Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ, Esas: 2002/2607, Karar: 2002/3489 İçtihat

Üyemizin Özeti
Gerek trafik kaza tutanağı, gerekse hazırlıkta olay yeri görülerek düzenlenen raporda, davalının "kendi hızını, yolun durumuna göre ayarlamasının kazada etkili olduğu" belirlenmiştir. Adli Tıp raporunda ise yol durumu, davalının aracının 14 metrekarelik fren izi karşısında mevcut hızı olayın oluş şekli irdelenmeden salt davalının beyanı esas alınarak kusur belirlenmiştir. Mahkemece dosyadaki bu çelişkili raporlar karşısında yerinde gerekli inceleme ve keşif yapılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve uzman bilirkişilerden alınacak rapora göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
(Karar Tarihi : 25.03.2002)
Davacılar V____ D____ ve arkadaşları vekili Avukat C____ Ş____ tarafından, davalılar EGO İşl. Genel Müdürlüğü ve İ____ D____ aleyhine 18.07.1988 gününde verilen dilekçe ile trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 20.11.1989 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalıların olayda kusursuz oldukları belirtilerek dava reddedilmiştir.

Davalıların sürücü ve işleteni oldukları belediye otobüsü, şehir içinde seyrettiği sırada, karşı yönden gelen ve plakası tesbit edilemeyen bir aracın izlemesi gereken şeritten çıkması üzerine, davalı sürücünün 14 metre fren yaptıktan sonra direksiyonu sağa kırdığı ve yoldan çıkarak bankete savrulduğu ve banket üzerindeki yayaya çarparak ölümüne neden olduğu dosyadaki bilgilerden anlaşılmaktadır.
Olayla ilgili düzenlenen 11.04.1988 tarihli kaza tutanağında davalı sürücü İ____ D____`in "olay yerinin özelliğini gözetmeden meskun mahal ve hafif virajlı bir kesim oluşunu dikkate almadan taşıtını ani tehlikelere karşı her an duruşa geçirebilecek şekilde seyretmesi gerekirken aksine hareketle, karşıdan gelen bir araçtan sağa doğru kaçmak istediği esnada sağ bankette duran yayaya 14 metre fren yaptıktan sonra çarpması olayında 2918 sayılı Trafik Yasası`nın 52/B maddesini ihlal ettiği" belirtilmiştir. Yine hazırlık aşamasında düzenlenen 12.04.1988 tarihli bilirkişi raporunda "davalı sürücü İ____ D____`in kendi seyir hızını yolun geometrik yapısına göre ayarlamamasının kazayı hazırlayan birinci faktör olduğu ve Trafik Yasası`nın 52/B maddesini ihlal suretiyle 8/8 kusurlu olduğu" tesbit edilmiştir. Ceza yargılaması sırasında olay yerinde keşif uygulanmamış dosya üzerinden Adli Tıp Raporu aldırılmıştır. 23.9.1988 günlü Adli Tıp raporunda "İ____ D____`in karşı yönden gelen araç nedeniyle sağa kaçtığından bu aracın İ____ D____`in aracını ne kadar sıkıştırdığı hakkında bir veri olmadığına göre, durum sanık lehine mütalaa edilerek kusursuz olduğu kanaatine varıldığı" açıklanmıştır. Bu son rapor esas alınarak davalı, ceza mahkemesinde beraat etmiş, karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.

Eldeki davada ise; davacı tarafın olay yerinde keşif yapılarak yeniden kusur araştırılması yapılması talebi hakkında bir işlem ve kusur yönünden bir araştırma yapılmadan ceza dosyasındaki Adli Tıp raporu esas alınarak dava reddedilmiştir.

Ceza Mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve oranının belirlenmesi açısından hukuk hakimini bağlamaz. Gerek trafik kaza tutanağı, gerekse hazırlıkta olay yeri görülerek düzenlenen raporda, davalının "kendi hızını, yolun durumuna göre ayarlamasının kazada etkili olduğu" belirlenmiştir. Adli Tıp raporunda ise yol durumu, davalının aracının 14 metrekarelik fren izi karşısında mevcut hızı olayın oluş şekli irdelenmeden salt davalının beyanı esas alınarak kusur belirlenmiştir. Mahkemece dosyadaki bu çelişkili raporlar karşısında yerinde gerekli inceleme ve keşif yapılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve uzman bilirkişilerden alınacak rapora göre bir karar vermek gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 25.03.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Karayolları Trafik Kanunu MADDE 52 :Sürücüler:

       a) Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak,

       b) Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,

       c) Diğer bir aracı izlerken yukarıdaki fıkrada belirlenen durumları göz önünde tutarak güvenli bir mesafe bırakmak,

       d) Kol ve grup halinde araç kullananlar, araçları arasında yönetmelikte belirtilen esaslara uygun olarak diğer araçların güvenle girebilecekleri açıklıklar bulundurmak, Zorundadırlar.

       (Değişik fıkra: 21/05/1997 - 4262/4 md.) Bu madde hükmüne uymayan sürücüler 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Eylem TURAN
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 21-01-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01837993 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.