Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, Esas: 2010/133, Karar: 2011/71 İçtihat

Üyemizin Özeti
Teröristlerce yola döşenmiş mayının patlaması sonucu hayatını kaybeden davacı şirket işçisi mirasçılarının ikame ettiği maddi ve manevi tazminat davası neticesinde; hükmolunan maddi ve manevi tazminat tutarını ödeyen davacı şirketin, İçişleri Bakanlığı'na ikame ettiği rücuen alacak davasında adli yargı yerleri görevlidir.
(Karar Tarihi : 02.05.2011)
OLAY : Davacı şirketin hizmet akti ile çalışan sigortalı işçisi olan M____ K____'nun 26.06.1997 tarihinde Şırnak ili, Uludere ilçesinde traktörle giderken aracın devlete ait karayoluna teröristlerce döşenen mayına basması sonucu hayatını kaybetmesi sonucu M____ K____'nun mirasçıları tarafından davacı şirket ve İçişleri Bakanlığı'na karşı açılan maddi ve manevi tazminat davasında Ankara 7. İş Mahkemesi; ____ gün, E: 2004/____, K: 2004/____ sayı ile, davacı şirketin, mirasçılarına maddi ve manevi tazminat toplamı ____ TL'nin olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar vermiştir.

Davacı şirket vekilince, anılan yargı kararı gereğince dava İçişleri Bakanlığı ile müvekkiline karşı, müşterek müteselsil sorumluluk esasına göre ikame edildiğinden davacı şirkete söz konusu davada %20 kusur yüklenmiş olmasına rağmen davacı şirketin, mirasçılara, faiziyle birlikte maddi ve manevi tazminat toplamının tamamını ödediği; her ne kadar müvekkiline işbu davada %20 kusur yüklenmiş ise de müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına dayalı olarak dava ikame edilmiş olduğundan müvekkilinin hükmedilen tazminatın tamamını mirasçılara ödediği; müvekkili şirket hakkında mirasçılar tarafından Ankara 4. İcra Müdürlüğü'nün 2005/____ sayılı takip dosyası ile ilamlı icra takibinde bulunulduğu ve icra emri gönderildiği; müvekkil şirketin, mirasçılara, ilamda hükmedilen maddi ve manevi tazminat toplamı ____ TL ve faizi ile toplam ____ TL (____ YTL) ödediği; böylece müşterek ve müteselsil sorumluluk esasına binaen ikame edilen dava sonunda tüm zararın müvekkil şirket tarafından karşılandığını ileri sürerek, ____ TL tazminat tutarının ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle 11.08.2005 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; ____ gün ve E: 2005/____, K: 2006/____ sayı ile, idarenin eylem ve işlemlerinden zarar gören kişinin davada taraf olmaması nedeni ile idarenin kusurunu tartışmak durumunda kalması ve sırf bu sebeple yargı yerinin değişikliğine gerekçe oluşturulmasının doğru olmadığı, halefiyet ve dayanışmalı sorumluluğun, hukukun temel prensiplerinden olmakla idari yargının bu sistemleri ve prensipleri görmezlikten gelmesinin de düşünülemeyeceği, nitekim tüm hukuk sisteminde idarenin davada taraf olması ya da taraf olmaması veya davacıların idareye karşı dava açıp açmamalarının yargı yerini belirleme kriterlerinden sayılmamış olmasıyla birlikte, yanlar arasındaki çekişmenin temel ilişkisi ve çekişmenin idari eylem ve işlemden doğup doğmadığı ya da idarenin hareketsiz kalması suretiyle bile olsa zararın meydana gelip gelmediğinin tartışılacağı durumlarda görev kriteri yanlar arasındaki çekişmenin içeriği itibariyle belirlendiğinden, Mahkemelerince davalı İçişleri Bakanlığının kusurunun eş bir anlatımla bilirkişi raporunda açıklanan şekli ile anayasal görevin mal ve can güvenliği yönünden idare tarafından yeterince yerine getirilip getirilmediğinin saptanması konusunu içeren hizmet kusurunun tartışılıp değerlendirileceği yerin adli yargı yeri olmayacağı düşüncesinden hareketle, çekişmenin idari yargı yerinde çözümlenmesi kanaatine varıldığı gerekçesiyle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, çekişmenin görüm ve çözüm yerinin idare mahkemeleri görevi olduğundan mahkemelerinin görevsizliğine karar verilmiştir. Bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, idari yargı yerinde dava açmıştır.

MARDİN İDARE MAHKEMESİ; ____ gün ve E: 2009/____ sayı ile, incelenen uyuşmazlığın idari eylem veya eylemsizlikten zarar gören kişi tarafından açılan bir davadan ibaret olmaması sebebiyle ortada idari yargıda görülecek bir tam yargı davasının söz konusu olmadığı; uyuşmazlığa neden olan olayın, adli yargı yerince verilen bir tazmin kararı uyarınca ödenen tazminatın, sorumlu olduğu iddia edilen idareden, Borçlar Kanunu hükümlerine göre rücu hakkı kullanılarak istenilmesine yönelik bir alacak ilişkisi olduğu; bu durumda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 2.maddesinde sayılan idari dava türleri arasında bulunmayan rücu davası niteliğindeki bu davanın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanında bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bir karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün ____'ın Başkanlığında, Üyeler: ____ katılımlarıyla yapılan 02.05.2011 günlü toplantısında:

I- İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi'nce anılan Yasa'nın 19.maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör Hakim ____' ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ____ ile Danıştay Savcısı ____' nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, yargı kararı ile tazminle yükümlü tutulan davacı şirket tarafından, kurumlarınca tazminat giderleri olarak ödenen tutar ile ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte, olayda güvenliği sağlama ödevi nedeniyle sorumlu olduğu ileri sürülen İçişleri Bakanlığı'ndan rücuen tahsili isteminden ibarettir.

Olayda, görev esnasında teröristlerce yola döşenmiş olan mayının patlaması sonucu hayatını kaybeden kurum işçisi mirasçıları tarafından, davacı şirket ve İçişleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası açıldığı, mahkemece hükmolunan tazminatın davacıya yüklendiği ve bu yoldaki kararın derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.

Tazminat davasına bakan mahkemece, davacı şirketin %20 oranında saptanan kusur ve sorumluluk oranları esas alınarak davanın konusu bakımından ayrım yapılmayıp zararın idare hukuku ilkelerine göre idari yargı yerinde saptanmasının gerekeceği yolunda bir görevsizlik kararı verilmediğine ve hükmolunan tazminat da tamamen ödenmiş olduğuna göre, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b. maddesinde belirtilen "idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında, zarar gören tarafından açılmış bir dava yoktur.

Öte yandan ortada, Devlete, il özel idarelerine ve belediyelere ait akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışındaki alacakların tahsil usulünü düzenleyen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamına giren bir kamu alacağı da bulunmamaktadır.

Belirtilen tüm bu hususlara göre, tam yargı davası niteliği taşımayan ve konusu bir kamu alacağı olmayan rücu davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre adli yargı yerince çözümlenmesi; bu nedenle Mardin İdare Mahkemesi'nin 2247 sayılı Yasa'nın 19.madde kapsamında görülen başvurusunun kabulü ile Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

KARAR : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Mardin İdare Mahkemesi'nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ____ gün, E: 2005/____, K: 2006/____ sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 02.05.2011 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : İdari Yargılama Usulü Kanunu MADDE 2 :1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

       a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

       b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

       c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

       2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

       3. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 13-06-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03358102 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.