Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

6102 S.lı Türk Ticaret Kanunu (Yeni) MADDE 822
(1) Aşağıda yazılı hususlar çekin ödeneceği ülke hukukuna göre belirlenir:

a) Çekin mutlaka görüldüğünde mi ödenmesi gerektiği yoksa görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartıyla da düzenlenip düzenlenemeyeceği ve gerçek düzenlenme gününden sonraki bir günün çeke yazılmasının ne gibi sonuçlar doğuracağı.

b) İbraz süresi.

c) Çekin; kabul, teyit, tasdik veya vize edilip edilmeyeceği ve bu kayıtların ne gibi sonuçlar doğuracağı.

d) Hamilin kısmen ödemeyi isteyebilip isteyemeyeceği ve böyle bir ödemeyi kabule zorunlu olup olmadığı.

e) Çekin çizilip çizilemeyeceği veya “hesaba geçirilecektir” kaydını veya buna eşit bir ibareyi içerip içermeyeceği ve bu çizginin ya da bu kaydın yahut ona eşit olan ibarenin ne gibi sonuçlar doğuracağı.

f) Çekin karşılığı üzerinde hamilin özel hakları bulunup bulunmadığı ve bu hakların niteliğinin ne olduğu.

g) Düzenleyenin çekten cayabilip cayamayacağı veya çekin ödenmesine itiraz edebilip edemeyeceği.

h) Çekin kaybedilmesi veya çalınması hâlinde alınacak tedbirler.

i) Cirantalara, düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı başvurma haklarının korunması için bir protesto veya buna eş değer bir belirleme yapmanın gerekli olup olmadığı.

KONVANSİYON İLE ORTAK HÜKÜMLER

Üyemizin Notu: KONVANSİYON MADDE 7
Çekin ödenebildiği ülke hukuku şunları belirleyecektir:

TTK 822-
Aşağıda yazılı hususlar çekin ödeneceği ülke hukukuna göre belirlenir:
“Ödeme yeri hukuku” başlığı altında düzenlenen bu hükümlerin bir kısmı esasa, bir kısmı şekle ilişkindir. Vade, ibraz, çek üzerine çizgi çekilmesi yada beyan yazılması gibi hususlar şekle ilişkin iken; çek üzerine birtakım kayıtların düşülmesi, kısmi ödeme, çekin karşılığı üzerindeki haklar, cayma ve itiraz hakkı, çekin kaybı yada çalınması halleri, protesto hakları gibi hususlar ise esasa ilişkin hususlardır. Hem şekle hem de esasa ilişkin bu hususların tümünün birden ödeme yeri hukukuna tabi kılınmış olması; ticarette var olması gereken dürüstlük ve güven prensiplerinin hayatiyetini sürdürebilmesi, çekin ödeme vasıtası piyasada tedavülünün devamı açısından elzemdir. İlaveten, uygulamada çek ile ilgili sorunların genellikle ödeme noktasında düğümlenmesi, bu gibi hususların ödeme yeri hukukuna bağlanmasındaki mantığı da açıklamaya yetmektedir.



1.) Çekin muhakkak ibraz anında ödenip ödenmeyeceği veya ibrazından sonra belli bir tarihte ödeneceğinin belirlenip belirlenemeyeceği, aynı zamanda çekin düzenlendiği tarihin etkilerinin neler olduğu
a) Çekin mutlaka görüldüğünde mi ödenmesi gerektiği yoksa görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartıyla da düzenlenip düzenlenemeyeceği ve gerçek düzenlenme gününden sonraki bir günün çeke yazılmasının ne gibi sonuçlar doğuracağı.

İbraz unsuru, çekin “ödeme aracı” niteliği ve özellikle bu sebeple kısa süreler öngörülmüş olması sebebiyle önemlidir. TTK’daki hüküm, Konvansiyon hükmüne göre detaylı biçimde düzenlenmiş ve özellikle ileri tarihli çek düzenlenmesi konusunda getirilmiş olan yasağı dolanmak için gerçek düzenlenme gününden farklı bir gün yazılmasının neticelerini keşide yerine bağlamıştır.

2.) İbraz için süre sınırı
b) İbraz süresi.
İbraz sürelerinin kimi ülkelerde belirli kısa sürelerle tayin edilmiş olması, kimi ülkelerde ise “kısa süreler” olarak genel bir süre tayin edilmeden prensip olarak “kısa”lığının belirtilmiş olması çekin bir kredi aracı olmamasının bir neticesi de sayılabilir. Süre ile ilgili bu düzenlemenin ödeme yeri hukukuna tabi kılınmış olması, kanunun amacına uygundur.


3.)Bir çekin kabul edilip edilmeyeceği belgelenip belgelenemeyeceği onaylanıp onaylanmayacaği vize edilip edilmeyeceği ve böyle bir kabul belgeleme onaylama ve vizenin etkilerinin sırasıyla neler olduğu
c) Çekin; kabul, teyit, tasdik veya vize edilip edilmeyeceği ve bu kayıtların ne gibi sonuçlar doğuracağı.

Bu tarz beyanların ödemede bulunulacağına ilişkin bir ifade anlamına gelmesi, ödeme yeri hukukuna bağlı kılınmasının yerinde olduğunu göstermektedir. Konvansiyon ile TTK’nın diğer düzenlemelerde olduğu gibi burada da paralel olduğunu gözlemlemekteyiz.


4.) Hamilin kısmi ödeme talep edip edemeyeceği, bu şekilde bir kabule bağlı olup olmayacağı
d) Hamilin kısmen ödemeyi isteyebilip isteyemeyeceği ve böyle bir ödemeyi kabule zorunlu olup olmadığı.

Anglosakson Hukuku’nun aksine, Cenevre Konvansiyonu’na dahil ülkelerde kabul edilen kısmi ödeme, TTK’daki kanunlar ihtilafı kurallarında da ödeme yerine bağlı kılınarak çekin tahsil olanağını artırılmış, çeke duyulan güveni de artırmıştır.


5.) Çekin çizilip çizilemeyeceği, ‘hesaba aktarılabilir” ifadesini yada buna benzer bir ifadeyi taşıyıp taşıyamayacağı ve bu ifade yada çizginin yada buna benzer bir kaydın ne tür etkileri olacağı
e) Çekin çizilip çizilemeyeceği veya “hesaba geçirilecektir” kaydını veya buna eşit bir ibareyi içerip içermeyeceği ve bu çizginin ya da bu kaydın yahut ona eşit olan ibarenin ne gibi sonuçlar doğuracağı.

Çekin çizilmesi, ödenmesi noktasında doğrudan sonuçlar doğuracağı için ödeme yerine tabi kılınması yerinde bir düzenlemedir ve Konvansiyon metni ile birebir aynıdır.

6.) Hamilin özel haklarının bulunup bulunmadığı ve bu hakların neleri kapsadığı
f) Çekin karşılığı üzerinde hamilin özel hakları bulunup bulunmadığı ve bu hakların niteliğinin ne olduğu.

“Kapsamak” ve “niteliğe dair özellikler” başlığı lafzi olarak farklılık taşısa da özünde aynı anlamı ihtiva ettiği için TTK ile Konvansiyon hükümleri yine aynı düzenlemeyi içermektedir.


7.) Düzenleyenin çeki iptal edip edemeyeceği veya çekin ödenmesini durdurmayı dava edip edemeyeceği
g) Düzenleyenin çekten cayabilip cayamayacağı veya çekin ödenmesine itiraz edebilip edemeyeceği

Çekin iptali yada çeke itiraz çeke itiraz hususu; düzenleyenden ciro edene, avalistten muhatap bankaya kadar herkesi doğrudan ilgilendirdiği için hem Konvansiyon’da hem de TTK’da ödeme yeri hukukuna tabi kılınmıştır.


8 Çekin kaybı ve çalınması halinde alınacak önlemler
h) Çekin kaybedilmesi veya çalınması hâlinde alınacak tedbirler.

Çekin kaybı neticesinde yalnızca çeke dahil olan kişiler değil muhatap banka da bundan etkilenecektir çünkü yetkisiz kişiye ödeme halinde sorumluluğunun devam etmesi gibi bir aleyhte bir durum sözkonusu olabilecektir. Tüm bu sebepler, çekin kaybedilmesi yada çalınması halinde alınack önlemlerin ödeme yeri hukukuna bağlanmasını anlamlı hale getirmektedir.


9 Cirantaların, düzenleyenin ve (çekle ilgili) sorumluluğu bulunan diğer kişilere karşı başvuru hakkını korumak için protesto yada buna benzer herhangi bir bildirmenin gerekli olup olmadığı,
i) Cirantalara, düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı başvurma haklarının korunması için bir protesto veya buna eş değer bir belirleme yapmanın gerekli olup olmadığı.

Çekin ödenmesi noktasında yaşanabilecek aksaklıkların ödeme yeri hukukuna bağlı kılınmış olması, şekli unsurlar sebebiyle ticari güven duygusunun sarsılmaması açısından önem arzeder. Hem Konvansiyon’da hem de TTK’ da bu husus için aynı bağlama noktasının tercih edilmiş olması, şekli zorunluluklarda yaşanabilecek farklılıklar sebebiyle çekin tahsilinde hak kaybına uğranılmasını engellleyecektir.


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Stj.Av.Ekrem KORKMAZ
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 16-01-2016

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03062105 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.