Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

ANAYASA MAHKEMESİ 2001/415 E.-2002/166 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
A-İİK.331.Maddesinde öngörülen, alacağı karşılıksız bırakmak amacı ile mevcudundaki malları üçüncü şahıslara muvazaalı olarak devreden borçlu ile bu eyleme yardım ve iştirakte bulunanlar hakkında hürriyeti bağlayıcı ceza:

Borçlu ile alacaklı arasında önceden var olan sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine getirilememesinden dolayı öngörülen ceza olmayıp kanunda belirtilen şartların yerine getirilmemesinden doğan bir yaptırımdır.Bu nedenle, kural Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir.

B-İİK.337.Maddesinde öngörülen,yasada belirtilen sürede, kendisinin veya üçüncü kişilerin elinde bulunan mal,alacak ve haklarından borca yetecek miktarını haklı neden olmaksızın yazılı veya şifahen icra dairesine bildirmemesi halinde hürriyeti bağlayıcı ceza:

İtiraz konusu kuralda düzenlenen suç konusu eylem, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında sözü edilen, doğrudan sözleşmenin yükümlülüğünün yerine getirilememesi olmayıp, kanunla getirilen mal beyanında bulunma yükümlülüğünün yerine getirilmemesidir. Bununla korunmak istenen hukuki yarar, yasa hükmüne uymak suretiyle cebri icranın etkin bir şekilde yürütülerek kamu otoritesinin sağlanmasıdır.Bu nedenlerle kural, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir.

C-İİK.338.Maddesinde öngörülen,borçlunun icra takibi sırasında yasanın belirlediği sürede yapacağı mal beyanının hakikate aykırı olması halinde hürriyeti bağlayıcı ceza:

Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma, yasal yükümlülüğün, yasadaki koşullara uygun ancak hakikate aykırı biçimde yerine getirilmesi suretiyle işlenen bir suç olup, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilememesi değildir.Bu nedenle, 331. madde için belirtilen Anayasa'ya uygunluk gerekçesi bu kural içinde geçerlidir.

D-İİK.340.maddesinde öngörülen,borçlunun borcunu, alacaklının satış talebinden önce muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt ettiği halde ödememesi ve alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını ihlâl etmesi nedeniyle hafif para cezası:

Maddede öngörülen ilk durumda, satış talebinden evvel borçlu tarafından borcun ödenme biçimine ilişkin olarak yollamada bulunulan aynı Yasa'nın 111. maddesine göre, icra takibi sırasında, yeterli mal haczedilip satış talebinden önce borcun dörte birinden az olmamak üzere birinci taksidinin peşin olarak ve kalan miktarının da muntazam aralıklarla en çok üç ayda üç taksit halinde borçlu tarafından ödenebilmesi imkanı bulunmaktadır. Bu taahhüt borçlunun tek taraflı olarak yasadan doğan taksitle ödeme hakkını kullanmasıdır.İkinci durumda ise, alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde borcun ödenmesinin kararlaştırılması, alacaklı ve borçlunun icra memurunun huzurunda takibe konu borcun ödenme şeklinin belirlenmesidir.İtiraz konusu kuralda, düzenlenen eylem Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında sözü edilen, doğrudan sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine getirilememesi olmayıp, kamu otoritesince yürütülen cebri icranın etkinliğinin sağlanmasıdır.Bu nedenlerle, Yasa'da öngörülen yükümlülük sözleşmeden değil yasadan kaynaklandığından kural, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir.

E-İİK.352/a maddesinde öngörülen,İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın tecil edilememesi ve para cezası ile tedbire çevrilememesini öngören kural:

Yasa koyucunun takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde kullanarak itiraz konusu kuralla, hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın tecil edilememesi, hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına ve tedbire çevrilememesini öngörmesinde Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılık yoktur.
(Karar Tarihi : 21.11.2002)
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Resmi Gazete tarih/sayı:28.02.2003/25034

Esas Sayısı : 2001/415

Karar Sayısı : 2002/166

Karar Günü : 21.11.2002

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN MAHKEMELER :

1- Küçükçekmece İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/415)

2- Güzelyurt İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/418)

3- Dörtyol İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/421)

4- Mustafakemalpaşa İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/425)

5- Mustafakemalpaşa İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/426)

6- Sarıgöl İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/427)

7- Sarıgöl İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/428)

8- Çine İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/430)

9- Gönen İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/437)

10-Gönen İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/438)

11-Tekirdağ İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/439)

12-Tekirdağ İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/440)

13-Kulu İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/441)

14-Şanlıurfa İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/442)

15-Şanlıurfa İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/443)

16-Kırklareli İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/445)

17-Kırklareli İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2001/446)

18-Bursa 4. İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/448)

19-Bucak İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/450)

20-Bucak İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/451)

21-Sandıklı İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/452)

22-Antalya İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/453)

23-Emirdağ İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/454)

24-Cihanbeyli İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/455)

25-Cihanbeyli İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/456)

26-Babaeski İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/463)

27-Lüleburgaz İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/465)

28-Lüleburgaz İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/466)

29-Samsun İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/484)

30-Şebinkarahisar İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2001/488)

31-Sandıklı İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/1)

32-Sarıgöl İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/6)

33-Aslanapa İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/7)

34-Dursunbey İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/9)

35-" " " " (Esas : 2002/11

36-""""(Esas : 2002/12

37-""""(Esas : 2002/13)

38-""""(Esas : 2002/14)

39-""""(Esas : 2002/15)

40-""""(Esas : 2002/16)

41- Torbalı İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/25)

42- Torbalı İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/26)

43- Torbalı İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/27)

44- Torbalı İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/28)

45- Dursunbey İcra Ceza Mahkemesi (Esas : 2002/42)

46- İhsaniye İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/57)

47- Uşak İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/62)

48- "" ""(Esas : 2002/63)

49- " " ""(Esas : 2002/64)

50- " " " "(Esas : 2002/65)

51- " " " " (Esas : 2002/66)

52- " " " " (Esas : 2002/67)

53- " " " " (Esas : 2002/74)

54- " " " " (Esas : 2002/75)

55- "" "" (Esas : 2002/76)

56- " " " " (Esas : 2002/77)

57- " " "" (Esas : 2002/78)

58- " " " " (Esas : 2002/90)

59- Konya-Ereğli İcra Ceza Mahkemesi(Esas : 2002/93)

İTİRAZLARIN KONUSU: 9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 18.2.1965 günlü, 538 sayılı Yasa ile değişik 331. maddesinin birinci, dördüncü ve son fıkraları ile 337. maddesinin birinci fıkrasının; aynı Yasa'nın 3222 sayılı Yasa'yla değişik 338. maddesinin birinci fıkrası ile 340. maddesi ve eklenen 352/a maddesinin Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılığı savıyla iptali istemidir.

I- OLAY

Bakmakta oldukları davalarda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun kimi kurallarının Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan ya da tarafların Anayasa'ya aykırılık savlarını ciddi bulan mahkemeler bu kuralların iptalleri için başvurmuşlardır.

II- İTİRAZLARIN GEREKÇELERİ

İtiraz yoluna başvuran Mahkemelerin gerekçeleri özetle;

A- 2004 sayılı İcra İflas Yasası'nın 331. maddesinin 1., 4. ve son fıkralarına yönelik başvurular ile ilgili olarak,

Başvuru kararında, hakkında icra talebi yapılan borçluya, haciz takibini karşılıksız bırakmak amacı ile sahibi olduğu taşınmazı satarak alacaklıyı zarara uğrattığı, diğer kişilerin ise suça bilerek iştirakte bulundukları nedeniyle hapis cezası öngören kuralın;

B- Yasa'nın 337. maddesinin birinci fıkrasına yönelik başvurularla ilgili olarak,

Yasada öngörülen süreye ve şartlara uygun mal beyanında bulunmayan borçlu hakkında hafif hapis cezası öngören kuralın;

C- Yasa'nın 338. maddesinin birinci fıkrasına yönelik başvurularla ilgili olarak,

Menkul ve gayrimenkul malı olmadığını beyan etmesine karşın bir başka takipte menkul malları haczedilen borçlunun, hakikate aykırı beyanda bulunması karşısında hafif hapis cezası öngören kuralın;

D- Yasa'nın 340. maddesine yönelik başvuru ile ilgili olarak,

Alacaklının satış talebinden evvel borcunu taksitlerle ödemeyi taahhüt eden veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını makul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun eylemi nedeniyle hürriyeti bağlayıcı ceza öngören kuralın;

E- Yasa'nın 352. maddesi'nin (a) bendine yönelik başvurularla ilgili olarak,

İcra İflas Kanunu hükümleri uyarınca hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezaların tecil edilememesi ve para cezası ile tedbire çevrilememesini öngören kuralın,

Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

III- YASA METİNLERİ

A- İtiraz Konusu Yasa Kuralları

6.9.1932 günlü, 2004 sayılı "İcra İflas Kanunu"nun iptali istenilen itiraz konusu kuralları da içeren 331., 337., 338., 340. ve 352/a maddeleri şöyledir:

1- "MADDE 331 - (Değişik: 538 - 18.2.1965) Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu, alacaklısını zarara sokmak maksadiyle, mallarını veya bunlardan bir kısmını mülkünden çıkararak telef ederek veya kıymetten düşürerek hakiki surette yahut gizleyerek muvazaa yolu ile başkasının uhdesine geçirerek veya aslı olmıyan borçlar ikrar ederek mevcudunu suni surette eksiltirse, aleyhine aciz belgesi istihsal edildiği veya alacaklı alacağını istifa edemediğini ispat ettiği takdirde, üç aydan üç yıla kadar hapis ile cezalandırılır.

Konkordato mühleti talebinden önceki iki yıl içinde birinci fıkradaki fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.

(Ek: 9.11.1988-3494/58 md.) Gayrimenkul rehni kapsamında bulunan teferruatın rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile gayrimenkul dışına çıkarılması halinde, teferruatın zilyedi 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Zararın miktarına göre Türk Ceza Kanununun 522 nci maddesi hükümleri dahi uygulanır.

Bu suçlar alacaklının şikâ yeti üzerine takip olunur.

Borçlu lehine bu hareketlere bilerek yardım ve iştirak eden kimseler, Türk Ceza Kanununun 65 inci maddesi delâletiyle bu maddeye göre cezalandırılır."

2- "MADDE 337 - (Değişik : 18/2/1965 -538/132 md.) Müddeti içinde beyanda bulunmak üzere mazereti olmaksızın icra dairesine gelmeyen veya yazılı beyanda bulunmayan borçlular, alacaklının şikâyeti üzerine, tetkik mercii tarafından on günden bir aya kadar hafif hapis cezasıyla mahkûm edilir. Borçlunun haczi kabil mallarını alacaklının bildiği veya bilmesi lazım geldiği ispat olunursa borçluya ceza verilmez.

162, 209, 216 ncı maddeler hükümlerine muhalefet eden müflis hakkında da iflâ s idaresinin vereceği müzekkere üzerine tetkik mercii tarafından aynı ceza hükmolunur."

3- "MADDE 338 - (Değişik : 6/6/1985 - 3222/ 40 md.) Bu Kanuna göre istenen beyanı hakikate aykırı suretle yapan kimse alacaklının şikâ yeti üzerine tetkik mercii tarafından bir aydan bir seneye kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır.

Hakkında aciz vesikası alınmış borçlu, asgari ücretin üstünde bir geçim sürdürdüğü, aciz vesikası hamili alacaklının alacağının aciz vesikasına bağlanmasından en geç beş sene içinde müracaatı üzerine sabit olursa, asgari ücretin üstünde kalan gelirlerinden icra tetkik merciinin dörtte birden az olmamak üzere tespit edeceği kısmını mercii kararının kesinleşmesinden itibaren en geç bir ay içinde ve aciz vesikasındaki borcun ödenmesine kadar her ay icra dairesine yatırmaya mecburdur. Bu mükellefiyeti yerine getirmeyen borçlu bir aydan bir seneye kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır. Hafif hapis cezasının tatbikine başlandıktan sonra borçlu o tarihe kadar icra veznesine yatırmak zorunda olduğu meblağı öderse tahliye edilir.

Borçlu ödemelerini tekrar keserse, geri kalan cezası infaz olunur, ancak bakiye borcun tamamını ödediği takdirde cezadan kurtulur.

Borçlunun nafaka borçluları dahil üçüncü şahıstan yardım görmesi, asgari ücretin üstünde eline geçen para ve menfaatlerin icra tetkik mercii kararı ile belirlenecek kısmını, icra veznesine yatırmak mükellefiyetini ortadan kaldırmaz.

İkinci fıkradaki hükmün tatbikini birden fazla aciz vesikası hamili alacaklı talep etmiş ise, bunlar talep tarihi sırasıyla öncelik hakkına haizdir."

4- "MADDE 340 - (Değişik: 6/6/1985 - 3222/41 md.) 111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlu, alacaklının şikâyeti üzerine tetkik mercii tarafından bir aydan üç aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır."

5- "MADDE 352/a - (Ek: 6.6.1985 - 3222/44 md.) Bu Kanun uyarınca hükmolunan cezalar tecil edilemez, hürriyeti bağlayıcı cezalar 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı para cezasına ve tedbirlere çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükmü uygulanmaz."

B- Dayanılan Anayasa Kuralları

İtiraz başvuru kararlarında itiraz konusu kuralların Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

IV- İLK İNCELEME

Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 8. maddesi gereğince birleştirilen dosyalarla ilgili, değişik tarihlerde yapılan ilk inceleme sonunda, dosyalarda eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine karar verilmiştir.

V- BİRLEŞTİRME KARARI

Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Ali HÜNER, Fulya KANTARCIOĞLU, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN, Enis TUNGA ve Mehmet ERTEN'in katılmalarıyla yapılan esas inceleme toplantısında;

"9.6.1932 günlü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun kimi kurallarının iptali istemiyle yapılan itiraz başvurularına ilişkin davaların aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2001/415 Esas sayılı dava ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, esasın kapatılmasına, esas incelemenin 2001/415 Esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine 21.11.2002 gününde OYBİRLİĞİ ile karar verildi."

VI- ESASIN İNCELENMESİ

Birleştirme kararına konu başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülen yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralı, bunların gerekçeleri ve diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A- Yasa'nın 331. Maddesinin Birinci, Dördüncü ve Altıncı Fıkralarının İncelenmesi

İtiraz başvurusunda, bonoya dayalı borç nedeniyle yapılan haciz takibinde, alacağı karşılıksız bırakmak amacı ile mevcudundaki malları üçüncü şahıslara muvazaalı olarak devreden borçlu ile bu eyleme yardım ve iştirakte bulunanlar hakkında öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

331. maddenin birinci fıkrasında, haciz takibi talebinden sonra veya talepten önceki iki yıl içinde borçlunun, mallarının tamamını veya bir kısmını muvazaa yoluyla başkasının uhdesine geçirmesi veya aslı olmayan borç ikrarı ile aleyhine aciz belgesi düzenlenmesini sağlayarak alacaklıyı zarara uğratması eylemi nedeniyle hürriyeti bağlayıcı ceza öngörüldüğü; dördüncü fıkrasında, alacaklının uğradığı zararın miktarı esas alınarak borçluya verilecek temel cezada indirim veya artırım yapılacağı; altıncı fıkrasında, borçlu lehine bu fiillere bilerek yardım ve iştirak eden kimselerin cezalandırılacağı belirtilmiştir.

Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında, "Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz"; maddenin gerekçesinde de "... 4 nolu protokol gereği sözleşmeden doğan bir yükümlülük nedeniyle hiç kimsenin özgürlüğünden alıkonulamayacağı hükmü eklenmiştir. Sözleşmeden doğan yükümlülük içinde borçlarda vardır." denilmiştir.

İtiraz konusu kuralla, alacaklının alacağını alabilmek için yürüttüğü icra takibinde, borçlunun bu takibi karşılıksız bırakıp alacaklıyı zarara sokmaya ilişkin giriştiği işlem ve eylemler müeyyideye bağlanmış olup, kuralda belirtilen hürriyeti bağlayıcı ceza, borçlu ile alacaklı arasında önceden var olan sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine getirilememesinden dolayı öngörülen ceza olmayıp kanunda belirtilen şartların yerine getirilmemesinden doğan bir yaptırımdır.

Bu nedenle, kural Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.

B- Yasa'nın 337. Maddesinin Birinci Fıkrasının İncelenmesi

İtiraz başvurularında, icra takibinin dayanağı olan işlemlerin bir alacak borç ilişkisinden kaynaklandığı ve temelinde bir sözleşme olduğu, sözleşmenin yerine getirilememe sebebiyle Yasa'da özgürlüğü bağlayıcı ceza öngörüldüğü, bunun ise Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılık oluşturduğu ileri sürülmüştür.

İtiraz konusu kuralda, hakkında icra takibinde bulunulan borçluya, takibin niteliğine göre yasada belirtilen sürede, kendisinin veya üçüncü kişilerin elinde bulunan mal, alacak ve haklarından borca yetecek miktarını haklı neden olmaksızın yazılı veya şifahen icra dairesine bildirmemesi halinde hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüştür.

Bu suçun konusu, cebri icra işlemlerinin yürütülmesi sırasında borçluya yasa ile getirilen bir yükümlülüktür. Nitekim bu husus, mal beyanında bulunmama suçunu konu alan 11.12.1957 günlü, 16-28 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında, "prensip itibariyle İcra ve İflas Kanunu'na vazolunan cezai hükümler borçluyu kanun emirlerine itaate mecbur etmek ve dolayısıyla alacaklının hakkını kolayca istihsal eylemek için bir nevi müeyyideden ibarettir." şeklinde açıklanmıştır.

İtiraz konusu kuralda düzenlenen suç konusu eylem, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında sözü edilen, doğrudan sözleşmenin yükümlülüğünün yerine getirilememesi olmayıp, kanunla getirilen mal beyanında bulunma yükümlülüğünün yerine getirilmemesidir. Bununla korunmak istenen hukuki yarar, yasa hükmüne uymak suretiyle cebri icranın etkin bir şekilde yürütülerek kamu otoritesinin sağlanmasıdır.

Bu nedenlerle kural, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.

C- Yasa'nın 338. Maddesinin Birinci Fıkrasının İncelenmesi

İtiraz başvurusunda, hakkında icra takibi yapılan borçlunun, gerçeğe aykırı mal beyanında bulunması nedeniyle hürriyeti bağlayıcı ceza öngören kuralın Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

İtiraz konusu kuralla, borçlunun icra takibi sırasında yasanın belirlediği sürede yapacağı mal beyanının hakikate aykırı olması halinde hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülmüştür.

Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma, yasal yükümlülüğün, yasadaki koşullara uygun ancak hakikate aykırı biçimde yerine getirilmesi suretiyle işlenen bir suç olup, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğün yerine getirilememesi değildir.

Bu nedenle, 331. madde için belirtilen Anayasa'ya uygunluk gerekçesi bu kural içinde geçerlidir. İtirazın reddi gerekir.

D- Yasa'nın 340. Maddesinin İncelenmesi

İtiraz başvurularında, borçlunun borcunu, alacaklının satış talebinden önce muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt ettiği halde ödememesi ve alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını ihlâl etmesi nedeniyle hafif para cezası öngören kuralın Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılık oluşturduğu ileri sürülmüştür.

Maddede öngörülen ilk durumda, satış talebinden evvel borçlu tarafından borcun ödenme biçimine ilişkin olarak yollamada bulunulan aynı Yasa'nın 111. maddesine göre, icra takibi sırasında, yeterli mal haczedilip satış talebinden önce borcun dörte birinden az olmamak üzere birinci taksidinin peşin olarak ve kalan miktarının da muntazam aralıklarla en çok üç ayda üç taksit halinde borçlu tarafından ödenebilmesi imkanı bulunmaktadır. Bu taahhüt borçlunun tek taraflı olarak yasadan doğan taksitle ödeme hakkını kullanmasıdır.

İkinci durumda ise, alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde borcun ödenmesinin kararlaştırılması, alacaklı ve borçlunun icra memurunun huzurunda takibe konu borcun ödenme şeklinin belirlenmesidir.

İtiraz konusu kuralda, düzenlenen eylem Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasında sözü edilen, doğrudan sözleşmeden doğan yükümlülüğün yerine getirilememesi olmayıp, kamu otoritesince yürütülen cebri icranın etkinliğinin sağlanmasıdır.

Bu nedenlerle, Yasa'da öngörülen yükümlülük sözleşmeden değil yasadan kaynaklandığından kural, Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir.

E- Yasa'nın 352/a Maddesinin İncelenmesi

İtiraz başvurularında, İcra ve İflas Kanunu hükümleri uyarınca verilen hürriyeti bağlayıcı cezanın tecil edilememesi ve para cezası ile tedbire çevrilememesini öngören kuralın, Anayasa'nın 38. maddesine aykırılık oluşturduğu ile sürülmüştür.

Yasa'nın itiraz konusu 352/a maddesinin iptali istemiyle daha önce Anayasa Mahkemesi'ne yapılan başvuru hakkında 4.2.1997 günlü, E: 1996/65, K: 1997/31 sayı ile "istemin reddine" karar verilmiştir. Bu kararın Anayasa'nın 152. maddesinin son fıkrası uyarınca 19.9.1997 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanmasından itibaren 10 yıllık süre geçmemiş ise de, başvuru kararının yasal dayanağını oluşturan Anayasa kuralının değişikliğe uğradığı gözetilerek yasaklanan süre içinde kuralın incelenebileceği sonucuna varılmıştır.

Yasakoyucunun, cezalandırma yetkisini kullanırken Anayasa'nın temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı kalmak koşuluyla, toplumda hangi eylemlerin suç sayılıp sayılmayacağı, suç sayılacaksa hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımıyla karşılanacağı, hangi durum ve davranışların ağırlaştırıcı ya da hafifletici öğe olarak kabul edileceği, hangi cezaların para cezasına çevrilebileceği, tecil edilebileceği ve ön ödemeye ilişkin hükümden yararlanabileceği konularında takdir yetkisi vardır.

647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un üçüncü maddesinde, bir yıl ve daha az süreli hürriyeti bağlayıcı cezaların kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar olduğu; dördüncü maddesinde, kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezalar yerine uygulanabilecek ceza ve tedbirler; altıncı maddesinde, kişinin geçmişteki hali ve suç işleme hususundaki eğilimi göz önüne alınarak ertelenebilecek cezaların nevi ve miktarları belirtilmiştir.

Türk Ceza Kanunu'nun 119. maddesinde, yalnız para cezası yaptırımını gerektiren ya da yukarı haddi üç ayı geçmeyen hürriyeti bağlayıcı cezalar için ön ödeme kabul edilmiştir. Ön ödeme, kendisine suç isnat edilen kimsenin yasada öngörülen para cezasını ödeyerek aleyhine kamu davası açılmasını engeller ve dava açılmış ise bu davanın düşmesini sağlar.

Açıklanan nedenlerle, yasakoyucunun takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde kullanarak itiraz konusu kuralla, hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın tecil edilememesi, hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına ve tedbire çevrilememesini öngörmesinde Anayasa'nın 38. maddesinin sekizinci fıkrasına aykırılık yoktur. İtirazın reddi gerekir.

VII- SONUÇ

9.6.1932 günlü, 2004 sayılı "İcra ve İflas Kanunu"nun:

A- 18.2.1965 günlü, 538 sayılı Yasa ile değiştirilen 331. maddesinin birinci, dördüncü ve altıncı fıkralarının,

B- 337. maddesinin, 6.6.1985 günlü, 3222 sayılı Yasa ile değiştirilen birinci fıkrasının,

C- 3222 sayılı Yasa ile değiştirilen 338. maddesinin birinci fıkrası ile 340. maddesinin,

D- 3222 sayılı Yasa ile eklenen 352/a maddesinin,

Anayasaya aykırı olmadığına ve itirazın REDDİNE, 21.11.2002 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türkiye Cumhuriyeti Anayasası MADDE 38 :Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.
Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.
Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.
Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.
Ceza sorumluluğu şahsîdir.
(Ek: 3.10.2001-4709/15 md.) Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.
(Mülga: 7.5.2004-5170/5 md.)
(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.
İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz. Silahlı Kuvvetlerin iç düzeni bakımından bu hükme kanunla istisnalar getirilebilir.
(Değişik: 7.5.2004-5170/5 md.)Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 14-01-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02524209 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.