14-03-2007, 14:45 | #1 |
|
1 Tokat 200ytl 2 Tokat 300ytl Mi?
Turkiye'deki yabancı bir kuruluş bu seneki 8 Mart Kadınlar Gununun temasını "KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN CEZASIZ KALMASINA SON VERİLSİN" diye belirledi. Sizlere sormak istiyorum: Aile Mahkemelerinde gorulen boşanma davalarında şiddet uygulayan kusurlu eşe neye göre ceza (ki bu sadece üç beş kuruştan oluşan manevi tazminattır) kesilecektir? 1 tokat 200YTL 2 tokat 300YTL midir. Surumden mi kazaniyor kusurlu taraf
Kadın kocasından dayak yediğini 1000 tane şahit ile kanıtlasa da sadece para cezası ile kurtulabiliyor koca; ki buna manevi tazminat deniyor. O da eğer avukatın "şiddet" tanımlarına hakim biriyse. "Kocandan dayak yiyeceğine sevgilinden dayak ye daha iyi" gibi bir sonuç çıkıyor Türkiye fotoğrafında!! Çünkü sevgilinden dayak yediğinde hiç olmazsa Savcılık, Sulh ve Ceza,vs. mahkemeleri tarafndan göruluyor davanız Eleştiri kolay çözüm bul derseniz, şu türde cezalar olmalı bence: 1. Bir siginma evinde 3 ay boyunca bulasik, temizlik islerine bakmali ve oradaki tum kadinlar bu adamin karisini dovdugu icin orada toplumsal hizmet!!! verdigini bilmeli
2. 6 ay boyunca psikolojik testek almalı 3. Ailesinin tum fertlerine dayak-ceza sureci aciklanmali ki ailedeki diger erkeklere ders olsun 4. Nufus Cuzdani, sicil gibi INSAN/VATANDAŞ oldugunu kanitlayan tum belgelerde kirmizi bir nokta konmali 5. Adi suctan yatanlarin kogusunda 2 sene hapis yatmali Kiziyorum aglanacak halimize!!!! |
14-03-2007, 15:00 | #2 |
|
1 ve 2 harika
3 kötü örnek, kötü bir ders, ve eğitici değil korkutucu. 4'ü anlamadım desem? Kırmızı nokta neyi anlatır? hem psikolojik destekten sonra buna ne gerek var? 5- 1 ve 5 dönüşümlü olarak mı uygulanacak? Saygılar, |
14-03-2007, 16:00 | #3 |
|
Aslında bu maddeler ceza seçenekleri. Hepsi uygulanabilir veya uygulanamaz diye birsey yok. Beyin cimnastigi yaptım sadece. Çünkü Aile Mahkemelerindeki "ceza" kavramında birçok soru işaretlerim var.
Yorumunuz için teşekkürler |
14-03-2007, 16:26 | #4 |
|
Serpil Hanım ; Şiddetin hiç bir şekli onaylanamaz. Ne kocadan ne sevgiliden ne de bir başkasından olanı... Caydırıcı bir yaptırımı olması gerektiği konusunda sizinle hemfikirim. Ancak önerilerinizin günümüz toplumunda uygulanabilir olması pek pek mümkün gibi görülmüyor.İstenilen noktaya gelebilmek için yol uzun ve engebeli. Hukuki yaptırımlar da malüm. Bence çiftler evliliklerini bu noktaya getirmeden yollarını bir şekilde ayırması lazım. Bence en sağlıklısı şimdilik bu.
Saygılarımla. |
14-03-2007, 16:30 | #5 | |||||||||||||||||||
|
ozaman parası olan rahat rahat dövsün-mü oluyor bu! şiddet eğilimi olan insanlar-ki çoğunlukta erkekler- öncelikle psikolojik destekle "eğitilmeye" çalışılmalı. he olmadı-ki bu durumun gerçekleşme ihtimali çok yüksek- serpil şener!in 1 maddede belirttiği çözüm önerisi çok mantıklı.çünkü dövünce güçlü olduğunu düşünen "insan" bulaşık yıkayıp,temizlik yaparak,kendi kültüründeki erkek-kadın mantığının tam tersini yaşayarak,önce kendilerine ait olduğunu düşündükleri kimliklerini kaybetsinler sonra da doğru kimliği bulsunlar.. yani umarım... bi ihtimal |
14-03-2007, 17:12 | #6 |
|
İnsan hayatının bile çok ucuz olduğu bir hukuk sisteminde yaşıyourz maalesef. Uzun bir yol olduğunu ben de biliyourm ama bir yerden de başlamak gerektiğini duşunuyorum. Susmak bilgisizliktir. Kadınlarımızı, avukatlarımızı, hakimlerimizi, çocuklarımızı haklar konusunda bilgilendirdikçe yolun kısalacağını duşunuyorum. Bilgi susmakla aktarılamaz. Aile mahkemesindeki kararlar hakimlerin iki dudağının arasında. Hakimler ise her gün en az 30 davaya bakıyorlar. Mahkeme günü sizin dosyanızın celse öncesi okunma olasılığı sizce yüzde kaçtır? Şahitleriniz dinleniyorsa şanslı sayılırsınız. Kadın dayak yiyor, hakarete uğruyor, aldatılıyor, vs. Koca üç beş kuruş "manevi tazminat" ile kurtuluyor. Bu kadının bu olayları psikolojik anlamda nasıl içine sindirebileceğini kim düşünüyor? Hakimlerimize çok iş düşüyor. Çok duyarlı olmaları gerekiyor. Ben cezanın maddi boyutundan hiç bahsetmiyorum zaten. Bir tokatı, bir tekmeyi unutmak için o kadına trilyonlar verseniz gene de başarılı olamazsınız. Ama bu tür kusurlu davranışları engellemek için de cezaların farklı bir şekilde olması gerekiyor. Nasıl kırmızı ışıkta geçersek alacağımız cezaya razı geliyorsak, bir koca da karısını döverse daha önce saydığım maddelerdeki gibi cezalar alacağına razı gelmeli.
Susmayalım lutfen. Saygılarımla. |
14-03-2007, 19:09 | #7 |
|
Aslında diyorum ki keşke kısasa kısas uygulaması olsa...ama o zaman da şiddeti uygulayan tarafdan bir farkımız kalmaz.aynı sıfatla nitelendiriliriz.Maddi cezalar da yetersiz.yani o tokatın acısıyla kırılan gururla yaşanan duygusal çöküntüyle bir şeyleri teraziye koyup bedel olarak 200-300 Ytl mi çıkarılıyor?ne acı..şiddeti sevgili uygulasa anında terk edip gitmek kolay..ancak koca uygulayınca hayatın birkaç adım gerisinde kalmış kadınların isyan etmeleri çok az rastlanılır bir durum..çocuğum için deyip katlanabilme ihtimalleri yüksek..koca,sosyal güvencenin yerini alıyor gibi...eğitimi yarım bırakılmış,çoğu kez susturulmaya alışmış kadınların tek çaresi boyun eğmek..nikah defterine atılan imza :kadının mülkiyet hakkını mı kazandırıyor,böyle mi düşünüyorlar?!kölelik devri çoktan geçti desek de kadınlar dört duvar arasında kölelik yaşıyorlar.dayak yiyor susuyor aşağılamalara maruz kalıyor..gözüne mil çekmek,lâl etmek mi istiyorlar?!
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |