Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 2014/ 2054 Esas 2015/ 481 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Yemin son çare olduğundan, "başka delille davasını ispat edemeyen taraf", yemin deliline dayanmayıp başka delili olduğunu ileri sürmüş olsa dahi yemin teklif edebilir.
(Karar Tarihi : 28.01.2015)
Dava ve Karar: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili talebiyle yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Davacı vekilince Kartal 6. İcra Müdürlüğü'nün 2012/473 sırasında kayden başlatılan icra takibi konusu alacağın dayanağı olarak 22.10.2011 gün ve 14.396,00 TL bedelli fatura gösterilmiştir. Söz konusu fatura içeriğinde ise, E____ M_____ AVM'de tabela ve menü board işlerinin davalı iş sahibi adına yapıldığı açıklamasına yer verilmiştir. Davalı taraf ise cevabında, icra takibine dayanak fatura konusu işlerin davacı tarafından yapılmadığını başka firmalara yaptırılarak bedelinin ödendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Davacı vekili yargılama aşamasında, duruşmanın 08.10.2013 tarihli oturumunda yemin deliline dayandıklarını bildirerek yemin metni sunmaları için süre verilmesi talebinde bulunmuş ise de, aynı oturumda bu talepleri mahkemece yerinde görülmeyerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün gerekçesinde ise delil listesinde ve dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmayan davacının yemin delilini de kullanamayacağı açıklanmıştır.

Gerçekten de 6100 sayılı HMK'nın 119/g bendinde "somutlaştırma yükümlülüğü" kapsamında "iddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği" dava dilekçesinde bulunması zorunlu unsur olarak düzenlenmiş olup, davacı delillerini dava dilekçesinde bildirmek zorundadır.

Ancak, HMK'nın 227/I. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir. Bu hükme göre yemin son çare olduğundan, başka delille davasını ispat edemeyen taraf, yemin deliline dayanmayıp başka delili olduğunu ileri sürmüş olsa dahi yemin teklif edebilir. Bu açıklamalar ışığında davacı tarafın yemin teklifinin değerlendirilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.01.2015 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili 20.06.2012 tarihinde harçlandırdığı dava dilekçesinde; davalının vadesi gelen 14.679,98 TL alacağını ödememesi üzerine aleyhine icra takibi başlattığını, takibe süresi içerisinde itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiş, davalı ise savunmasında, icra takibine konu faturanın davalıya iade edildiğini, faturada belirtilen işlerin başkasına yaptırıldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, ticari ilişkinin varlığının ve işin teslim edildiğinin davacı tarafından kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Türk Medeni Kanunu'nun 6. ve HMK'nın 190. maddeleri gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda da davalı, davacı ile aralarında akdi ilişkinin kurulmadığını iddia etmektedir. O halde, davacı öncelikle akdi ilişkinin varlığını ispat etmelidir. Akdi ilişkinin varlığı ise;

a-Senetle ispat zorunluluğunun bulunduğu hallerde yazılı sözleşmeyle,

b-Yemin ile,

c-Yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunulmuşsa tanık anlatımlarıyla

d-Karşı tarafın muvafakatı halinde yine tanık anlatımlarıyla ispatlanabilir.

Dosya kapsamından, davacının yazılı bir sözleşme ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge sunamadığı anlaşılmıştır. Davacının tanık dinletme talebine ise HMK'nın 200/2. maddesi uyarınca davalı tarafından muvafakat edilmemiştir. Şu halde, davacının akdi ilişkinin varlığını yemin delilinden başka bir delille ispat imkanı kalmamıştır.

Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 119/1-f maddesinde; iddia edilen her bir vakıanın hangi delille ispat edileceğinin dava dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerektiği, yine aynı Kanun'un 227/1. maddesinde ise; uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan eden tarafın dahi yemin teklif edebileceği hükmüne yer verilmiştir. Şu halde, öncelikle davacı tarafından hangi vakıanın hangi delille ispat edileceği dava dilekçesinde belirtilmeli, ispatı gereken hususlar şayet kesin delille ispatı gerekmiyorsa (örneğin; yapılan işin kapsamı, teslim, ayıp ihbarı v.s) öncelikle bu delillere, bu delillerle ispat edilemiyorsa son çare olarak yemin deliline başvurularak ispat edilmelidir. Ancak, ispatı gereken bir husus kesin delille ispatı gerekiyorsa; az yukarda sayılan yöntemlerle ispatı gerekmektedir. Ne var ki; gerek kesin delille ispatı gereken hususlar olsun, gerekse kesin delille ispatı gerekmeyen hususlar olsun, davacının yemin deliline başvurabilmesi için mutlak surette dava dilekçesinde yemin deliline dayanması gerekmektedir. Oysa, davacı gerek dava dilekçesinde gerekse 09.07.2012 günlü delil listesinde yemin deliline başvurmamıştır. Bu nedenle mahkemenin akdi ilişkinin varlığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermesinde bir isabetsizlik yoktur.

Ne var ki; mahkemece akdi ilişkinin varlığının ispat edilememesi nedeniyle, diğer bir anlatımla husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu durum karşısında, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına maktu tarife üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi tarife üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu sebeple, sadece vekalet ücreti yönünden kararın düzeltilerek onanması gerektiği gerekçesiyle sayın çoğunluğun kararın bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum.
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 227 :(1) Uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan taraf dahi yemin teklif edebilir.

(2) Yemin teklif olunan kimse, yemini edaya hazır olduğunu bildirdikten sonra, diğer taraf teklifinden vazgeçerek başka bir delile dayanamaz ve yeni bir delil de gösteremez.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 16-12-2015

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02322197 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.