alınmasının sağlanması hakkında. suat500 Meslektaşların Soruları 2 25-10-2008 09:02
Kefilin bono bedelini ödemesi hakkında.. Hak ve Nisfet Meslektaşların Soruları 2 04-07-2008 14:53
Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik Mustafa Çulfaz Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 17:38
Türkiye Barolar Birliğinin Yeni Reklam Yönetmeliğini Ve Ths Admin Hukuk Haberleri 0 24-11-2001 23:51


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03667498 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.