Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

1. Hukuk Dairesi 2013/10862 E. , 2013/17356 K. İçtihat

Üyemizin Özeti
6100 sayılı HMK'nin 184/2. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka birgün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.
(Karar Tarihi : 05.12.2013)
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KONYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2013
NUMARASI : 2012/31-2013/141

Yanlar arasında görülen tapu iptal ve Tescil davası sonunda yerel mahkemece davacı A ____G ____ bakımından feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar bakımından ise davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu,açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, Yolsuz Tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve Tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davacı A____ G ____bakımından feragat beyanı nedeniyle davanın reddine, diğer davacılar bakımından ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3820 ada, 20 parsel sayılı taşınmaz tarafların murisi "A ____ G _____" adına kayıtlı iken ölümü üzerine bir kısım mirasçılar tarafından açılan Ortaklığın Giderilmesi davasında tüm mirasçıların davada yer almaları sağlanmaksızın 10.02.2005 tarihinde Ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği ve taşınmazın 23.01.2006 tarihinde cebri satış yoluyla davalı adına Tescil edildiği ihalenin kesinleştiği, bu arada o davada taraf gösterilmeyen mirasçılardan A ____ G_____.'in temyizi üzerine Ortaklığın Giderilmesi kararının Yüksek Yargıtay 6. Hukuk Dairesince;" taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği" gerekçesiyle 10.7.2006 tarihinde bozulduğu, yine usuli eksiklikler nedeniyle bir kez daha bozulduktan sonra bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, 19.3.2009 tarihli karar ile Ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, ancak satış memurluğunca 18.01.2010 tarihli karar ile "tapu malikinin davalı N _____ G _____ olduğu gerekçesiyle satış talebinin reddedildiği, bu defa davacıların satış memurunun işlemini şikayet etmeleri üzerine "ortada satışı yapılması gereken ortaklığa konu taşınmaz bulunmadığı, satış memurluğu işleminin yerinde olduğu" gerekçesi ile şikayetin reddine dair kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davacı dava dilekçesinde; Yolsuz Tescil isteğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, yargılama sonucunda davanın reddine ilişkin karar Dairemizce "..davalı ve bir kısım mirasçılar tarafından açılan Konya 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1083 E. 2005/225 K. sayılı davada A ____ G ____ mirasçılarının tamamının taraf gösterilmediklerinin sabit olduğu, kayıt maliklerinin tamamı davada yer almadıklarına göre elde edilen hükmün bu kişileri bağlamayacağı, davacılar bakımından böylesi bir karara dayalı olarak yapılan cebri satışın ve buna bağlı tescilinin hukuki dayanağının olmadığı, bir başka deyişle ortada Yolsuz Tescil niteliği taşıyan bir temlik bulunduğunun da açık olduğu, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi" gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın feragat eden davacı dışında kalan diğer davacılar bakımından kabulüne karar verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 186. maddesinde " Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir.Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir" düzenlemesine yer verilmiş, madde gerekçesinde ise; hangi yargılama usulü uygulanırsa uygulansın tarafların yargılamada sözlü olarak görüş ve değerlendirmelerini ifade etmeleri özel bir önem tasımaktadır. Yazılı yargılama usulü içerisinde de tarafların hükümden önce son kez mahkeme huzurunda sözlü değerlendirme yapıp açıklamada bulunmaları, doğru bir karar verilmesi bakımından önemli olacağı vurgulanmıştır.(1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 376 ve 377. maddesinde de paralel düzenlemelere yer verilmiştir.)
Öte yandan; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 184/2. maddesinde açıkça; mahkemenin tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini, taraflara tefhim edeceği, yine aynı kanunun 186. maddesi hükmü ile de; mahkemenin tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet edeceği, taraflara çıkartılacak davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkeme de hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususunu bildireceği, mahkemenin sözlü yargılamada tarafların son sözlerini sorarak hükmünü vereceği düzenlenmiş olup, anılan düzenlemelerin emredici nitelikte olduğu açıktır.
Somut olaya gelince, mahkemece söz konusu ilkeler dikkate alınmadan, yargılama sonunda tahkikatın bittiğini tefhim edilmeden ve sözlü yargılama aşamasını uygulayıp taraflara son sözleri sorulmadan sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK'nin 184/2. maddesi hükmü gereğince tahkikatın bittiği tefhim edildikten sonra taraflara sözlü yargılama için duruşmanın başka bir güne bakılmasını isteyip istemediklerinin sorulması, talep halinde başka birgün tayin edilmesi; başka bir duruşma gününü istememeleri halinde sözlü yargılama aşamasına geçilerek aynı Kanunun 186. maddesi gereğince taraflara sözlü yargılama yoluyla beyanda bulunma hakkı verilmesi, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması isabetsizdir.
Davalı vekilinin belirtilen nedenle temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 186 :(1) Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez. (Değişik 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-20.madde)

(2) Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir. Şu kadar ki, 150 nci madde hükmü saklıdır. (Et cümle, 28.07.2020T. 7251 Sy. Kanun-20.madde)



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.M.Mustafa ÖZKUL
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 30-09-2018

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02030206 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.