Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY HGK. 19-1610 E.- 1703 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
Taşınmaza aynı gün iki ayrı takip dosyasından ihtiyati haciz konması, bunlardan birinin daha önce kesin hacze dönüşmüş olması halinde; İİK.nun 268. maddesine göre haczi sonra kesinleşen bu hacze kendiliğinden iştirak edebileceğinden, her iki alacaklının aynı dereceye mensup olduklarının kabulüyle, İİK.nun 107. maddesine göre her alacaklı, mensup olduğu derece namına satış talebinde bulunabilir.
Bu durumda, haczi önce kesinleşen dosya alacaklısı mensup olduğu derece namına satış talebinde bulunmuş olduğundan, diğer alacaklının ayrıca satış isteğinde bulunmasına gerek bulunmamaktadır.
(Karar Tarihi : 15.11.2000)
Taraflar arasındaki "sıra cetveline itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İ____ İcra Tetkik Merciince şikayetin kabulüne dair verilen 27/2/1997 gün ve 579-60 sayılı kararın incelenmesi M___ ve B___ vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin 12/3/1998 gün ve 216-1791 sayılı ilamıyle; (...Davacı vekili, borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde müvekkilinin haczinin düştüğü gerekçesiyle paylaştırma harici tutulduğunu, bu işlemin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati haczin uygulanmasından sonra başlatılan ilamsız takibin itiraz nedeniyle kesinleşmediğini, bu durumda satış işleme sürelerinin işlemeyeceğini ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar şikayetin reddini istemişlerdir.

Mercii Hakimliğince, davacının haczinin düşmediği gerekçesiyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş, karar davalılardan M___ vekili ile diğer davalı B___ tarafından temyiz edilmiştir.

İİK.nun 106. maddesine göre alacaklı, haczedilen mal gayrimenkul ise, hacizden nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir. Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmezse haciz kendiliğinden kalkar (İİK.nun mad.110). Anılan hükümlere göre alacaklının haczin düşmesini önlemek için gayrimenkullerde hacizden itibaren iki yıl içinde satış istemesi gerekir. Davacı bankanın 3/11/1993 tarihli talebinin satış talebi olarak kabulü mümkün değildir. Kaldı ki bu talebin yapıldığı tarih itibariyle 13/9/1993 tarihinde yapılan itiraz nedeniyle (itiraz 10/11/1993'de geri alınmıştır) talep tarihinde takip durduğundan satışı istenmesi de mümkün değildir. Mercii Hakimliğince bu yönler gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulünde isabet görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı M____

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, şikayet yoluyla sıra cetveline itiraza ilişkindir.

İİK.nun 140. maddesine göre, borçlunun haczedilen mallarının satış tutarı bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmezse icra dairesi, paranın paylaştırılmasına esas olmak üzere sıra cetveli yapar.

Olayda, borçlu A___K___ aleyhine 1993/2859 sayılı icra takibinde haczedilen taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde şikayetçi alacaklının 1993/2858 sayılı dosyadaki haczi birinci sırada gösterilmiş, ancak 106 ve 110. maddesi gereğince süresinde satış istenmediğinden düştüğü gerekçesiyle paylaştırma dışı bırakılmıştır.

Uyuşmazlık; borçluya ait taşınmazın, 1993/2859 sayılı bir başka icra dosyasında yapılan satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde şikayetçi alacaklının haczinin düştüğü gerekçesiyle paylaştırma harici bırakılmasının doğru olup olmadığı, başka bir anlatımla müştekinin haczinin gerçekten düşüp düşmediği noktasında toplanmaktadır.

İİK.nun 106. maddesine göre kural olarak alacaklının, haczolunan taşınmazın 2 sene içinde satışını istemesi gerekir. Aynı Kanunun 110. maddesinde ise, taşınmazın satışı 2 yıl içinde istenmezse, hacizin kalkacağı hükme bağlanmıştır.

Müşteki vekilinin 1993/2858 sayılı kendi takip dosyasındaki 3/11/1994 tarihli talebi; "Dosyamızdan hacizli bulunan gayrimenkullerin Müdürlüğümüzün 1993/2859 sayılı dosyasından satışının yapılacağı ve satışına esas olmak üzere kıymet takdirinin yaptırıldığını haricen öğrenmiş bulunmaktayız. Zira adı geçen dosyadan bizim dosyamızın haczi olduğu tapu kayıtlarından belli olmasına rağmen tarafımıza ve dosyamıza bu hususta herhangi bir bilgi verilmemiştir. Bu itibarla adı geçen dosyaya teskere yazılarak DOSYAYA BİZİM DE HACZİMİZİN OLDUĞUNUN VE BİZİM DOSYAMIZIN GÖZÖNÜNDE TUTULARAK GEREKLİ BİLGİNİN VERİLMESİNİN İSTENMESİNİ talep ederim" şeklindedir.

Merci Hakimliği bu talebin İİK.nun 106. maddesinde öngörülen "satış istemi" anlamında olduğunu, Yüksek Yargıtay 12.H.D.nin 23/5/1988 tarih 1987/9076, 1988/6982 sayılı içtihadında da bu görüşün benimsendiğini belirterek, şikayetin kabulüne karar vermiş ve aynı gerekçe ile direnmiştir.

Özel Dairece ise bozma kararında açıklandığı üzere bu talebin "satış isteği" olmadığı görüşündedir.

Şu durum karşısında öncelikle olayda İİK.nun 107. maddesine göre müşteki alacaklının satış istemesinin gerekli olup olmadığı yönü çözümlenmelidir.

İİK.nun 107. maddesinde "her alacaklı mensup olduğu derece namına satış talebinde bulunabilir hükmü yer almaktadır." Dolayısıyla aynı dereceye dahil alacaklılardan birinin satış istemesi halinde, haciz, bahis konusu derece için düşmeyip, hüküm ve tesirini icra edeceğinden, müşteki alacaklının ayrıca satış istemesine gerek olmayacaktır.


KARAR : Davalı M___K_____'nun temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ve değişik gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı (710.000) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 15/11/2000 gününde, oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İcra ve İflas Kanunu MADDE 107 :Her alacaklı mensup olduğu derece namına satış talebinde bulunabilir. 100 üncü maddenin son fıkrası mucibince hacizleri evvelki dereceden artacak bedeller için muteber olan alacaklılardan her biri dahi mensup olduğu derece namına satış isteyebilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 21-09-2010

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02887392 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.