Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas: 2012/1-770, Karar: 2013/285 İçtihat

Üyemizin Özeti
Asıl davada davacılar, müştereken maliki oldukları taşınmazın üzerindeki binanın, taşınmazın paydaşlarından biri tarafından, muvafakatleri bulunmadığı halde davalı şirkete kiraya verildiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesini istemiştir. Çekişmeye konu yapı, paydaşlardan biri tarafından davalı ile akdedilen kira sözleşmesi ile kiraya verilmiştir ve diğer paydaşlar sözleşmede yer almamaktadır, bu dava ile de kiralamaya karşı koymuşlardır. Dava konusu taşınmaz TMK'nun 691/1.maddesindeki pay ve paydaş çoğunluğu olmadan kiraya verilmiş bulunduğundan davalı şirketin taşınmazı kullanması haklı ve geçerli bir nedene dayanmamaktadır. Bu bakımdan asıl davanın konusu olan el atmanın önlenmesi davasının tamamen kabulüne karar verilmesi gerekir.

Birleşen davada davacı paydaş, müştereken maliki oldukları taşınmazda bulunan diğer yapıdaki dükkanın davalı tarafından kullanıldığını, el atmanın önlenmesine ilişkin açtığı davanın kabul edilip kesinleştiğini ileri sürerek haksız işgal nedeniyle ecrimisil istemiştir. Bu dava Yargıtay 1 HD tarafından; birleşen davanın davacısı paydaşın, davalının kullanımına muvafakat etmediği yönündeki iradesini 06.04.2004 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile ortaya koyduğu, ecrimisil başlangıç tarihinin anılan ihtar tarihi olacağı ve davacı paydaşın payı gözetilerek ecrimisil hesaplanması gerekeceği, gerekçesiyle bozulmuş, yerel mahkeme de bozmaya uymuştur. Bu sebeple bu kısma ilişkin temyiz incelemesi HGK tarafından değil 1. HD tarafından yapılmalıdır.
(Karar Tarihi : 27.02.2013)
"Taraflar arasındaki "el atmanın önlenmesi ve ecrimisil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Denizli Asliye 1. Hukuk Mahkemesi'nin davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.05.2009 gün ve 242-178 sayılı kararının incelenmesi asıl dava davacıları N____ vs ile birleşen dava davalısı M____ şirketi vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 05.07.2010 gün ve 2010/6581 E. - 2010/7931 K. sayılı ilamı ile;

(... Asıl ve birleşen davalar çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.

Mahkemece, asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacılar ve birleşen davanın davacısı K____'in dava konusu 3 parsel sayılı taşınmazda paydaş oldukları, birleşen davanın davalısı M____ A.Ş.'nin çekişmeli taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı hususunun daha önce görülüp kesinleşen Denizli 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/405 Esas- 2009/76 Karar sayılı ilamı ile sabit olduğu, 3 parsel sayılı taşınmaz paydaşlarından bir kısmının D____ Ltd. Şirketi aleyhine elatmanın önlenmesi istekli eldeki davayı açtıkları, birleşen dava ile de; daha önce dava konusu 3 parsel sayılı taşınmazdan elatmasının önlenmesine karar verilen M____ A.Ş. aleyhine ecrimisil isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanununun 693. maddesi uyarınca paydaşlardan her biri diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Ayrıca bölünmeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir.

Öte yandan bir taşınmazın herhangi bir nedenle paydaş olmayan kişilerin tasarrufuna bırakılması tüm paydaşların oybirliğini gerektiren idari tasarruflardandır. Nitekim Türk Medeni Kanununun 692. maddesi "...paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça bütün paydaşların kabulüne bağlıdır" hükmünü içermektedir.

Davalı D____ Limited Şirketi, çekişmeli yeri taşınmazın paydaşı K____'den kiraladığı savunmasını getirmişse de, yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde kiracılık savunmasına değer verme olanağı bulunmadığı açıktır.

Bu durumda çekişmeli taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli bir nedene dayandığını söyleyebilme olanağı da yoktur.

Diğer taraftan , birleşen dava ile K____ tarafından M____ A.Ş. aleyhine açılan ecrimisil davasının, davalının haksız işgalci olduğu görülüp, kesinleşen dava ile belirlendiğine göre, haksız işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisile karar verilmesi kural olarak doğrudur.

Ancak, birleşen davanın davacısı K____, davalı şirketin kullanımına muvafakat etmediği yönündeki iradesini 06.04. 2004 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile ortaya koymuş olup, ecrimisil başlangıç tarihinin anılan tarih olacağı ve 3 parsel sayılı taşınmazdaki K____'in payı gözetilerek hesaplanması gerekeceğinde de kuşku yoktur.

Ne var ki, ecrimisil hesabında yukarda açıklanan hususların dikkate alınmadığı hatta 3 parsel sayılı taşınmazdaki davacı K____'in imar öncesi payına göre ve 01.07.2003 tarihinden itibaren hesaplama yapılmış olmasının hukuki bir dayanağı olduğu da söylenemez.

Hal böyle olunca; 21.06.1944 tarih ve 13/24 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gözetilerek davalı D____ Limited Şirketi aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davasının (davacıların payı oranında değil) mutlak olarak kabulüne, birleşen, K____ tarafından M____ A.Ş. aleyhine açılan ecrimisil davasının da, yukarıda belirlenen olgular gözetilmek suretiyle hesaplanacak ecrimisilin hüküm altına alınması suretiyle karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Davacılar ve birleşen davanın davalısının temyiz itirazları yerindedir...),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle HUMK 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Asıl dava çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi; birleşen dava ise ecrimisil isteğine ilişkindir.

Asıl davada davacılar vekili, maliki oldukları 1796 ada 3 parsel sayılı taşınmazın üzerinde iki adet yapı bulunduğunu, 36/A kapı numaralı binanın, taşınmazın paydaşlarından olan K____ Ö____ tarafından muvafakatleri bulunmadığı halde davalı şirkete kiraya verildiğini, paylı taşınmazda bu çeşit önemli yönetim işlerinde pay ve paydaş çoğunluğu ile karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesini istemiştir.

Birleşen davada ise, davacı K____ tarafından 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan diğer yapıdaki zemin katta bulunan dükkanın davalı şirket tarafından kullanıldığını, el atmanın önlenmesine ilişkin açtığı davanın kabul edilip kesinleştiğini ileri sürerek haksız işgal nedeniyle ecrimisil istemiştir.

Asıl dava davacıları N____ vs ve birleşen dava davalısı M____ şirketi vekili tarafından temyizi üzerine hüküm, Özel Dairece yukarıya metni aynen alınan gerekçe ile bozulmuştur. Mahkemece, asıl davaya konu el atmanın önlenmesi istemi yönünden verilen ret kararında direnilmiş; birleşen ecrimisil davası yönünden bozma ilamına uyulmuştur.

I- Birleşen dava davalısı M____ şirketi vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz istemi yönünden; mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan hesaplama ile hüküm kurulmuş olduğundan, kurulan bu yeni hükmün Özel Dairesi tarafından incelenmesi gerekir.

II- Asıl dava davacıları N____ vs vekilinin temyiz istemine gelince: Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, asıl davaya konu çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteminin kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 1796 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davacılar ve birleşen davanın davacısı K____ adına, 02.05.1988 tarihinde imar uygulaması sonucu paylı mülkiyetle kayıtlı olduğu, anılan parselin 97 ada 290 parsel sayılı K____ adına kayıtlı arsa ile asıl dava davacıları ve birleşen dava davacısı K____ adına kayıtlı 97 ada 275 parsel sayılı avlulu 3 katlı kargir ev vasıflı taşınmazın şüyulandırılması sonucu oluştuğu anlaşılmaktadır.

El atmanın önlenmesi davasına konu yapının imar uygulamasından sonra 2002 yılında yapıldığı sabittir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 691/1. maddesindeki; "İşletme usulünün veya tarım türünün değiştirilmesi, adi kiraya veya ürün kirasına ilişkin sözleşmelerin yapılması veya feshi, toprağın ıslahı gibi önemli yönetim işleri için pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesi gerekir...." hükmü ile paylı mülkiyette taşınmazın kiraya ne şekilde verileceği hususu düzenlenmiştir. Buna göre paylı mülkiyette taşınmaz pay ve paydaş çoğunluğu kararıyla kiraya verilebilir.

Somut olayda, dava konusu 3 parsel sayılı taşınmazda, asıl dava ve birleşen dava davacıları olan N____'in 3500/22200, A____'ın 2625/22200, M_____'in 2625/22200, K____'in ise 5250/22200 ve 8200/22200 paylarının olduğu, taşınmazda bulunan çekişmeye konu yapının davalı D____ şirketine 01.04.2006 başlangıçlı kira sözleşmesi ile paydaşlardan K____ tarafından kiraya verildiği, diğer paydaşların sözleşmede yer almadığı ve bu dava ile kiralamaya karşı koydukları anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz TMK'nun 691/1.maddesindeki pay ve paydaş çoğunluğu olmadan kiraya verilmiş bulunduğundan davalı D____ şirketinin taşınmazı kullanması haklı ve geçerli bir nedene dayanmamaktadır. Bu bakımdan asıl davanın konusu olan el atmanın önlenmesi davasının tamamen kabulüne karar verilmesi gerekir.

Açıklanan bu değişik gerekçe ile Yerel Mahkeme direnme kararı usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekir.

KARAR : 1-Yukarıda I nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen dava davalısı M____ şirketi vekilinin birleşen davanın konusu olan ecrimisile yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1. Hukuk Dairesine Gönderilmesine,

2- Asıl dava davacıları N____ ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile asıl dava konusu el atmanın önlenmesi istemi yönünden ise, direnme kararının yukarıda (II) nolu bentte açıklanan değişik gerekçelerle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin atfı dikkate alınarak HUMK'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun'un 440.maddesi uyarınca hükmün tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 691 :İşletme usulünün veya tarım türünün değiştirilmesi, adî kiraya veya ürün kirasına ilişkin sözleşmelerin yapılması veya feshi, toprağın ıslahı gibi önemli yönetim işleri için pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesi gerekir.

Olağan yönetim sınırlarını aşan ve paylı malın değerinin veya yarar sağlamaya elverişliliğinin korunması için gerekli bakım, onarım ve yapı işlerinde de aynı çoğunluk aranır.

Pay ve paydaşların eşitliği hâlinde hâkim, paydaşlardan birinin istemi üzerine bütün paydaşların menfaatini gözeterek hakkaniyete uygun bir karar verir; gerekli gördüğü işlerin yapılması için paydaşlar arasından veya dışarıdan bir kayyım atayabilir.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 08-04-2014

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02331591 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.