Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Yanıt Bekleyen Hukukçu Meslektaşların Soruları
Kanallar : Lütfen Seçiniz

Hukuk Haberleri :
Haber Ekleyin

Yazan : Av. Buğra YILDIZ, Tarih : 13-03-2024 11:44
Merhaba;

Bir müvekkilimizin alacağı için icra kanalı ile taşınır satışı yaptık. Satış tarihi 26.01.2024 olarak belirlenmiş.

"İlgi sayılı yazınızla yukarıda numarası yazılı müdürlüğümüz esas sayılı dosyasından İİK 100. Mad. Yarar malumat istenilmiş ise de; menkul/gayrimenkul üzerine konulan haczimiz İİK.106-110 Maddeleri gereğince düşmüş fakat satış tarihiniz olan 26.01.2024'ten sonra 29.01.2024 tarihinde haciz konulmuştur."

şeklinde yazı gelmiştir. Bu kişinin 3 farklı icra dosyası var aynı kişiden. Sıra cetveli düzenlenirken satış tarihinden sonra konulan hacizler de paylaşıma dahil edilecek mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :662, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : HakiMavi, Tarih : 12-03-2024 15:58
Değerli meslektaşlarım,

Müvekkil şirkete ait bir araç Türkiye distribütöründen 2016 yılında satın alınmıştır. Tüm bakımları da yine bu distribütörün yetkili servisinde yapılmıştır.

Yaklaşık 3 ay önce araçta meydana gelen bir arıza nedeniyle araç yine bu servise verilmiştir. Servisten yurtdışından bir parça getirilmesi gerektiği belirtilmiş ve bu parçanın ücreti talep edilmiştir. Bu parçanın ücreti tam olarak ödenmiştir. Araç da servisin parkında durmaktadır.

Gelinen noktada üç ay süre geçmiş olmasına rağmen yurtdışından parça halen tedarik edilememiş ve aracın tamiri de bitirilememiştir.

Bu durumda tüketici hükümlerinden faydalanamayacağımızı da öngördüğümüzde izleyeceğimiz yol ve göndereceğimiz ihtarnamede olması gereken taleplerimiz konusunda bize yardımcı olacak meslektaşlarımız olursa çok seviniriz.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :686, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.Figen Koç, Tarih : 12-03-2024 14:46
Merhabalar. TBK 392 madde gereğince icra takibi açmadan önce temerrüde düşürmek için ihtardan itibaren 6 hafta bekleme süresi var. Taraflar arasında bu para konusunda şikayet olmuş ve ceza davası açılmış, borçlu konumundaki kişi yargılanıyor ise yine de 6 hafta beklemek gerekir mi, ceza davası ihtar yerine geçer mi? Bu konuda elinde Yargıtay kararı olan arkadaşımız var mı? Şimdiden teşekkürler
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :630, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.sahinsahin, Tarih : 12-03-2024 00:38
Merhaba meslektaşlarım. Müvekkil aleyhine Aralık 2022 de birikmiş nafaka alacağı için ilamlı takip başlatılıyor. Takipten sonra icra emrinin tebliğinden önce müvekkil borcun bir kısmını alacaklıya ödüyor. Aradan geçen 2 yılın sonunda müvekkile daha yeni icra emri geliyor ve yaptığı ödemelerin düşürülmemiş olduğunu görüyor.

1-Burada yapılan ödemelere ilişkin menfi tespit açılabilir mi?(Şüpheye düşme sebebim ödeme emri eline ulaştığında borç ödenmişti ancak takip başlatılırken gerçekten borçlu)

2-Tebliğden itibaren 7 günlük süre henüz dolmadı. İcra hukuk mahkemesi'nde borcun ödenmesi sebebiyle icranın geri bırakılması mı talep etmeliyim ?

3- İlk 2 seçenekten bağımsız olarak kısmi ödemenin düşürülmemesi sebeiyle ödeme emrinin iptalini mi talep etmeliyim?

7 günlük süre 2 gün içerisinde dolacak o yüzden ivedilikle yardımlarınızı bekliyorum. Çok teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :645, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : gbahsi, Tarih : 11-03-2024 14:36
Merhabalar, geçersiz devremülk sözleşmesi nedeni ile sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile birlikte ödenen bedellerin iadesi talebi ile dava açmak istiyorum. Bilindiği üzere 2024 yılı için Tüketici Hakem Heyetine başvuru sınırı 104.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Sözleşme bedeli ise 33.000,00 TL. Bu durumda heyete başvuru akabinde verilecek kararın aleyhe olması durumunda heyet kararına itiraz davası mı açmalıyım? Yoksa direkt olarak arabuluculuğa başvurup alacak davası açabilir miyim? Şimdiden teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :595, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avukat.fks, Tarih : 10-03-2024 00:20
Merhaba meslektaşlarım,

Müvekkil 2020 yılında temelden ev satın almak maksadıyla (A) kişisi ile kendi aralarında adi yazılı sözleşme yapıyor. Müteahhitlik yapan (A), sözleşmeye soy adını taşıyan şirketin kaşesini basıp imzasını atıyor.

Binanın yapılacak olduğu meskenin hemen yanında bulunan ve aynı şirketin yapmış olduğu diğer bloklardan birindeki daireyi örnek olarak geziyorlar. Müvekkil belediyeden planları inceliyor ve bu şirketin ismini görüyor.

Müteahhit (A), binanın yapılacak olduğu yerdeki tek katlı evde oturan şahısla dava sürecinin devam ettiğini, evi boşaltıp yıkmadan inşaatın yapımına başlayamadıklarını davanın sonuçlanmasına az kaldığını beyan ediyor. Müvekkil tek katlı evde oturan şahısla yaptığı görüşme ile de dava sürecinde olduklarını teyit ediyor.

Fakat aradan 4 sene geçmesine rağmen inşaata başlanmıyor ve müteahhit (A) da ulaşamıyorlar. Savcılığa gidip dolandırıcılık nedeniyle suç duyurusunda bulunuyorlar. takipsizlik kararı veriliyor. Bu aşamada bana geliyorlar.

Şirketin Ticaret Sicili Gazetesi ilanlarını inceledim. (A) hiçbir zaman şirkette imzaya yetkili olmamış. Babası (B) şirketi tek ortaklı limited şirketi olarak kurmuş. 2018 yılında tüm hisselerini üçüncü bir kişiye devretmiş, devrettiği kişi de tüm hisselerini 2 ay gibi kısa bir süre sonra bir başkasına devretmiş.

Sonuç olarak (A) babasının 2018 yılında üçüncü bir kişiye devrettiği şirketin adını soy adıyla uyumlu olmasını ve daha önceden işleri kendileri yürütmüş olmalarını kullanarak müvekkilin güvenini kazanmış. Hiç başlamayacak olan inşaat üzerinden, yetkisinin bulunmadığı şirket unvanını kullanarak daire satıp yüklü miktarda para almıştır.

Normalde kat karşılığı inşaat sözleşmesi, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine aykırılık hukuki anlaşmazlık olarak değerlendirilip dolandırıcılık suçu yönünden takipsizlik kararları verilir. Fakat bizim olayımızda yetkilisi olmadığı şirketin kaşesini kullanma durumu da olduğundan takipsizlik kararına itirazımız kabul edilebilir mi, itiraz dilekçemizde hangi hususların altını çizmeliyiz, bu olaya uygun Yargıtay Kararı biliyor musunuz?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :621, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat077, Tarih : 09-03-2024 00:41
Merhaba meslektaşlarım,
Tahliye Taahhütnamesine dayalı Örnek-14 İcra takibinden tahliye emri düzenlenmediği ve tebligata çıkmadığı durumda vazgeçme de bulunmam durumunda ne kadar harç ödüyoruz? Matbu mu? Yoksa 1 yıllık kira bedeli üzerinden mi harç alınmaktadır?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :654, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : tutkamun, Tarih : 08-03-2024 20:59
Üstadlar selamlar,

Boşanıp tekrar evlenen bir çift tekrar boşanma sürecinde,İlk evlenme anlaşmalı olarak yapılmış. Protokol uyarınca maddi ve manevi toplam bir bedel olarak tazminata da hükmedilmiş olup kararın kesinleşmesinden itibaren bir yıl sonra ödeneceği belirtilmiş fakat çift boşandıktan 3 ay sonra tekrar evlenmiş. Mevcut durumda Müvekkilin tekrar aynı kişi ile evlenmesi işbu tazminat alacağını ortadan kaldırır mı? Teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :573, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : advocatus1897, Tarih : 08-03-2024 15:13
Merhabalar müvekkilimizin eşi Bitliste polis özel hareket memuru iken görev yerinde, görev yaptığı esnada silah eğitimi esnasında arkadaşının silahından çıkan kurşunla vefat etmiştir. Olayda sanığın ikrarı bulunmakta olup şüpheli bir durum yoktur. Eşi, 3 yaşında bir kız çocuğu, anne ve babası bulunmaktadır. Aynı zamanda hamiledir. Ailesinin Öngörülen hakları kazanabilmesi için müteveffanın şehit sayılması gerekmektedir. Bu süreçte yapabileceklerimiz nelerdir ? Bu konuda tecrübe sahibi meslektaşlarımızın cevaplarını bekliyoruz. Teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :596, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Avvkat, Tarih : 08-03-2024 12:53
.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :623, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avserdar, Tarih : 08-03-2024 11:22
.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :656, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.busenurozdemir, Tarih : 08-03-2024 01:09
merhaba, müvekkilimiz ve kiracısı arasında sözlü kira akdi var. müvekkilim kiracısını çıkarmak istiyor. talebine istinaden 01.03.2021 başlangıç tarihi belirtmek suretiyle örnek-13 tahliye talepli takip açtık. kendileri ilk itirazlarında '' müvekkilim, oturduğu konut ile ilgili tüm ödemelerini alacaklı olduğunu iddia eden kişiye yapmıştır. hepsi de belgelidir.'' şeklinde beyan verdiler. ardından aynı gün gönderdikleri bir diğer dilekçe ile '' alacaklı olduğunu iddia eden kişi ile müvekkilim arasında ne sözlü ne de yazılı kira sözleşmesi yoktur.'' şeklinde itirazlarına ek beyan sundular. şimdi, sorularım şunlar;

1- hangi itiraz dilekçesi esas alınacak? verdikleri ek beyan ile icra mahkemesine gitme yolumu kapattılar. ancak ilk dilekçelerinde de kira sözleşmesini inkar etmemiş oldular. '' itirazın iptali'' yoluna mı gitmeliyim ''itirazın kaldırılması'' yoluna mı?

2- bunun yanında, 'kira sözleşmesi yok' diyerek taşınmazı işgal ettiklerini kabul etmiş oldular. buna binaen tahliye talepli haksız işgal ve ecrimisil davası açabilir miyim? İtirazın iptali/kaldırılması yoluna mı gitmek lazım haksız işgal yoluna mı? her ikisini birden yapabilir miyim?

3- takip talebini 2021 yılından bu yana olarak başlattığım için dava değeri tanıkla ispat sınırını geçiyor. sözlü kira akdini -yemin dışında- başka hangi yollarla ispatlayabilirim?

4- ve son olarak, 2023 yılında açmış olduğum takip, gelen itiraz üzerine 17.10.2023 yılında durdu. dava yoluna gitmek için yeni kira dönemi/yılı gerekçesiyle geç kalmış olur muyuz? bu durumda ilk açtığım takip üzerinden ilerleyebilir miyim yoksa son aylara ilişkin yeni bir takip açıp ona gelecek olan itiraz üzerine ilerlemem daha mı mantıklı olur?

farklı anlamlara gelen itirazlar üzerine durum çok karıştı...ben bu kiracıyı en ivedi şekilde nasıl tahliye edeceğim? tecrübeli meslektaşlarım yardımcı olabilirse çok sevinirim. şimdiden*teşekkürler.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :575, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : speedylawyer01, Tarih : 08-03-2024 00:30
Kıymetli meslektaşlarım herkese merhabalar, iyi çalışmalar dilerim.
Olayımız kısaca şöyle ; bir hanımefendi var kanser hastası sgkya ilaç kullanımı için dava açıyor, tedbir ile ilaçları kullanıyor sonrasında dosya bilirkişi aşamasında iken vefat ediyor. Vefattan sonra mirasçılar reddi miras süresini kaçırıyor ve bu süreden yaklaşık 4-5 ay sonra ise mahkeme ilaç davasında aleyhe karar verip dosyayı reddediyor. Sormak istediğim soru şu : bu aleyhe verilen karar(ilaç bedelleri aleyhe olacak) ile mirasın borca batık olduğunu kanıtlayabilir miyiz? (Mirasta aktif pasif herhangi bir değer bulunmamakta)
Ayrıca bu durumu tespit edip sonrasında mı mirasın hükmen reddi mi gerekiyor? Yoksa hiçbir şekilde miras reddedilemez mi? Yaptığım araştırmalar sonucu hiçbir dişe dokunur bilgi bulamadım. Bu sebepten dolayı sizlerin kıymetli vaktini almak istedim. Teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :466, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : av.alperşener, Tarih : 07-03-2024 21:39
Merhaba meslektaşlarım; Müvekkil A miras bırakan babası B nin borcu için B hayattayken kendi taşınmazını ve aracını satıp ödemiş karşılığında ise bir tane babasından (yani B'den) bir taşınmaz devralmış bir tane de annesi C'nin (yani miras bırakanın eşinin) miras payından bir miktar taşınmaz devralmış. Neticede bu iki devralınan taşınmaz borcun karşılığı olarak devralınmış ve ikisi de miras bırakanın malları. İleride açılabilecek muris muvazaası davasında elimi kuvvetlendirmek adına henüz miras bırakanın eşi de hayattayken ne yapabilirim?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :418, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Avukat077, Tarih : 06-03-2024 22:29
Merhaba Meslektaşlarım,
Müvekkilim A kişisi, Mal sahibi B kişisinden vekaletname alarak B kişisine ait evi kiraya vermiştir. Sözleşmedeki kiraya veren kısımında B kişisinin adı vekaleten A kişisinin adı yazmaktadır.Tckimlik bilgisi olarakta A kişisinin kimlik numarası yazılmıştır.
Tahliye Taahhütnamesinde de kiraya veren aynı şekildedir.
Müvekkilim A kişisi kendisi adına bana vekalet vermiştir ve tarafımızca kiraya veren A kişisi gösterilerek örnek-14 icra takibi başlatılmıştır.
-Sormak istediğim husus şu dur: Müvekkilim A kişisinin B kişisinden aldığı vekaletname de Taşınmazı kiraya verme yetkisi içerisinde
''TAŞINMAZI KİRAYA VERME: Sahibi bulunduğumuz bulunacağımız x hudutlarında bulunan taşınmazı dilediği gibi bedel ve şartlarla gerçek ve tüzel kişilere,resmi dairelere kiraya vermeye,mal sahibi veya kiraya veren sıfatıyla kira sözleşmelerini tanzim ve imzaya şartlarını değiştirmeye yenilemeye feshetmeye sürelerini uzatıp şartlarda değişiklik yapmaya, yanlışlıkları düzeltmeye,düzeltme beyannamesi tanzim ve imzaya kira sözleşmesini dilediğine devretmeye devre muvafakat etmeye kira bedellerini almaya ahzu kabza,karşılığında makbuz vermeye kiralananın anahtarını teslim etmeye teslim almaya teslim tutanaklarını imzaya ihtarname ihbarname göndermeye gönderilenlere cevap vermeye tebliğ ve tebellüğe kat malikleri toplantısına katılmaya, toplantı hazirun cetveli tutanak ve kararlarını imzaya süresinde kabul ve redde, vergi daireleri mal müdürlükleri ve belediyelere verilmesi gereken beyannameleri imzalayıp vermeye her türlü vergilerini ödemeye ,bu hususlarda yapılması gereken her türlü iş ve işlemleri yapmaya takip etmeye ve imzası ile neticelendirmeye,'' yetkileri yer almaktadır.

**Ancak dava da taraf olma,icra takibi anlaşmazlık olduğunda taşınmaz için avukat görevlendirme yetkisi bulunmamaktadır. Vekaletnamedeki bu düzenleme taraf ehliyeti bakımından yeterli midir? Yoksa yapmış olduğumuz takip taraf ehliyeti bakımından hatalı mıdır?
-Yapmış olduğum araştırmalar sonucunda B kişisinin taraf olarak belirtilmesi gerektiği bilgisine ulaşmış durumdayım. Sizin fikriniz nedir?
Dip not: İcra dairesi önce tahliye emri düzenlenmesi talebimi taraf ehliyeti sebebiyle reddetmişti. Kira sözleşmesini ve A kişisinin vekaletnamesini sunmamın ardından kabul etti. Henüz dosyayı tebligata çıkartmadım.Takibe devam edip etmeme konusunda kararsızım. Takipten vazgeçme yapıp mal sahibi B kişisi adına takip başlatmak dosya gidişatı açısından daha doğru olabilir diye düşünmekteyim. Fikirlerinizi duymak isterim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :407, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av.3881, Tarih : 06-03-2024 13:57
Merhaba müvekkilimin genel icra dairesi tarafından baslatılan nafaka borcunu, aracı ülke Almanya tahsil ediyor. Ancak genel icra dairesince hala borçlu bulunuyor. Borcun Almanya tatafından tahsil edildiğine ilişkin ne yapmam gerekir
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :365, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : avhanim, Tarih : 04-03-2024 18:41
Merhaba meslektaşlarım.
Bu konuyu biraz beyin fırtınası yapmak için ve konu hakkında bilgi sahibi meslektaşlarımın da değerli yorumlarını almak için açtım.

İkametgahın başka bir yere taşınmasıyla ilgili prosedür nasıl işliyor? Resmi ikametgah adresini bir yerden başka bir yere kim taşıyor? Kişilerin rızası dışında ikametgahları nasıl değiştiriliyor? Bu eylem hangi suçları oluşturabilir? Nasıl mağduriyetler oluşturabilir?

Bence KVKK’ya muhakefet, resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturabilir. Aynı zamanda icra dairesi işlemleri, tebligat işlemlerinde ciddi mağduriyetler doğurabilir. Veya 20 iş günü içerisinde Adres değişikliğini bildirmeyenlere 451₺ ceza, gerçeğe aykırı adres bildiriminde bulunanlara da 9441₺ idari para cezası uygulanmaktaymış. Bu da ciddi bir mağduriyet.

Özellikle bu prosedürün nasıl işlediği, değişikliği kişinin rızası dışında kimin yapabildiği konularında net bir şey bulamadım.

Değerli görüşlerinizi, yorumlarınızı bekliyorum.
Şimdiden çok teşekkür ederim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :424, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : MehmetB, Tarih : 04-03-2024 15:02
Satış memuru, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda tarafımız lehine hükmedilen vekalet ücretinden ödeme esnasında taşınmazdaki kendi hissemiz oranında kesinti yapıyor(Örneğin 1/3 hissemiz varsa vekalet ücretinin 2/3'ünü ödüyor). Buna gerekçe olarak da kararda hükmedilen vekalet ücreti için "davalının kendi payına düşen kısmının kendi üzerinde bırakılması" yazdığını gösteriyor.

Vekalet ücretinin bu şekilde kendi hissemiz oranında kesinti yapılarak ödenmesi doğru mudur? Yoksa kalan kısmın da müvekkilin hissesine düşen paradan mı ödenmesi gerekir? Yardımcı olursanız sevinirim.
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :425, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : GKHNÇLT, Tarih : 03-03-2024 19:37
iyi akşamlar.müvekkilim köyde hayvancılıkla uğraşırken daha sonra anne ve babasının boşanma davası sebebiyle köyden ayrılıp şehirde yaşamaya başladı.Boşanma davasında annesi lehine tanıklık yaptığı için babası ile arası bozuldu karşılıklı şikayetçi oldukları ceza davaları söz konusu.Bu arada hayvancılık yaparken hayvanları için aldığı yem saman vs gibi 120.000 tl tutarında bir malı köyde kaldı.Onları şu an satmak istiyor lakin babası tarafından eve yaklaştırılmıyor hatta uzaklaştırma alınmış. Bu durumda açılması gerekli davalar neler olabilir ne yapılabilir.şimdiden teşekkür ederim
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :382, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]

Yazan : Av. Meses, Tarih : 01-03-2024 18:37
Arkadaşlar merhaba. Her iki taraf için de vekalet ücretine hükmedilen bir mahkeme ilamını taraflardan birisi ilamlı icraya konu ediyor. Ancak diğer taraf karar tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra icraya koyuyor. Bu durumda icraya süresinde koyan tarafın takibi diğer tarafın zamanaşımını keser mi?
[Konunun Forumdaki Yeri]  Okuyucu :426, Yanıtlar : 0   [Yanıtlayın]


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07036710 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.