Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, Esas: 2008/8050, Karar: 2010/290 İçtihat

Üyemizin Özeti
Dava, davacı sigorta şirketinin, sigortalı işyerinde meydana gelen zarara dair, sigortalısına ödediği tazminatı davalılardan rücuen istemine ilişkindir.

Davacı tarafından sigortalanan işyeri 179/B no'lu işyeridir, sigortalı 181 no'lu işyerini de işbu 179/B no'lu işyeri ile birleştirmiştir. Bu durumda her ne kadar 181 no'lu işyeri sigorta kapsamında değil ise de; 181 no'lu işyerinde husule gelen zarar da davacı tarafça tazmin edilmiştir ve işbu tazmin ödemesine ilişkin düzenlenen makbuz ve ibranamede görülmektedir ki davacı, sigortalısının, 3.kişilerden tazminat dava ve talep haklarını devralmıştır. Bu durumda sigorta kapsamı dışındaki 181 no'lu işyerine yönelik davacı istemi de alacağın temliki hükümleri uyarınca değerlendirilip sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
(Karar Tarihi : 14.01.2010)
"Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 8.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 26.12.2007 tarih ve 2004/391-2007/640 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve birleşen dava davalıları vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M.Pınar Şengel tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili asıl ve birleşen davalarda, müvekkili şirkete işyeri poliçesi ile sigortalı bulunan O____ E____ D____ Ltd.Şti.'nin faaliyet gösterdiği işyerinin 13.01.2004 tarihinde binanın ortak su saatinin donması ve patlaması sonucu sızan sular nedeniyle dahili su baskınına maruz kaldığını, davalıların hasarın gerçekleştiği binanın kat malikleri olduğunu, işyerinde meydana gelen hasar nedeniyle sigortalıya 17.147.000.000 TL ödenmiş bulunduğunu, bu suretle müvekkilinin sigortalının hakkına halef olduğunu ileri sürerek, asıl ve birleştirilen davalarda ödenen söz konusu tutarın davalılardan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Bir kısım asıl dava davalıları vekili, müvekkillerinin kat maliki olmadıklarını savunmuştur.

Birleşen dava davalıları vekili, davacı sigorta şirketinin poliçe kapsamı dışında kalan başka bir taşınmazdaki zararları ödemiş olduğunu, zararın meydana gelmesinde müvekkillerinin kusurlarının bulunmadığını, zarar miktarının fazla belirlenmiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre asıl davada davalı B____ U____ hakkındaki davanın atiye bırakıldığı, diğer davalıların ise hasarın meydana geldiği taşınmazın malikleri olmadıkları, sigortalanan işyerinin 179/B no'lu yer olduğundan bu yer ile birleştirilen 181 no'lu işyerinde meydana gelen zararın sigorta poliçesi kapsamı dışında kaldığı, hasarın bina içinde bulunan su saatinin dirsek kısmındaki borunun patlaması sonucu meydana gelmiş olduğu, söz konusu su saatinin bakımının yapılmasından ve arızanın meydana gelmesinden tüm kat maliklerinin sorumlu oldukları, 179 no'lu işyerinde meydana gelen 10.741,82 YTL hasardan kat maliklerinin bağımsız bölümlerdeki arsa payları oranlarında sorumlu bulundukları gerekçesiyle asıl davada davalı B____ U____ hakkındaki davanın atiye bırakılması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davacı ve birleşen dava davalıları vekilleri temyiz etmişlerdir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre hükmü temyiz eden birleşen dava davalıları vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Dava, davacıya sigortalı işyerinde meydana gelen zararın davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından çeşitli rizikolara karşı sigorta altına alınan işyerinin mahkemece de belirtildiği gibi davanın dayanağını oluşturan poliçede yazılı bulunan 179/B numaralı işyeri olduğu, poliçenin anılan işyerinde meydana gelen zararları teminat altına aldığı, davacının sigortalısının poliçede yazılı işyeri ile birleştirdiği 181 numaralı işyerinin poliçe kapsamında olmadığı anlaşılmış ise de; davacı sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı ödemenin poliçede kayıtlı olmayan 181 numaralı işyerinde meydana gelen zararı da kapsadığı, bu işyerindeki zararın da davacı tarafından tazmin edilmiş bulunduğu ve yapılan ödemeye ilişkin olarak düzenlenen tazminat makbuzu ve ibranamede davacının sigortalısının meydana gelen hasar nedeniyle üçüncü kişilere karşı talep ve dava haklarını ödediği tazminat kadar davacı sigorta şirketine devretmiş olduğu görülmüştür. Bu durumda, davacının yaptığı söz konusu ödeme ile poliçe teminatı kapsamında olmayan 181 numaralı işyerinden dolayı sigortalısının uğradığı zarara ilişkin sigortalısının zarar sorumlularına karşı ileri sürebileceği tazminat ve dava haklarını temlik aldığının kabulü ile davacının bu işyerine yönelik isteminin alacağın temliki hükümleri uyarınca değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu işyerinde meydana gelen hasara ilişkin tazminat isteminin reddedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı taraf yararına bozulması gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz eden birleşen dava davalıları vekilinin tüm, davacı vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının REDDİNE; 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı taraf yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 63,38 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi."
İlgili Mevzuat Hükmü : Türk Ticaret Kanunu MADDE 1292 :3. RİZİKONUN GERÇEKLEŞMESİ HALİNDE

Sigorta ettiren kimse sigortanın taallûk ettiği rizikonun gerçekleştiğini haber aldığı tarihten itibaren beş gün içinde sigortacıya haber vermeye mecburdur. Bu müddet, üçüncü şahsın sigortalıya karşı dâva açması halinde sigortacıya sigortalının müdafaasına yardım etmeye mecbur tutan mesuliyet sigortalarında sigortalının tebligat üzerine dâvayı öğrendiği, sigortalının üçüncü kişiye vereceği tazminatın sigortacı tarafından ödenmesine ait mesuliyet sigortalarında ise hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiğini sigortalının öğrendiği veya dâva olmaksızın yahut dâva neticesi beklenmeksizin üçüncü şahsa sigortalının para ödemiş olması halinde parayı ödemiş olduğu tarihten başlar.

Birden çok sigortalarda, sigorta ettiren kimse birinci fıkrada muayyen müddet içinde sigortacılardan her birine gerek hasar keyfiyetini ve gerekse aynı menfaat hakkında yaptığı sigorta mukavelelerini bildirmeye mecburdur.

Sigorta ettiren kimse kasten yukarıki fıkralar gereğince ihbarda bulunmamış ise sigorta haklarını zayi eder. Sigorta ettiren kimsenin kusuru halinde, kusurun ağırlığına göre sigortacının ödemekle mükellef olduğu bedel indirilebilir.



 
Şerhi Ekleyen Üyemiz:
Av.Nevra ÖKSÜZ
Hukukçu
Avukat
Şerh Son Güncelleme: 24-02-2011

THS Sunucusu bu sayfayı 0,02385211 saniyede 8 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.