Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, Esas: 2007/11321, Karar: 2008/6533 İçtihat

Üyemizin Özeti
Davacı, tapuda kayıtlı taşınmazı, üzerindeki ipotekle yükümlü olarak; tapudaki ipotek kaydını ve bu ipotek sebebiyle takibe girişildiğine ilişkin şerhi görerek ve bilerek satın alarak satıcının halefi durumuna geçmiştir. Bu sebeple bilerek yaptığı işlemin sonuçlarına katlanmak zorundadır.
(Karar Tarihi : 12.06.2008)
"Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı vekili, taraflar arasında 1997 yılında akdedilen Gayrimenkul Satış Vaadi ve İnşaat Sözleşmesi uyarınca davalıya 111.082 USD ödendiğini, davalının tapuya tescil işlemi sırasında taşınmaz kaydında bulunan takyidatın kaldıracağını belirtmesiyle üzerinde ipotek kaydı olduğu halde davacı adına tescil edildiğini, ancak sonrasında ipoteğin davalı yanca fekkedilmediğini ve davalının ipotek alacaklısı tarafından icra yoluyla satıldığını, davalıya yapılan ödemenin iadesi ihtarından sonuç alınamadığını, ödeme tutarında davalının sebepsiz zenginleştiğini bildirerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.500.00 YTL.nin ihtar tarihinden işleyecek ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.05.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile davalıya ödenen 149.049.00 (111.082 USD. karşılığı) YTL.nin 04.05.2005 tarihinden işleyecek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, davacının müvekkiline ödediği 111.082 USD. karşılığı taşınmaz kaydının tapuda devrinin sağlandığını, bu esnada tapu kaydında ipotek olduğu bilinerek taşınmazın davacı tarafından satın alındığını, davacının zarara uğradığını ispat etse dahi taşınmazın ipotekli olduğu bilinerek satın alındığından meydana gelen zararın oluşmasında davacının da kusuru olması nedeniyle BK.nun 44. maddesi gereği zararın tenkisi gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuş, ıslah talebini ise kabul etmediklerini, sebepsiz zenginleşme koşullarının varlığı halinde dahi alacak bir yıllık zamanaşımı süresinde talep olunmadığından, bu alacağa bağlı olarak ıslah talebinde de bulunulamayacağını ileri sürmüştür.

Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin alım satım akdi olup, bu alım satımda ödenen bedelin iadesi isteminin BK.nun 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tâbi olması nedeniyle davalının zamanaşımı def'inin reddine, iddia, savunma, sözleşme, tapu kayıtları, toplanan delilere göre, davalının davacıya sattığı taşınmazın davalının borcu nedeniyle satıldığı, davacının tazminat isteminde bulunamayacağı, ancak satış bedelinin sebepsiz zenginleşme nedeniyle davacıya iadesi gerektiği, bu tutarın ise 111.082 USD. olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 146.595.00 YTL.nin 04.05.2005 tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı, tapuda kayıtlı bir taşınmazı, tapudaki ipotek kaydını ve bu ipotek sebebiyle takibe girişildiğine ilişkin şerhi görerek ve bilerek satın almış ve satıcının halefi durumuna geçmiştir. Başka bir anlatımla taşınmaz, üzerindeki ipotekle yükümlü olarak satın alınmıştır. Bu durumda davacı, satın aldığı taşınmaz üzerindeki ipoteğin temin ettiği borçtan dolayı sorumlu olup, bilerek yaptığı işlemin sonuçlarına katlanmak zorundadır. Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 12.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Medeni Kanunu MADDE 888 :İpotekli taşınmazın devri, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, borçlunun sorumluluğunda ve güvencede bir değişiklik meydana getirmez.

Yeni malik borcu yüklendiği takdirde alacaklı, kendisine başvurma hakkını saklı tuttuğunu bir yıl içinde yazılı olarak önceki borçluya bildirmezse, borçlu borcundan kurtulur.

Gerekçesi için bkz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 23-06-2013

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01565909 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.