Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

YARGITAY 1.HD. 2010/2022 ESAS-2010/3530 KARAR İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava paylı mülkiyet konusu bağımsız bölümü sonradan satın alan paydaşın,dava dışı diğer paydaştan taşınmazı kiralayan kişiye yönelttiği, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Davalı, taşınmazın dava dışı paydaştan kiraladığı yarısını kullandığını, davacının payını kullanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalı tarafça taşınmazın güney kısmının kullanıldığı, diğer kısmın boş olduğu, bu kısmın kullanımının engellendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

ibraz edilen kira sözleşmesinin düzenlenme tarihi ile davacının pay satın aldığı tarih gözetildiğinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonraki döneme ilişkin olduğu, bu durumda aynı Yasa'nın 695. maddesinin 1. fıkrasında, ["Yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda paydaşların yaptıkları düzenleme ve aldıkları kararlar ile mahkemece verilen kararlar, sonradan paydaş olan veya pay üzerinde ayni hak kazanan kimseleri de bağlar."] hükmü yer almakla birlikte, aynı maddenin 2.fıkrasında ["Taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin kararların sonradan paydaş olan veya pay üzerinde ayni hak kazananları bağlaması için, bunların tapu kütüğüne şerh edilmesi gerekir"] hükmü öngörülmüştür.

Eldeki davada, tapu kütüğünde bu yönde bir şerh bulunmadığı açıktır. O halde, paylaşmanın varlığı kabul edilse bile, davacıyı bağlayacağı söylenemez.

Hal böyle olunca, davanın kabulü ile belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
(Karar Tarihi : 29.03.2010)
Taraflar arasında görülen davada;

Davacı, 1028 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümdeki davalıya ait payı satın aldığını, ancak davalının taşınmaza müdahalesini sürdürdüğünü ileri sürerek elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.

Davalı, taşınmazın dava dışı paydaştan kiraladığı yarısını kullandığını, davacının payını kullanmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davalı tarafça taşınmazın güney kısmının kullanıldığı, diğer kısmın boş olduğu, bu kısmın kullanımının engellendiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakiminin raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, paylı mülkiyet konusu bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, taşınmazın öncesinde davalı ve dava dışı M____ arasında paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğunu, davalının payını davacıya 10.02.2005 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, 28.12.2005 tebliğ tarihli ihtarnameden sonra eldeki davanın açıldığı, çekişmeli bağımsız bölümün kat irtifaklı olarak tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.

Davacı, davalının tasarrufunun haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise dava dışı paydaşın kiracısı olduğunu savunmuştur.

Bilindiği üzere, paylı mülkiyet konusu taşınmazların kiraya verilmesi Türk Medeni Kanununun 691. maddesi uyarınca pay ve paydaş çoğunluğuna bağlıdır. İki paydaşlı taşınmazlarda, bir paydaşın taşınmazı üçüncü kişiye kiraya vermesi durumunda, hiçbir zaman paydaş çoğunluğu sağlanamayacağından, oybirliğinin gerekli olacağı kuşkusuzdur. Kaldı ki, yapılan sözleşmeye Borçlar Kanunu'nun 38. maddesi gereğince icazet de verilmiş değildir.

Öte yandan, ibraz edilen kira sözleşmesinin düzenlenme tarihi ile davacının pay satın aldığı tarih gözetildiğinde, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonraki döneme ilişkin olduğu, bu durumda aynı Yasa'nın 695. maddesinin 1. fıkrasında, ["Yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda paydaşların yaptıkları düzenleme ve aldıkları kararlar ile mahkemece verilen kararlar, sonradan paydaş olan veya pay üzerinde ayni hak kazanan kimseleri de bağlar."] hükmü yer almakla birlikte, aynı maddenin 2.fıkrasında ["Taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin kararların sonradan paydaş olan veya pay üzerinde ayni hak kazananları bağlaması için, bunların tapu kütüğüne şerh edilmesi gerekir"] hükmü öngörülmüştür.

Eldeki davada, tapu kütüğünde bu yönde bir şerh bulunmadığı açıktır. O halde, paylaşmanın varlığı kabul edilse bile, davacıyı bağlayacağı söylenemez.

Hal böyle olunca, davanın kabulü ile belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.

Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 695 :Yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda paydaşların yaptıkları düzenleme ve aldıkları kararlar ile mahkemece verilen kararlar, sonradan paydaş olan veya pay üzerinde aynî hak kazanan kimseleri de bağlar.

Taşınmazlarda yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin kararların sonradan paydaş olan veya pay üzerinde aynî hak kazananları bağlaması için, bunların tapu kütüğüne şerh edilmesi gerekir.

Gerekçesi için Bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Mehmet KARAUSTA
Hukukçu
Şerh Son Güncelleme: 25-06-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03694391 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.