Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

11.H.D. 1993/5296 E 1994/2442 K İçtihat

Üyemizin Özeti
Şirket ortakları, yönetim kurulu üyesinin eylemi dolayısıyla zarar gördüklerini iddia etmişlerdir. Bu itibarla, T.T.K.nun 341. maddesi uygulanmaksızın koşullarının oluşması halinde ortakların yönetim kurulu üyesi aleyhine dava açabilmeleri mümkün görüldüğünden yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
(Karar Tarihi : 29.03.1994)
Dava: Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 10.5.1993 tarih ve 195-350 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, müvekkillerinin dava dışı C___ T____ A.Ş.nin ortakları olduğunu, davalının davaya konu zararı doğuran işlemleri yaptığı tarihte anılan şirketin münferiden temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirketin ihtiyacı olan taşınmazı Milli Emlak Müdürlüğünden kiralanması vs. işlemin davalı tarafından dava dışı T___ Ç____'ya verilmesine ve gerekli ödemelerin yapılmasına rağmen adı geçen kişinin kendisine verilen işleri yapmaması nedeniyle ortakların dolayısıyla zarar görmelerine yol açtığı, bu işlemlerde davalının sadakat ve özen borcunu yerine getirmediğini, ortaklık mal varlığını azalttığını ileri sürerek, T.T.K. 336/5 maddesi gereğince davalı eliyle dava dışı kişiye ödenen toplam 133.899.076 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalıdan tahsiline ve lehine dava açtığı C____ A.Ş.ne verilmesine karar ittihazını talep etmiştir.

Davalı vekili cevabında, müvekkilinin bu anlaşmalarla hiç bir ilgisi olmadığını, anlaşmanın dava dışı A.Şirket tarafından yapıldığını, ödemelerin de talimat üzerine müvekkilince yapıldığını beyanla, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, dosyadaki yazılara, bilirkişi kurulu raporu ve toplanan delillere göre, yönetim kurulu üyeleri aleyhine sorumluluk davası açılabilmesi için T.T.K.nun 341. maddesinde davanın denetçiler tarafından açılması ve dava açılması için genel kuruldan izin alınması gerektiği, oysa davacılar tarafından açılan davada davanın dinlenebilirlik şartları yerine getirilmediğinden, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

Dava, dava dışı A.Ş.nin ortakları tarafından yönetim kurulu üyesi olan davalı E__ Ç____ aleyhine açılmış bulunmaktadır. T.T.K.nun 341. maddesine göre şirket tarafından yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılabilmesi için şirket genel kurulunun dava açılmasına karar vermesi ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekir. İş bu dava, şirket tarafından değil, şirket ortakları tarafından açılmıştır. Şirket ortakları, yönetim kurulu üyesinin eylemi dolayısıyla zarar gördüklerini iddia etmişlerdir. Ortakların yönetim kurulu üyesi aleyhine açtıkları davada T.T.K.nun 341. maddesinin uygulanması düşünülemez.

Bu itibarla, T.T.K.nun 341. maddesi uygulanmaksızın koşullarının oluşması halinde ortakların yönetim kurulu üyesi aleyhine dava açabilmeleri mümkün görüldüğünden yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.3.1994 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Üye Notu : Bu kararın özeti tarafımızca yazılmıştır.
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 341 :F - ŞİRKET NAMINA AÇILACAK DAVA:

       Madde 341 - Umumi heyet; idare meclisi azaları aleyhine dava açılmasına karar verirse yahut dava açılmamasına karar verilip de esas sermayenin en az onda birini temsil eden pay sahipleri dava açılması reyinde bulunursa, şirket, bu karar veya talep tarihinden itibaren bir ay içinde dava açmaya mecburdur. Bu müddet geçirilmesiyle dava hakkı düşmez. Murakıpların ve alacaklıların vekilinin mesuliyeti hakkındaki hükümler mahfuzdur.

       Şirket namına dava açmak, murakıplara aittir. Ancak azlığın reyiyle dava açılması halinde, azlık, murakıplar dışında bir vekil tayin edebilir. Dava açılması reyinde bulunan pay sahipleri hisse senetlerini şirketin zarar ve ziyanına karşı teminat olarak davanın sonuna kadar merhun kalmak üzere muteber bir bankaya yatırmaya mecburdurlar. Davanın reddi halinde pay sahipleri yalnız şirkete karşı tazminat ile mükelleftirler.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Mehmet Fahri AYDEN
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 20-11-2009

THS Sunucusu bu sayfayı 0,01632500 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.