Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Genel Kurulu 2007/4-500 E.N, 2007/560 K.N İçtihat

Üyemizin Özeti
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle yerel mahkemece uyulmasına karar verilen ilk bozma kararı ile taraflar arasındaki yazışmaların yanların yürüttükleri idari görev nedeniyle yapılan yazışmalar olup, bu yazışmalarda aşırılık ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde sözcüklerin bulunmadığının belirlenerek, bu yönün davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğunun; diğer delillerle de iddianın sübut bulunmadığının anlaşılmış olması karşısında, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
(Karar Tarihi : 18.7.2007)
"Davacı, K____ Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı olduğunu, davalının aynı üniversitede Rektör bulunduğunu, rektörlük seçimlerinde aday olması nedeniyle davalının kendisine husumet beslediğini ve kendisine ağır saldırı teşkil edecek nitelikte eylemlerde bulunduğunu, bu bağlamda; davacıya ait not defteri nedeniyle başkalarını fişlediği şayiasının yayıldığını, defterdeki yazılar nedeniyle cezalar aldığını, usulsüz verilen bu cezanın YÖK'e bildirildiğini ve bu şekilde kamuoyuna duyurulduğunu başka bir öğretim üyesinin soruşturmasında davalı aleyhine verdiği ifade nedeniyle hakarete maruz kaldığını usule aykırı olarak mesaiye devam durumunun izlenip haksız ceza verildiğini, resmi yazışmalarda küçük düşürücü beyanlarla aşağılandığını, bilimsel toplantılara katılmasının engellendiğini, kendisi hakkındaki belgelerin basma sızdırıldığını belirterek
manevi tazminat istemiştir.
Mahkemece davalının yazışmalarda kullandığı sözler nedeniyle dava kısmen kabul edilmiş, tarafların temyizi üzerine resmi yazışmalardaki sözlerle kişilik haklarına saldırıda bulunulmadığından davacının bu yazışmalara dayalı tazminat isteminin reddi gerektiği, davacının incelenmeyen
diğer haksız eylemlere yönelik istemleri konusunda ise taraf delilleri toplanıp karar verilmesi gerektiği nedeniyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, daire bozmasına uyulmuş tarafların delilleri toplanmış ve bu kez dairemizin bozma ilamında belirtilen, taraflar arasında yapılan yazışmalar dışında kalan olaylarla ilgili olarak tanıkların net olarak yer ve zaman vermek suretiyle davalının davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek maddi bir vakadan bahsetmedikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve delillere göre, davacı hakkında görevine devamsızlığı nedeniyle açılan soruşturma sonucunda aylıktan kesme cezası verilmiş ise de; davacının İdare Mahkemesinde Rektörlük aleyhine açtığı dava sonucunda, ''"...davacı tarafından hukuken geçerli bilgi ve
belgelerle ortaya konulan mazeretlerinin davacı idarece kabul edilmesi gerekirken...disiplin cezasının verilmesine ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde sebep yönünden hukuka uyarlık görülmemiştir...açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline"'' karar verildiği, ayrıca; davacı hakkında görevine devamsızlığı nedeniyle soruşturma açılarak aylıktan kesme cezası ile cezalandırıldığı, yasaları anlamakta ve uygulamakta yetersiz olduğu, fakültesinde huzur ortamını sağlayamadığı, fakülte dekanına yakışmayacak davranışlarda bulunduğu, görevini aksattığı, yansız ve tarafsız olarak yerine getiremediği gerekçeleriyle hakkında 2001 yılı sicilinin olumsuz düzenlendiği ancak idare mahkemesi kararı ile davacı hakkında sübuta ermiş somut eylemlerin varlığından söz edilemeyeceğinden soyut isnat ve değerlendirmelere dayanılarak tesis edilen işlemin iptaline karar verildiği, kararların kesinleştiği dosya içindeki belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.
Bunların yanında, davacının rektör odasında unuttuğu not defterindeki özel bilgiler nedeniyle "davacı, üniversitedeki dindar ve milliyetçi kişileri fişliyor" şeklinde söylentiler yayıldığı, davalı tarafından davacı hakkında bir öğretim üyesi hakkında ordudan atıldığı ve tarikatçı olduğu iddiasında bulunduğu gerekçesiyle önce savunması dahi alınmadan aylıktan kesme cezası verildiği
ancak daha sonra bu cezanın sehven verildiği nedeniyle kaldırıldığı ancak bu arada kamuoyuna duyurulduğu ileri sürülmüştür.
Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre; davacının, davalı ile birlikte rektörlüğe aday olması üzerine davacıya karşı tutum ve davranışlarıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğuna ilişkin olarak yukarıda belirtilen hususlar yanında dosya içerisinde başkaca belge ve delillerde mevcut olduğundan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda mahkemece bu konulardaki davacının iddiaları ve gösterdiği deliller değerlendirilerek davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....'' gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı Vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle yerel mahkemece uyulmasına karar verilen ilk bozma kararı ile taraflar arasındaki yazışmaların yanların yürüttükleri idari görev nedeniyle yapılan yazışmalar olup, bu yazışmalarda aşırılık ve kişilik haklarına saldırı niteliğinde sözcüklerin bulunmadığının belirlenerek, bu yönün davalı lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğunun; diğer delillerle de iddianın sübut bulunmadığının anlaşılmış olması karşısında, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
KARAR : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, 18.7.2007 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi."
Üye Notu : Türkiye Mevzuatında Şerefi İhlal s.60
İlgili Mevzuat Hükmü : Türkiye Cumhuriyeti Anayasası MADDE 25 :Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Hakan TOKBAŞ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 06-06-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01802993 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.