Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, Esas: 2012/2148, Karar: 2013/1254 İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı iş bedelinin tahsili konuludur. Davalı, müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek akdî ilişkiyi inkâr etmiştir.

Talep olunan miktar ve akdî ilişkinin inkâr edilmiş olması hususu dikkate alındığında; sözleşmenin varlığını iddia eden davacı şirketin, arada eser sözleşmesi ilişkisi olduğunu yazılı belge ile kanıtlaması zorunludur.
(Karar Tarihi : 25.02.2013)
"Mahalli mahkemece verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinin davalı iş sahibi vekilinin itirazı üzerine durması nedeniyle itirazın iptali, icra takibinin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemleri ile açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı iş sahibi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı vekili yargılama sırasındaki beyanlarında ve verdiği dilekçelerinde müvekkilin inşaatın yapılması konusunda dava dışı N____ ile anlaştığını, davacı şirketle herhangi bir anlaşma yapmadıklarını, davacı şirkete PVC pencere yapım işinin dava dışı yüklenici N____ tarafından verildiğini, müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını belirterek akdî ilişkiyi inkâr etmiştir.

İcra takibine konu teşkil eden miktar dikkate alındığında, dava tarihinde yürürlükte bulunan HUMK'nın 288. maddesi, temyiz incelemesinin yapıldığı sırada yürürlükte bulunan HMK'nın 200. maddesi dikkate alındığında akdî ilişkinin inkârı halinde varlığının iddia eden davacı şirket tarafından yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur. Somut olayda taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Delil başlangıcı niteliğinde bir belge de bulunmadığına göre davalının açık muvafakati dışında akdî ilişkinin varlığının tanık beyanlarıyla kanıtlanması mümkün değildir. Yargılama sırasında beyanı alınan N____, PVC pencere yapımı işini davacı şirkete kendisinin verdiğini, iş bedeli olarak davacı şirkete senetler verdiğini, davacı şirketin kendisi hakkında takip yapmadığını, senetlerin de halen davacı şirket elinde olduğunu bildirmiştir.

Davacı şirket vekilinin davalı ile PVC pencere yapılması işi konusunda sözlü olarak anlaştıklarını iddia etmesi, bu iddianın davalı tarafından kabul edilmemesi, iddiayı kanıtlayacak yazılı bir belgenin olmaması dikkate alınmaksızın, akdî ilişki kanıtlanmış gibi davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak davacı vekili dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmış olduğundan, akdî ilişkinin kanıtlanması yönünde davacı şirket vekiline davalıya yemin teklif etme hakkının bulunduğunun hatırlatılması ve sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken bu konuda işlem yapılmadan hüküm oluşturulması da hatalı olmuştur.

Yapılacak iş; davacı vekiline yazılı belge ile akdî ilişkiyi kanıtlayamaması dikkate alınarak, davalıya akdî ilişkinin kurulduğu konusunda yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılmasından, sonucuna göre değerlendirme yapılıp akdî ilişki kanıtlandığı takdirde şimdiki gibi davanın kısmen kabul edilmesinden, akdî ilişki kanıtlanamaması halinde davanın reddedilmesinden ibarettir.

Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına duruşma vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 25.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Hukuk Muhakemeleri Kanunu MADDE 200 :(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.

(2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 25-08-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01543808 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.