Üyemizin Notu:
Uluslararası hukuk normları, tüzel kişilerin de adli yardımdan faydalanabilmesini gerektirmektedir. Mal varlığını kaybetmiş, tüm hesaplarına ve mallarına haciz uygulanmış bir şirketin çok yüksek meblağ tutabilecek mahkeme masraflarını ödemesi mümkün değildir. Hak kayıpları yaşanır. Türkiye'nin 5242 sayılı kanunla tarafı olduğu, Avrupa Sözleşmesinde adli yardım talebi yönünden gerçek ya da tüzel kişi ayrımı mevcut değildir. Ayrıca tarafı olduğumuz, Adalete Uluslararası Erişim Hakkında Lahey Sözleşmesine göre, Akit Devletlerden birinde görülen bir davada yabancı gerçek ve tüzel kişiler adli yardımdan yararlanabilir. Bu durumda, Türkiye’de bir yabancı tüzel kişi adli yardımdan yararlanabilirken HMK gereği Türkiye tabiyetindeki tüzel kişi adli yardımdan yararlanamamaktadır. Anayasa'nın 90. Maddesinde Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır denmektedir. Bu durumda yerel kanunlarla çeliştiği için uluslararası andlaşma hükümlerine uyulması zorunludur. HMK 334. Maddesi,tüzel kişinin adli yardımdan yararlandırılması hususunda, Avrupa Sözleşmesiyle çeliştiğinden, uluslararası andlaşma uygulanmalıdır.
Uluslararası andlaşmalar ve evrensel hukuk göz önünde bulundurulduğunda haksız işlemler sonucu gayri faal duruma düşmüş bir sermaye şirketinin adli yardımdan faydalanabilmesi gerekir. Bu çelişkinin HMK 334. Maddesi, 2. fıkrasının başına eklenecek "Tüzel kişiler ile ..." ibaresi ile giderilmesi mümkündür.
|