Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

6098 S.lı Türk Borçlar Kanunu (Yeni) MADDE 596
Kefil, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olur. Kefil, bu hakları asıl borç muaccel olunca kullanabilir.

Kefil, aksi kararlaştırılmamışsa, rehin hakları ile aynı alacak için sağlanmış diğer güvencelerden sadece kefalet anında var olan veya bizzat asıl borçlu tarafından, sonradan özellikle bu alacak için verilmiş bulunanlara halef olur. Alacaklıya kısmen ifada bulunan kefil, rehin hakkının sadece bunu karşılayan kısmına halef olur. Alacaklının rehin konusu üzerinde geriye kalan alacak hakkı, kefilin rehin hakkından ön sırada gelir.

Kefil ile asıl borçlu arasındaki hukuki ilişkiden doğan istem ve def’iler saklıdır.

Bir alacağın güvencesini oluşturan rehin paraya çevrildiği veya borç rehin veren malik tarafından ödendiği takdirde malik, kefile karşı rücu hakkını, ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabilir.

Kefilin rücu hakkına ilişkin zamanaşımı, kefilin alacaklıya ifada bulunduğu anda işlemeye başlar.

Kefil, dava hakkı vermeyen veya yanılma ya da ehliyetsizlik sebebiyle asıl borçluyu bağlamayan bir borç için ödemede bulunduğu takdirde, asıl borçluya karşı rücu hakkına sahip değildir. Ancak, kefil zamanaşımına uğramış bir asıl borçtan sorumlu olmayı borçlunun vekili sıfatıyla üstlenmişse asıl borçlu, ona karşı vekâlet sözleşmesi hükümleri uyarınca sorumlu olur.

Gerekçe

Üyemizin Notu: 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 496 ncı maddesini karşılamaktadır.

Tasarının altı fıkradan oluşan 596 ncı maddesinde, kefilin rücu hakkı düzenlenmektedir.

818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 496 ncı maddesinin kenar başlığında kullanılan "V. Kefilin Hakları / I. Asıl borçluya karşı / 1. Alacaklının haklarına halefiyet" şeklindeki ibare, Tasarıda "b. Kefilin rücu hakkı" şeklinde değiştirilmiştir.

Maddenin birinci fıkrasında, kefilin, alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde, onun haklarına halef olacağı; ancak, bu haklarını asıl borç muaccel olunca kullanabileceği öngörülmüştür.

Maddenin ikinci fıkrasında, kefilin, aksi kararlaştırılmamışsa, rehin hakları ile aynı alacak için sağlanmış diğer güvencelerden sadece kefalet anında var olan veya bizzat asıl borçlu tarafından, sonradan özellikle bu alacak için verilmiş bulunanlara halef olacağı belirtilmiştir. Aynı fıkra uyarınca kefil, alacaklıya kısmen ifada bulunmuşsa, rehin hakkının sadece bunu karşılayan kısmına halef olur; ancak alacaklının kefilin gerçekleştirdiği bu ifadan sonra, rehin konusu üzerinde geriye kalan alacak hakkı, kefilin rehin hakkından ön sırada gelir.

Maddenin üçüncü fıkrasında, kefilin alacaklıya halef olmasının, kefil ile asıl borçlu arasındaki iç ilişkiyi etkilemeyeceği, "Kefil ile asıl borçlu arasındaki hukukî ilişkiden doğan istem ve def iler saklıdır." denilmek suretiyle belirtilmiştir.

Maddenin dördüncü fıkrasında, kefil olunan bir alacağa ilişkin rehnin paraya s çevrilmesi veya borcun rehin veren malik tarafından ödenmesi durumunda, malikin, kefile karşı rücu hakkım ancak kefil ile kendisi arasında böyle bir anlaşma varsa ya da rehin sonradan bir üçüncü kişi tarafından verilmişse kullanabileceği öngörülmüştür.

Maddenin beşinci fıkrasına göre: "Kefilin rücu hakkına ilişkin zamanaşımı, kefilin alacaklıya ifada bulunduğu anda işlemeye başlar."

Maddenin son fıkrasında ise kefilin, dava hakkı vermeyen veya yanılma ya da ehliyetsizlik sebebiyle asıl borçluyu bağlamayan bir borç için ödemede bulunduğu takdirde, asıl borçluya karşı rücu hakkına sahip' olmadığı belirtilmiştir. Aynı fıkrada, kefilin zamanaşımına uğramış bir asıl borçtan sorumlu olmayı borçlunun vekili sıfatıyla üstlenmesi durumunda, asıl borçlunun ona karşı vekâlet sözleşmesi hükümleri uyarınca sorumlu olacağı öngörülmüştür.

Maddenin düzenlenmesinde, kaynak İsviçre Borçlar Kanunu’nun 507 nci maddesi göz önünde tutulmuştur.


 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Ufuk BOZOĞLU
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 29-03-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,03409791 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.