Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, Esas: 2006/19212, Karar: 2006/22365 İçtihat

Üyemizin Özeti
Keşidecisinin şirket olduğu senette, şirket ve şirket temsilcisi olarak aynı kişinin iki imzası olması halinde işbu imzalardan birinin şirket temsilcisinin şahsı adına atıldığı kabul edilir. Lakin şirketi ilzama yetkili temsilcinin, 690. maddede poliçelere ilişkin 585. maddeye atıf olmadığından, kendi adına bono tanzimi mümkün değildir. Bu halde senet, bono vasfını yitirir.
(Karar Tarihi : 28.11.2006)
Alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlattığı takipte dayanak senetlerde E. lehdar, B. Ve ... San. Tic. Ltd. Şti.'nin keşideci olarak yer aldığı, lehdarın cirosuyla takip alacaklısına geçtiği görülmüştür.

Öncelikle belirtelim ki, senedin keşideci bölümünde şirket ve şirket temsilcisinin aynı kişinin elinden çıkmış iki imzası bulunması halinde ve imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda imzalardan birinin şirket, diğerinin de imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Zira senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek yoktur.

Öte yandan hamil tarafından keşideci ve lehdar ciranta aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapılmıştır. Şirketi ilzama yetkili keşideci kendi adına senet düzenlemesi halinde TTK'nun 585. maddesi hükmüne göre, poliçe keşidecinin emrine yazılı olabileceği gibi bizzat keşideci üzerine veya üçüncü bir şahıs hesabına da keşide edilebilir. Ancak aynı kanunun bonolarda da uygulanması gereken 690. maddesinde 585. maddeye bir yollama yoktur. Bu itibarla anılan madde bonolar için uygulanamaz. Zira poliçedeki keşideci ile bonodaki keşideci aynı konumda olmayıp; poliçede kabul eden muhatap, bonodaki keşideci durumundadır. Bonoyu düzenleyen kişi somut olayda da gözlendiği gibi şirket yetkilisi ile lehdar aynı kişi olduğundan kendisini lehdar olarak göstererek bono düzenleyemez. Eğer böyle bir şey mutlaka istiyorsa, bu hususu poliçe düzenlemek suretiyle gerçekleştirebilir. Şu hale göre lehdar ve keşideci sıfatı birleşen takip dayanağı belge bono niteliğinde olmadığından alacaklının bu senetlere dayanarak ciro yoluyla senedi eline geçirip takip yapmasına da yasal imkan yoktur. Çünkü bono vasfında bulunmayan belgedeki hakkın ancak alacağın temliki suretiyle devri mümkündür.

Tüm bu kurallar ışığında somut olayın değerlendirilmesinde takip dayanağı senetler üzerinde şirket temsilcilerinin şahsı ve şirket adına attıkları dört imza ile şirketi ve kendilerini borç altına sokabilecekleri kabul edilse dahi, dayanak belgelerin yukarıda açıklanan nedenlerle bono vasfında sayılamayacağından mahkemece İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar vermek gerekirken istemin reddi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de takip borçlularından lehdar ciranta E. hakkında TTK'nun 690. maddesi göndermesiyle aynı kanunun 642. maddesi gereğince ödememe protestosu keşide edilmediğinden hamil cirantanın lehdar cirantayı takip hakkı bulunmadığı da göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Üye Notu : İşbu kararın özet kısmı tarafımızca yazılmıştır.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 690 :C - TATBİK OLUNACAK HÜKÜMLER:

       Madde 690 - Bononun mahiyetine aykırı düşmedikçe poliçelerin cirosuna ait (593-602) ve vadeye dair (615 - 619) ve ödeme hakkındaki (620 - 624) ve ödemeden imtina halinde müracaat haklarına dair (625 - 639, 641 - 643) ve araya girme suretiyle ödemeye ait (646, 650 - 654) ve suretlere mütaallik (658, 659) ve bozup değiştirme hakkındaki (660) ve müruruzamana ait (661 - 663) ve iptale mütaallik (669 - 677) ve tatil günleri, müddetlerin hesabı ve atıfet mehillerinin yasağı, poliçeye mütaallik muamelelerin yapılması icabeden yer ve imza hakkındaki (664 - 668) ve kanunlar ihtilafına dair (678 - 687) inci maddeler hükümleri bonolar hakkında da caridir.

       Kezalik üçüncü bir şahsın ikametgahında veya muhatabın ikametgahından başka bir yerde ödenmesi şart olan poliçeye mütaallik (586 ve 609) ve faiz şartına mütedair (587) ve ödenecek bedele dair muhtelif beyanlar hakkındaki (588) ve muteber olmıyan bir imzanın neticelerine dair (589) ve temsil salahiyetini haiz olmıyan veya salahiyeti hududunu aşan bir kimsenin imzasına mütedair (590) ve açık poliçeye mütaallik (592) inci madde hükümleri, bonolar hakkında da caridir.

       Avala mütedair (612 - 614) üncü maddeler hükümleri de bonolar hakkında tatbik olunur.

       613 üncü maddenin son fıkrasında derpiş edilen halde aval, avalın kimin hesabına verildiğini göstermezse bonoyu tanzim eden kimse hesabına verilmiş sayılır.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 20-11-2009

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02529812 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.