Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 2010/ 3146 Esas 2010/ 3577 Karar İçtihat

Üyemizin Özeti
Somut olayda davacı iş sahibi "gizli ayıbın" (Su kaybından doğan zararın hatalı montaj ve bakım işinden kaynaklandığı, drenaj boruları dışarıdan bakılınca akış görülemeyecek şekilde monte edildiğinden su kaçağının verdiği zararın görülmediği ifade edilmiştir. İzah edilen şekliyle eserde gizli bir ayıbın bulunduğu anlaşılmaktadır.) varlığını 31.07.2007 günlü tespit "bilirkişi raporunun kendisine tebliğ edildiği" "14.08.2007 tarihinde öğrenmiş" ise de aynı rapor davacının istemi doğrultusunda yatırdığı masraf kullanılarak davalı yükleniciye de tebliğe gönderilmiştir. Tespit raporunun tebliğe gönderilmesi ayıp ihbarı iradesinin varlığını gösterir.
(Karar Tarihi : 22b06.2010)
Dava ve Karar: Hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyadaki kâğıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup davacı iş sahibi, davalı yüklenicinin üstlendiği edimini ayıplı olarak ifa ettiğinden bahisle uğradığı zararın tazminini talep etmiş; davalı yüklenici davaya yanıt vermemiş, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı iş sahibi vekili, davalı yüklenici şirket tarafından davacıya hitaben düzenlenen 09.05.2006 tarih ve 37771 numaralı kapalı faturadan anlaşılacağı üzere müvekkiline ait tesise arıtma cihazı montaj ve bakımını yaptırdığını, ancak davalının hatalı montaj ve bakımı nedeniyle tesiste oluşan aşırı su sarfiyatı nedeniyle zarara uğradığı beyanla tazminat isteminde bulunmuştur.

Davacı vekili, fatura tarihi ile paralel olarak işin kendilerine 09.05.2006 tarihinde teslim edildiğini belirterek bu tarihten sonra su faturalarının önceki dönemlere kıyasla aşırı miktarda artması karşısında, bu artışın sebebinin belirlenmesi amacıyla mahallinde mahkeme marifetiyle tespit yaptırdıklarını bildirmiştir. Gerçekten de Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2007/25 Değişik İş sayılı dosyasında mahallinde yapılan keşif sonucu makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle, su kaybından doğan zararın hatalı montaj ve bakım işinden kaynaklandığı, drenaj boruları dışarıdan bakılınca akış görülemeyecek şekilde monte edildiğinden su kaçağının verdiği zararın görülmediği ifade edilmiştir. İzah edilen şekliyle eserde gizli bir ayıbın bulunduğu anlaşılmaktadır.

BK'nın 362/III. maddesi uyarınca, eserde var olduğu sonradan anlaşılan gizli ayıbın öğrenilir öğrenilmez yükleniciye ihbarı gerekir. Aksi takdirde iş sahibi eseri kabul etmiş sayılır. Gizli ayıbın bu şekilde derhal ihbar edilmesi halinde iş sahibinin zamanaşımı süresi boyunca BK'nın 360. maddesinden kaynaklanan haklarını dava yoluyla ileri sürmesi mümkündür.

Somut olayda davacı iş sahibi gizli ayıbın varlığını 31.07.2007 günlü tespit bilirkişi raporunun kendisine tebliğ edildiği 14.08.2007 tarihinde öğrenmiş ise de aynı rapor davacının istemi doğrultusunda yatırdığı masraf kullanılarak davalı yükleniciye de tebliğe gönderilmiştir. Tespit raporunun tebliğe gönderilmesi ayıp ihbarı iradesinin varlığını gösterir. Nitekim rapor ve tespit evrakı 06.08.2007 tarihinde, henüz davacıya tebliğ işlemi gerçekleşmeden davalının faturasında gösterdiği adrese ulaşmışsa da aynı adreste kalan başka bir kişi faaliyette bulunduğundan tebligat yapılamamıştır. Davacı bununla da yetinmeyerek 27.08.2007 tarihinde gönderdiği ihtarnamesi ile tespit raporundan da bahsederek yeniden ayıp ihbarında bulunmuş ve oluşan zararlarının ödenmesini istemiş, bu ihtar da aynı nedenle tebliğ edilememiştir. Anılan her iki işlem de davacının ayıp ihbarı yönünde üzerine düşen yükümlülükleri BK'nın 362/III. maddesinde öngörülen sürede yerine getirdiğini göstermektedir. Esasen davalı yanın, davacının ayıp ihbarında bulunmadığına ilişkin herhangi bir şekilde ve herhangi bir aşamada savunması da bulunmamaktadır.

Bu itibarla davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğunun kabulü ile işin esasına girilerek toplanacak deliller çerçevesinde bir hükme varılması gerekirken ayıp ihbarının süresinde yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 22.06.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 362 :Yapılan şeyin sarahaten veya zımnen kabulünü müteakıp mütaahhit, her türlü mesuliyetten beri olur. Ancak müteahhidin kasten sakladığı usulü veçhile muayenesinde müşahade edilemiyecek olan kusurlar hakkında, mesuliyeti bakidir.

Eğer iş sahibi kanunen tâyin olunan muayene ve ihbarı ihmal ederse zımnen kabul etmiş sayılır.

Yapılan şeydeki kusur, sonradan meydana çıkarsa iş sahibi, vâkıf olur olmaz keyfiyeti mütaahhide haber vermeğe mecburdur. Aksi takdirde iş sahibi kabul etmiş sayılır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 26-01-2012

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02263403 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.