Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 8.HD. 1977/ 2650 ESAS-1977/ 4044 KARAR İçtihat

Üyemizin Özeti
A____'ya ait taşınmaz üzerinde yapılan eser sözleşmesi gereği, yüklenici N____tapusuz daireler inşa etmiş,
A___kendisine mal edilen bu daireyi daha sonra davalı N____ye ölünceye kadar dairede oturabilme veya dilerse kiraya verebilme şartıyla satmış ve bedelini almıştır.Davacı mirasçı, murisi A____ ile davalı arasında gerçekte böyle bir anlaşma olmadığını ileri sürerek miras hükümlerine dayanmıştır. Mahkemece davacının murisi A___ ile davalı arasında eser sözleşmesinden sonra bir anlaşma yapılmış olduğu, fakat miras mukavelesi şeklinde yapılmadığından geçerli bulunmadığı, ayrıca teslim gerçekleşmediğinden mülkiyetin davalıya intikal etmediği gerekçesiyle dava kabul edilmiştir.

Öncelikle çekişme konusu anlaşmadaki imzanın davacının murisi A____ ya ait olup olmadığının saptanması gerekir.
Şayet anlaşmaya konu imza muris A____ ya ait ise, anlaşma sadece şartlı satış anlaşması olup,ölünceye kadar bakma sözleşmesinin şekil şartlarına tabi olmadığından geçerli olduğu kabul edilmelidir.

Öte yandan MK.892.(TMK.979) maddesine göre, devreden özel bir hukuki ilişkiye dayanarak zilyed olmakta devam ederse zilyedlik teslim olmaksızın kazanılabilir. Doktrinde zilyedliğin bu türlü devrine HÜKMEN TESLİM teslim denilmektedir.

Açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme isteği doğrultusunda onama kararının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
(Karar Tarihi : 25.04.1977)
Dava konusu taşınmaz tapusuzdur. Davacının murisi (A) ile davalı N____ arasında yapılan 15/05/1969 tarihli anlaşmaya dayanarak davalı N____ adı geçen A____ ya ait arsa üzerine bir bina yapmış, arsaya mukabil bu binanın dairelerinden birinin intifa hakkını ön cephede bulunan diğer birinin de mülkiyetini ve ayrıca 10.000 lira para vermeği taahhüt etmiş, iki taraf bu suretle anlaşmaya varmış ve bu esaslara dayalı bir akit yapmışlardır. Davalı bu akitle kendisine yükletilen borcu ifa etmiş, binayı yapmış, A____ ya vermeği taahhüt ettiği daireyi devir ve teslim etmiştir. Buraya kadar izah edilen anlaşma ve eylemler hususunda uyuşmazlık yoktur. Bir sene sonra aynı kişiler arasında 18/05/1970 tarihinde yeni bir anlaşma yapılmıştır. Bu ikinci anlaşma ile (A) sözü geçen ve kendisine mal edilen daireyi 20.000 lira karşılığında davalı N____ ye şartlı olarak satmış, bedelini almıştır. Kabul edilen şarta göre A____ ölünceye kadar dairede oturabilecek veya dilerse kiraya verebilecektir. Yani dairenin intifa hakkına sahiptir. Taraflar bu koşula uymuş, nihayet A____ ölmüş, davalı da daireye tesahup etmiştir.

Davacı davasında ikinci anlaşmanın mevcut olmadığı ve A____' nın malının miras yoluyla kendisine kaldığı esaslarına dayanmaktadır. Mahkemece 18/05/1970 tarihli anlaşmanın davacının murisi A____ ile davalı arasında yapılmış olduğu fakat Miras mukavelesi şeklinde yapılmadığından geçerli bulunmadığı ve teslim vaki olmadığından mülkiyetin davalıya intikal etmediği kabul olunmaktadır. Ancak davacının inkar ettiği 18/05/1970 günlü satış anlaşmasını yapan satıcının gerçekten A____ olduğunun delili kararda gösterilmemiştir. Anlaşmadaki A____ imzasının davacının murisi (A) ya ait olduğu davalı tarafından savunulduğuna, ve davacı bu anlaşmanın tümünü inkar ettiğine göre bu husus üzerinde durulmak, gerekirse noterlikçe düzenlenen 15 Mayıs 1968 gün ve 9929 sayılı sözleşmedeki imzadan medarı tatbik olarak yararlanılarak uygulama yapılmak ve bu suretle 18/05/1970 günlü anlaşmadaki A____ imzasının davacının murisi A____' ya ait olup olmadığı saptanmak gerekir. Bahsi geçen imzanın muris A____' ya ait olduğu anlaşılırsa sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü zorunludur. Çünkü anlaşma sadece şartlı satış anlaşması olup "kaydı hayat ile bakmak mukavelesi" niteliğinde bulunmadığından onun tabi olduğu şekil şartının aranmasına lüzum olmadığı gibi taşınmaz tapusuz olduğundan geçerlik için başka bir şekle de ihtiyat yoktur. Zilyedliğin devri ve bunun sonucu olarak mülkiyetin intikali için teslim şartı da mutlak değildir. Medeni Kanunun 892. maddesine göre "temlik eden hususi bir sebebe binaen zilyed olmakta devam ederse zilyedlik teslim olmaksızın iktisap olunabilir". Bu olayda A____' nın ölünceye kadar dairede oturması taraflarca kabul edilmiş bulunmasına nazaran zilyedliğin teslimsiz intikali Medeni Kanunun 892. maddesinin gereğidir. Öğretide zilyedliğin bu türlü devrine hükmen teslim denilmektedir. Bu nedenlerle davalının karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden kabulü ile dairemizden zuhula müsteniden verildiği anlaşılan 26/11/1976 tarih ve 1976/1960 esas, 1976/9324 karar sayılı onama kararının kaldırılmasına ve İstanbul Asliye Onikinci Hukuk Mahkemesinden verilen 12/12/1975 gün ve 1974/105 esas, 1975/609 sayılı hükmün bozulmasına 25/04/1977 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapusuz taşınmaz üzerine davalı tarafından inşa olunan ve sözleşme gereğince davacının murisine verilmesi gereken daireye ilişkindir. Davalının savunmasına dayanak yaptığı, muhtevasında uyuşmazlık yaratılmayan 18/05/1970 günlü belge ölünceye kadar görüp gözetme sözleşmesi şeklinde mütalaa edilemeyeceği gibi satış vaadi sözleşmesi olarak da kabul olunamaz. Anılan belge taşınır mal satışına taalluk etmektedir. Bu tür satışlara kayıtsız ve şartsız olması halinde geçerlik izafe edilebilir. Sözleşme bazı şartları ihtiva eylediğine göre buna değer verilmemesi gerekir. Bu itibarla çoğunluk görüşüne karşı ve karar düzeltme isteğinin reddi oyundayız.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 979 :Bir üçüncü kişi veya zilyetliği devreden, özel bir hukuki ilişkiye dayanarak zilyet olmakta devam ederse zilyetlik, teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur.

Zilyetliğin bu yolla devri, zilyet olmakta devam eden üçüncü kişiye karşı, ancak durumun devreden tarafından kendisine bildirildiği andan başlayarak hüküm doğurur.

Üçüncü kişi, zilyetliği devredene karşı ileri sürebileceği sebeplerle şeyi edinene vermekten kaçınabilir.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 29-08-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02566910 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.