Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
23.08. Takı Konusunda Önemli İçtihat Değişikliği - Av.Habibe YILMAZ KAYAR
Haber Ekleyin

Yazan : Av.saahin, Tarih : 27-05-2025 08:03
Merhaba meslektaşlarım,
CMK Uzlaştırma sürecinde edimli uzlaşma sağlanmış ve edimler takside bağlanmıştır. Şüpheli ilk taksidi süresi içeresinde ödemedi.
Uzlaşma tutanağına göre şüpheli aleyhinde ilamlı icra takibi yapmak istiyoruz. Böyle bir durumda tüm taksitler muaccel olmuş gibi tüm bedel üzerinden mi takip başlatmalıyız yoksa ödenmeyen ilk taksit üzerinden mi yapmamız gerekiyor ?
Değerli görüşleriniz için teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :885, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukato0206, Tarih : 23-05-2025 09:05
Sayın meslektaşlar merhaba,

Konu kısaca şöyle: taraflarasında bir enerji tesisine ilişkin bakım onarım ve devir sözleşmesi mevcut. yükleniciye aylık ödenen bedeller tl üzerinden ifade edilmekte. ancak sözleşmeye göre sözleşme süresinin bitiminden sonra bu tesis iş sahibi tarafından devralınacak.
1. öncelikle bu sözleşmenin niteliğinin bu anlamda karma olduğunu düşünmekteyim. görüşünüzü bekliyorum
2. bu devre ilişkin bedel dolar üzerinden belirtilmiş.
bu bedel dövizle sözleşme yapma yasağı kapsamında mıdır? dava sürecinde bu bedelin talebi nasıl olur hangi tarihli kura bakılır direkt dolar üstünden mi istenecektir..
desteğiniz için teşekkür ederim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1138, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Balkesavukat10, Tarih : 22-05-2025 17:05
Merhabalar meslektaşlarım, bir yakınım hakkında açılan icra takibinde yakınım mal beyanında bulundu, bu beyanda üzerine kayıtlı tek taşınmazın haline münasip ev olduğunu da belirtti. Sonrasında takip kesinleşti ve alacaklı banka tarafından taşınmaz üzerine haciz şerhi eklenmiş ve 103 davetiyesi tebligata çıkarılmış Daha önce başıma gelmediği için yardımlarınızı talep ediyorum. Bu aşamada 103 davetiyesi tebliğ edildikten sonra 1 haftalık süremiz sanırım başlayacak, haricen öğrenme acaba süreyi başlatır mı? Meskeniyet şikayetinde icra işlemlerinin durdurulmasını da talep edeceğiz, acaba kıymet takdiri işleminin de yapılmasını engeller mi bu talebimiz ?

Alacaklı banka, taşınmazın haline münasip ev olduğunu bilerek neden taşınmaz üzerine haciz koydurmuştur anlam veremedim? Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1132, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Howard Hamlin, Tarih : 20-05-2025 18:08
Merhaba sayın meslektaşlarım. Bir konuda bilgi ve tecrübelerinizi paylaşmanıza ihtiyacım var

Müvekkilim yaklaşık 2 yıl önce hobi bahçesi adı altında bir kooperatiften hisse satın almış. Noterde yapılan hisse devir sözleşmesinde, devre konu alan açıkça belirtilmiş (*** ada, *** parsel, *** nolu alan olarak) Ancak, daha sonra bu alanın aslında kooperatife ait olmadığı ortaya çıkıyor. Hisse devrinden önce bu taşınmaza ilişkin bir ortaklığın giderilmesi davası açılmış ve dava kapsamında ihtiyati tedbir kararı bulunmakta. ( dosya istinafta ) Buna rağmen noterde herhangi bir sorun yaşanmadan devir işlemi gerçekleşmiş. Ayrıca, Müvekkile başlangıçta çevre düzenlemesi, altyapı ve benzeri bazı imkanların sunulacağı vaad edilmesine rağmen bugüne kadar somut hiçbir faaliyet yapılmamış, müvekkil çeşitli bahanelerle bugüne kadar oyalanmış.
Nasıl ilerleyeceğimi bilemedim açıkçası. Bu durumda müvekkilin yaptığı ödeme bedelinin iadesi mümkün müdür?

İlamsız takip açmak uygun olur mu yoksa dava açmak mı gerekir?

Denkleştirici adalet ilkesi ya da TBK m.122 kapsamında değerlendirme yapılabilir mi ?

Geri ödeme talebi için mevduata uygulanan en yüksek faiz talep edilebilir mi?

Ayrıca Kooperatif yöneticilerinin taşınmazın kendilerine ait olmadığını bilmelerine rağmen bu kooperatif hisse satışını ada parsel belirterek gerçekleştirmiş olmaları sebebiyle suç duyurusunda bulunmak yerinde olur mu ?
Cevaplarınız için teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1119, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat1804, Tarih : 20-05-2025 08:51
Merhaba,

Müvekkilin kiracı olarak ikamet ettiği binanın tamamı kiraya verene ait. Yaklaşık 50 dairelik bir apartman. Tek malik olması nedeni ile hiç bir şekilde toplantı yapmıyor ve bina sakinlerini bilgilendirmiyor. Malik keyfi davranarak aidatları artırıyor, ek ödemeler çıkartıyor vs.

Bunlara ek olarak binanın ortak fatura ile gelen sıcak su bedelini daire borçlarına göre belirleyerek panoya asıyor ve kiracılar da ödeme yapıyor. Ancak son dönemde kasten yaptığı düşünülerek fatura bedellerini son ödeme gününden sonra asmaya başlıyor. Kiracıların sözleşmelerinde de "faturaların geç ödenmesi halinde tahliye edileceğine" ilişkin hüküm var. Böyle bir durumda ne yapabiliriz? Tek malik olması nedeni ile keyfi uygulamalar yapmasının önüne nasıl geçilir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :942, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Adalet1903, Tarih : 19-05-2025 00:51
Merhaba Sayın Meslektaşlarım;

Kira tespit davası açacağız ancak 2 sözleşme söz konusu

1. sözleşme müvekkillerimin vefat eden babaları ile kiracı arasında düzenlenmiş. Kira sözleşmesi 22.08.2012 başlangıç tarihli 5 yıl süreli ve aylık 600 tl kira ücreti olarak düzenlenmiş. Kira sözleşmesinde kira artış oranı da belirlenmiş.

2. sözleşme ise 2 müvekkilimden biri ile kiracı arasında 01.05.2019 başlangıç tarihli, 5 yıl süreli ve aylık 750 tl kira ücreti belirlenerek düzenlenmiş. bu kira sözleşmesinde artış oranı olup olmadığını bilmiyoruz. çünkü müvekkilimin elinde sadece kira sözleşmesinin ilk sayfası bulunuyor.

bu şartlar altında ben ilk sözleşmeye dayanarak zorunlu dava şartı olması nedeniyle arabuluculuk başvurusu gerçekleştirdim.

22.08.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kira artış oranının belirlenmiş olması nedeniyle açacağım dava da bu kira sözleşmesine dayanmam ve 22.08.2024 tarihinden itibaren yeni kira ücretinin belirlenecek ücret üzerinden tespitini istemem mümkün müdür?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1062, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.irem9596, Tarih : 16-05-2025 21:34
Merhaba, senet meblağı takibe geçtiğim alacak tutarından fazla. Dosya borcu haricen veya icradan kapatılırsa senet aslı kime iade edilir? Borçlu ile anlaşma ihtimalimiz ve haricen tahsil etme imkanımız olabilir. Haricen tahsilde senet aslının borçluya iade edildiği yönünde bilgiler var. Ancak burada senet meblağı takip meblağından fazla olduğundan ve senet arkasında ciromuz olduğundan ciromuz iptal edilmeden senedin borçluya verilmesini istemiyoruz. Aynı zamanda ileride senedin kalan meblağı için takibe geçebilmek için senet aslını alacaklı olarak biz almak istiyoruz. Böyle bir durımda senedin tam tutarı takibe konulmadığından senet aslı alacaklıya verilir mi? Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1233, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Balkesavukat10, Tarih : 16-05-2025 10:05
Merhabalar meslektaşlarım, uzunca zamandır aklıma takılan bir husus hakkında görüşlerinizi talep etmek istedim. Bir yolcu taşıma firmasının bilet satış yazıhanesi başka bir şahıs tarafından işletiliyor, buna istinaden bir alt işletme sözleşmesi imzalanacak, sözleşmede personelin istihdamından alt işletmecinin sorumlu olduğu da hüküm altına alınacak. Böyle bir durumda firma ile işletmeci arasında alt işverenlik ilişkisi kurulmuş olur mu acaba? Alt işletmecinin sigortasız işçi çalıştırması durumunda uygulanacak idari yaptırımlar firmaya mı yoksa şahsa mı uygulanır, firma bu maddeye dayanarak katlanacağı idari yaptırımları alt işveren rücu edebilir mi ? Saygılarımla ...
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1202, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avokadoavok, Tarih : 16-05-2025 08:55
Merhabalar meslektaşlarım,

Hiç bilmediğim bir konu nedeniyle rahatsız ediyorum. Müvekkil zamanında yargılanmış olduğu dosya sebebi ile hekimlik belgesi elinden alınmıştı. Hekimlik belgesinin geri alınması için nasıl bir yol izlenebilir?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1161, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Karadağlı, Tarih : 15-05-2025 23:49
Meslektaşlarım merhaba,
Islah için son dört günüm ve çok sıkıştığım bir konuda yardım istiyorum.
Davayı açarken usuli hata yaptığımı uzun zaman sonra fark ettim. Bunun yanı sıra esasa ilişkin olarak da red kararı gelme durumu var. Detaylıca yazmak isterim, sabrınız ve yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Müvekkil ile müteahhit arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenleniyor. Müteahhit inşaat ruhsatını 4 ay sonra alacağını taahhüt ediyor ve 70 metrekare dubleks daire taahhüt ediyor. Ancak inşaat ruhsatı 3 yıl sonra alınıyor ve müvekkile isabet eden daire 35 metrekare düz daire olarak yapılmış.

Dava sırasında belediyeden imar durum belgeleri geldi. Müvekkille sözleşme 2014 tarihinde yapılmış. Ancak belediye imar planı 2007 tarihli. Ve bu imar planına göre arsaya dubleks yapılması ve 70 metrekare daire yapılması mümkün değil.

Biz davamızı açarken neticei talepte şu taleplerde bulunmuşuz:

"1-) Binada müvekkile taahhüt edilen 2. Kat 70 metrekare dubleksin inşa edilmiş olması durumunda, söz konusu daire için nama ifaya izin verilmesine,

2-) 2. Kat dubleks inşa edilmemiş olması durumunda tadilat projesi kapsamında dairenin dubleks olarak tamamlanması mümkünse, nama ifaya iznin bu kapsamda verilmesine; Bu mümkün değil ise teslim edilecek daire metrekaresi emsal değer bakımından müvekkile taahhüt edilen 70 metrekare dubleks daireden düşük bedelli olması halinde, bu bedel farkının davalıdan tahsiline,

3-) Eksik ve kusurlu işlerin tamamlanması adına bilirkişi incelemesi sonrasında miktarı tam ve kesin olarak belirlendiği anda artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL nin davalıdan tahsiline, bu işlerin tamamlanması için davalıya isabet eden bağımsız bölümlerden yeteri kadarının satışına izin verilmesine,

4-) Fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL kira alacağının ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline, (kısmi dava)

5-) Fazlaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL cezai şart alacağının ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline, (kısmi dava)"

SORULARIM ŞU ŞEKİLDE;

Birinci sorum usuli konuda;
2. maddede metrekare "bedel farkının davalıdan tahsiline" diye talep edip miktar belirtmemişiz. 3. maddeyi teselsül ettirip tek rakam bildirmişiz. Davayı ıslah için (kısmi talepler yönünden) süre aldık. Ancak 1 ve 2. taleplerimiz müddeabih arttırma olacağı için bu durumda tek miktarda toplam belirterek müddeabihi artırmamız mümkün olur mu? Yoksa hiç miktar belirtilmemiş ve talep miktarı yok denilerek red gelir mi?

İkinci sorum esasa dair;
Dosyada alınan bilirkişi raporunda iki kısımda tespit yapılmış. Birincisi, imar planının sözleşmeden önceki tarihli olması ve bu durumunda sözleşmeye uygun yapı ruhsatı alınması imar durumuna göre mümkün olmaması nedeniyle objektif imkansızlık vardır ve davacının taleplerinin reddi gerekir şeklinde. İkincisi ise, sözleşmenin imar planına aykırı olmasının basiretli tacir olma gerekliği nedeniyle müteahhitin sorumluluğunda olduğu ve davacının taleplerinin kabul edilmesi gerektiği TBK md 112 çerçevesinde açıklanmış.


Neticei talep kısmındaki hatalı anlatım nedeniyle red verilirse karşı vekalet ücreti çok yüksek çıkacak (yaklaşık 110 bin tl)
Bu yüzden o kısmı ıslah etmeyip ek dava açma fikri oluştu.

Diğer yandan esasa dair dava red kararı gelme ihtimali nedir?

Davayı tam ıslah etme fikri de var ancak dediğim gibi usuli nedenle de red gelirse üzücü olacak benim için.

Yardımlarınızı önemle rica ediyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1195, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukato0206, Tarih : 15-05-2025 11:19
Sayın meslektaşlar merhaba, esasında konuya ilişkin öncesinde bir başlık açmıştım fakat daha çok detay vererek sorumu güncellemek istedim.
İdarenin tarafımıza bildirdiği evsel katı atık ücretine itiraz ettik itirazın reddiyle iptal davası açtık. halihazırda yargı yeri olarak idarede görülen iptal davasında görevsizlik itirazında bulundular. bu bedele ilişkin ödeme emri düzenlenmedi ya da tarafımızca ödeme de yapılmadı. uyuşmazlık mah. kararlarına baktığımda alacağın tahsilinin abonelik sözleşmesinden kaynaklı olduğu görüşüyle adli yargının görevli olacağına ilişkin kararlar verilmiş. ancak ben bu olayda konu itirazın reddi olduğundan idari yargının görevli olduğunu düşünmekteyim. yani direkt ödeme emrine ya da borç yazısına değil bu borca itirazın reddine yapıldığı hususunun fark yarattığını düşünerek. tecrübeli meslektaşların bu konuda görüşlerini merak ediyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1065, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. M. K. ATAYURT, Tarih : 14-05-2025 22:37
10 yıllık kira süresi dolması üzerine tahliye süreci başlatmak istedim. 3 ay öncesinden ihtarnameyi kiralanan haneye gönderdim. İhtarname bila tebliğ geri geldi. Üzerinde 'Buradan taşınmıştır, imzadan imtina etti' bilgisi var. Kiracının sözleşmedeki TC kimlik numarasının da tutmadığı görüldü.
Bu durumda aklıma gelen, fuzuli şagili tespit davası ardından aynı gerekçe ile tahliye talep etmeyi düşünüyorum.' Bazı meslektaşlar tahliye işlemini kontratta imzası bulunan kiracıya karşı sürdürmemi öneriyorlar.
Tavsiyelerde bulunacak sayın meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :876, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : norrinradd, Tarih : 14-05-2025 16:05
Meslektaşlarım merhaba. Müvekkil yurtdışında yaşıyor ama türkiyede 3 dükkanı bir tane de fiziki olarak ofis ama tapuda mesken görünen taşınmazı var türkiyeye çok sık geliyor tanıdıkları akrabaları da var. 3 dükkan dışındaki bu tapuda görünen ama işyeri olarak kiraya verilmiş yer hakkında müvekkil home ofis ihtiyacıyla tahliye davası açmak istiyor, işyeri ihtiyacı nedeniyle 3 ay öncesinden ihtarname de gönderildi. Home ofis olarak kullanma ihtiyacına ilişkin emsal karar var mı acaba bildiğiniz meslektaşlarım. Davada neye dikkat etmeliyiz bir de? Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :852, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : fadimugrlu, Tarih : 09-05-2025 12:47
Merhabalar meslektaşlarım,
Bir konuda kafam karıştı. Müvekkil evini yeniletmişti. Ancak firma fazla iş var diyerek önce tespit yaptırıp 5 yıl dolmadan da alacak davası açtı. Tüketici mahkemesi öncelikle tüketici hakem heyetine gidilmesi gerektiği nedeniyle usulden reddetti. Karşı taraf istinaf etmedi kesinleşti. Şimdi karşı taraf tüketici hakem heyetine başvurmuş. Usulden red olduğunda zamanaşımı kesilmediğini biliyorum; ama tüketici hakem heyetine başvuru da bu geçerli olur mu? Eğer zamanaşımı kesilmemişse 5 yıl geçtiği için zamanaşımı bedeniyle başvurunun reddi gerekir mi? Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1223, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.cpr, Tarih : 07-05-2025 14:34
a
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1303, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : bettercallme, Tarih : 02-05-2025 13:50
Sayın meslektaşlarım merhaba,

Gümrük müdürlüğünün hukuka aykırı işleminin iptali talebiyle vergi mahkemesinde iptal davası açtık, davayı kazandık, idari para cezası iptal edildi. Ancak idarenin hukuka aykırı işlemi nedeniyle maddi zarar da doğmuş, şimdi tam yargı davası açacağız. IYUK Md. 12: "ilgililer...ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın tebliği tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler." uyarınca dava açacağız. Görevli mahkeme konusunda tereddütte kaldım. Kural olarak tam yargı davalarında idare mahkemeleri görevli, ancak gümrük mevzuatındaki istisna hüküm nedeniyle bu davayı da vergi mahkemesinde mi açmamız gerekiyor?

UYAP'tan dava açarken Vergi Mahkemelerini seçtiğimde davanın konusu kısmında "tam yargı davası" veya gümrük mevzuatından doğan uyuşmazlıklar gibi bir seçenek yok. İdare Mahkemelerini seçtiğimde davanın konusu kısmında tam yargı davaları çıkıyor.

Çok acil yardımlarınızı rica ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1820, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : iremis, Tarih : 29-04-2025 23:59
Meslektaşlarım Merhaba,

Kamulaştırmasız el atma davalarında biliyorsunuz ki artık hüküm kesinleşmeden icra edilebiliyor. Bu durumda karar kesinleşmeden, ilk derece mahkemesinin kararı ile ilgili taşınmazın idare adına tescili mi gerçekleşecek? Yoksa tescil yönünden yine kesinleşme mi beklenecek? Açıkçacı hemen tescilin yapılması mantıklı gelmedi.

Kesinleşmeden tescil söz konusu olduğunda istinaf yahut temyiz aşamasında feragat durumunda ne olacak? Ayrıca feragat durumunda idare lehine vekaletname ücretine hükmedilir mi? Güncel anayasa kararları çerçevesinde hükmedilmemesi gerektiğini düşünmekle birlikte değerli görüşlerinizi merak ediyorum.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1970, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukato0206, Tarih : 29-04-2025 16:02
sayın meslektaşlar merhaba,

belediye tarafından işyerimize tahakkuk ettirilen katı atık bedelinin iptalinde idare mahkemesinde dava açılmış. sonradan devraldığımız bu dosyada davanın adli yargı yerinde görülmesi gerekeceğine ilişkin uyuşmazlık mah. kararlarına sıkça rastladık. bu durum tecrübe ve bilginize göre artık yerleşik bir uygulama mıdır? aksi yönde kararlar mevcut mudur? idare mahkemesinin evet benim görev alanım deme ihtimali var mıdır açıkçası bunu sormak istiyorum çünkü emsal karar bulamadım. genelde aksi yöndeydi.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2030, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Eda DUMAN, Tarih : 27-04-2025 20:28
Merhaba meslektaşlarım,
Müvekkilin hamili olduğu çek önce takas için bankaya ibraz ediliyor, yaprak bedeli de ödenmeden tüm bedel için karşılıksız işlemi yapılıyor. Müvekkil elindeki çeki ibraz süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz ediyor, en azından yaprak bedelini almak için, bu durumda,
1-Çek ibraz süresi içerisinde birden fazla kez bankaya ibraz edilip karşılıksız işlemine tabi tutulabilir mi? Muhatap banka da karşılıksız kaşesi basar mı?
2-Çek takasa verildiğinde çekte müvekkilinin cirosu bulunmamasına rağmen muhatap bankaya ibraz edildiğinde takas odası tarafından yapılan karşılıksız kaşesinin üstüne müvekkil cirosu yapılıyor. Cironun mahiyeti ve sahtecilik yönünden bilgilerinizi rica ediyorum.
3-Ayrıca çek yönünden karşılıksız çek şikayeti yapmama engel durumu var mıdır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1820, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Ahmet Sarıkaya, Tarih : 24-04-2025 15:15
Meslektaşlarım merhaba kiraya vereni resmi kurum sıfatında olan bir dosyada tevdi mahalli davası açmak istiyoruz. Dava açmadan önce PTT'den konutta ödemeli gönderi olarak kira bedelini resmi kuruma göndermemiz gerekli lakin PTT ile yaptığımız görüşmelerde resmi kurumlara konutta ödemeli gönderi gönderemeyeceklerini bildirdiler. Dava aşamasında mahkemeden bu hususun sorulması için PTT'ye müzekkere yazdırılması talebimiz olacak, daha önce böyle bir durumla karşılaşan meslektaşlarımız var mı acaba? Mahkemelerin tutumu bu konuda nasıl olur? teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :2128, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03969908 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.