Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

İSVİÇRE FEDARAL MAHKEMESİ(ABD.1976/6,s:1139)-Tercüme:TÜRKEŞ,K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Muvakkat haciz söz konusu olması(ihtiyat-i haciz söz konusu olmaması) şartıyla, alacak kesinlik kazanmasa dahi, alacaklı borçlunun bankada ki kiralık kasasının zorla açtırılmasını talep hakkına sahiptir.
Bu(alacağın kesinlik kazanmadığı)esnada, icra dairesinin takip borçlusu kadını kasalara yaklaştırmaması yönünde bankaya ihtarda bulunması yeterli görülemez.Zira borçlunun borçtan kurtulma davası açması gibi bir sebeple, ilave gelecek yargılama ve vekalet ücretleri de dikkate alındığında; ne icra dairesi ne de takip alacalısı, alacağın karşılanacağı konusunda garantiye sahip değildir.
Diğer yandan her ne kadar borçlunun gıyabında haciz yapılması mümkün ise de; birlikte kiralanan bir kasa açılacağı zaman, kiralayanların kendilerine ait olanı ayrı ayrı gösterebilmeleri [(hangi(ne kadar) mal/paranın borçluya ait olduğunun saptanabilmesi] için, orada hazır bulunmaları(kasanın açılış tarihinden haberdar edilmeleri) gerekir.
(Karar Tarihi : 19.01.1976)
1-Davacının iddiası şudur;
Tetkik mercii,icra dairesine kasalar açması için talimat vermeyi reddetmekle İsviçre İİK.91. maddeye aykırı davranmıştır.Çünkü merciinin atıf yaptığı içtihat kararı,ihtiyat-i haciz'e ilişkin olup, muvakkat hacze uygulanması mümkün değildir.
2-a)Fedaral Mahkeme ATF 66 III 32/33 KARARINDA,alacağın varlığı konusunda ihtilaf kalmayınca,alacaklının, borçlu tarafından bankada kiralanan kasanın zorla açtırılmasını isteyebileceğini söylemektedir.Tetkik Mercii bunun karşıt kavramından, alacak kesinlik kazanmadığı için muvakkat haciz aşamasında zor kullanılamayacağı sonucunu çıkarmaktadır.ATF 75 III 108 vd. kararına göre icra dairesi, ihtiyati haczin tatbiki sırasında,banka sırlarını ileri süren üçüncü şahsa cezai müeyyide uygulayabilir.
b)İcra dairesi görüşlerini açıklarken,bankaya takip borçlusu kadını kasalara yaklaştırmaması ihtar edilmekle,alacaklının çıkarlarını yeterince korumuş olduğunu bildirmektedir; bu görüş hatalıdır. Ne icra dairesi ne de takip alacaklısı alacağın karşılanacağı konusunda garantiye sahip olduklarından emin olmazlar.Örneğin borçlu borçtan kurtulma davası açarsa, ki bu davanın sürme ve masraflı olma tehlikesi vardır,alacalı,davayı kazandığı takdirde,dava nedeni ile yapılan masraflar dahil,kendi alacak talebinin karşılanıp,karşılanmadığını bilemelidir.İcra dairesinin ihtarını bankanın dikkate almadığını farzederek,alacaklının haciz sırasında kasalarda mal buşunduğunu,fakat sonradan alındığını ispat etmesi artık imkansız olur.
c)Bu durumda, davacının talebi kabul edilmeli,şikayet konusu karar bozulmalı ve muvakkaten haczedilen iki kasayı, gerekirse zorla açtırması için icra dairesine yazı yazılmalıdır.
18.08.1975 Tarihli mektubunda banka icra dairesine özellikle şunları yazmaktadır: " Birlikte kiralanan kasa açılacağı zaman,birlikte kiralayanların yada vekillerinin,kendilerine ait olanı gösterebiklmeleri için orada hazır bulunmaları gerektiğini düşünüyoruz." Bu görüş doğrudur.Birlikte kiralayanların kasanın açılış tarihinden haberdar edilmeleri uygun olur; bu sayede onlar da orada hazır bulunarak kendi haklarını koruyabilirler.

Bu gerekçelerle Fedaral Mahkleme;
Davacının talebini kabul ile şikayet edilen kararı bozmakta ve Cenevre İcra Dairesi,Y___Bankasında muvakkaten haczedilen,borçlu kadının kiralamış olduğu iki kasayı,gerekirse zorla açmaya davet etmektedir.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 80 :(Değişik madde: 03/07/1940 - 3890/1 md.)

İcra memuru haczi kendi yapabileceği gibi yardımcı veya katiplerinden birine de yaptırabilir.

Borçlu haciz sırasında malın bulunduğu yerde bulunmaz ve hemen bulundurulması mümkün olmazsa haciz, gıyabında yapılır.

Talep vukuunda borçlu kilitli yerleri ve dolapları açmağa vesair eşyayı göstermeğe mecburdur. Bu yerler icabında zorla açtırılır.

(Değişik fıkra: 18/02/1965 - 538/45 md.) Haczi yapan memur, borçlunun üzerinde para, kıymetli evrak, altın veya gümüş veya diğer kıymetli şeyleri sakladığını anlar ve borçlu bunları vermekten kaçınırsa, borçlunun şahsına karşı kuvvet istimal edilebilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 30-09-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02581191 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.