Kanallar : Lütfen
Seçiniz |
|
|
|
|
Merhabalar, bir kiralananın tahliyesi dosyamızda davacı kiralananın maliği ancak kira sözleşmesini yapan, yani kiraya veren akrabası. Söz konusu ihtiyaç nedeniyle tahliye davasında malik adına dava açtık, dolayısıyla taraf olmadığı için müvekkilin kiraya veren akrabasını ihtiyaç iddiamızı ispat açısından tanık olarak göstermem durumunda Davalı tarafın itirazı olursa, Mahkeme tarafından nasıl değerlendirilir bilgisi olan var mıdır?
|
|
|
Yazan : AV.SANEM,
Tarih : 25-04-2025 12:51
|
İyi çalışmalar herkese; Ankara Ağır Ceza Mahkemesinden haksız tutuklama tazminatı kazandık. Ankara Defterdarlığından mı talep etmem gerekiyor? Uygulamada yakın zamanda yapan meslektaş var mı acaba?
|
|
|
Yazan : Lycanroc,
Tarih : 25-04-2025 12:13
|
İyi günler meslektaşlarım mayıs ayında 28 gün bedelli askerlik yapacağım bunun için baroya dilekçe vb. vermem gerekiyor mu?
|
|
|
Yazan : Yusuf K.,
Tarih : 25-04-2025 11:40
|
Merhaba,
Hisseli bir taşınmazda diğer hissedarların adres ve TCKN bilgilerini öğrenmek istiyorum. Müvekkil hisse satın aldı ve diğer hissedarlara şufa hakkının kullanılması ile ilgili ihtar çekip 3 aylık süreyi başlatmak istiyor. Tapu dairesi sözlü yazılı tüm taleplerimize KVKK nedeniyle ret verdi. Bu durumda sulh hukukta diğer hissedarların bilgilerinin tespiti talepli dava açmayı düşünüyorum. Bu konuda tecrübe sahibi olan meslektaşların görüşlerini merak ediyorum. Şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
Yazan : imsel,
Tarih : 25-04-2025 10:13
|
merhabalar,
müvekkiller hakkında murisin kredi borcundan dolayı 2 adet takip başlatılmış,miras gerçek olarak reddedilmiş.takibe mirasın reddi dolayısıyla itiraz edecez. müvekkillere (4 kişi )tebliğ edilmeden itiraz geçerli olur mu? birine tebliğ var diğerleri henüz almamış tebliği.ya da uyaptan gördüğümüz için itiraz etsek geçerli olur mu? bir de 4 nünde vekaleti var.borçlu gösterilenleri yazarak tek dilekçe ile itiraz etsek yeterli mi yoksa ayrı ayrı mı itiraz edilecek? çünkü ayrı olursa ayrı ayrı vekalet harcı kesilecek.teşekkürler.
|
|
|
|
Meslektaşlarım, aynı şirkete karşı birden fazla fatura alacağına dayalı -her bir fatura için ayrı ayrı- icra takibi başlattık. itiraz edildi. arabuluculuk başvurularını ayrı ayrı gerçekleştirdik. şimdi tüm son tutanakları ek olarak ekleyerek, tek bir dava halinde itirazın iptali davası açabilir miyim.
taraflar aynı, alacağın türü aynı, yetkili görevli mahkeme aynı
ancak icra dosyaları farklı.
böyle bir yol denediniz mi yardımcı olursanız sevinirim
|
|
|
|
Meslektaşlarım, ticari alacağa ilişkin icra takibi başlattık ve itiraz edildi. itirazın iptali davası açmadan arabuculuğa başvurduk. arabuluculuk son tutanağı akabinde 2 haftalık dava açma süresi gibi bir durum söz konusu değildir diye biliyorum ancak böyle bir süre olduğuna ilişkin birkaç bilgi notu okudum.
arabuluculuk son tutanağı akabinde, itirazın iptali davası açmak için süre genel süre olan 1 yıllık süre değil midir?
|
|
|
|
Müvekkil şirket çalışanı içerisinde "yönetim ve çalışma saatleri bana uymadığından iş sözleşmemin sonlandırıyorum. Tazminatımın ödenmesini talep ediyorum." ibaresi yer alan bilgisayar çıktısı bir dilekçe getirmiş, altında da ıslak imzası var. İstifa olarak çıkış yapılması halinde dilekçenin el yazısı ile yazılmamış olması sorun teşkil eder mi ?
|
|
|
|
Merhaba. Tapu iptal tescil davası açacağım kişinin alacaklısı, aslında müvekkilin olan arsanın icra yoluyla satışını istemiş. Şimdi ben bugünden sonra dava açıp icra yoluyla satışları da ihtiyati tedbir kapsamında talep etsem, bu satışlar durur mu?
Bir çözüm yolu var mı?
Şöyle ki, müvekkilin de dahil olduğu bir grup kişiden (100 küsür kişi) ücret alan ve arsa alacağını, taşınmaz daire yaptıracağını söyleyen güvendikleri ve memur bir arkadaşları, aldığı paralarla satın aldığı arsaları kendi üzerine noterde tescil ettiriyor. Ancak kendisi devlet memuru olduğu için cezai süreçten korkarak notere gidip "Düzenleme Şeklinde İfade Tespit Tutanağı" başlıklı noter beyanında “… yukarıda yazılı taşınmazların aşağıda ismi yazılı kişilerin müşterek malı olduğunu, taşınmazların kendi paraları ile satın alındığını, her ne kadar tapu senetleri benim adıma tanzim edilmiş ise de gerçekte bu taşınmazların benim olmadığını hiçbir baskı, cebir ve tehdit altında olmaksızın kendi serbest irademle beyan ve ifade ederim." Diyerek, beyanda bulunuyor. Bunun üzerine davan açan kişiler tapularını alıyor ve dava sürecinde ihtiyati tedbir talepleri kabul ediliyor. Müvekkilim gibi henüz dava açmayan açsa da ihtiyati tedbir koyduran ancak tapusunu almayan 45 kişi kalmış durumda. Dolayısıyla daha önce mahkemeyi ikna edip tedbir koyduran ve tapusunu alanlar var biz o emsalleri de sunacağız. Teminat isterse onu da veririz. Ama sorun şu müvekkil gibi henüz davasını dahi açmamış kişiler, icra yoluyla arsaları başkasına satılırsa ne yapacaklar? Yarın dava açarken ihtiyati tedbirin cebri icrayı da kapsayacak şekilde konulmasını istesek ya da ihtiyati haciz talep etsek, bir şekilde hak kaybını önleyebilir miyiz?
|
|
|
Yazan : _M.CAN_,
Tarih : 22-04-2025 16:03
|
Merhaba , İ.İ.K.md 121 kapsamında alacaklı sıfatıyla ikame ettiğimiz ortaklığın giderilmesi davası lehimize sonuçlandı ve kesinleşti. Bu kapsamda davalılardan payları oranında vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin alınmasına hükmedilmiş olup bu hususlardaki ilamlı icramız da itiraza uğramadan kesinleşmiş durumda.
Mevcut durumda müvekkilin maddi yetersizliği sebebiyle satış aşamasına geçemediğimiz ve ne zaman geçebileceğimiz de belli olmadığı için işbu alacaklarımızı mecburen icra takibine konu ettik. Gelinen noktada aylar sonra tüm hacizlerin konulduğu icra dosyamız için borçlulardan sadece biri tarafından bu alacakların münferiden icra takibine konu edilemeyeceği sadece satış aşamasında gözetilebileceği iddiasıyla takibin iptali davası açıldığını öğrendik. Belirttiğimiz üzere, davamız zaten paydaş olmayan 3.kişi niteliğindeki alacaklı tarafından açılmış bir dava olup ortada henüz derdest bir satış dosyası da bulunmamaktadır. Takip talebimizde de zaten tahsilde tekerrür olmamak üzere icra takibi ikame edildiği de belirtilmiştir. Bu mantıkla, devam eden süreçte haricen ödeme / vazgeçme vb. herhangi bir başka sebeple taşınmazların satışı aşamasına geçilmemesi durumunda ortaklığın giderilmesi davasının ilamına dayanan alacakların tahsilinin mümkün olmayacağı şeklinde ilginç bir sonuç da doğacaktır.
Bu kapsamda belki de satış aşamasına hiç geçemeyeceğimiz olasılığı da gözetilerek açılan davanın haksız ve dayanaksız olduğunu düşünüyor, değerli görüş ve yardımlarınızı bekliyoruz. Şimdiden teşekkür eder iyi çalışmalar dileriz.
|
|
|
Yazan : Av. Arda,
Tarih : 22-04-2025 12:07
|
Meslektaşlarım merhaba. Fikirlerinizi merak ediyorum.
Elimizde noterde düzenlemiş bir taşınmaz satış vaadi ve arsa payı (kat) karşılığı inşaat sözleşmesi var. Arsa sahibine 7 daire ve 390.000 TL para ödeneceği kararlaştırılmış. Bu paranın ödeme tarihi belirtilmemiş. Sizce bu tarihin belirlenmemesi bu sözleşmeyi geçersiz kılar mı? Veyahut da bu paranın ödenme tarihi belirlenmediği için sözleşme yapıldığı anda muaccel mi olur?
İyi çalışmalar.
|
|
|
|
Herkese merhabalar,
Bir kira tahliye davamızda ön inceleme duruşmasında tanık listesi için verilen kesin süreyi kaçırdık. Öte yandan mayıs ayı içerisinde keşif de yapılacak. Tanık listemizi şimdi sunsak (henüz keşfe 2 hafta duruşmaya 6 ay var) ve hem keşifte hem de duruşmada tanıklarımızı hazır bulundursak HMK’daki açık hüküm gereği dinlenmeleri mümkün müdür? Yoksa ihtarat yapıldığı için delilimizden vazgeçtiğimiz kabulüyle dinlenmezler mi?
HMK Madde 290; …(2) Mahkeme keşif sırasında tanık ve bilirkişi dinleyebilir.”
HMK Madde 243; “…1) Tanık davetiye ile çağrılır. Ancak, davetiye gönderilmeden taraflarca hazır bulundurulan tanık da dinlenir. Şu kadar ki, tanık listesi için kesin süre verildiği ve dinlenme gününün belirlendiği hâllerde, liste verilmemiş olsa dahi taraf, o duruşmada hazır bulundurursa tanıklar dinlenir.”
|
|
|
|
Merhabalar,
İdare aleyhine vergi mahkemesinde açtığımız dava lehimize sonuçlanmış, tarafımıza vekalet ücreti hükmedilmiştir. Her ne kadar dosya henüz kesinleşmemiş olsa da, kesinleşmesi gerekmediğinden vekalet ücretinin tahsilini yazılı şekilde istedik ancak idare yaklaşık 5 aydır ödemeyi yapmamıştır. Bunun için biz de idare aleyhine ilamlı icra yapacağız.
Sormak istediğim, idarenin ödemesi gereken süreden icra takibi yaptığımız güne kadarki geçmiş gün faizini hesaplayıp icra takibine dahil edebiliyor muyuz yani vekalet ücretine idare aleyhine faiz işler mi, işlerse hangi tarihten itibaren işler?
(tahminimce İYUK 28 e göre idare ödemenin kendisinden talep edildiğinden itibaren 30 gün içinde ödemesi gerekmekte, o süre geçtikten itibaren faiz de istenebilir diye düşünüyorum)
Cevaplayan meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkile ait güzellik merkezine yapılan denetimde tıbbi cihaz nitelendirilmesi yapılan 2 cihazın bulunduğu tek odaya mühürlenme işlemi ve para cezası uygulandı.( diğer alanlarda işlemler devam ediyor.)
İlgili işlemle ilgili dava süreci devam etmekte ancak müvekkil kendi iradesiyle ilgili işyerini kapatacak.
Bu durumda mühürlenen odanın ve odanın içerisinde bulunan 2 cihazın durumu ne olacak ?
Müvekkil kendi iradesiyle işyerini kapattıktan sonra nasıl bir yol izlemeliyim ?
Cevap veren meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
|
Meslektaşlarım merhaba. Müvekkil kiraya veren, kiracıya kira tespit davası açtı ve kira sözleşmesinin 5. yılının dolduğu tarih olan başlamak üzere 01/01/2022 tarihinden itibaren kira bedeli artırılarak tespit edildi. Kiracı taraf ödeme yapacak hesaplama yapıyorum ancak müvekkil kiraya veren bu taşınmazı 01/07/2022 tarihinde satın aldı yani kiranın mahkemece başlangıç olarak tespit edildiği 01/01/2022 tarih ile 01/07/2022 tarihi arası 6 aylık dönemin kira farkını biz mi talep edeceğiz yoksa eski malik mi talep etmeli? Taşınmaz ve kira sözleşmesi kanunen bize geçtiği için şu an borç olarak görünen kira bedelini de bizim talep etmemiz gerektiğini düşünüyorum kira borçlarını talep yetkisi de yeni malik kiraya verene geçtiği için ancak yine de sormak istedim sizlere meslektaşlarım belki emsal vardır. Çok teşekkürler.
|
|
|
|
Meslektaşlar merhaba;
Müvekkil ruhsata tabi olmayan bahçede bir konut yapmış kendisine kalabilmek için fakat muhtarlıktan izin almadan konutu yapmış. Şimdi acaba nasıl bir yol izlenerek imar kanununa aykırı olmaktan kurtulabilir? Kurtulabilir mi? Daha önce böyle bir durumda kalan meslektaş varsa yardımcı olabilir mi?
|
|
|
Yazan : abuj,
Tarih : 14-04-2025 20:19
|
Sayın meslektaşlarım,
Sanık araç kiralama şirketinden kiraladığı araç ile müvekkile çarpmış ve müvekkil yaralanmıştır. Şoför yabancı olduğundan manevi tazminat davasını sadece kiralama şirketine açacağız.
1-) Arabuluculuk yoluna başvurulması zorunlu mudur?
2-) Davayı Asliye Hukuk Mahkemesinde mı yoksa Asliye Ticaret Mahkemesinde mi açmamız gerekiyor?
3-) Son olarak kazanın olduğu yer mahkemesinde davayı açabilir miyiz?
Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
Yazan : cem_law,
Tarih : 14-04-2025 17:48
|
Merhaba Meslektaşlarım
Bir ceza davasında katılan vekiliyim. Sanıklara özel hayatın gizliliğinden hapis, şantaj suçundan HAGB verildi. Lehimize vekalet ücretine hükmedilmişti. HAGB’ye yapılan itiraz reddedilerek kesinleşti. Hapis cezası yönünden karşı tarafın istinaf başvurusu sonuçlanmadı. 1,5 yıldır istinaftan dosyanın dönmesini bekliyorum. Vekalet ücreti alacağımızın değeri zamanla eriyor. HAGB kararı kesinleştiğine göre vekalet ücretini bu aşamada(istinaf kararı gelmeden) icraya verebilir miyim?
|
|
|
|
İyi günler
muris muvazaasına ilişkin bir davada Yargıtay kararı arıyorum ancak benzer bir karar bulamadım.
5 kardeş 3 ü erkek. Erkekler yıllarca çalışıyorlar ve bir çok taşınmaz alıyorlar Ancak örf ve adet gereği birçok tapu babanın üzerine yapılıyor. Kazançlar babada toplanıyor. Yıllar sonra erkek çocuklar ortaklıklarını bitiriyorlar. Babada ölmeden önce şirket kazancıyla alınan bu tapuları 3 erkek çocuğa paylaştırıyor. Erkeklerin çalışmasıyla alındığı için onlardan icazet alarak kızlara da 1 adet taşınmaz bırakıyor. Baba vefat ediyor. Babanın üzerinde olan taşınmazlar da var. 5 kardeşe bunlar intikal ediyor. Ölümden 5 yıl sonra kızlar babanın bu yaptığı paylaştırmaya ilişkin taşınmazlarla ilgili muris muvazaası davası açıyor.
Benim aradığım kararda bu çocukların çalışmasına yönelik yapılan bir paylaştırma olduğunda bunun mal kaçırma kastına ilişkin olmadığı yönünde bir karar.
Biraz spesifik bir karar ama bilen veya böyle bir karara rastlayan meslektaşlarım varsa ve paylaşırsa yada konuya yönelik farklı bir bakış açısını olan varsa tecrübelerinizi paylaşırsanız çok sevinirim.
Şimdiden teşekkür ederim.
|
|
|
Yazan : zdmrx,
Tarih : 13-04-2025 14:36
|
Meslektaşlarım merhaba,
Kira tespit davası sonucunda belirlenen bedel yüksek olduğu için istinaf edeceğiz.
Ancak kira bedelini hangi orandan yatırmak gerekir? Yeni mi yoksa kiracının yatıracağı daha düşük olan bedelden mi?
Zira tespit edilen kira bedeli üzerinden kirayı yatırırsak yeni bedeli kabul mu etmiş oluruz?
Teşekkürler.
Saygılarımla.
|
|
|