Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : Av.nurbasak, Tarih : Dün 21:28
Merhaba meslektaşlarım, işveren tarafından iş yeri devredileceği için müvekkile ihbar süreleri bildirilerek ihbarname gönderilmiş , müvekkil ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren bir ay geçtikten sonra işe iade için arabuluculuğa başvurmuş. fakat kendisi şu an işe iade istemiyor sadece tazminatlarını alıp iş akdini sonlandırmak istiyor. İşe iade için arabuluculuk sürecinden vazgeçip ihbar öneli içerisinde iş yeri devri olmadan iş kanununda yer alan sebeplere dayanarak md 24 gereği müvekkilin iş akdini sonlandırabilir miyiz? Sizce nasıl bir yol izlemeliyiz? Şimdiden çok teşekkür ederim ( iş yeri devredildikten sonra müvekkil yeni işyerinde çalışmak istemiyor)
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :23, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avhanim, Tarih : Dün 20:18
Meslektaşlarım herkese iyi akşamlar dilerim, bir konu hakkında bilgilerinizi rica edecektim;
Müvekkil rapor alıp birkaç gün işe gitmediğinden işveren tarafından iş akdine son verilmiş. Raporu sunmuş ancak kabul etmemişler.
Müvekkilimin talebi işe iade ancak arabuluculuk/dava yoluna gitmeden önce işverene dilekçe ile işe iade talebi olduğunu iletmek istiyor. Sizce ihtarname çekmek mi gerekir yoksa işveren tarafından kayda alınan dilekçe de ihtarnameyle aynı ölçüde geçerli olur mu? Dilekçeye özellikle belirtmemiz gereken neler var bu konuda da bilgi verirseniz çok sevinirim.
İlginiz ve yardımlarınız için şimdiden çok teşekkürler!
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :27, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : thanatos, Tarih : Dün 16:44
6292 sayılı yasa uyarınca müvekkilin adına 2B hakkı çıkmış ve tebligattan itibaren 3 aylık süre içerisinde yapması gereken başvuru süresini tebligatın usulsüz olması nedeniyle kaçırmış.
tebligatın usulsüz olduğunun dolayısıyla sürenin işlemediğini tespiti için hangi mahkemede hangi davayı açmak gerekir?
ya da süreyi kaçırmış olmasına rağmen süre uzatım veya gecikmiş başvuru için bir yol var mı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :36, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : ahmet_gurol, Tarih : 18-05-2024 10:20
müvekkil şirket ortağı ve müdürü konumunda fakat 2019 yılında şirket vergi dairesi tarafından resen terk işlemi yapılmış daha sonra müvekkil emeklilik için başvurduğunda şirketten dolayı bağkur borcu çıkması nedeniyle emeklilik işlemlerini devam edemiyor. bu gibi durum ile karşılaştık nasıl bir yol izlememiz lazım
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :244, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : slnn, Tarih : 17-05-2024 08:59
Merhaba meslektaşlarım,

Bir şirketteki departman müdürünün prim alabileceğine ve bilirkişi raporuna itiraz aşamasında prime ilişkin delil sunulabileceğine ilişkin karar varsa paylaşırsanız sevinirim.

Teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :326, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avhanim, Tarih : 16-05-2024 15:25
Merhabalar meslektaşlarım,
Uzun zamandır aklımı kurcalayan ve bu yüzden strese girdiğim bir konuyu açıklığa kavuşturmak için yazıyorum.
İdare mahkemelerinde zannediyorum yoğunluktan ötürü davalı tarafın ilk savunma dilekçesi tarafımıza tebliğ edilmedi. Davaya müdahil olması gerekenler olduğu için mahkemeye uyap üzerinden görüntülediğimiz ilk savunma dilekçesinin tarafımıza tebliği talebini de içeren müdahillik talepli dilekçeyi yine uyap üzerinden gönderdim. İlk savunmaya karşı cevap verme sürem bu dilekçeyi yazdığım tarihten itibaren başlamıyor değil mi? Tebligat gerçekleştiğinde başlıyor diye tahmin ediyorum. Sonuçta kanunda sürelerde hep "tebliğden itibaren" ibaresi geçiyor. Bu hususta net bilgisi olan var mı? Herhangi bir hak kaybı yaşamayız değil mi?
Ayrıca bu husus tüm mahkemelerde bu şekilde mi? Yanlış değilsem icralarda bir problem olabiliyor sisteme girilip bakıldığında ama bu hususta da net bilgim yok. Engin fikirlerinizi paylaşırsanız çok memnun olurum... Şimdiden çok çok teşekkür ediyorum hepinize.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :484, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avb, Tarih : 16-05-2024 15:03
Merhaba meslektaşlarım, müvekkilimime babasından miras kalan dairede kiracı oturuyor. Kiracısına ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açacağız. Babası vefat ettikten sonra müvekkilim gerekli sürelerde kiracısına ihtar göndermemiş ancak whatsapp yazışmalarında yeni ev sahibi olduğunu ve o eve ihtiyacı olduğunu, oturmak istediğini belirtiyor. Kiracı da kirasını aylardır müvekkilime ödüyor. Bu durumda whatsapp mesajlaşmaları ihtar niteliği taşır mı? (İhtarı ise 8 ay sonra göndermiş.)
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :389, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : barış sancak, Tarih : 16-05-2024 13:35
Meslektaşlarım iyi günler , bir müvekkilim 6 ay süreyle Bmw marka araç kiraliyor. Araçta sorun çıkıyor bunun üzerine kiralama şirketi daha düşük bütçeli araç gönderiyor. Fakat bu araç da sorunlu çıkıyor. Müvekkilim kiralama şirketini arayıp aracı iade almalarını ve parasının iadesini talep ediyor. Şirket, muvekkili iade edeceğiz diyip oyalıyor bu durumda ne yapabiliriz ,teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :376, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : marmaralaw, Tarih : 16-05-2024 08:40
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından seri muhakeme usulü uygulanarak verilmiş olan karara karşı itiraz kanun yolu öngörüldü. Kararda yarı oranında indirim yapıldı. Tarafımızca itiraz kanun yoluna başvurursak yapılan indirimi kaldırılır mı? İtiraz etmek hukuki açıdan lehe mi olur aleyhe mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :399, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Gülcan5403, Tarih : 15-05-2024 19:12
İyi günler, Yargıtaydaki bir ceza dosyasına emsal karar için dilekçe göndermek istiyoruz. Birisi dilekçe gönderdikçe dosya öne çekiliyor (inceleme sırası olarak) demiş. Bunun doğruluk payı var mı?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :431, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.m.cakir, Tarih : 15-05-2024 10:54
Merhabalar, bir müvekkilim vakıfın 1/4 hissesine sahip olduğu bir taşınmazın 3/4 hissesini satın aldı ve vakıfla taşınmaz üzerinde ortak oldu. Şimdi vakıfın sahip olduğu kısmı da iktisap edip tüm mülkiyete sahip olmak istiyor. Bunun için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine tam karar veremedim kanuna baktığım zaman. Vakıf' a taviz bedeli ödenerek almayı teklif ettiğimiz durumda vakfın bunu reddetmesi halinde ortaklığın giderilmesi davasını vakfa karşı açabilir miyiz? Yanıtlarınız için şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :447, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : oozdemir701, Tarih : 14-05-2024 23:49
Belediye kendi mülkiyetindeki taşınmazda kiracı olan işyeri sahibinin ek yapı yapması halinde imara aykırılıktan para cezası kesebilir mi ?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :594, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : sailor1981, Tarih : 14-05-2024 07:19
Davacı baba ve 2 çocuğuna velayeten açtığımız haksız fiil nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı davası kabul ile sonuçlanmıştır. Kararda tüm davacılara ( çocuklar lehine velayeten babaya)tazminat takdir edilmiş ve tüm tazminat davalıdan tahsil edilmiştir.

Temyiz sonrası ilam BOZULMUŞ kısmen red kararı verilmiştir.Sorum şu; çocuklar bu arada yetişkin oldular ,davalı ödediği fazla paranın iadesini Babadan mı? Yoksa Ergin çocuktan mı? talep edecek?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :518, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Tuba A., Tarih : 13-05-2024 11:04
Merhabalar, muris vefat edince geriye uc kardes mirasci olarak kalmistir ve kira sozlesmesinin tarafi haline gelmislerdir. Ancak kira bedelini iki kardes almis ve ucuncu kardes olan muvekkile payi bugune kadar verilmemistir. Bu durumda kira parasinin muvekkilin payi nispetinde diger mirascilardan tahsili icin dava acilacaktir. Bu dava arabuluculuga tabi midir?

Simdiden tesekkur ederim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :587, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avkavak, Tarih : 12-05-2024 20:03
Meslektaşlarım merhaba,

İhtiyaç nedeniyle tahliye davası açan davacının Müvekkilime dava açmadan çok kısa bir süre önce diğer taşınmazlarını kiraya verdiği bir dosyam var. Belirttiğim durum nedeniyle ihtiyacın samimi olmadığını gösterir mahkeme içtihadı, tez, makale arıyorum. Elinde olan meslektaşlarım paylaşabilirler mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :673, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Ömer YÜCEL, Tarih : 11-05-2024 15:50
Sayın Meslektaşlarım merhaba,
Bir devre mülk şirketinde vekil olarak çalışmaktayım. Devre mülk satın alan vatandaşlardan bazıları devre mülk sözleşmelerinin feshi için mahkemelere başvurup davayı kazanmaktadırlar. Bu kazanılan davalardan bazılarında ise vatandaşların ödediği bedelin iadesine karar verilirken vatandaş adına tescil edilen tapular yönünden hüküm bulunmamaktadır(davacı şirket adına tescil yönünde bir beyanda bulunmamış, şirkette o dönemde bunları fark etmemiş). Kararların bir çoğu ise bu şekilde kesinleşmiştir. Şu an ise şirket parasını ödemiş olduğu vatandaşlardan tapu iptal ve tescil davası yoluyla tapuyu iade almak istemektedir. Benim bu noktada şüpheye düştüğüm konu ise vekalet ücreti ve yargılama gideri hususudur. Kişiler mahkemece kararıyla bazıları 5 yıl bazıları 4-3-2-1 yıl gibi süreler kadar öncesinde paralarını iade almış ise de tapular kendilerinde kalmıştır. Kendilerine bir ihtaratta/temerrüde düşürme gayesiyle bulunulmamıştır. Böyle olunca mahkemece "zaten vatandaşlar haklı nedenle sözleşmeyi feshetmiştir, sonrasında tapu üzerlerinde kalmış ise de şirketiniz fesih sürecinde kusuru olması nedeniyle ve vatandaşın temerrüde düşürülmemiş olması sebebiyle tapu tesciline karar versem de yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden karar vermiyorum" gibi bir gerekçe yazması mümkün müdür? yoksa vekalet ücreti ve yargılama giderleri parasını iade almasına rağmen tapuyu şirkete teslim etmeyen vatandaş üzerinde mi kalır?
Değerli görüş ve önerilerinizi beklerim.
Saygılarımla
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :764, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avbusranur, Tarih : 10-05-2024 12:43
Muhdesatın aidiyeti iddiası ile açılan davada, müvekkilimiz taşınmazı icradan ihale yoluyla satın almış. Yani taşınmaz üzerindeki muhdesat ile birlikte alınmış. İcradan ihale yoluyla yasal şekilde malik olunan taşınmazla ilgili böyle bir dava açılabilir mi? Elinizde bununla ilgili örnek karar mevcut mu?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :794, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avsila, Tarih : 10-05-2024 11:52
meslektaşlarım bir olay ile karşılaştım ve düşüncelerinizi merak ediyorum. Hizmet kusuru ile igili tam yargı davası açılıyor ve maddi tazminat miktarı belirlenirken bilirkişi raporunda davacının ek hizmet ödemelerinin hesaplaması 30 gün değil 5 günden yapılıyor. Rapora birkaç kez itiraz ediliyor fakat idare herhangi bir harekete geçmiyor. Akabinde ıslah ile dava değeri arttırılarak dosya karara çıkartılıyor ve istinaf edilmiyor. Tekrardan idareye kalan miktar için başvuruda bulunulmuş ve idare cevap vermemiş. Benim sorum bu şekilde bilirkişi raporunda dikkate alınmayan hususlar için tekrardan tam yargı davası açılıp açılamayacağıdır? İyi çalışmalar dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :710, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Buğra YILDIZ, Tarih : 09-05-2024 14:31
Merhaba;

Bir boşanma davası dosyamızda mahkeme toplu ve tek seferlik 20.000 TL nafaka ödenmesine hükmetti. Aynı zamanda maddi tazminat ve manevi tazminata, ziynet eşyası alacağına ve karşı vekalet ücretlerine hükmetti. Karar kesinleşti.

Bu alacakların hepsine yönelik tek bir dosya üzerinden icra takibi başlattık.

Borçlu taraf sadece mahkemece hükmedilen toplu nafakayı icra dairesinin hesabına ödedi. Açıklama kısmına toplu/birikmiş nafaka ödemesi yazdı.

Bilindiği üzere icra vekalet ücreti ve dava vekalet ücreti alacağım bulunuyor. Avukatın alacağının rüçhanlı olması nedeniyle dosyaya yatan bu parayı icra vekalet ücretine ve diğer vekalet ücreti alacaklarıma mahsup edebilir miyim? Yani bu alacağımı öncelikle alabilir miyim? Bilindiği üzere diğer dosyalarda öncelikle avukat alacağını alıyor, daha sonra borçlunun ödemelerine geçiliyordu. Burada borçlu tarafından icra dairesine ödeme yapılırken birikmiş/toplu nafaka ödemesi yazması biraz kafamı karıştırdı.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :696, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : ŞenolFurkan, Tarih : 08-05-2024 15:03
Meslektaşlarım merhabalar, müvekkil işci A firmasında çalıştığı sırada çalıştığı mağaza B firmasına devredildi.
İşten ayrılmasını takiben kıdem tazminatı için açtığımız davada devreden firma olan davalı a'yı da davalı olarak gösterdik. Davamızı kazandık. İş mahkemesi tarafından verilen kararın hüküm kısmında 60.000 TL kıdem tazminatının davalılardan müşterek ve müteselsilen (davalı a yönünden 10.000 TL ile sınır olacak şekilde) diye hüküm kuruldu.
Tüm alacak kalemleri yönünde müşterek ve müteselsil borçlu oldukları yönünde hüküm kurulduktan sonra davalı B yani son işveren aleyhine yalnızca icra takibi başlattık. Davalı A'yı takibe eklemedik. İcra müdürü her ne kadar müteselsil borçlu hakkında icra takibi başlatmış olsanda bu durumu takip talebinde belirtmek zorundasın diyerek icra emrini çıkartmaktan imtina ediyor. Daha önce böyle bir durumla karşılaşmadım, müteselsil borçlu olması sebebiyle yalnızca B firması hakkında icra takibi başlatabileceğimi düşünüyorum. İlam gayet açık olup ayrıca müteselsil borçlu olarak belirtmem gerektiğini düşünmüyorum. Sizin görüşleriniz nelerdir? İcra müdürü beyanında haklı mı?
İyi çalışmalar dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :867, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04418898 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.