Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
23.08. Takı Konusunda Önemli İçtihat Değişikliği - Av.Habibe YILMAZ KAYAR
Haber Ekleyin

Yazan : av.ceylanily, Tarih : 02-07-2025 18:40
.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :782, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukato0206, Tarih : 02-07-2025 16:55
Sayın meslektaşlar merhaba,

alacaklı olduğumuz icra dosyasında takip kesinleşti. dosya borçlusunun borçlusu olduğunu bildiğimiz üçüncü kişiye yani bir firmaya borca ilişkin 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ ettirdik.
*üçüncü kişi ve asıl dosya borçlusunun arasındaki borç bir kira alacağıdır*
üçüncü kişi borca yani ihbarnameye itiraz etmiştir.
89/4 uyarınca açılacak tazminat davasında bu alacağın kira alacağı olduğu yani esasında devamlılık gösteren her ay ödenen bir para olduğu göz önüne alındığında hesaplamasının nasıl olacağına dair şüphelerimiz oluştu. başlangıç tarihi haciz ihbarnamesinin tebliğinden olmak üzere olur diye tahmin ediyorum ancak kiraların peşin ödendiği tespit olunamaz aylık ödendiği tespit olunursa bu durumda tazminat miktarı ne olacaktır dava tarihine kadar olan süreç mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :533, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av. serdal, Tarih : 02-07-2025 16:09
Merhabalar sayın meslektaşlarım,
Bir dosyamızda mahkeme kararı aleyhimize sonuçlandı ve icra takibi yapılmadan ödeme yapıldı. Ancak daha sonra istinaf mahkemesi kararı kaldırıp lehimize olarak davanın reddine kesin olarak karar verdi.
Bilindiği üzere Yargıtay kararlarında ilamlı icra takibi sonucu ödenen paranın iadesinde İİK 40/2 maddesi gereği karşı tarafa muhtıra gönderilip temerrüte düştüğünde faiz işleyemeye başlamaktadır. Ama bizim olayda icra takibi bulunmamakta ve şahsen sebepsiz zenginleşmeden dolayı ödeme tarihinden itibaren faiz isteyebilir miyiz?
Değerli yorumlarınızı bekliyorum.
Saygılarımla.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :455, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukado34, Tarih : 02-07-2025 12:20
Merhabalar, ortaklığın giderilmesi davasında arabulucuya yalnızca verasetnamede bulunanlar yönünden başvurduk davayı açtık ancak biri daha varmış tapuda. tapu kaydı getirdildikten sonra davaya sonradan dahil edildi. bu yönden sonradan arabuluculuk yapmak dava şartını sağlar mı
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :438, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : marmaralaw, Tarih : 01-07-2025 15:50
ilk derece mahkemesi davayı kazanmamıza rağmen vekalet ücretini kararda yazmayı unuttu ve istinaf mahkemesi de hatalı değerlendirme yaparak kesinlik sınırının altında diye incelemedi sonra hatasını anlayınca temyize gönderelim dedi ancak Yargıtayda temyiz sınırının altında diye dosyayı incelemedi davayı kazanmamıza rağmen vekalet ücreti alamadık bununla alakalı vekalet ücretimiz için devlet aleyhine tazminat davası açabilir miyiz başkaca mantıklı yol var mıdır
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :497, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : furugferruhzad, Tarih : 01-07-2025 11:56
İdare Mahkemesindeki dosyamızda dosyada, vekaletnamemiz olmasına rağmen,vekile değil, davalı asile tabligat yapılmıştır.Vekil ile takip edilen dosyalarda vekile tebliğ esas olsa da idari yargıda da durum böyle midir yoksa ayrıksı başkaca bir düzenleme mevcut mudur?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :448, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avebs, Tarih : 30-06-2025 19:02
Merhabalar, basit yargılama şeklinde görülen karşılıklı yaralama olayında mahkeme iki tarafın da birbirini yaraladığına kanaat getirip haksız tahrik indirimi uygulayarak ceza verdi.

İki tarafın cezasına da itiraz ettim fakat karşı tarafın cezasına ilişkin kesinleşme şerhini görünce şaşkına döndüm. Sonradan fark ettim ki beyan dilekçemde karşı tarafın cezalandırılmasını talep etmişim fakat katılma talebimiz vardır diye açıkça yazmamışım, o nedenle dosyada şikayetçi olarak geçiyoruz ve karşı tarafın cezasına itirazım yok sayılmış.

Şimdi dosya genel hükümlere göre yargılama yapılmak üzere yeni mahkemesine gitti fakat dosyada bir tek müvekkilim var, UYAP'ta müşteki sanık olarak görünüyor fakat diğer sanık dosyaya eklenmemiş.

İlk karar kesin hatalı ve istediğim gibi karar verileceğinden şüphem yok. Bu noktadan sonra hatamı kurtarma şansım var mı, ne yapabilirim?

Basit yargılamaya itiraz istinaftan farklı olduğundan belki tüm dosya tekrar görülür, genel hükümlere göre yapılan yargılamada katılırım diye düşünmüştüm fakat öyle de olmuyor sanırım. Basit yargılama usulünde ilk davam ve çok acemilik yaşadım.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :514, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avgio, Tarih : 30-06-2025 16:12
Herkese iyi günler dilerim saygıdeğer meslektaşlarım, müvekkilin elindeki çek kayboldu ve vade tarihi 30 Ağustos 2025'tir. Bu süreçte kötü niyetli kişiler tarafından çekin bankaya ibrazının önlenmesi için çekin iptali için dava açacağız. Çekin değeri yüksek olduğu için teminat miktarı da oldukça fazla çıkıyor, teminatsız şekilde tedbir aldırmak mümkün mü?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :495, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : öz87, Tarih : 28-06-2025 19:37
Merhabalar üstadlarım;
Basit yargılama usulüne devam eden bir dosyada katılan vekiliyim.
Sanık vekili dosyaya sadece vekaletname sundu . Gerekçeli kararda yargılama giderlerinin hazineye bırakılmasına karar verilmiş ayrıca vekalet ücretinden bahsedilmemiş böyle bir durumda sanık vekili vekalet ücreti kazanmış oluyor mu?

Bir de ben itiraz etmeyi düşünüyorum mahkemenin duruşmalı olarak devam etmesi durumda tekrardan beraat kararı alırsa vekalet ücreti yine hazineye mi kalır , katılan taraf mı vekalet ücretinin öder?

Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :630, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : N. Kaan Ateş, Tarih : 27-06-2025 16:42
Merhaba,

Müvekkilim uzaklaştırma kararı da alan eski nişanlısına mobil bankacılık uygulamasından para havale ederek mesaj gönderiyor. İstinaf dilekçesinde kullanmak için, bu durumun ısrarlı takip suçunu oluşturmayacağı yönünde bir karar bilen var mıdır acaba?

Teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :672, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : berkberk98, Tarih : 27-06-2025 11:56
Değerli üstatlarım merhabalar,
Müvekkilin eşi vefatından 15 sene önce bir taşınmazını ikinci evliliği olan eşine bağışlıyor. Herhangi bir satış gösterme durumu vs yok. Bu durumda saklı payın zedelendiğinden bahisle tenkise tabi tutulma durumu var mı?

Vefat öncesi bir yıl içerisinde olmadığı sürece yapılan bağışlamalar tenkise tabi değil diye biliyorum ancak daha önceden sorulmuş birkaç soru kafamı karıştırdı. Saygılarımla
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :610, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Kasparov108, Tarih : 27-06-2025 11:27
Görülmekte olan bir tahliye davamızda hakim duruşma esnasında kira bedelini bilmediğinden istinafa açık olacak şekilde karar verdi.

Fakat biz aynı gün dava tarihinden sonraki karar tarihine kadar tüm kira dekontlarını sunarak kararın kesin olduğunu belirtip gerekçeli kararda kesin olması yönünde talepte bulunduk.

Bu sırada davalı borçlu kendisi de meslektaşımızdır ama kötü niyetli davranarak karar tarihinden sonraki kirayı 8000 TL olarak yatırıp istinaf sınırının üstünde diyerek dekontu da sunarak kararın kesin olmadığını iddia etmekte.

8000 TL olarak yatırılan kiranın fazlalık kısmını aynı gün müvekkil iade etti.

Şimdi bu durumda gerçekte karar kesin davanın açıldığı tarihte ve karar tarihinde kira bedeli belli.

Hakim gerekçeli kararda kısa kararda istinaf yolu açık olmak üzere karar verdiği için tekrar istinaf yolu açık diyebilir mi veya bu kararını değiştirebilir mi buna ilişkin emsali bulamadım.

E zaten istinaf veya temyiz gibi kanun yolu süreleri kamu düzeninden olduğu için hakimin kararın kesin olduğunu belirtmesi gerekiyor bizce. Fakat buna ilişkin iki konuda yardımınıza ihtiyacım var.

Birincisi kısa kadar da istinafa açık denilmesine rağmen gerekçeli kararda kesin olduğunun belirtilmesi doğru mudur yanlış mıdır davalıya usulü bir hak kazandırır mı.

İkincisi kararın her türlü kesin olması sebebiyle gerekirse tarzih dilekçesi ile israfa açık olarak verilen kararın gerekçeli kararda düzeltilmesi mümkün müdür.

Bu iki konuda emsal içtihatlara ihtiyacım var yardımlarınızı beklemekteyim teşekkür ederim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :138, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Gh, Tarih : 27-06-2025 10:11
Merhabalar,
Müvekkilim amatör bir spor klubüdür. Sporcularından aylık ödence alarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Sporculardan biri bir kaç aylık ödemesini yapmamış ve kluüple bağlantısını koparmıştır. İcra takibi başlattım ve takibe itiraz edildi. İtirazın iptali için açacağım davada görevli mahkemenin neresi olması gerektiği konusunda karmaşa yaşıyorum. Spor klulübü dernek gibi kurulmuş olup anonim şirket vasfında değil.
Vaktinizi ayırdığınız için şimdiden teşekkür ederim .
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :597, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av. serbay çalık, Tarih : 25-06-2025 13:46
iyi günler sayın meslektaşlarım.
Müvekkil şahsın tam kusurlu olarak yaptığı trafik kazası sonucu olayda bir kamyon ve üstündeki oto bayisine gidecek olan 3 yeni (0)km araçlar zarar görmüştür. Sigorta şirketi karşıladığı zarar sonucunda, müvekkil aleyhinde 3 adet yeni (0) km araçların, araç başına maddi teminat kısmı fazlalığını icra takibi yapmıştır.

Sorum şu sayın meslektaşlar; somut olayda araçların birden fazla olması ve bunun yanında kaza yapılan araç haricinde 3. kişilerin mallarının bulunulması dolayısıyla kaza başına maddi teminat uygulaması gerekmez mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1217, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Ömer, Tarih : 25-06-2025 11:26
Merhaba meslektaşlarım,

Müvekkil iş kazası sebebiyle sol el işaret parmağını kaybetti.

Çalıştığı işyerinde asgari ücrete yakın bir maaş almaktaydı ancak bunun dışında hafta sonları organizasyonlarda ekibiyle birlikte enstrüman çalarak işyerinden elde ettiği gelirin 2-3 katını da ek olarak kazanmaktaydı, şu an bu gelirinden mahrum kaldı.

1- Aşağıda alıntıladığım örnek kararda işyeri harici gelir kayıplarından işyerinin sorumlu olmadığına karar verilmiş. Bu haliyle iş kazası sebebiyle müvekkilin mahrum kaldığı harici gelirlerin sorumlusu kim olacak ? Kimden nasıl talep edilecek ? Bu konuda bilgilerinizi ve varsa emsal karar paylaşabilirseniz çok memnun olurum.

2- İşyeri için %60, işyeri sahibi A şahsı için %10, müvekkil için %30 kusur belirlenmiştir. Maddi ve manevi tazminatın tamamından limited şirket olan işyeri ve işyerinin sahibi A şahsı müşterek ve müteselsilen mi sorumludur? Değer artırımı yapılırken hesaplanan tazminat tutarının tamamı için her ikisine karşı değer artırımı yapılacak değil mi?

Şimdiden teşekkür ederim.

Yargıtay 10 HD Esas: 2021/5137; Karar: 2022/1886 Tarih: 15.02.2022 kararında “ ……...Öte yandan iş kazası hukuksal sebebine dayalı tazminat davaları özü itibariyle haksız fiilden kaynaklı tazminat davaları olup 6098 sayılı Türk Boçlar Kanunun 54. Maddesine göre bedensel Zaraların özellikle; tedavi giderler, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ile ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar. Olduğu belirtilmiş olup iş kazasından doğan tazminat davalarında davacının işyerinde yaptığı iş itibariyle geçici ve/veya sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle o işveren nezdinde kaybetmiş olduğu çalışma gücünün azalmasından doğan kayıpların işverenden dava edilebileceğinin anlaşılmasına göre bu işyerinden elde etmediği anlaşılan ziraat faaliyeti nedeniyle elde etmediği gelirden kaynaklı tazminattan da işvereni sorumlu tutmak mümkün değildir.”
[/size]
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :804, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : N. Kaan Ateş, Tarih : 25-06-2025 09:14
Selamlar,

Arsa olarak kiralanan taşınmaz üzerine kiracı tarafından kiraya verenin açık (zımni) muvafakati ile taşınmaz yapı inşa edildiğinde sözleşmenin vasfının değişeceğine yönelik bir karar arıyorum. Bulduğum bütün kararlar aksi yönde, acaba elinde bu şekil bir karar olan var mıdır?

Teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :786, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat1804, Tarih : 24-06-2025 13:15
Herkese merhaba,

A (Keşideci), B (Lehtar), sırasıyla C, D(müvekkil) ve E cirantalar. Çek bankaya ibraz ediliyor karşılıksızdır kaşesi vuruluyor. Çek şu an D'de yani müvekkilde. C ödeme yapmıyor ve konkordato sürecinde. Böyle bir durumda;
1- A,B ve C ye karşı birlikte icra takibi başlatabilir miyim? Ya da direkt A ve B'ye başlatsam sorun olur mu?
2- İcra takibi başlatırken dikkat etmem gereken bir husus var mıdır yoksa direkt kaşede yer alan "X TL karşılıksızdır"daki X üzerinden mi başlatacağım?
3- Çekin icra takibi sonrası ödenmemesi durumunda icra ceza başvurusunda davayı yine tüm borçlulara mı yönelteceğim?

Yanıtlar için şimdiden teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :865, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : WinterBird, Tarih : 23-06-2025 16:53
Merhaba meslektaşlar,
Müvekkil cevap dilekçesinde ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini istemiş daha sonra cevaba cevap dilekçesinde aynen veya nakden istemek suretiyle istemini değiştirmiştir.
Buna karşın hakim yalnızca dava dilekçesine bakarak ihtiyadi tedbir kararını '' aynen iade '' sebebiyle reddetmiştir.
sorularım şöyle:
1- Sadece aynen iade istendiğinde ihtiyadi tedbir kararı neden reddedilir? Aynen iade istemi ihtiyadi tedbir kararının reddine sebep midir?
2- Cevap dilekçesinde istemini değiştirme hakkı olduğundan hakimin reddettiği ihtiyadi tedbir kararınının yeniden değerlendirilmesini isteyeceğim fakat bu ihtiyadi tedbir verilmeyen süre içerisinde bankadaki para çekildiyse harcandıysa ne yapmak gerekir? bu konuda yardımcı olursanız çok sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :861, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : N. Kaan Ateş, Tarih : 23-06-2025 10:10
Selamlar,

Kira sözleşmesi yapılan arsa üzerinde kiraya verenin muvafakati ile depo vb. bir yapı yapılması sonucunda sözleşmenin niteliğinin konut ve çatılı işyeri sözleşmesine dönmesi mümkün müdür? Bu konuda bir yargıtay kararı var mıdır acaba?

Teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :833, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.CengizEge, Tarih : 20-06-2025 16:34
Selamlar meslektaşlarım,

Müvekkil şirketin personelinin yaptığı bir işlemden dolayı yaşadıkları sıkıntılara ilişkin olarak izlenecek hukuki yol hakkında tavsiye ve görüşlerinize ihtiyacım var.

Müvekkil şirket gıda işi yapan bir firma. Kantinde çalışması ve diğer personelleri denetlemesi için işe aldığı bir çalışanı (herhangi bir temsil-imza yetkisi yok.) tedarikçi firmanın bayisinden zaten halihazırda siparişi müvekkil firma tarafından verilmiş - faturası düzenlenmiş(veya düzenlenecek) ürünlere karşılık olarak 1 adet nakden, 1 adet malen kayıtlı 08.06.2025 ödeme tarihli bonoları keşide ediyor.

Senetler şirket adına doldurulmuş fakat senetlere şirket kaşesi basılmamış. Yalnızca şirket personelinin(yetkisiz temsilci) imzası mevcut imzalayana ait İsim-soyisim de yazmıyor.

Müvekkil şirketin bu işlemlerden hiçbir şekilde haberi olmadığı gibi yaklaşık 4 ay sonra 19.06.2025 tarihinde şirket hesaplarına birçok banka tarafından bloke konuldu. Bu vesileyle de bloke konmasının sebebi öğrenilmiş oldu.

Lehtar bonoları bankaya teslim etmiş. Senedin teslim edildiği il dışında bulunan bankanın şubesi ödeme gününün yaklaştığına ilişkin bildirimde bulunmak üzere PTT aracılığıyla bildirim yazısı göndermiş fakat bu yazıyı şirkette çalışmayan ve kimsenin tanımadığı bir kişi teslim almış(Şirketin bulunduğu iş merkezi binasında da o isimde bir şahıs yok. Bu bilgi banka şubesinden öğrenildi.). Buna istinaden de süreç devam ettirilerek hesaplara bloke konulmuş ve şirket "Kara Liste'ye" alınmış.

Durumu lehtara ilettiğimizde hatalarını fark ederek senetlerin ödemelerinin yaklaşık 4 ay önce alındığını, kendi hataları sebebiyle bu durumun yaşandığını bankalara ilettiler ve blokeler kalktı fakat söz konusu durum TCMB kayıtlarında mevcut ve şirketin sicili lekelenmiş oldu.

Öncelikli olarak burada yetkisiz temsilcinin sebep olduğu zarar, bankanın denetimsizliği ve sorumsuzluğu, usulsüz tebligat(Bloke sonrası banka müvekkil şirkete e-tebligat olarak "Ödememe Protestosu" gönderdi.) olduğunu düşünürsek.

1- Yetkisiz temsilciye, lehtara ve ilgili bankaya karşı ayrı ayrı veya birlikte "Resmi belgede sahtecilik" suçlamasını yöneltebilir miyiz?

2- Yalnızca yetkisiz temsilciye karşı "Hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma" sebebiyle dava açmamız halinde süreç lehimize sonuçlanabilir mi?

3- TCMB kayıtlarını düzeltmek için senedin iptali davası açmak doğru bir yöntem olacak mıdır? Ziyaı dışında daha önce hiç bu şekilde dava açmadım. Husumeti kime yöneltmemiz gerekir veya husumetsiz olarak mı açmamız gerekir? Neticede lehtarın bu emre muharrer senedi inceleyerek yetkisiz temsilciye doğrudan rücu etmesi gerekirdi.

4- Bankaya karşı açılacak maddi tazminat davası bankanın senedi denetlememesi, bildirimi şirketin e-tebligat adresi varken usulsüz bir şekilde tanınmayan bir kişiye tebliğ etmesi ve ödememe protestosunu e-tebligat olarak 20.06.2025'te tebliğ etmesine rağmen 19.06.2025 tarihinde hesaplara bloke koyması kapsamında değerlendirdiğimizde bu yola başvurulması mantıklı olacak mıdır?

Yanıtlarınız için şimdiden çok teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :1048, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04928708 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.